TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
SONER KARTOP BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2023/13280)
|
|
Karar Tarihi: 13/5/2025
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Basri BAĞCI
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Kenan YAŞAR
|
|
|
Yılmaz AKÇİL
|
Raportör
|
:
|
Aydın DEMİREL
|
Başvurucu
|
:
|
Soner KARTOP
|
Vekili
|
:
|
Av. Ekrem KAYA
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, denetimli serbestlik tedbiri ile tahliye edilen başvurucunun iyi hâlli olmadığına karar verilmesi sonrası yeniden ceza infaz kurumuna alınması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Samsun 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 3/10/2018 tarihinde başvurucunun silahlı terör örgütü üyeliği suçundan mahkûmiyetine karar verilmiş, mahkûmiyet hükmü 25/12/2019 tarihinde Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmiştir. Aynı gün ceza infaz kurumuna alınan başvurucunun cezasının infazına başlanmıştır.
3. 4/6/2021 tarihli müddetnamede, başvurucunun 28/11/2023 tarihinde koşullu olarak, 12/10/2025 tarihinde ise hak ederek tahliye edilebileceği belirtilmiştir.
4. 18/11/2022 tarihinde başvurucu ile mülakat gerçekleştirilmiştir. Başvurucu söz konusu mülakatta diğer hususların yanı sıra yargılaması devam ederken hakkında çıkarılan yakalama kararı nedeniyle sahte kimlik çıkarttığını ifade etmiştir.
5. Çorum L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı (İdare ve Gözlem Kurulu) tarafından 21/11/2022 tarihinde başvurucunun örgütten ayrıldığına dair samimiyetinin tasdik edilmesine karar verilmiştir.
6. 23/11/2022 tarihinde başvurucu ile ikinci mülakat gerçekleştirilmiştir. Söz konusu tutanağa göre başvurucu; eşinin iki yıl önce Hollanda'ya yasa dışı yollarla iltica ettiğini, eşine ülkesine dönmesini söylediğini ancak eşinin bunu kabul etmediğini, kendisinin yurt dışına gitmek gibi bir niyeti bulunmadığını ve eşiyle düzenli olarak telefonla görüştüğünü belirtmiştir. Ayrıca 2018 yılında ceza infaz kurumuna bilgisi dışında eşi tarafından içinde Fetullahçı Terör Örgütü liderine ait videoların bulunduğu hafıza kartı gönderildiğini, bu olaya ilişkin kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini aktarmıştır. Başvurucu; yine eşinin yurt dışındaki açık adresini bilmediğini, mektupları baldızı aracılığıyla eşine ulaştırdığını ifade etmiştir. Eşinin bireysel olarak mı yahut örgüt vasıtasıyla mı yurt dışına çıktığını bilmediğini ve eşinin sahte kimliği nasıl temin ettiğini hatırlamadığını söylemiştir.
7. İdare ve Gözlem Kurulu 23/11/2022 tarihinde başvurucunun hakkındaki yargılama sırasında sahte kimlik çıkarmasına, eşinin yurt dışına firar etmiş olmasına, eşine yazdığı mektupların adres ve alıcı bilgilerinin farklı olmasına, eşinin adres bilgilerini vermekten imtina etmesine işaret ederek başvurucunun iyi hâlinde tereddüt oluştuğuna ve üç ay süreyle tekrar değerlendirilmek üzere denenmesine karar vermiştir.
8. Başvurucu, İdare ve Gözlem Kurulu kararına karşı Çorum İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) itiraz etmiş; İnfaz Hâkimliği 28/11/2022 tarihinde itirazın kabulüne karar vermiştir. Kararda, örgütten ayrıldığına dair karar verilen başvurucunun hakkındaki servis raporlarının olumlu olduğunu ve İdare ve Gözlem Kurulunun başvurucunun eşiyle ilgili yaptığı tespitlerin ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesine aykırılık taşıdığını belirtmiştir. İnfaz Hâkimliği, başvurucunun iyi hâlli olmadığına ilişkin kararın iptaline karar vermiştir.
9. İnfaz Hâkimliğince aynı gün verilen diğer bir kararda iyi hâllilik şartını taşıdığına karar verilen başvurucunun cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına ve başvurucunun tahliyesine karar verilmiştir. Başvurucu aynı gün denetimli serbestlik uygulanarak ceza infaz kurumundan tahliye edilmiştir.
10. Çorum Cumhuriyet Başsavcılığı, İnfaz Hâkimliğinin başvurucunun iyi hâlli olduğuna yönelik kararına itiraz etmiştir. 1/12/2022 tarihinde Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) tarafından başvurucunun iyi hâlli olduğuna ilişkin İnfaz Hâkimliği kararının ortadan kaldırılmasına ve İdare ve Gözlem Kurulu kararına yapılan itirazın reddine kesin olarak karar verilmiştir. Kararın ilgili kısmı şu şekildedir:
"..Hükümlünün itiraz dilekçesi, hükümlü hakkındaki Çorum İnfaz Hâkimliği'nin kararı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hükümlü Soner Kartop'un aynı suçtan hükümlü ve yakalaması olan eşi ile dolaylı yollardan mektuplaşarak adres tespitini engellemeye çalışarak hareket ettiği, yine hükümlünün kendisine sahte kimlik çıkarttığı, kendisi ceza infaz kurumuna girdikten sonra eşinin sahte kimlik ile yurt dışına kaçtığı gözetildiğinde kendisinin de aynı amaçla sahte kimlik çıkarttığının kabul edilmesi gerektiği, hükümlünün iyi hâlinde tereddüt oluştuğu ve bir süre daha denenmesi gerektiği anlaşılmakla Cumhuriyet Savcısının itirazının kabulüne, Çorum İnfaz Hâkimliği'nin 28/11/2022 tarih ve 2022/5252 Esas, 2022/5272 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasına, hükümlünün Çorum L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare Gözlem Kurulu Başkanlığının 23/11/2022 tarih ve 2022/10430 sayılı kararına yönelik itirazının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..."
11. İnfaz Hâkimliği tarafından 6/12/2022 tarihinde Savcılık talebinin kabulüyle iyi hâl şartı ortadan kalkan ve açığa ayrılma şartlarını kaybeden başvurucunun infazının açığa ayrılma ve denetimli serbestlik şartları oluşuncaya dek kapalı ceza infaz kurumunda tutulmaya devam edilmesine karar verilmiştir.
12. Başvurucu 16/12/2022 tarihinde ceza infaz kurumuna alınmıştır. Aynı gün düzenlenen müddetnameye göre başvurucunun 8/12/2023 tarihinde koşullu olarak, 22/10/2025 tarihinde ise hak ederek tahliye olabileceği belirtilmektedir.
13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 6/1/2023 tarihinde İnfaz Hâkimliğinin kapalı ceza infaz kurumuna alınmasına ilişkin kararına yapılan itiraz kesin olarak reddedilmiştir.
14. Başvurucu, itirazın kesin olarak reddine ilişkin hükmü 11/1/2023 tarihinde öğrendikten sonra 10/2/2023 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
15. Başvurucu 24/2/2023 tarihinde ikinci kez denetimli serbestlik uygulanarak ceza infaz kurumundan tahliye edilmiştir.
16. Komisyon, başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne ve başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
A. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
17. Başvurucu, İdare ve Gözlem Kurulu kararına yönelik itirazının Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kaldırılması sonrası iyi hâl şartını kaybettiği gerekçesiyle yeniden ceza infaz kurumuna alınmasının kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık), yapılacak incelemede Anayasa ve mevzuat hükümleri doğrultusunda somut olayın kendine özgü koşullarının gözönüne alınması gerektiği görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
18. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Buna göre başvurucunun şikâyetinin özü itibarıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile ilgili olduğu anlaşıldığından başvuruya konu iddiaların Anayasa'nın 19. maddesi kapsamında incelenmesi gerekir.
19. Anayasa'nın 19. maddesinin birinci fıkrasında herkesin kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkına sahip olduğu ilke olarak ortaya konduktan sonra, ikinci ve üçüncü fıkralarında şekil ve şartları kanunda gösterilmek kaydıyla kişilerin özgürlüğünden mahrum bırakılabileceği durumlar sınırlı olarak sayılmıştır. Dolayısıyla kişinin özgürlük ve güvenlik hakkının kısıtlanması ancak Anayasa'nın anılan maddesi kapsamında belirlenen durumlardan herhangi birinin varlığı hâlinde söz konusu olabilir (Murat Narman [2. B.], B. No: 2012/1137, 2/7/2013, § 42).
20. Anayasa'nın 19. maddesinde tanımlanan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ilk istisnası "Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi" olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda yargı organlarınca verilecek mahkûmiyet kararlarının sonucu olarak hapis cezası veya güvenlik tedbirlerinin uygulanması kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlali kabul edilmeyecektir. Diğer taraftan suç şüphesine bağlı tutma kapsamında olan durumdan farklı olarak anılan istisna "bir mahkûmiyet kararına bağlı olarak tutmayı" ifade etmektedir (benzer kararlar için bkz. Hamit Kaya [2. B.], B. No: 2012/338, 2/7/2013, § 41; Mehmet İlker Başbuğ [2. B.], B.No: 2014/912, 6/3/2014, § 70).
21. Bir mahkûmiyet kararının infazına ilişkin olarak Anayasa'nın 19. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 5. maddesi açık bir hüküm içermemektedir. Bununla birlikte herkesin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına sahip olması ve bu hakka getirilebilecek sınırlamaların ayrıntılı olarak madde metinlerinde belirtilmesi, keyfî bir biçimde bu haktan kimsenin mahrum bırakılmamasını amaçlamaktadır. Yetkili bir mahkeme tarafından verilen bir mahkûmiyet kararının infazının sağlanması ve ceza infaz kurumunda tutma süresi de bu hak kapsamında değerlendirilmelidir. Ceza mahkemelerinin kararına uygun hareket edilmesi de hakkın korunması açısından bir zorunluluktur. Dolayısıyla hükümlülerin ceza infaz kurumunda kalacakları sürenin mahkûmiyet kararına uygun olması Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesi ve Sözleşme'nin 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında güvence altına alınmıştır (Mithat Bakikuşağı [1. B.], B. No: 2013/4682, 17/9/2014, § 32).
22. 5/4/2012 tarihli ve 6291 sayılı Kanun ile 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'a eklenen 105/A maddesi; hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitimevinde bulunan ve koşullu salıverilmesine bir yıl ya da daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak infaz hâkimi tarafından karar verilebileceğini hükme bağlamaktadır. Sonuç olarak anılan maddenin hükümlülerin ceza infaz kurumunda geçirecekleri süreyi kısalttığı açıktır (Mithat Bakikuşağı, § 35).
23. Somut olayda başvurucunun iyi hâlli olmadığına ilişkin İdare ve Gözlem Kurulu kararı İnfaz Hâkimliği tarafından kaldırılmıştır. Başvurucu söz konusu karar ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanma şartlarından olan iyi hâllilik şartına kavuşmuştur. İnfaz Hâkimliğince verilen diğer karar ile başvurucunun kalan infazının denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak geçirilmesine karar verilmiş ve ceza infaz kurumundan salıverilmiştir. Ancak başvurucunun iyi hâlli olduğuna karar veren İnfaz Hâkimliği kararına yapılan itiraz sonrası Ağır Ceza Mahkemesi tarafından İdare ve Gözlem Kurulu kararının yerinde olduğu ifade edilerek İnfaz Hâkimliği kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verilmiştir (bkz. §§ 7, 10).
24. Ağır Ceza Mahkemesinin 1/12/2022 tarihli kesin kararı ile iyi hâlli olmadığı anlaşılan başvurucu 5275 sayılı Kanun'un 105/A maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanma şartlarını kaybetmiştir. 6/12/2022 tarihinde de İnfaz Hâkimliği tarafından iyi hâlli olma şartına sahip olmadığı ve dolayısıyla denetimli serbestlik kriterlerini taşımadığı anlaşılan başvurucunun ceza infaz kurumuna iadesine karar verilmiştir (bkz. §§ 9, 11).
25. Tüm bu düzenlemeler ışığında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması için aranan iyi hâlli olma şartını kaybeden başvurucunun yeniden ceza infaz kurumuna alınması yönünden kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik görünür bir ihlalin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
27. Başvurucunun denetimli serbestlikten yararlandırılmama nedeniyle suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın Burhan Yaz (3) ([GK], B. No: 2021/7919, 29/5/2024, §§ 55, 70) kararı doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna, salt iyi hâlli olma şartını kaybettiği için ceza infaz kurumuna alınan başvurucunun İdare ve Gözlem Kurulu tarafından verilen karara ilişkin süreç yerine iyi hâl şartını kaybetmesi nedeniyle ceza infaz kurumuna iade edilme süreci yönünden ilettiği özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının Hikmet Balabanoğlu ([2. B.], B. No: 2012/1334, 17/9/2013, §§ 24, 31) kararı doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının kabul edilebilirlik kriterlerini karşılamaması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 13/5/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.