logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Erkan Demir [1. B.], B. No: 2021/55966, 19/11/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ERKAN DEMİR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/55966)

 

Karar Tarihi: 19/11/2024

R.G. Tarih ve Sayı: 28/7/2025 - 32969

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Hasan SARAÇ

Başvurucu

:

Erkan DEMİR

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, infaz kurumunda temiz içme suyu verilmesi talebinin reddi üzerine başlayan yargısal süreçte uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmemesi nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu; anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin kararına istinaden Keskin T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) bulunmaktayken 29/7/2021 tarihli dilekçeyle çeşmeden akan suyun çok kireçli ve sağlıksız olduğunu belirterek Ceza İnfaz Kurumundan günlük içme suyunun arıtma veya kaynak suyu olarak kendisine verilmesi talebinde bulunmuştur.

3. İnfaz Kurumu 3/8/2021 tarihinde talebin reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"... Hükümlü ve Tutuklular ile Ceza İnfaz Kurumlan Personelinin İaşe Yönetmeliği’nin 5. ve 6. Maddelerinde 'Günlük iaşe miktarı, Sağlık Bakanlığı ile birlikte belirlenen günlük kalori ihtiyacı ve bütçe imkanları da değerlendirilerek saptanan tutardır ve yönetmeliğe göre iaşe edilenlerin günlük gıdası, Yönetmeliğin 5 inci maddesindeki iaşe miktarı, çeşit ve gramajı üzerinden üç öğün olarak verilir', hükmü gereğince hükümlü tutuklu ve personel için belirtilen kalori esası sağlanarak 11,50 TL tutarında iaşe hazırlanmaktadır. Adı geçen hükümlünün belirttiği üzere kişi başı günlük 3 TL'lik içme suyu sağlandığı takdirde 11,50 TL olan iaşe miktarı 8 TL'ye düşecek ve sağlanması gereken kalori miktarında azalma olacaktır. Bu durum da yemek kalitesini düşürecektir. Ek olarak, iaşe miktarı ve çeşiti hazırlanırken hekim tarafından hasta olan hükümlü ve tutuklulara önerilen gıdalar, vejeteryanlar, dini inancı gereği besin tercihleri, süt veren anneler ve annesinin yanında kalan çocuklar dışında kişisel düzenleme yapılamayacağı ve toplu olarak değerlendirme yapılacağı görülmektedir.Bilahare,5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun un 72.Maddesinin 2. Fıkrası 'Hükümlü, kendisine verilen günlük besin ve ihtiyaç maddeleri dışındaki ihtiyaçlarını kurum kantininden sağlayabilir. Kantini bulunmayan kurumlarda bu maddeler idarenin izin ve kontrolü altında dışarıdan sağlanabilir' gereğince hükümlü ve tutuklular kurum kantininden ihtiyaçlarını sağlayabilmektedirler. Sonuç olarak yapılan değerlendirme neticesinde hükümlü tutuklular için hazırlanan günlük iaşe miktarının Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen kalori esasına uyularak ve hükümlü tutukluların besin ihtiyacını karşılayacak kriterlere göre hazırlandığı değerlendirilmiştir."

4. Başvurucu; bu karara karşı Kırıkkale 1. İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) müracaatta bulunmuşsa da İnfaz Hâkimliği, İnfaz Kurumunun kararına atfen talebin reddine 14/9/2021 tarihinde karar vermiştir.

5. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğinin verdiği karara itiraz etmiştir. Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) 21/10/2021 tarihinde, İnfaz Hâkimliğinin itiraza konu kararında usul ve kanuna aykırı herhangi bir yön bulunmadığını ve İnfaz Kurumunca yapılan işlemlerde mevzuata aykırı herhangi bir durum saptanmadığını belirterek başvurucunun itirazını reddetmiştir.

6. İtirazın reddine dair kararın 11/11/2021 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine başvurucu 26/11/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

7. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

8. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

9. Başvurucu; İnfaz Kurumu, İnfaz Hâkimliği ve Ağır Ceza Mahkemesine verdiği dilekçeleri tekrarlamıştır. Başvurucu; temiz içme suyu talebinin İnfaz Kurumunca karşılanmasının kanuni zorunluluk olduğunu, aynı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan kamu görevlilerine temiz içme suyunun arıtma cihazları kullanılmak suretiyle sağlanmasına rağmen mahpusların bu imkândan mahrum bırakıldığını, Kurum kantininden temiz içme suyunun temin edilmesine yönelik zorlamanın kanuna aykırı olduğunu, iaşe bedelinin düşük olmasının İnfaz Kurumunca gerekçe gösterildiğini, bu sorunun çözümünün devletin mesuliyetinde olduğunu, yargısal mercilerin talepleri hakkında ilgili ve yeterli inceleme yapmadığını belirterek kanun önünde eşitlik ilkesinin, hak arama hürriyetinin, etkili başvuru hakkının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini öne sürmüştür.

10. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun iddia ettiği ayrımcılığın dayandığı temel ve neden noktasında beyanda bulunmadığı, mahkeme (karar) hakkı kapsamında da Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği açıklanmıştır.

11. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı bireysel başvuru formunda ileri sürdüğü hususları tekrarlamıştır.

12. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Somut olayda başvurucunun temel iddiası İnfaz Hâkimliğince uyuşmazlığın esası hakkında herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan itirazlarının reddedilmesidir. Bu nedenle başvurucunun iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkı yönünden incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

14. Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı gerekçeli karar hakkı güvencesini de kapsamaktadır (daha geniş değerlendirme için bkz. Abdullah Topçu [1. B.], B. No: 2014/8868, 19/4/2017, § 75). Nitekim Anayasa'nın 141. maddesinin üçüncü fıkrasında “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” denilerek mahkemelere kararlarını gerekçeli yazma yükümlülüğü yüklenmiştir. Mahkemelerin anılan yükümlülüğü, yargılamada ileri sürülen her türlü iddia ve savunmaya karar gerekçesinde ayrıntılı cevap vermesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. Ancak mahkemeler, kendilerine sunulan tüm iddialara cevap vermek zorunda değilse de (Yasemin Ekşi [1. B.], B. No: 2013/5486, 4/12/2013, § 56) mahkemelerin davanın esas sorunlarını inceledikleri gerekçeli karardan anlaşılmalıdır. Bir kararda tam olarak hangi unsurların bulunması gerektiği davanın niteliğine ve şartlarına bağlıdır. Muhakeme sırasında açık ve somut bir biçimde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın sonucuna etkili, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte olması hâlinde davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara mahkemelerce makul bir gerekçe ile cevap verilmesi gerekir (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, § 35). Aksi bir tutumla mahkemenin davanın sonucuna etkili olduğunu kabul ettiği bir husus hakkında ilgili ve yeterli bir cevap vermemesi veya cevap vermeyi gerektiren usul veya esasa dair iddiaları tartışmasız bırakması hak ihlaline neden olabilecektir (Sencer Başat ve diğerleri, § 39).

15. Somut olayda başvurucunun diğer talepleri yanında arıtma suyunun kendilerine de verilmesi taleplerine ilişkin olarak İnfaz Kurumunun mahpuslara yönelik verilen iaşe kapsamında değerlendirme yaptığı (bkz.§ 3) görülmüştür. İnfaz Hâkimliğinin de İnfaz Kurumunun cevabi mahiyetteki bu yazısına istinaden başvurucunun diğer iddialarının yanında ifade ettiği arıtma suyunun kendilerine verilmesine yönelik talebi hakkında ise herhangi bir değerlendirmede bulunmadığı tespit edilmiştir. Başvurucunun itirazı üzerine Ağır Ceza Mahkemesinin de bu talep hakkında herhangi bir inceleme ve değerlendirmede bulunmadığı görülmüştür. Başka bir ifadeyle yargısal mercilerin bir bütün olarak yargılamanın ilk anından itibaren başvurucunun iddialarına ilişkin esaslı bir incelemeyi özenli şekilde yapmayıp ilgili ve yeterli gerekçe ortaya koymadığı anlaşılmıştır.

16. Diğer taraftan bu ihlal kararının davanın esasıyla ilgili herhangi bir değerlendirme içermediği vurgulanmalıdır. Zira gerekçeli karar hakkı, taraflara yargılama sırasında ileri sürdükleri iddialarının kurallara uygun biçimde incelenip incelenmediğini bilmelerine imkân sağlayan bir hak olup yargılama sonucuna yönelik bir teminat sağlamaz. Bu itibarla Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirttiği ihlal gerekçelerini gözeterek ve söz konusu iddiayla ilgili olarak yeniden bir değerlendirme yaparak gereken kararı vermek yine yargılama mercilerinin takdirindedir.

17. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

18. Başvurucu; ihlalin tespitine, yargılamanın yenilenmesine ve 10.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

19. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], , B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

20. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Kırıkkale 1.İnfaz Hâkimliğine (E. 2021/2933, K.2021/3036) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,

F. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 19/11/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Erkan Demir [1. B.], B. No: 2021/55966, 19/11/2024, § …)
   
Başvuru Adı ERKAN DEMİR
Başvuru No 2021/55966
Başvuru Tarihi 26/11/2021
Karar Tarihi 19/11/2024
Resmi Gazete Tarihi 28/7/2025 - 32969

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, infaz kurumunda temiz içme suyu verilmesi talebinin reddi üzerine başlayan yargısal süreçte uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmemesi nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Gerekçeli karar hakkı (hukuk) İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi