logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Osman Sezer [1. B.], B. No: 2021/52130, 16/4/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

OSMAN SEZER BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/52130)

 

Karar Tarihi: 16/4/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Şeyda Nur ÜN

Başvurucu

:

Osman SEZER

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda bulunan başvurucunun odasında yapılan aramada ele geçirilen dokümanların içeriğinden ötürü disiplin cezasıyla cezalandırılması nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, başvuru tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hükümlü olarak Afyonkarahisar 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu/ İdare) bulunmaktadır.

3. Ceza İnfaz Kurumunda güvenlik ve disiplin zaafiyeti yaşanmaması adına ceza infaz kurumu iç güvenlik görevlileri tarafından 24/6/2021 tarihinde başvurucunun bulunduğu koğuşta kısmi arama yapılmış, yapılan arama esnasında başvurucuya ait olduğu iddia edilen Büyük Cevşen isimli kitabın içine yapıştırılan ve beddua içerdiği anlaşılan notlar, 7 adet defter, şeffaf notlar, Osmanlıca fotokopi niteliğinde yazılar ve Bylock konuşma kayıtlarının olduğu fotokopi kağıtlar bulunmuştur. Bulunan dokümanlar üzerine başvurucu hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştır.

4. Başvurucu, disiplin soruşturmasına yönelik verdiği savunmasında 2020 yılının Ekim ayında başka bir ceza infaz kurumundan nakil geldiğini ve tüm eşyalarının kurum kontrolünden geçtiğini, Bylock konuşmalarına ait kağıtların yargılandığı dava ile ilgili ve mahkemece kendisine gönderilen kağıtlar olduğunu, defterlerin kendi notlarını içeren defterler olduğunu, Osmanlıca yazıların da çeşitli dualar ve dini kitaplardan alıntılar olduğunu" belirtmiştir. Başvurucu "Büyük Cevşen" isimli kitapla ilgili olarak ise "kendisine ait olan kitabın Hayrat yayınlarına ait olduğunu ve nakil geldiği esnada emanet eşya birimindeki diğer eşyaları ile birlikte ceza infaz kurumuna gönderildiğini, odasında bulunan kitabın ise Nesil yayınlarına ait olduğunu ve kendisinin olmadığını, bu durumu birden çok kez kurum görevlilerine bildirdiğini ancak işlem yapılmadığını, kendisinin de bulunan kitabın içeriğine dokunmadığını beyan etmiştir.

5. Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığı (Disiplin Kurulu) 8/7/2021 tarihinde 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 44. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (l) bendinde düzenlenen "suç örgütlerinin eğitim ve propaganda faaliyetlerini yapmak veya yaptırmak" eylemini gerçekleştirdiği gerekçesiyle başvurucuya 15 gün hücreye koyma cezası verilmesine karar vermiştir. Kararın gerekçesi özetle şöyledir;

"...A-18 nolu koğuşta muhafaza altına alınan Nesil Yayınlarına ait Eylül 2015 basımlı Büyük Cevşen [isimli kitap] içerisinde sayfa aralarına yapıştırılmış birçok Arapça ve Türkçe fotokopi kağıdı görülmüştür. Fotokopi kağıtlarının bazılarının bant ile Büyük Cevşen sayfalarına yapıştırıldığı tespit edilmiştir. Bant ile yapıştırılan fotokopi kağıtlarının katlanmış olduğunun görülmesi üzerine yapılan detaylı incelemede sayfaya kamufle edilerek yapıştırılmış 'TEVHİTNAME M. FETHULLAH GÜVEN' yazısı tespit edilmiş, bu şekliyle terör örgütünün sözde liderinin propagandasını yapmasından dolayı.... cezalandırılmasına..."

6. Başvurucu, Disiplin Kurulunun kararına karşı infaz hâkimliğine şikâyette bulunmuştur. Şikâyeti inceleyen Afyonkarahisar İnfaz Hâkimliği (İnfaz Hâkimliği) 9/9/2021 tarihinde "itiraz edenin eylemini gerçekleştirme şekli, eyleminin sübutuna ilişkin kabulde, cezanın uygulanış şekli ve kullanılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı" gerekçesiyle şikâyetin reddine karar vermiştir.

7. Başvurucu, İnfaz Hakimliğinin kararına itiraz etmiş; itirazı inceleyen Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) 17/9/2021 tarihinde" kararın usul ve yasaya uygun olduğu" gerekçesiyle başvurucunun itirazını kesin olarak reddetmiştir.

8. Başvurucu, nihai hükmü 7/10/2021 tarihinde öğrendikten sonra 25/10/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Komisyon, başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Başvurucu; baştan beri disiplin cezasına konu kitabın kendisine ait olmadığını belirttiğini, kendisine ait kitabın emanet biriminde ve farklı bir yayınevine ait olduğunu, odasında bulunan kitabın kurum tarafından hatalı olarak kendisine verildiğini, bu hususu da kurum görevlilerine birçok kez belirttiğini ancak kendisine ait olmayan bir kitap nedeniyle hakkında disiplin cezası uygulandığını ifade etmiştir. Başvurucu devamında hakkında verilen cezaya konu ifadelerin neler olduğunun açıklanmadığını, disiplin cezasına konu ifadenin yalnızca bir örgüt liderinin isminin yazılı olmasına dayandırıldığını, tanık ifadelerinin dikkate alınmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini ve bu hâliyle hukuka aykırı ve gerekçesiz bir şekilde karar verildiğini iddia etmiştir.

11. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; mevcut başvuruda başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine yönelik şikâyetleri incelenirken Anayasa ve mevzuat hükümleri doğrultusunda somut olayın kendine özgü koşullarının göz önüne alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

12. Odasında bulundurduğu dokümanlarda yer alan ifadeler nedeniyle başvurucu hakkında verilen disiplin cezasına yönelik şikâyetlerin bir bütün olarak ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır (benzer yöndeki kararlar için bkz. Eşref Arslan[2. B.], B. No: 2014/14655, 18/7/2018, § 33; Gıyasettin Aydın (2) [1. B.] , B. No: 2017/17252, 1/7/2020, § 26).

13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

14. Ceza İnfaz Kurumunda bulundurduğu dökümanların içeriğinde yer alan ifadeler nedeniyle hakkında disiplin cezası uygulanan başvurucunun ifade özgürlüğüne bir müdahalede bulunulmuştur. Müdahaleye dayanak olan 5275 sayılı Kanun'un 44. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (l) bendinin kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı, müdahalenin Anayasa’nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan kamu düzeninin korunması meşru amacı kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmıştır. Bundan sonra yapılması gereken, müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığını değerlendirmektir. Temel hak ve özgürlüklere yönelik bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması ve orantılı bir müdahale olması gerekir (Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 33-35; Mehmet Ali Aydın [GK], B. No: 2013/9343, 4/6/2015, §§ 42, 43; Ferhat Üstündağ [1. B.], B. No: 2014/15428, 17/7/2018, § 45).

15. Herkes gibi hükümlü ve tutuklular da Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri [2. B.], B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 65) ve bu bağlamda ifade özgürlüğüne de sahiptir (Murat Karayel (5) [2. B.], B. No: 2013/6223, 7/1/2016, § 27). Öte yandan ifade özgürlüğünün mutlak bir hak olmadığı ve Anayasa'nın 26. maddesinin ikinci maddesinde öngörülen sebeplerle sınırlandırılabileceği unutulmamalıdır. Bu bağlamda ceza infaz kurumunda bulunmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin sağlanması gibi kurumda güvenliğin ve düzenin korunmasına yönelik kabul edilebilir gerekliliklerin olması durumunda, mahpusların sahip olduğu haklara sınırlama getirilebilecektir (Murat Karayel (5), § 29).

16. Disiplin suç ve cezaları yönünden genel hüküm niteliğinde olan 5275 sayılı Kanun’un 37. maddesi uyarınca, Kanun kapsamındaki bir disiplin suçunun oluşabilmesi ve cezasının uygulanabilmesi için sadece her bir disiplin suçu yönünden belirlenen özel hükümdeki şartların gerçekleşmesi yeterli olmayıp ayrıca 37. maddedeki şartların da gerçekleşmesi gerekmektedir. 5275 sayılı Kanun’un 37. maddesine göre ceza infaz kurumunda düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması bakımından kanun, tüzük, yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emrettiği veya gerekli kıldığı davranış ve tutumları, kusurlu olarak ihlal ettiğinde eyleminin niteliği ile ağırlık derecesine göre hükümlü hakkında kanunda belirtilen disiplin cezaları uygulanacaktır (AYM, E.2013/6, K.2013/111, 10/10/2013; Memiş Berber [1. B.], B. No: 2017/38744, 20/10/2021, § 22).

17. Bu doğrultuda Anayasa Mahkemesi, ceza infaz kurumunda yapılacak bir eylemin 5275 sayılı Kanun’un 39. ile 44. maddeleri arasında öngörülen disiplin suçunu oluşturduğu açık olsa dahi bu durumun disiplin cezası verilmesi için tek başına yeterli olmayacağını, eylemin ceza infaz kurumundaki güvenliği veya disiplini bozacak ya da düzenli yaşamın sürdürülmesini önleyecek şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini kabul etmiştir (AYM, E.2013/6, K.2013/111, 10/10/2013; Murat Karayel (5), §§ 43, 44; Cihat Özdemir [2. B.], B. No: 2015/214, 9/5/2018, § 22). Dolayısıyla somut olayda başvurucunun bulundurduğu dokümanların kurumdaki güvenliği veya disiplini bozacak ya da düzenli yaşamın sürdürülmesini önleyecek nitelikte kabul edilmesinin mümkün olup olmadığı incelenmelidir.

18. Somut olayda Disiplin Kurulu başvurucunun odasında ele geçen ve başvurucuya ait olduğunu belirttiği bir kitabın içerisine yapıştırılan bir ifadenin terör örgütünün propagandasını yapma mahiyetinde olduğunu kabul etmiş ve başvurucunun 15 gün hücre hapsi disiplin cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir.

19. Bununla birlikte başvurucu gerek disiplin soruşturması esnasında gerekse de İnfaz Hâkimliğindeki yargılama esnasında disiplin cezasına konu kitabın kendisine ait olmadığını, kendisine ait kitabın emanet eşya biriminde ve farklı bir yayınevine ait olduğunu, kurum görevlileri tarafından kendisine farklı bir kitabın verildiğini ve bu hususu kurum görevlilerine defaatle söylediğini ifade etmiştir. Buna karşın ne Ceza İnfaz Kurumu ne de İnfaz Hâkimliği başvurucunun söz konusu iddialarına yönelik herhangi bir araştırma ve inceleme yapmıştır. Başvurucunun iddialarının aksini kanıtlayacak bir değerlendirmenin de İnfaz Hâkimliği kararında yer almadığı görülmektedir.

20. Diğer yandan başvurucuya ait olduğu iddia edilen kitapta yer alan ve disiplin cezasına konu olan ifadenin "tevhitname M. Fethullah Güven' şeklindeki yazı olduğu görülmektedir. Söz konusu yazının tek başına terör örgütünün propagandasını yapmaya elverişli olup olmadığı ilekurum düzeni ya da güvenliğini nasıl tehlikeye düşüreceği de İdare ya da İdarenin kararını denetleyen İnfaz Hâkimliğince gösterilebilmiş değildir. Nitekim Ceza İnfaz Kurumunun disiplin cezasına yönelik kararında yalnızca ilgili ifadeye yer verilerek söz konusu ifadenin terör örgütünün propagandasını yapma niteliğinde olduğu belirtilmiş, İnfaz Hakimliğinin kararında ise herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilmekle yetinilmiştir. Bunun yanında ilgili idare ve İnfaz Hâkimliğinin kararlarına bakıldığında kitapta yer alan ifadenin kurum düzeni ve güvenliği üzerindeki etkisi yönünden de herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür.

21. Anayasa Mahkemesi ifade özgürlüğüne yapılan bir müdahalenin kamu makamları tarafından ortaya konulan gerekçelerinin ilgili ve yeterli olup olmadığını denetler (diğerleri arasından bkz. Kemal Kılıçdaroğlu [1. B.], B. No: 2014/1577, 25/10/2017, § 58; Bekir Coşkun, § 56; Tansel Çölaşan [1. B.], B. No: 2014/6128, 7/7/2015, § 56; Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri [GK], B. No: 2018/17635, 26/7/2019, § 120; Sırrı Süreyya Önder [GK], B. No: 2018/38143, 3/10/2019, § 60; hükümlü ve tutuklulara uygulanan disiplin cezaları bağlamında bkz. Eşref Arslan, §§ 50-54; Abdulhamit Babat (3) [1. B.], B. No: 2015/3370, 9/1/2020, §§ 33-37). Somut olayda idare ve İnfaz Hâkimliği, başvurucunun eylemi nedeniyle disiplin cezası ile cezalandırılmasının zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığına ilişkin ilgili ve yeterli bir gerekçe gösterememiştir. Bu kapsamda başvurucunun ifade özgürlüğüne hücre hapsi disiplin cezası vermek suretiyle yapılan gerekçesiz müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olduğu kabul edilemez.

22. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

23. Başvurucu; ihlalin tespiti ve yeniden yargılama yapılması ile 500.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

24. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

25. Ayrıca ihlalin niteliği dikkate alınarak başvurucuya net 20.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Afyonkarahisar İnfaz Hâkimliğine (E. 2021/4318, K.2021/4618) GÖNDERİLMESİNE,

D. Net 20.000 TL manevi tazminatın başvurucuya ÖDENMESİNE,

E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 16/4/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Osman Sezer [1. B.], B. No: 2021/52130, 16/4/2025, § …)
   
Başvuru Adı OSMAN SEZER
Başvuru No 2021/52130
Başvuru Tarihi 25/10/2021
Karar Tarihi 16/4/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda bulunan başvurucunun odasında yapılan aramada ele geçirilen dokümanların içeriğinden ötürü disiplin cezasıyla cezalandırılması nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü Ceza infaz kurumunda ifade İhlal Yeniden yargılama
İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi