logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Reber Altuntaş [1. B.], B. No: 2023/70052, 29/4/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

REBER ALTUNTAŞ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2023/70052)

 

Karar Tarihi: 29/4/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Tolga BAŞBOZKURT

Başvurucu

:

Reber ALTUNTAŞ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; ceza infaz kurumunda yapılan aramada ele geçen dokümanların içeriği nedeniyle disiplin cezası verilmesinin ifade özgürlüğünü, disiplin soruşturmasındaki süre şartlarına uyulmamasının ise adil yargılanma hakkını ihlal ettiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu, başvuru tarihinde terör örgütüne üye olma suçundan tutuklu olarak Diyarbakır 1 No.lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) bulunmaktadır.

3. Başvurucunun barındığı ceza infaz kurumunda 20/3/2023 tarihinde kısmi bir arama yapılmıştır. Başvurucunun koğuşunda yapılan arama sonucunda iki adet not defteri ele geçirilmiştir. Ceza İnfaz Kurumu idaresi tarafından ele geçirilen not defterleriyle ilgili olarak "Mektup okuma komisyonu tarafından yapılan inceleme sonucunda geçen kelimelerin terör örgütü üyelerini ve terör örgütünü övücü söylemler ve terör örgütüne ait sözde kürt marşı ve şarkı sözleri 'YPS, yps, yps, bi ciwanan-Robin derket kolanan-Çekirin barikatan-Dijmin xistin Xendekan' cümlelerin sakıncalı ve yasaklı olduğu tespit edilmiş olup, gereği yapılmak üzere mektup okuma komisyonunca el konulmuştur." şeklinde 14/4/2023 tarihli bir tutanak tanzim edilmiş ve başvurucu hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştır.

4. Ceza İnfaz Kurumu idaresi, disiplin soruşturması kapsamında başvurucunun savunmasına başvurmuştur. Başvurucu savunmasında, yanında getirdiği not defterlerinin ceza infaz kurumuna geldiğinde de incelendiğini ancak yapılan inceleme sonucunda kendisine iade edildiğini; ayrıca daha önce yapılan aramalarda da not defterlerinin incelenmek üzere alındığını ve incelemenin ardından idare tarafından geri verildiğini belirtmiştir. Defter içeriğinde adreslerin, şarkıların, türkülerin ve özgün müziklere ait sözlerin bulunduğunu; herhangi bir marş olmadığını ifade etmiştir. Ayrıca belirtilen kelimelerin ve şarkıların güvenlik zaafiyeti oluşturmadığını ileri sürmüştür.

5. Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığı (Disiplin Kurulu) disiplin soruşturması sonucunda başvurucu hakkında 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 44. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (l) bendinde düzenlenen "suç örgütlerinin eğitim ve propaganda faaliyetlerini yapmak veya yaptırmak" eylemini gerçekleştirdiği gerekçesiyle "11 gün hücreye koyma" disiplin cezası verilmesine 26/4/2023 tarihinde karar vermiştir. Disiplin Kurulu gerekçesinde not defterinde belirtilen şarkı ve türkülerin terör örgütü üyeliği suçundan ceza infaz kurumunda bulunan tutuklu/hükümlüler arasında motivasyonu arttırmaya yönelik olduğunu ve terör örgütlerine ait sözde özel günlerde toplu olarak söylendiğini belirtmiştir.

6. Başvurucu, Disiplin Kurulunun kararına karşı Diyarbakır İnfaz Hâkimliğine şikâyette bulunmuştur. Şikâyet dilekçesinde hakkında verilen disiplin cezasının hukuka aykırı olduğunu, ayrıca disiplin sürecindeki savunmasında da bahsetmiş olduğu üzere ceza infaz kurumuna nakil olarak geldiğinde defterlerin idarece incelendiğini ve kendisine teslim edildiğini belirtmiştir.

7. İnfaz Hâkimliği tarafından 17/5/2023 tarihinde duruşma gerçekleştirilmiştir. Duruşmada başvurucu; başka bir ceza infaz kurumundan nakil olarak geldiğinde defterlerin yanında olduğunu, Ceza İnfaz Kurumu tarafından bu defterlerin incelenerek kendisine iade edildiğini, içerisinde şarkı sözleri bulunduğunu, bu şarkıları hiçbir zaman söylemediğini belirtmiştir. Ayrıca Ceza İnfaz Kurumu tarafından yürütülen disiplin soruşturmasında sürelere riayet edilmediğini de belirterek hakkındaki disiplin cezasının kaldırılmasını talep etmiştir.

8. Başvurucunun şikâyetini İnfaz Hâkimliği 2/6/2023 tarihinde reddetmiştir. İnfaz Hâkimliği kararında; başvurucunun savunmalarına yer vererek ele geçen not defterlerinin içeriğinde PKK terör örgütünü övücü ve destekleyici söylemlerin bulunduğunu, bu nedenle 5275 sayılı Kanun'un sehven 42/2-f maddesi şeklinde yazıldığı anlaşılan 44/3-l maddesine göre disiplin cezası verilmesinin hukuka uygun olduğunu belirtmiştir.

9. Başvurucu, İnfaz Hâkimliği kararına karşı itiraz kanun yoluna başvurmuştur. Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) İnfaz Hâkimliği kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından bahisle anılan itirazı 3/7/2023 tarihinde reddetmiştir.

10. Başvurucu, nihai kararı 6/7/2023 tarihinde öğrendikten sonra 2/8/2023 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

11. Adli yardım talebinin kabulüne ve başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten geçici olarak muaf tutulmasına Komisyonca karar verilmiştir. Başvuruların kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

12. Başvurucu; Ceza İnfaz Kurumu idaresi tarafından ele geçirilen not defterlerindeki içerikler nedeniyle hakkında disiplin cezasına hükmedilmesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Başvurucu ayrıca herhangi bir propaganda veya eğitim faaliyetinde bulunmadığını bu nedenle hakkında hükmedilen disiplin cezasının somut bir fiile dayanmadığını belirtmiştir. Başvurucu, son olarak disiplin soruşturması süreci içinde kanunda belirtilen sürelere idare ve yargı mercileri tarafından uyulmadığı gerekçesiyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

13. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, Anayasa Mahkemesinin somut olayla benzer olaylarda verdiği bazı kararlara yer verilmiş; başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edilip edilmediği noktasında inceleme yapılırken görüşte değinilen Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

14. Ceza İnfaz Kurumundaki koğuşunda yapılan aramada ele geçirilen not defterlerindeki içerikler nedeniyle başvurucu hakkında verilen disiplin cezasına yönelik şikâyetlerin bir bütün olarak ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır (benzer yöndeki kararlar için bkz. Eşref Arslan [2. B.], B. No: 2014/14655, 18/7/2018, § 33; Gıyasettin Aydın (2) [1. B.], B. No: 2017/17252, 1/7/2020, § 26; Beyar Uğurlu[2. B.], B. No: 2019/25673, 25/1/2024, § 12).

15. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

16. Ceza İnfaz Kurumunda bulundurduğu defterin içerikleri nedeniyle hakkında disiplin cezası uygulanan başvurucunun ifade özgürlüğüne bir müdahalede bulunulmuştur. Anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlalini teşkil edecektir. Anayasa’nın 13. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “Temel hak ve hürriyetler, ... yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ... demokratik toplum düzeninin ... gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

17. Müdahaleye dayanak olan 5275 sayılı Kanun'un 44. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (l) bendinin kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı, müdahalenin Anayasa’nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan kamu düzeninin korunması meşru amaçları kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmıştır. Bundan sonra yapılması gereken, müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığını değerlendirmektir. Temel hak ve özgürlüklere yönelik bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması ve orantılı bir müdahale olması gerekir (Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 33-35; Mehmet Ali Aydın [GK], B. No: 2013/9343, 4/6/2015, §§ 42, 43; Ferhat Üstündağ[1. B.], B. No: 2014/15428, 17/7/2018, § 45).

18. Herkes gibi hükümlü ve tutuklular da Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri [2. B.], B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 65) ve bu bağlamda ifade özgürlüğüne de sahiptir (Murat Karayel (5) [2. B.], B. No: 2013/6223, 7/1/2016, § 27). Öte yandan ifade özgürlüğünün mutlak bir hak olmadığı ve Anayasa'nın 26. maddesinin ikinci maddesinde öngörülen sebeplerle sınırlandırılabileceği unutulmamalıdır. Bu bağlamda ceza infaz kurumunda bulunmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin sağlanması gibi kurumda güvenliğin ve düzenin korunmasına yönelik kabul edilebilir gerekliliklerin olması durumunda mahpusların sahip olduğu haklara sınırlama getirilebilecektir (Murat Karayel (5), § 29).

19. Disiplin suç ve cezaları yönünden genel hüküm niteliğinde olan 5275 sayılı Kanun’un 37. maddesi uyarınca, kanun kapsamındaki bir disiplin suçunun oluşabilmesi ve cezasının uygulanabilmesi için sadece her bir disiplin suçu yönünden belirlenen özel hükümdeki şartların gerçekleşmesi yeterli olmayıp ayrıca 37. maddedeki şartların da gerçekleşmesi gerekmektedir. 5275 sayılı Kanun’un 37. maddesine göre ceza infaz kurumunda düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması bakımından kanun, tüzük, yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emrettiği veya gerekli kıldığı davranış ve tutumları, kusurlu olarak ihlal ettiğinde eyleminin niteliği ile ağırlık derecesine göre hükümlü hakkında kanunda belirtilen disiplin cezaları uygulanacaktır (AYM, E.2013/6, K.2013/111, 10/10/2013; Memiş Berber [1. B.], B. No: 2017/38744, 20/10/2021, § 22).

20. Bu doğrultuda Anayasa Mahkemesi, ceza infaz kurumunda yapılacak bir eylemin 5275 sayılı Kanun’un 39. ile 44. maddeleri arasında öngörülen disiplin suçunu oluşturduğu açık olsa dahi bu durumun disiplin cezası verilmesi için tek başına yeterli olmayacağını, eylemin ceza infaz kurumundaki güvenliği veya disiplini bozacak ya da düzenli yaşamın sürdürülmesini önleyecek şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini kabul etmiştir (AYM, E.2013/6, K.2013/111, 10/10/2013; Murat Karayel (5), §§ 43, 44; Cihat Özdemir [2. B.], B. No: 2015/214, 9/5/2018, § 22). Dolayısıyla somut olayda başvurucunun bulundurduğu dokümanların kurumdaki güvenliği veya disiplini bozacak ya da düzenli yaşamın sürdürülmesini önleyecek nitelikte kabul edilmesinin mümkün olup olmadığı incelenmelidir.

21. Somut olayda, başvurucunun not defterinde Ceza İnfaz Kurumu mektup okuma komisyonu tarafından yapılan inceleme doğrultusunda "...kelimelerin terör örgütü üyelerini ve terör örgütünü övücü söylemler ve terör örgütüne ait sözde kürt marşı ve şarkı sözleri 'YPS, yps, yps, bi ciwanan-Robin derket kolanan-Çekirin barikatan-Dijmin xistin Xendekan" şeklinde tespitlere yer verilmiştir. Ceza İnfaz Kurumu tarafından başvurucu hakkında uygulan disiplin kararında da mektup okuma komisyonu tarafından yapılan tespitler doğrultusunda ceza verildiği belirtilmiş, terör örgütünü ve üyelerini öven söylemlerin neler olduğu ve sözde Kürt marşı ve şarkı sözleri olarak belirtilen ifadelerin ise ne anlama geldiği belirtilmemiştir. Hakeza, yargı mercilerinin de bu konuda herhangi bir araştırma yoluna gitmedikleri ve buna dair bir gerekçe oluşturmadıkları anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, gerek idari makamların gerekse de yargı mercilerinin kararlarında not defteri içeriğindeki hangi sözlerin kurumdaki güvenliği veya disiplini bozacak ya da düzenli yaşamın sürdürülmesini önleyecek nitelikte olduğu anlaşılamamaktadır.

22. Öte yandan başvurucu; Ceza İnfaz Kurumu idaresi tarafından yürütülen disiplin soruşturması sürecinde İnfaz Hâkimliğine yaptığı şikâyet ve Ağır Ceza Mahkemesine yaptığı itiraz başvurularında, nakil olarak geldiği sırada ve daha sonra koğuşunda yapılan aramalarda Ceza İnfaz Kurumu idaresi tarafından kendisine ait not defterlerinin incelendiğini ve yapılan incelemeler sonucunda kendisine teslim edildiğini belirtmiştir. Başvurucunun genel itibarıyla bu itirazlarını her aşamada(Ceza İnfaz Kurumu idaresi, İnfaz Hâkimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi) sunduğu gözlemlenmiştir. Ancak ceza infaz kurumu idaresi tarafından disiplin soruşturması sürecinde bu itirazlar dikkate alınmamış ve derece mahkemeleri tarafından da başvurucunun itirazları hakkında herhangi bir araştırma yapılmaksızın ret kararları verilmiştir. Oysa başvurucunun nakil sırasında veya ceza infaz kurumunda yapılan aramalarda not defterlerinin incelenmek üzere alındığını ve kendisine iade edildiğini belirtmiş olması, uyuşmazlığın sonucunu doğrudan etkileyebilecek önemli bir iddiadır. Dolayısıyla Ceza İnfaz Kurumu idaresi tarafından başvurucuya ait not defterleri üzerinde daha önce inceleme yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa da yapılan incelemeler neticesinde nasıl bir karar verildiği hususunda gerekli araştırmanın yapılması gerekir.

23. Anayasa Mahkemesi ifade özgürlüğüne yapılan bir müdahalenin kamu makamları tarafından ortaya konulan gerekçelerinin ilgili ve yeterli olup olmadığını denetler (diğerleri arasından bkz. Kemal Kılıçdaroğlu [1. B.], B. No: 2014/1577, 25/10/2017, § 58; Bekir Coşkun, § 56; Tansel Çölaşan [1. B.], B. No: 2014/6128, 7/7/2015, § 56; Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri [GK], B. No: 2018/17635, 26/7/2019, § 120; Sırrı Süreyya Önder [GK], B. No: 2018/38143, 3/10/2019, § 60; hükümlü ve tutuklulara uygulanan disiplin cezaları bağlamında bkz. Eşref Arslan, §§ 50-54; Abdulhamit Babat (3) [1. B.], B. No: 2015/3370, 9/1/2020, §§ 33-37). Somut olayda idare ve derece mahkemeleri, yukarıda açıklanan nedenlerle başvurucunun disiplin cezasıyla cezalandırılmasının neden zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığını ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterememiştir. Bu nedenle başvurucunun ifade özgürlüğüne "11 gün hücreye koyma cezası" vermek suretiyle yapılan müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığı sonucuna varılmıştır.

24. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

25. İfade özgürlüğünün ihlali şikâyetine ilişkin yukarıda varılan sonuç ve aşağıdaki giderim dikkate alındığında başvurucunun disiplin soruşturması sürecindeki süre şartlarına uyulmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının da ihlal edildiği yönündeki iddialarının bu aşamada incelenmesine gerek olmadığı değerlendirilmiştir.

III. GİDERİM

26. Başvurucu; ihlalin tespiti, 100.000 TL maddi ve 150.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

27. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

28. Bununla birlikte yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında ve eski hâle getirme kuralı çerçevesinde başvurucuya net 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir. Başvurucu, maddi zarara ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,

D. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Diyarbakır İnfaz Hâkimliğine (E.2023/6561, K.2023/6978) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucuya net 20.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 29/4/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Reber Altuntaş [1. B.], B. No: 2023/70052, 29/4/2025, § …)
   
Başvuru Adı REBER ALTUNTAŞ
Başvuru No 2023/70052
Başvuru Tarihi 2/8/2023
Karar Tarihi 29/4/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda yapılan aramada ele geçen dokümanların içeriği nedeniyle disiplin cezası verilmesinin ifade özgürlüğünü, disiplin soruşturmasındaki süre şartlarına uyulmamasının ise adil yargılanma hakkını ihlal ettiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü Ceza infaz kurumunda ifade İhlal Yeniden yargılama
İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi