logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Nazan Bozkurt (4) [2.B.], B. No: 2022/21328, 22/1/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

NAZAN BOZKURT BAŞVURUSU (4)

(Başvuru Numarası: 2022/21328)

 

Karar Tarihi: 22/1/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Hasan HÜZMELİ

Başvurucu

:

Nazan BOZKURT

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; kamu görevinden çıkarılmasını protesto eden başvurucu hakkında gürültü kabahatinden idari para cezası verilmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün, kolluk görevlilerinin haksız tutması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu, nüfus müdürlüğünde memur olarak görev yapmakta iken 23/1/2017 tarihli ve 683 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu görevinden çıkarılmıştır. Başvurucu 22/7/2021 tarihinde, bir siyasi partinin il başkanlığı binası önünde kamu görevinden haksız şekilde ihraç edildiğine yönelik bir konuşma yapmıştır.

3. Kolluk görevlilerince düzenlenen tutanaklara göre başvurucu, yanında bir şahısla birlikte bir siyasi parti il binası önündeki kaldırımı kısmen yaya trafiğine kapatarak izinsiz eylem yapmak istemiştir. Polisin eylem yapılmaması yönündeki ihtarına rağmen başvurucu, kamu görevinden çıkarılmasının haksızlığına ilişkin konuşmayı bağırmak suretiyle gerçekleştirmiş; diğer şahıs ise cep telefonuyla olayı kaydetmiştir. Cumhuriyet savcısının olayla ilgili sadece idari yönden işlem yapılması talimatı üzerine polis, her iki şahsı sağlık raporu düzenlenmesi için hastaneye götürmüş; başvurucu hakkında 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanun'un 36. maddesi uyarınca 204 TL idari para cezası uygulamıştır.

4. Başvurucu, uzun süredir işsiz olması nedeniyle parti il binası önünde kısa bir açıklama yaptığını, açıklamasından dolayı resmî makamlara yapılmış bir şikâyet olmadığını, konuşmanın gürültüye neden olduğuna dair herhangi bir tespitin de bulunmadığını belirterek idari para cezasına ilişkin kararın kaldırılması için başvurmuştur.

5. Başvuruyu inceleyen sulh ceza hâkimliği 31/1/2022 tarihinde, uygulanan idari para cezası uygulanmasına ilişkin herhangi bir değerlendirme yapmadan yaptırımın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun reddine karar vermiştir. Başvurucunun bu karara yaptığı itiraz da benzer gerekçeyle 11/2/2022 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir.

6. Başvurucu, nihai hükmü 23/2/2022 tarihinde öğrendikten sonra 28/2/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

7. Başvurucu, adli yardım talebinde bulunmuştur. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

8. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir (Mehmet Şerif Ay, B. No: 2012/1181, 17/9/2013 §§ 22-26).

A. İfade Özgürlüğünün İhlal Edildiğine İlişkin İddia

9. Başvurucu; kamu görevinden çıkarılmasından dolayı sorumlu gördüğü siyasi partinin il binası önünde açıklama yapması sonucu hakkında yaptırım uygulanması ve başvurusunun gerekçesiz şekilde reddedilmesi nedenleriyle ifade özgürlüğünün, konuşmanın cep telefonu ile kaydının engellenmesi nedeniyle de haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğinden şikâyet etmiştir. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, ifade özgürlüğünün mutlak olmayıp sınırlandırılabilir nitelikte olduğu vurgulanarak Anayasa Mahkemesinin atıf yapılan içtihatları doğrultusunda değerlendirme yapması gerektiği bildirilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı bireysel başvuru formundaki hususları yinelemiştir.

10. Başvuru, olay tarihinde başvurucunun gerçekleştirdiği açıklama nedeniyle idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin olup bireysel başvuru formu ve ekli belgelerde eylemin kolektif olarak gerçekleştirildiğine dair bir bilgi de olmaması nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı kapsamında değil ifade özgürlüğü kapsamında incelenmiştir.

11. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvuruda ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir. 5326 sayılı Kanun'un 36. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı kabul edilmiştir. Müdahalenin Anayasa'nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen sınırlama sebeplerinden kamu düzeninin korunması amacıyla yapıldığı anlaşılmıştır. Bu belirlemenin ardından demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk yönünden inceleme yapılacaktır.

12. Anayasa Mahkemesi daha önce birçok kararında; barışçıl bir eylem nedeniyle idarece verilen idari para cezasının temel hakka yönelik bir müdahale olduğunu (ifade özgürlüğü bağlamında bkz. Nursel Tanrıverdi, B. No: 2020/26374, 4/7/2022, § 22; Engin Karataş, B. No: 2018/3488, 13/9/2022, § 11; Türkan Albayrak, B. No: 2019/1628, 28/12/2021, §§25, 26; toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı bağlamında bkz. Dursun Soydan ve diğerleri, B. No: 2015/2948, 14/11/2018, § 39; Songül Eriş ve Bedriye Kuş, B. No: 2020/38552, 30/3/2022, § 28; Canan Yüce ve diğerleri, B. No: 2020/37789, 4/7/2022, § 24) ve idari para cezasının ifade özgürlüğünü kullanan kişilerde caydırıcı etki doğurabileceğini kabul etmiştir (İlyas Bulcay, B. No: 2020/24527, 9/2/2023, § 39; İlker Erdoğan, B. No: 2013/316, 20/4/2016, § 57; farklı bağlamda benzer değerlendirme için bkz. Halil Cihan Özbilen ve diğerleri, B. No: 2020/5038, 16/3/2023, § 36). Bu nedenle Anayasa Mahkemesi -somut olayda olduğu gibi- ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahalenin varlığı hâlinde eylem nedeniyle kamu düzeninin bozulup bozulmadığı, bozulma tehlikesinin bulunup bulunmadığı ya da böyle bir tehlikenin ortaya çıkıp çıkmadığını incelemiştir (Mahmut Konuk (2), B. No: 2021/21730, 15/11/2023, §§ 42-48; Engin Karataş, B. No: 2018/3488, 13/9/2022, §§ 16-19; farklı bağlamda benzer değerlendirmeler için bkz. Halil Cihan Özbilen ve diğerleri, § 39-49; Songül Eriş ve Bedriye Kuş, § 49; Rıza Gökçen Erus ve diğerleri, B. No: 2014/17391, 19/4/2018, § 63). Ayrıca temel hakka müdahaleyi haklı kılacak meşru gerekçe ile çatışan hak ve özgürlük değerleri arasında kurulan adil dengenin kamu gücünü kullanan yetkili mercilerin kararlarında ortaya konulması gerektiğini vurgulamıştır (birçok karar arasından bkz. Dilan Ögüz Canan [GK], B. No: 2014/20411, 30/11/2017 §§ 51, 53; Songül Eriş ve Bedriye Kuş, §§ 49, 50; Zülküf Yıldız ve diğerleri, B. No: 2019/35399, 16/3/2022, § 53; İsmail Sarıkabadayı ve diğerleri, B. No: 2016/23696, 8/6/2021, § 45).Nitekim kamu düzeninin bozulduğunun ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterilemediği, temel haklara müdahalenin gerçekleştiği her kamu gücü eylem ve işlem; temel hak ve özgürlükleri ihlal edebilir (Cengiz Fırat ve diğerleri, B. No: 2019/36358, 10/5/2022, § 52).

13. İki kişinin bulunduğu ve başvurucunun konuşma yaptığı eylemde, gürültü kabahati işlendiği gerekçesiyle başvurucu hakkında 5326 sayılı Kanun'un 36. maddesi uyarınca idari para cezası uygulanmıştır. Müdahaleye dayanak kanuni düzenlemede, başkalarının huzur ve sükûnetini bozacak şekilde gürültüye neden olan kişinin gürültü kabahati dolayısıyla cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır (gürültüye ilişkin ulusal mevzuatta yer alan farklı düzenleme ve değerlendirme için bkz. Kamil Tatlıcı, B. No: 2013/9537, 25/3/2015, §§ 14, 23).

14. Somut olaya ilişkin olarak kolluk görevlilerince düzenlenen tutanaklarda, başvurucunun bağırarak konuşmak suretiyle gürültüye neden olduğu belirtilmiştir (bkz. § 3). Tutanaklarda başvurucunun eyleminin başkalarının huzur ve sükununu bozduğuna veya kamu düzenini bozucu nitelikte olduğuna ilişkin herhangi bir tespit ve değerlendirme yapılmamıştır. Buna ek olarak idari yaptırım kararının kaldırılması başvurusunu inceleyen sulh ceza hâkimliğinin gerekçesinde de eylemin başkalarının huzur ve sükununu ne şekilde bozduğuna açıklık getirilmemiştir. Dolayısıyla herhangi ses yükseltici cihaz kullanmadan, tek başına konuşma yapan başvurucunun ne şekilde başkalarının huzur ve sükunetini bozduğu anlaşılamamıştır.

15. Bununla birlikte somut olayda, halka açık yerde yapılan her eylemin doğası gereği günlük hayatın akışında belli bir rahatsızlığa sebep olabileceği veya gösterinin belli bir gerginliği ve kargaşayı bünyesinde taşıdığı da gözetilmemiştir (benzer yöndeki değerlendirme için bkz. Eylem Onuk, B. No: 2015/8018, 15/11/2018, § 51, Dilan Ögüz Canan, § 41; Ali Rıza Özer ve diğerleri [GK], B. No: 2013/3924, 6/1/2015, § 119). Nitekim kamu düzeni ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması çerçevesinde katlanılmayacak nitelikte bir zarar ya da zarar tehlikesinin olmadığı veya ortaya konulamadığı durumlarda kamu makamlarının barışçıl eylemlere karşı belli bir oranda sabır ve hoşgörü göstermeleri önem arz etmektedir. Yukarıda da açıklandığı üzere başvuruyu inceleyen hâkimlik, başvuruya konu yaptırımın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi dışında müdahaleye konu konuşmanın başkalarının huzur ve sükûnetini bozacak nitelikte olup olmadığına dair herhangi bir açıklama yapmamış, başvuru dilekçesinde ileri sürülen hususları değerlendirmemiştir (bkz. §§ 4, 5).

16. Sonuç olarak barışçıl bir protesto kapsamında yapılan konuşma nedeniyle başvurucunun idari para cezası ile cezalandırılmasının zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığının idari ve yargı makamlarınca ilgili ve yeterli gerekçe ile ortaya konulamadığı anlaşılmıştır.

17. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Kişi Hürriyeti Ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

18. Başvurucunun, idari yaptırım uygulanacağından bahisle 18.30 ile 20.55 saatleri arasında haksız tutulması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarının Fatih Özbölük (B. No: 2020/23252, 6/6/2024, §§17-19) kararı doğrultusunda başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

19. Başvurucu, yeniden yargılama yapılması ile miktar belirtmeksizin manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

20. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019,§§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

21. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliğine (2021/5575 D. İş) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 22/1/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Nazan Bozkurt (4) [2.B.], B. No: 2022/21328, 22/1/2025, § …)
   
Başvuru Adı NAZAN BOZKURT (4)
Başvuru No 2022/21328
Başvuru Tarihi 28/2/2022
Karar Tarihi 22/1/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, kamu görevinden çıkarılmasını protesto eden başvurucu hakkında gürültü kabahatinden idari para cezası verilmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün, kolluk görevlilerinin haksız tutması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (suç süphesi ve tutuklama nedeni) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
İfade özgürlüğü Diğer İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi