TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
KUBİLAY SELÇUK BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2022/37043)
Karar Tarihi: 17/7/2024
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör
Hüseyin Özgür SEVİMLİ
Başvurucu
Kubilay SELÇUK
Vekili
Av. Ayten İZMİRLİ
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, ceza davasında sanık hakkında yürütülen soruşturma/kovuşturma işlemleri nedeniyle adil yargılanma hakkının çeşitli güvencelerinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
A. Bireysel Başvuru Süreci
2. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
3. Çiğli 2. Ana Jet Üssü Komutanlığında görevli bir askerin 121. Filo Komutanlığında konuşlu paraşüthanede 7/3/2015 tarihinde güvenlik kameraları için kablo çekimi yaparken asma tavandan düşerek ölmesi olayıyla ilgili Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) soruşturma başlatmıştır. Bu olaya dair bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 30/1/2017 tarihli raporda, olay tarihinde tümgeneral olan ve üs komutanı olarak görev yapan başvurucunun asli kusurlu, aynı birlikte görev yapan A.D. ile olayda ölen askerin tali kusurlu oldukları mütalaa edilmiştir. Soruşturma sonucunda Başsavcılık, başvurucu ile A.D. hakkında taksirle öldürme suçundan 23/1/2018 tarihinde iddianame düzenlemiştir.
4. Karşıyaka 1. Asliye Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) görülen dava sırasında başvurucu yargılamaya, başka suçlardan dolayı hakkında yürütülen ayrı bir soruşturma nedeniyle tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılmış ve yargılama sonucunda başvurucunun atılı suçtan hapisten çevrili 18.200 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Anılan karara yönelik istinaf başvuru talebi ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin (Daire) 24/12/2021 tarihinde kesin olmak üzere esastan reddedilmiştir.
5. Başvurucu ve vekili nihai kararı 18/2/2022 tarihinde öğrendikten sonra başvurucu 2022/37043, vekili de 2022/38508 bireysel başvuru numarası ile bireysel başvuruda bulunmuştur. Komisyon 2022/38508 numaralı başvuru dosyasının kişi yönünden hukuki irtibat nedeniyle 2022/37043 numaralı başvuru dosyası ile birleştirilmesine, incelemenin 2022/37043 numaralı başvuru dosyası üzerinden yürütülmesine karar vermiştir. Komisyonca adil yargılanma hakkına yönelik ihlal iddiaları yönünden başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
B. Bireysel Başvuru Sonrası Süreç
6. Başvurucu Daire kararına karşı 14/9/2022 tarihinde; 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesi uyarınca itiraz talebinde bulunmuş, bu talep üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı (İstinaf Başsavcılığı) başvurucu hakkındaki esastan ret kararına 15/11/2022 tarihinde itiraz etmiştir. Anılan itiraznamede, başvurucu hakkında düzenlenen bilirkişi raporunun dava konusu suçun sübutu açısından yeterli olmadığı gerekçesiyle esastan ret kararının kaldırılması talep edilmiştir. Daire 28/11/2022 tarihinde İstinaf Başsavcılığının itirazını reddetmiş ancak İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu (Başkanlar Kurulu) 10/2/2023 tarihinde itirazın kabulüne ve Daire kararının kaldırılmasına karar vermiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Bilirkişi raporunda adı geçen sanığa yüklenen kusur, 4857 sayılı İş Kanunu ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve bu kanun hükümlerine göre çıkartılan yönetmelik hükümlerine dayanmaktadır.
Oysa, başta Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu ve bu kanuna istinaden düzenlenen İç Hizmet Yönetmeliği ve diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde, birlik amiri olan sanığın meydana gelen ölüm olayından dolayı sorumluluğunun belirlenmesi açısından, askerlik iç işleyişini ve özellikle olayın meydana geldiği birliğin yapısını ve çalışma düzenini bilen en az bir kişinin de içinde bulunduğu yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeniden rapor alınması, raporlar arasında çelişki doğması halinde bu çelişki de giderilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin düşünülmemesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Belirtilen gerekçe ile ilk derece mahkemesi hükmünün bu yönden bozulması yerine hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir."
7. Daire 13/3/2023 tarihinde, Başkanlar Kurulu kararı doğrultusunda Mahkeme kararının bozulmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın Mahkemeye gönderilmesine karar vermiştir.
8. Bozma kararı üzerine Mahkemenin E.2023/454 sayılı dosyası üzerinden devam eden yargılama sırasında 20/4/2023 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapılmıştır. Tensip Tutanağı'nda dosyanın yeni oluşturulacak bilirkişi heyetine verilerek rapor alınmasına, duruşmanın 2/11/2023 tarihinde yapılmasına ve başvurucunun duruşmada SEGBİS aracılığıyla hazır edilmesine karar verilmiştir. Kararlaştırılan celsede SEGBİS bağlantısının sağlanamaması nedeniyle başvurucu duruşmaya katılamamıştır.
9. Başvurucu 25/3/2024 tarihli 2. celsede müdafii ile hazır bulunmuş, bu celsede başvurucunun sorgusu yapıldıktan sonra bilirkişi raporunun beklenilmesi ve bir sonraki celsenin 12/9/2024 tarihinde yapılması kararlaştırılmıştır.
II. DEĞERLENDİRME
10. Ödeme gücünden yoksun olduğunu belirten başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir (Mehmet Şerif Ay, B. No: 2012/1181, 17/9/2013).
11. Başvurucu; taksirle öldürme suçu nedeniyle yargılandığı davaya ilişkin kovuşturma sürecinde uygulanan adli işlemler ve mahkûmiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının çeşitli güvencelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
12. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; konuyla ilgili mevzuat hükümleri ile Anayasa Mahkemesi kararlarına değinildikten sonra adil yargılanma hakkı kapsamındaki ssavunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkına ilişkin yapılacak incelemede söz konusu hükümler ve kararlar ile somut olayın kendisine özgü şartların dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında bireysel başvuru formunda dile getirdiği itirazlarını yinelemiştir.
13. Genel olarak bir hakkın açıkça öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve mahkemenin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28; Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015, § 31).
14. Bu kapsamda özellikle mahkemeyi yanıltmak amacıyla gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında mahkemenin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya tahrik edici bir üslup kullanılması ile söz konusu başvuru yolu kapsamında ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (S.Ö., § 29; Mehmet Güven Ulusoy, § 32).
15. Somut olayda başvurucu hakkındaki bireysel başvuruya esas olan 24/12/2021 tarihli Daire kararı -nihaî karar- bireysel başvuruda bulunulmasından sonra İstinaf Başsavcılığının itirazı üzerine Başkanlar Kurulunca kaldırılmış (bkz. § 6), bu karar doğrultusunda Dairenin 13/3/2023 tarihli kararıyla Mahkeme kararı bozulmuştur (bkz. § 7). Bozma kararı doğrultusunda başvurucunun da hazır bulunduğu 25/3/2024 tarihli celsede yeniden sorgusu yapılmış ve bir sonraki celsenin 12/9/2024 tarihinde yapılması kararlaştırılmıştır (bkz. § 9). Ancak başvurucu mahkûm olduğu suça dair nihaî karar olan ve bireysel başvuruya konu ettiği Dairenin esastan ret kararının kaldırılarak Mahkeme kararının bozulduğu, bozma üzerine yapılan yargılamaya ilişkin celsede yeniden sorgusunun yapıldığı ve davanın derdest olduğu hususlarında Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemiştir.
16. Bireysel başvurunun yapılmasından sonraki süreçte esastan ret kararının kaldırılarak Mahkeme kararının bozulması ve bozma üzerine davanın derdest olması, başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaları yönünden mağdur statüsünün değerlendirilmesine veya mahkûmiyet kararıyla ilgili diğer ihlal iddialarına yönelik kabul edilebilirlik ve esas incelemesi bakımından oldukça önem taşımaktadır. Buna karşılık başvurucu, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 59. maddesinin (5) numaralı fıkrasında belirtilen yükümlülüklerine açıkça aykırı bir şekilde yukarıda ifade edilen olgulara ilişkin olarak herhangi bir bildirimde bulunmamıştır.
17. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun başvurusunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi vermediği, bu süreçte vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemek suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasını engellediği anlaşıldığından başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucunun adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyete neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 17/7/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.