logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(N.C. [1. B.], B. No: 2021/43145, 13/3/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

N.C. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/43145)

 

Karar Tarihi: 13/3/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GİZLİLİK TALEBİ KABUL

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Şeyda Nur ÜN

Başvurucu

:

N.C.

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda bulunan başvurucunun dilekçelerine cevap verilmediğine yönelik şikâyetlerinin infaz hâkimliğince değerlendirilmemesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. 1974 doğumlu olan başvurucu, olayların yaşandığı tarihte anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan tutuklu olarak Akşehir T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunmaktadır. Başvurucu, yargılandığı davanın duruşmalarına katılmak üzere 4/9/2017-8/10/2017, 12/12/2017-8/1/2018, 5/4/2018-7/5/2018 ve 4/9/2018-1/12/2018 tarihleri arasında Sincan 1 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu/Kurum) bulunduğu esnada aynı zamanda Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi (AÖF) öğrencisidir.

3. İddiasına göre başvurucu, Ceza İnfaz Kurumunda bulunduğu süre içinde adli ve idari makamlara birden çok dilekçe yazarak Sincan Ceza İnfaz Kurumuna teslim etmiş ancak Ceza İnfaz Kurumundan, dilekçelerinin işleme alındığına dair cevap veya Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kayıt numarası alamamıştır. Bu kapsamda başvurucu 5/11/2018 tarihinde Ceza İnfaz Kurumuna bir dilekçe yazarak "AÖF'nin artık basılı ders kitapları vermediğini, bu nedenle bilgisayardan yararlanmak suretiyle AÖF'nin resmi internet sitesinden ders kitaplarına ulaşmak istediğini" belirtmiştir. Yine iddiasına göre başvurucu 19/11/2018 tarihinde "Çeşitli Taleplerim" başlıklı bir dilekçe yazarak "avukatı ile telefon görüş sayısının artırılması, avukatla görüşlerinin kayıt altına alınmaması, aile görüşünde kişi sayısının sınırlandırılmaması, savunmasını hazırlarken gerekli içtihatlardan yararlanmak üzere Yargıtay ve Başbakanlık resmi internet sitesine girişine izin verilmesi" şeklinde taleplerde bulunmuştur. Başvurucu yine 12/11/2018 tarihinde AÖF'ye gönderilmek üzere bir dilekçeyi Ceza İnfaz Kurumuna teslim etmiştir.

4. Akabinde başvurucu çeşitli tarihlerdeki dilekçeleriyle önceki dilekçelerinin akıbeti hakkında bilgi verilmesini Ceza İnfaz Kurumundan talep etmiş ancak bu dilekçelerine de cevap verilmemiştir. Başvurucu, dilekçelerine cevap verilmemesi üzerine Ankara Batı 1. ve 2. İnfaz Hâkimliğine, Ankara Batı Ağır Ceza Mahkemesine ve AÖF'ye dilekçeler yazdığını ancak cevabi yazılarda adına herhangi bir dilekçenin bulunmadığının bildirildiğini belirtmiştir.

5. Başvurucunun dilekçelerinin işleme alınmadığına yönelik şikâyeti üzerine Ankara Batı 1. İnfaz Hâkimliği (İnfaz Hâkimliği) 19/7/2019 tarihinde başvurucunun şikâyeti hakkında itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:

"Hükümlünün 04/03/2019 tarihli dilekçesinde özetle; bundan önceki dilekçelerinin Ceza İnfaz Kurumu tarafından işleme alınmadığını, suç duyurusu mahiyetindeki dilekçesinin Cumhuriyet Başsavcılığına yapması gerektiğinin bildirildiğini, bu husustaki verilen karara itiraz ettiğini, daha önceki dilekçesini tekrar ettiğini bildirdiği görülmüştür.

Hükümlünün 18/01/2019 tarihli dilekçesinde: 22/11/2018 tarihinde iki adet dilekçesi ile Ceza İnfaz Kurumuna başvuru yaptığını, üzerinden iki ay geçmesine rağmen başvuru sonuçlarının tarafına bildirilmediğini, Hakimliğimizde şahsı adına kayıtlı tüm dosya muhteviyatının tarafına gönderilmesini istediğini bildirdiği, Hakimlğiimizce 2019/93 Muh. Sayılı yazı ile hükümlüye ait herhangi bir başvurunun bulunmadığı hususunun bildirildiği görülmüştür.

Hükümlünün18/02/2019 tarihli dilekçesinde özetle: Sincan 1 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünde kaldığı süre boşunca defalarca dilekçe verdiğini, bu dilekçelerinin işleme alınmadığını, dilekçelerinin İnfaz Hakimliğine hiç gönderilmediğini, dilekçelerinin nasıl yok edildiği hususunun araştırılmasını ve gerekli işlemlerin yapılmasını, istediğini bildirdiği, Hakimliğimizce 2019/242 Muh. Sayılı yazı ile dilekçesinin işleme alınmaması hususundaki suç duyurusunu Cumhuriyet Başsavcılığına yapması gerektiği, hükümlünün diğer husustaki talep ve şikayetlerini bulunduğu Ceza İnfaz Kurumuna bağlı İnfaz Hakimliğine yapması gerektiği bildirilmiştir.

Hükümlünün 18/02/2019 tarihli dilekçesi ekinde gönderdiği eğitim ile ilgili hususlardaki dilekçelerindeki talebini şu an barındırıldığı Ceza İnfaz Kurumuna bağlı bulunan İnfaz Hakimliğine başvurması gerektiği anlaşılmış ve gerekli olan bilgilendirme 2019/242 Muh. Sayılı yazımız ile yapılmıştır.

Hükümlünün tüm dilekçeleri birlikte değerlendirildiğinde; Hükümlünün iddia ettiği dilekçelerinin yok edilmesi veya işleme alınmaması hususunda görevli personeller hakkında suç duyurusunda bulunabileceğinin muhtariyetine, hükümlünün eğitimi hakkında bulunan taleplerinin İnfaz Hakimliğimizin görevleri arasında yer aldığı ancak dilekçelerinin eski tarihli olması ve hükümlünün şu an barındırıldığı Ceza İnfaz Kurumuna bağlı İnfaz Hakimliğine başvuru yapabileceği anlaşılmakla bu husustaki taleplerine karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir."

6. İnfaz Hâkimliğinin anılan kararı üzerine başvurucu 29/7/2019 tarihinde, kamu kurum ve kuruluşlarına gönderilmek üzere Ceza İnfaz Kurumuna ilettiği dilekçelerin imha edilerek gönderilmediğini, avukatla görüş hakkının kısıtlandığını, internet kullanım hakkından yararlandırılmadığını, mevzuatlardan yeterince istifade ettirilmediğini, AÖF'ye hitaben yazdığı 12/11/2018 tarihli dilekçesinin gönderilmemesi ve e-kitap uygulamasından yararlandırılmaması nedeniyle eğitim ve öğretimine engel olunduğunu iddia ederek ilgili Ceza İnfaz Kurumu görevlileri hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştur. Yapılan soruşturma sonucu Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) 28/2/2020 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:

"Ceza İnfaz Kurumunun 11/2/2020 tarihli cevabi yazısında;

'1- Mevzuatımızda Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 67'nci maddesinin 3'üncü ve 4'üncü fıkralarında; '....', hükümleri yer almaktadır.

Mahkemeleri tarafından Cumhuriyet savcılığı aracılığı ile veya doğrudan, tutuklulara verilmek üzere dijital ortamda gönderilen ve gönderilecek olan iddianame, ekleri veya duruşmalara ilişkin tutanakların sayfa sayısının çok fazla olması halinde mevzuatta belirtilen şartlarda kurumumuza ait internetsiz bilgisayarlardan istifade ettirilmektedirler. Hükümlünün internet kullanımına ilişkin herhangi bir talebi olmadığından ilgiliye tebliğ yapılmamıştır.

2- Hükümlü ve tutukluların istifade etmesi için kurumumuz kütüphanesinde 7171 kitap bulunmakta olup; ayrıca yakınları tarafından getirilen veya posta ile gönderilen yayınlardan da istifade edebilmektedirler. Kurumumuzdaki mevzuatlardan hükümlü ve tutuklular bu şekilde yararlanmaktadırlar.

3- Kurumumuz kayıtlarının incelenmesi neticesinde, adı geçen N.C.’ın Akşehir T Tipi Kapalı Ceza İnfaz kurumundan duruşmalarına katılması için misafir tutuklu olarak 04/09/2018 tarihinde kurumumuza alındığı, gönderilmek üzere verdiği bütün dilekçelerinin ilgili makamlara gönderildiği anlaşılmaktadır.

4- Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesinin 2018-2019 öğretim yılında ders kitaplarını Anadolum e-Kampüs Sistemi aracılığıyla öğrencilere dijital ortamda sunmaya başlamasıyla Ceza İnfaz Kurumlarında bulunan tutuklu/hükümlü öğrencilere de ders kitapları (basılı materyal) gönderimi Açık Öğretim Fakültesince yapılmamıştır. Bu nedenle Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi öğrencisi hükümlü ve tutuklulara getirilen veya gönderilen ders kitaplarının 5275 sayılı İnfaz Yasasının 'Süreli ve Süresiz Yayınlardan Yararlanma' başlıklı 62'nci ve İnfaz Tüzüğünün aynı başlıklı 87'nci maddeleri ile İnfaz Tüzüğünün 'Eğitim Kurulunun Görev ve Yetkileri' başlıklı 43'üncü maddesinin (ı) bendi gereğince eğitim kurulu incelemesinden sonra veya masraflarının hükümlü ve tutuklu tarafından karşılanması halinde ders kitabı içeriğinin bilgisayar çıktısı olarak kurum tarafından Anadolu Üniversitesinin e-Kampüs uygulaması üzerinden ilgili adına temin edilerek işlem yapılmaktadır. Adı geçen kişinin kitap çıktılarının alınmasına ilişkin kurumumuzdan herhangi bir talebi olmamıştır.' şeklinde bilgi verildiği, eki evrakın tetkikinde cevabi yazıyı destekler mahiyette olduğu, müşteki tarafından kuruma teslim edilen dilekçelerin bir kısmının gönderilip, bir kısmının gönderilmemesinin hayatan olağan akışına aykırı olduğu, nitekim Anayasa Mahkemesine hitaben yazmış olduğu dilekçenin dahi kurum tarafından gönderildiği,

Tüm dosya kapsamından Özel Belgeyi Bozma, Yok Etme veya Gizleme, Hukuki Bir Neden Olmaksızın Yetkili Makamlara Verilen Dilekçeyi Kabul Etmemek, Görevi Kötüye Kullanma, Hükümlü veya Tutuklunun Hak Kullanımını Engelleme, Cebir veya Tehdit Kullanılarak Eğitim ve Öğretime Engel Olma suçlarının müştekinin misafir tutuklu olarak bulunduğu Sincan 1 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü görevlilerince işlendiği yönünde müştekinin soyut iddiası dışında somut, kamu davası açmaya yeter herhangi bir delil bulunmadığı anlaşılmakla Kamu Adına Kovuşturma Yapılmasına Yer Olmadığına..."

7. Başvurucu anılan karara itiraz etmiş, Ankara Batı 2. Sulh Ceza Hâkimliği 2/7/2021 tarihinde itirazın reddine karar vermiştir.

8. Başvurucu nihai hükmü 14/7/2021 tarihinde öğrendikten sonra 10/8/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

A. İnfaz Hâkimliği Kararı Nedeniyle Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

11. Başvurucu; adli ve idari makamlara gönderilmek üzere Ceza İnfaz Kurumuna birden çok dilekçe verdiğini, söz konusu dilekçelerin bazılarının imha edildiğini, bazıları hakkında ise herhangi bir işlem yapılmadığını, Ceza İnfaz Kurumunun dilekçelerin gönderildiğine dair bir üst yazı ya da UYAP kayıt numarası vermediğini, dilekçelerine işlem yapılmaması nedeniyle eğitim hakkından savunma hakkına kadar birden çok anayasal hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

12. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun Ceza İnfaz Kurumunda barındırıldığı süre içinde verdiği tüm dilekçelerinin ilgili makamlara gönderildiğinin Başsavcılıkça yapılan soruşturmayla da tespiti üzerine kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği ve bu kapsamda başvurucunun iddia edilen mağduriyetinin varlığını somut bir şekilde ortaya koyamadığı değerlendirilmekle bu hususun kabul edilebilirlik incelemesinde dikkate alınması ve esasa yönelik yapılacak incelemede ise başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edilip edilmediği konusunda Anayasa ve mevzuat hükümleri doğrultusunda somut olayın kendine özgü koşullarının gözönünde bulundurulması gerektiği ifade edilmiştir.

13. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı genel olarak bireysel başvuru formundaki iddialarını yineleyerek görüş yazısında yer alan hususları kabul etmediğini beyan etmiştir.

14. Başvurucunun şikâyetlerinin özü, Ceza İnfaz Kurumunda bulunduğu süre içinde dilekçelerinin işleme alınmamasına ilişkindir. Her ne kadar başvurucunun iddiasına konu dilekçeler içeriği itibarıyla eğitim hakkı, savunma hakkı, özel hayata saygı hakkı gibi anayasal haklara ilişkin ise de başvurucunun şikâyetinin bir bütün hâlinde dilekçelerinin işleme alınmamasına yönelik olduğu anlaşılmakla mevcut başvuru, mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmiştir.

15. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulabilmesi için ihlale neden olduğu iddia edilen işlem veya eylem için öngörülen idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının tüketilmiş olması gerekir. Asıl olan, hak ve özgürlüklere kamu otoritelerince saygı gösterilmesi ve olası bir ihlal durumunda bunun idari ve/veya yargısal olağan yollarla giderilmesidir. Bu nedenle bireysel başvuru yoluna ancak kanunda öngörülen olağan yollar tüketilmesine rağmen ihlalin ortadan kaldırılamadığı durumlarda gidilebilir (Hamit Kaya [2. B.], B. No: 2012/338, 2/7/2013, § 29; Kristal-İş Sendikası [GK], B. No: 2014/12166, 2/7/2015, § 30; İsmail Sarıkabadayı ve diğerleri [2. B.], B. No: 2016/23696, 8/6/2021, § 30).

16. Somut olayda başvurucu, dilekçelerinin işleme alınmadığına yönelik şikâyetini İnfaz Hâkimliğine sunmuş; İnfaz Hâkimliği de itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Bunun üzerine başvurucu, ağır ceza mahkemesi nezdinde itiraz kanun yoluna başvurmaksızın Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuş ve akabinde suç duyurusu üzerine verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmesiyle bireysel başvuru yapmıştır.

17. Bu itibarla somut olayda İnfaz Hâkimliğinin kararına karşı itiraz kanun yoluna başvurmaksızın bireysel başvuruda bulunan başvurucunun olağan kanun yollarını tüketmediği sonucuna ulaşılmıştır.

18. Açıklanan gerekçelerle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Soruşturma İşlemleri Yönünden Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

19. Başvurucu; Ceza İnfaz Kurumuna verdiği dilekçelerin imha edildiği, dilekçeleri hakkında işlem yapılmadığı vb. hususlara yönelik olarak Başsavcılığa yaptığı suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturmada beyanlarının alınmadığını, tanıklarının dinlenmediğini, inceleme ve araştırmanın eksik yapıldığını ve bu eksik inceleme ve araştırma ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini iddia etmiştir.

20. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Sözleşme ve Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme'ye ek protokoller kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan hak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).

21. Sözleşme’nin 6. maddesinde adil yargılanmaya ilişkin hak ve ilkelerin medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıkların ve bir suç isnadının esasının karara bağlanması esnasında geçerli olduğu belirtilerek hakkın kapsamı bu konularla sınırlandırılmıştır. Bahsedilen hâller dışında kalan adil yargılanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular Anayasa ve Sözleşme kapsamı dışında kalacağından bireysel başvuruya konu olamaz. Dolayısıyla bir ceza davasında haklarında suç isnadı bulunmayan mağdur, suçtan zarar gören, şikâyetçi veya katılan sıfatını haiz kişiler Sözleşme’nin 6. maddesinin koruma alanı dışında kalmaktadır (Onurhan Solmaz, §§ 23, 24). Somut olayda da başvurucu hakkında suç isnadına ilişkin olmayan ve üçüncü kişilerin cezalandırılmasına yönelik ihlal iddialarının adil yargılanma hakkının kapsamına girmediği anlaşılmıştır.

22. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,

C. 1. İnfaz Hâkimliği kararı yönünden adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Soruşturma işlemleri yönünden adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,

E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 13/3/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(N.C. [1. B.], B. No: 2021/43145, 13/3/2025, § …)
   
Başvuru Adı N.C.
Başvuru No 2021/43145
Başvuru Tarihi 10/8/2021
Karar Tarihi 13/3/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda bulunan başvurucunun dilekçelerine cevap verilmediğine yönelik şikâyetlerinin infaz hâkimliğince değerlendirilmemesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Kanun yolu şikâyeti Konu Bakımından Yetkisizlik
Mahkemeye erişim hakkı Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi