logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Umut Gündüz Altun [1. B.], B. No: 2022/67376, 16/9/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

UMUT GÜNDÜZ ALTUN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/67376)

 

Karar Tarihi: 16/9/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Aydın AYGÜN

Başvurucu

:

Umut Gündüz ALTUN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; ceza infaz kurumunda slogan atılması nedeniyle disiplin cezası verilmesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu; başvuru tarihinde ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma suçundan hükümlü olarak Adana F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) bulunmaktadır.

3. 25/1/2022 tarihli olay tutanağına göre aynı gün hastaneye sevki bulunan başvurucu nakil için jandarma görevlilerine teslim edilmiştir. Jandarma görevlileri tarafından başvurucunun üst araması yapılırken başvurucu "böyle bir aramayı kabul etmiyorum. 12 eylül gibi bunlarında hesabı sorulur. Bu yaptıklarınız iyi hatırlanmayacak" şeklinde sözler söylemiştir. Bunun üzerine başvurucu, hastaneye sevki yapılmadan bekleme odasına alınmıştır. Bekleme odasına alındığı esnada başvurucunun "tedavi hakkımız engellenemez" diyerek slogan attığı tespit edilmiştir.

4. Yapılan tespit sonrasında başvurucu hakkında Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığınca (Disiplin Kurulu) disiplin soruşturması başlatılmıştır. Disiplin soruşturması sonucunda başvurucuya 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 42. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (e) bendinde düzenlenen gereksiz olarak marş söyleme veya slogan atma eyleminden -iyi hâlli olmadığı da gözönünde tutularak- Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrası gereğince bir ay süreyle ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezası verilmiştir.

5. Disiplin Kurulu kararında başvurucunun slogan atma eyleminin sabit olduğu belirtilmiştir. Aynı zamanda olay anına ilişkin kamera görüntüsünün deşifresine kararda yer verilmiştir. Anılan görüntü incelemeye ilişkin belirlemeler şöyledir:

"25/01/2022 tarihinde saat 08:28 sularında hükümlü Umut Gündüz ALTUN' un mahkum kabul duyarlı kapının bulunduğu kısma getirildiği, duyarlı kapıdan geçiş yaparak mahkum kabul birimine götürüldüğü,mahkum kabul bekleme odasına konulduğu, saat 08.35 sularında jandarma personellerinin mahkum kabul birimine giriş yaptıkları, saat 08:41 sularında hükümlü Umut Gündüz ALTUN' un bekleme odasından çıkarılarak jandarma personellerinin yanına getirildiği, hükümlü jandarma personelleri ile el kol hareketleri ile görüşme sağlandığı, saat 08:43 sularında mahkum kabul bekleme odasına konulduğu, daha sonragörevli personeller tarafından farklı bir bekleme odasından bir hükümlü/tutuklunun çıkarıldığı, jandarma personellerinin bekledikleri kısma getirildiği, hükümlü/tutuklunun, jandarma personelleri tarafından üst araması yapılarak kurumdan çıkış yaptığı, saat 08:58 sularında jandarma personellerinin mahkum kabul biriminden çıkış yaptıkları görülmüştür."

6. Başvurucu, Disiplin Kurulu kararına karşı şikâyet başvurusunda bulunmuştur. Başvuru dilekçesinde yapılan disiplin soruşturmasının uyulması gereken sürelerde yapılmadığını ve kararın eksik imzayla alındığını belirterek usul kurallarına aykırı gerçekleştirildiğini, yapmış olduğu eylemin ise Ceza İnfaz Kurumunun düzeni ve güvenliğini bozmadığını ileri sürmüştür. Ayrıca başvurucu, infaz koruma memurlarının tanık olarak dinlenmesi, olay anındaki kamera görüntülerinin incelenmesi taleplerinde bulunmuş ve şikâyetin inceleneceği duruşmaya doğrudan katılmak istediğini bildirmiştir.

7. Şikâyet başvurusunu inceleyen Adana 1. İnfaz Hâkimliği (İnfaz Hâkimliği/ Hâkimlik) başvurucunun duruşmaya katılma talebini 28/2/2022 tarihli tensip kararıyla özetle koronavirüs (COVID-19) salgınının devam ediyor olması nedeniyle reddetmiştir. Başvurucunun savunmasının duruşma tarihi olan 3/3/2022 günü saat 10.20'de Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla tespit edilmesine karar vermiştir.

8. Başvurucu, SEGBİS aracılığıyla yapılan duruşmada yüz yüze ifade vermek istediğini ve duruşmanın SEGBİS aracılığıyla yapılmasına dair tensip kararına itiraz ettiğini beyan etmiştir. Bunun üzerine İnfaz Hâkimliği, itirazın incelenmesi için dosyanın nöbetçi ağır ceza mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. İtirazı inceleyen Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi/Mahkeme) ise İnfaz Hâkimliğinin SEGBİS ile savunmanın tespit edilmesi yönündeki kararının usul ve kanuna uygun olduğu sonucuna ulaşmıştır.

9. İnfaz Hâkimliği 21/3/2022 tarihli duruşmada tekrar başvurucunun savunmasını SEGBİS aracılığıyla tespit etmiştir. Başvurucu, bu celsede de duruşmaya bizzat katılmak istediğini belirtmiş ve hakkında verilen disiplin cezasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Hâkimlik; başvurucu hakkında yapılan disiplin soruşturmasının süresinde olduğunu, başvurucunun slogan attığının sabit olduğunu belirterek şikâyetin reddine karar vermiştir.

10. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğinin kararına itiraz etmiştir. İtirazı inceleyen Ağır Ceza Mahkemesi kararda usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığını belirterek 25/5/2022 tarihinde itirazın reddine karar vermiştir.

11. Başvurucu, nihai kararı 1/6/2022 tarihinde öğrenmiştir. Başvuru 14/6/2022 tarihinde yapılmıştır. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

12. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

13. Başvurucu; altı yıldır ceza infaz kurumunda kaldığını, hapishane koşulları ve başka nedenlerden dolayı sağlık sorunları yaşadığını, hastaneye sevki sırasında yapılan aramanın usulsüz olması nedeniyle itiraz ettiğini bunun üzerine hastaneye götürülmediğini ve bu haksızlığı protesto etmek için "tedavi hakkımız engellenemez" sloganını attığını bu nedenle disiplin cezası aldığını belirterek ifade özgürlüğünün ve yaşam hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

14. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; Anayasa Mahkemesinin somut olaya benzer olaylarda verdiği bazı kararlara yer verilmiştir. Daha sonra Bakanlık, başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edilip edilmediği noktasında inceleme yapılırken görüşte değinilen Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiğini ifade etmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında bireysel başvuru formunda ileri sürdüğü şikâyetlerini genel olarak yenilemiştir.

15. Anayasa Mahkemesi daha önce verdiği birçok kararda, ceza infaz kurumunda bulunan tutuklu/hükümlülerin kurumda attığı slogan nedeniyle disiplin cezasıyla cezalandırılmasını ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmiştir (ilgili kararlar için bkz. Cihat Özdemir [2.B.], B. No: 2015/214, 9/5/2018, § 19; Ömer Haran [1.B.], B. No: 2017/33744, 1/7/2020, § 21; Barış İnan (2) [1.B.], B. No: 2018/38006, 17/11/2021, § 17). Söz konusu kararlar çerçevesinde başvurucunun iddialarının bir bütün hâlinde ifade özgürlüğü kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirmiştir.

16. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine dair iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

17. İfade özgürlüğü kişinin haber ve bilgilere, başkalarının fikirlerine serbestçe ulaşabilmesi, düşünce ve kanaatlerinden dolayı kınanmaması, bunları tek başına veya başkalarıyla birlikte çeşitli yollarla serbestçe ifade edebilmesi, anlatabilmesi, savunabilmesi, başkalarına aktarabilmesi ve yayabilmesi anlamına gelir. Anayasa Mahkemesi çok sayıda kararında ifade özgürlüğünün demokrasinin işleyişi için yaşamsal önemde olduğunu belirtmiştir (Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 33-35; Mehmet Ali Aydın [GK], B. No: 2013/9343, 4/6/2015, §§ 42, 43; Tansel Çölaşan [1. B.], B. No: 2014/6128, 7/7/2015, §§ 35-38).

18. Herkes gibi hükümlü ve tutuklular da Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri [2. B.], B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 65) ve bu bağlamda ifade özgürlüğüne de sahiptirler (Murat Karayel (5) [2. B.], B. No: 2013/6223, 7/1/2016, § 27).

19. Öte yandan ifade özgürlüğünün mutlak bir hak olmadığı ve Anayasa'nın 26. maddesinin ikinci maddesinde öngörülen sebeplerle sınırlanabileceği unutulmamalıdır. Bu bağlamda ceza infaz kurumunda bulunmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin sağlanması gibi kurumda güvenliğin ve düzenin korunmasına yönelik kabul edilebilir gerekliliklerin olması durumunda mahpusların sahip olduğu haklara sınırlama getirilebilecektir (Murat Karayel (5), § 29).

20. Kurum içinde attığı slogan nedeniyle hakkında disiplin cezası uygulanan başvurucunun ifade özgürlüğüne bir müdahalede bulunulmuştur. Müdahaleye dayanak olan 5275 sayılı Kanun'un 42. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (e) bendinin kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı ve müdahalenin Anayasa’nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan kamu düzeninin korunması meşru amacı kapsamında kaldığı anlaşılmıştır. O hâlde Anayasa Mahkemesinin yapması gereken, söz konusu müdahalenin demokratik toplum düzenin gereklerine uygunluğunu denetlemektir.

21. İnfaz hukukuna ilişkin disiplin suç ve cezaları 5275 sayılı Kanun’un Sekizinci Bölümü'nde düzenlenmiş; bu çerçevede uygulanacak disiplin suç ve cezalarının amacı, mahiyeti, kapsamı, sınırları ve uygulanma koşulları 5275 sayılı Kanun’un 37. maddesinde açıklığa kavuşturulmuştur. Kanun’daki disiplin suç ve cezaları yönünden genel hüküm niteliğindeki bu madde uyarınca bu Kanun kapsamındaki bir disiplin suçunun oluşabilmesi ve cezasının uygulanabilmesi için sadece her bir disiplin suçu yönünden belirlenen özel hükümdeki şartların gerçekleşmesi yeterli olmayıp ayrıca 37. maddedeki şartların da gerçekleşmesi gerekmektedir. 5275 sayılı Kanun’un 37. maddesine göre ceza infaz kurumunda düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması bakımından kanun, tüzük, yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emrettiği veya gerekli kıldığı davranış ve tutumları, kusurlu olarak ihlal ettiğinde eyleminin niteliği ile ağırlık derecesine göre hükümlü hakkında Kanun’da belirtilen disiplin cezaları uygulanacaktır (AYM, E.2013/6, K.2013/111, 10/10/2013).

22. Somut olayda attığı bir slogan nedeniyle başvurucu hakkında disiplin cezası uygulanmıştır. Anayasa Mahkemesi 5275 sayılı Kanun’un 37. maddesi de dikkate alındığında ceza infaz kurumunda yalnızca slogan atılmasının aynı Kanun'un 42. maddesinde öngörülen disiplin suçunu oluşturabilmesi için yeterli olmayıp bu eylemin ceza infaz kurumundaki güvenliği veya disiplini bozacak ya da düzenli yaşamın sürdürülmesini önleyecek şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini kabul etmiştir (AYM, E.2013/6, K.2013/111, 10/10/2013; Murat Karayel (5), §§ 43, 44; Cihat Özdemir, § 22). Bununla birlikte ceza infaz kurumlarında düzenin ve güvenliğin sağlanması için özellikle terör örgütlerine bağlılığı canlı tutmaya katkıda bulunabilecek toplu eylemlere karşı daha hassas olunması gerektiği hususunda herhangi bir tereddüt bulunmadığı da ifade edilmiştir (Murat Karayel (5), § 46; Cihat Özdemir, § 22). Dolayısıyla somut olayda başvurucunun gerçekleştirdiği slogan atma eyleminin kurumdaki güvenliği veya disiplini bozacak ya da düzenli yaşamın sürdürülmesini önleyecek nitelikte kabul edilmesinin mümkün olup olmadığı ile bu hususta idare ve yargı mercilerince ilgili ve yeterli gerekçelerin ortaya konulup konulmadığı incelenmelidir.

23. Olay günü başvurucunun hastaneye sevki bulunması nedeniyle başvurucu hastaneye götürülmek üzere jandarma görevlilerine teslim edilmiştir. Jandarma görevlileri tarafından yapılan üst aramasına karşı başvurucunun yaptığı itiraz üzerine jandarma görevlileri başvurucuyu hastaneye götürmeyip bekleme odasına almışlardır. Başvurucu bekleme odasına alındığında "tedavi hakkımız engellenemez" şeklinde slogan atmıştır. Yapılan soruşturma sonucunda başvurucuya disiplin cezası uygulanmıştır.

24. Disiplin Kurulu kararında başvurucunun yaptığı slogan atma eyleminin Kurum düzeni ve güvenliği üzerindeki etkisi yönünden bir değerlendirmeye yer verilmemiştir(bkz. § 5). Bununla birlikte kararda yer verilen olay anına ilişkin kamera görüntülerinin tutanağa geçirilmesine ilişkin açıklamalarda başvurucunun jandarma görevlilerinin talimatları doğrultusunda hareket ettiği anlaşılmaktadır. Yargılama makamlarının da başvurucunun kabul ettiği slogan atma eyleminin ceza infaz kurumundaki güvenliği veya disiplini bozacak ya da düzenli yaşamın sürdürülmesini önleyecek şekilde gerçekleştirildiğine ilişkin bir belirlemesi bulunmamaktadır. Bununla birlikte başvurucu hakkında uygulanan 5275 sayılı Kanun'un 42. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (e) bendinde disiplin cezası öngörülen tipik eylem "gereksiz yere slogan atma" olarak düzenlenmiştir. Buna göre slogan atılmasının tespit edilmesinin bu tipikliği oluşturamayacağı açıktır. Dolayısıyla yargılama makamlarının anılan hüküm gereğince verilen disiplin cezalarında icra edilen fiilin tipikliği oluşturması kapsamında atılan sloganın gereksizliğine ilişkin belirlemelerde bulunması gerekir. Ancak somut başvuruda yargılama makamları, başvurucunun slogan attığı tespitinde bulunmanın haricinde bu sloganın gereksizliğiyle ilgili bir değerlendirmeye de yer vermemiştir.

25. Mahkemelerce verilmiş hürriyeti bağlayıcı cezaların infaz edildiği yerler olan ceza infaz kurumları sıkı güvenlik koşullarına tabi olan, düzenli bir yaşamın sürdürülmesinin, güvenliğin ve disiplinin sağlanmasının son derece önem taşıdığı yerlerdir. Bu bağlamda mahpusların toplu olarak gerçekleştirdikleri özellikle terör örgütlerine bağlılığı canlı tutmaya yönelik toplu ve sistematik bir eylem niteliğindeki protesto eylemlerinin kurumun güvenliğini veya disiplinini bozacağı ya da kurumda düzenli yaşamı sürdürmeyi etkileyeceği açıktır (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Murat Karayel (5), § 46; Cihat Özdemir § 24; Şükrü Yıldız [2. B.], B. No: 2015/18720, 9/5/2018, § 27; Rıza Şahin [1. B.], B. No: 2016/12909, 22/7/2020, §44). Ancak somut olayda başvurucunun yapılan üst aramasına itirazı sonrasında bekleme odasına alındığı ve bu odadayken yapmış olduğu eylemin disiplin cezasını oluşturacak nitelikte olup olmadığı ile kurumun güvenliği veya disiplini ya da kurumdaki düzenli yaşamı olumsuz etkilediği somut olgulara dayalı olarak ortaya konulmalıdır.

26. Anayasa Mahkemesi ifade özgürlüğüne yapılan bir müdahalenin kamu makamları tarafından ortaya konulan gerekçelerinin ilgili ve yeterli olup olmadığını denetler (diğerleri arasından bkz. Kemal Kılıçdaroğlu [1. B.], B. No: 2014/1577, 25/10/2017, § 58; Bekir Coşkun, § 56; Tansel Çölaşan, § 56;Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri [GK], B. No: 2018/17635, 26/7/2019, § 120; Sırrı Süreyya Önder [GK], B. No: 2018/38143, 3/10/2019, § 60; hükümlü ve tutuklulara uygulanan disiplin cezaları bağlamında bkz. Eşref Arslan, §§ 50-54; Abdulhamit Babat (3) [1. B.], B. No: 2015/3370, 9/1/2020, §§ 33-37). Somut olayda idare ve yargılama makamları, başvurucunun eylemi nedeniyle disiplin cezası ile cezalandırılmasının zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığını ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterememiştir. Bu nedenle başvurucunun ifade özgürlüğüne bir ay ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezası vermek suretiyle yapılan müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olduğunun gösterilemediği değerlendirilmiştir.

27. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

28. İfade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna ulaşılması ve buna dair hükmedilen giderim dikkate alındığında başvurucunun disiplin soruşturması sürecindeki usulü eksikliklerle bağlantılı olarak ileri sürdüğü iddiaların ve duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın ayrıca incelenmesine gerek olmadığı değerlendirilmiştir.

III. GİDERİM

29. Başvurucu; ihlalin tespitine, yeniden yargılama yapılmasına ve 50.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

30. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2)[1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

31. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

32. Ayrıca ihlalin niteliği dikkate alınarak başvurucuya net 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddia ile diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,

C. Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Adana 1. İnfaz Hâkimliğine (E.2022/907, K.2022/1036) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucuya net 10.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 16/9/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Umut Gündüz Altun [1. B.], B. No: 2022/67376, 16/9/2025, § …)
   
Başvuru Adı UMUT GÜNDÜZ ALTUN
Başvuru No 2022/67376
Başvuru Tarihi 14/6/2022
Karar Tarihi 16/9/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda slogan atılması nedeniyle disiplin cezası verilmesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü Ceza infaz kurumunda ifade İhlal Yeniden yargılama
İhlal Manevi tazminat
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Sözlü yargılanma hakkı (aleni yargılanma, duruşmada hazır bulunma vs.) İncelenmesine Yer Olmadığı
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi