TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MİRAŞ MÜMESSİLLİK İNŞ. TAAH.
REKLAM PAZ. BAS.
|
YAY. SAN. TİC. A.Ş. BAŞVURUSU
|
|
(Başvuru Numarası: 2012/1056)
|
Karar Tarihi: 16/4/2013
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
Raportör
|
:
|
Murat AZAKLI
|
Başvurucu
|
:
|
Miraş Mümessillik İnş. Taah. Reklam Paz.Bas.Yay.San.
ve Tic. A.Ş.
|
Temsilcisi
|
:
|
Elmas SEVGİ
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, Yenice Belediye
Başkanlığı aleyhine açtığı kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası
sonucunda, kamulaştırılan işletme bedelinin kamu alacaklarına uygulanan en
yüksek faizle tahsiline karar verilmesi gerektiği hâlde yasal faizle tahsiline
karar verildiğini, alacağın tahsili amacıyla yaptığı icra takibi sırasında
faize ilişkin haklarını saklı tutmasına rağmen kamu alacaklarına uygulanan en
yüksek faizle tahsil isteminin reddedildiğini belirterek mülkiyet hakkı ile
adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 6/12/2012 tarihinde
İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin
idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir
eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca, 12/4/2013
tarihinde, başvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı
alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün
33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca kabul edilebilirlik incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu tarafından Yenice Köyünün su ihtiyacının karşılanması
amacıyla kuyular açılmış, borular döşenip su şebekesi tesis edilerek işletme
kurulmuştur.
6. Başvurucu, Yenice Belediyesince kamulaştırma işlemi
yapılmadan kurduğu işletmeye el konulduğu iddiasıyla, Belediye aleyhine Çorlu
2. Asliye Hukuk Mahkemesinde 30/6/2004 tarihinde,
kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açmış, kamulaştırmasız el
atma bedelinin dava tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan en yüksek
faiziyle tahsilini talep etmiştir.
7. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, 3/4/2007
tarih ve E.2005/148, K.2007/80 sayılı kararla 21.369.796,51 TL’nin dava
tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
8. Davalının hükmü temyizi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk
Dairesinin 23/3/2010 tarih ve E.2009/19408,
K.2010/4720 sayılı kararıyla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11. maddesinin
üçüncü fıkrası uyarınca, hizmet teşebbüsünün sebep olacağı değer artışları ile
ilerisi için düşünülen kullanma şekillerine göre getireceği kârın dikkate
alınmayacağı gözetilerek, yalnızca tesis bedeline hükmedilmesi gerekirken, 34
yıllık işletme kârı karşılığının tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş,
hüküm davalı lehine bozulmuştur.
9. Karar düzeltme istemi, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 14/6/2010 tarih ve E.2010/8925, K.2010/11020 sayılı
kararıyla reddedilmiştir.
10. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama
sonunda 15/2/2011 tarih ve E.2010/233, K.2011/68
sayılı kararla davanın kısmen kabulüne, 1.841.708,64 TL’nin dava tarihinden
itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
11. Hükmün taraflarca temyizi üzerine Yargıtay 5. Hukuk
Dairesinin 1/11/2011 tarih ve E.2011/8499,
K.2011/17791 sayılı kararıyla avukatlık ücreti yönünden hüküm düzeltilerek
onanmıştır.
12. Tarafların karar düzeltme istemleri, Yargıtay 5. Hukuk
Dairesinin 9/4/2012 tarih ve E.2012/2733, K.2012/7257
sayılı kararıyla onama kararındaki avukatlık ücreti yönünden düzeltme kararı
verilerek reddedilmiştir.
13. Başvurucu, 6/8/2008 tarihinde
İstanbul 8. İcra Müdürlüğüne başvurarak, Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin
3/4/2007 tarih ve E.2005/148, K.2007/80 sayılı kararı doğrultusunda takip
talebinde bulunmuş, asıl alacak, geçmiş günler faizi, vekalet ücreti ile
birlikte 35.257.116,52 TL’nin, asıl alacak olan 21.369.796,51 TL’nin takip
tarihinden itibaren işleyecek %9 faiziyle birlikte Yenice Belediyesinden
tahsilini talep etmiştir. Başvurucu takip talebinde, faiz oranlarındaki
artıştan kaynaklanan talep hakkını saklı tutmuştur.
14. İstanbul 8. İcra Müdürlüğü tarafından 7/8/2008
tarihinde başvurucunun takip talebi doğrultusunda Yenice Belediyesi aleyhine
ilama dayalı icra emri gönderilmiştir.
15. Başvurucu 16/12/2011 tarihinde
İstanbul 8. İcra Müdürlüğüne başvuruda bulunarak faizin kamu alacaklarına
uygulanacak en yüksek faiz olarak yeniden hesaplanmasını talep etmiştir.
16. İstanbul 8. İcra Müdürlüğünce 16/12/2011
tarihinde, takibin %9 faiz istemiyle yapıldığı ve icraya konu hükümde yasal
faizle tahsile karar verildiği gerekçesiyle istem reddedilmiştir.
17. Başvurucu tarafından İstanbul 8. İcra Müdürlüğünün ret
kararına karşı İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesinde açılan dava sonucunda 23/2/2012 tarih ve E.2011/1378, K.2012/208 sayılı kararla
davanın reddine karar verilmiştir.
18. Hükmün temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 15/5/2012 tarih ve E.2012/3726, K.2012/4244 sayılı kararıyla
takip talebinde faizin %9 oranı ile sınırlı olarak istenildiği gerekçesiyle
hüküm onanmıştır.
19. Karar düzeltme istemi Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 9/11/2012 tarih ve E.2012/6783, K.2012/10134 sayılı
kararıyla reddedilmiştir.
B. İlgili Hukuk
20. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un geçici 1.
maddesinin (8) numaralı fıkrası, 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk
Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesinin (2) numaralı fıkrası, 18/6/1927
tarih ve 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26/9/2004 tarih
ve 5236 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki hâliyle 427. maddesinin
birinci fıkrası ve 440. maddesi.
21. 16/5/1956 tarih ve 1/6 sayılı Yargıtay
İçtihadı Birleştirme kararı şöyledir:
“Kamulaştırmasız olarak taşınmazına el konulan
şahıs, ilgili kamu tüzel kişisi aleyhine el koymanın önlenmesi davası açabileceği
gibi, bu eylemli duruma razı olduğu takdirde taşınmazın değerinin tahsili
davası da açabilir.”
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
22. Mahkemenin 16/4/2013 tarihinde
yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 6/12/2012 tarih ve 2012/1056 numaralı bireysel
başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
23. Başvurucu, Yenice Belediyesi
aleyhine Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı kamulaştırmasız el atma
nedeniyle tazminat davası sonucunda, kurdukları işletme bedelinin dava tarihinden
itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verildiğini, bu hükme dayalı olarak
yapılan icra takibi sırasında tazminatın yasal faizle tahsilini talep ettiğini,
ancak faiz miktarındaki artışlara ilişkin haklarını saklı tuttuğu için
Anayasa’nın 46. maddesi uyarınca yasal faiz yerine kamu alacaklarına
uygulanacak en yüksek faizle tahsil isteminde bulunduğu hâlde bu isteminin
reddedildiğini, kamulaştırmasız el atma davalarında yasal faiz yerine kamu
alacaklarına uygulanacak en yüksek faizle tahsil kararı verilmesi gerektiğini,
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat
davalarında, yasal faiz yerine kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizle
tahsil kararı verilmesi gerektiği yönünde içtihatlarının bulunduğunu belirterek
mülkiyet hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş,
tazminat talep etmiştir.
B. Değerlendirme
24. Başvuru formu ve ekleri incelendiğinde, başvurunun,
mülkiyet hakkı ve adil yargılanma hakkının ihlali iddialarına dayandığı görülmektedir.
Başvurucu, her ne kadar kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemlerinde
Yargıtayın farklı dairelerince kamu alacaklarına
uygulanan en yüksek faizle tahsile karar verilmesinin eşitlik ilkesini ihlal
ettiğini ileri sürmüşse de Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından
yapılan hukuki tavsifi ile bağlı değildir. Başvurucunun bu iddialarının özü,
anılan kararın adil olmadığı iddiasına dayandığından söz konusu iddialar, adil
yargılanma hakkı çerçevesinde değerlendirilmiştir. Dolayısıyla başvurunun,
mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlali iddiaları altında incelenmesi
gerekmektedir.
1. Mülkiyet Hakkının İhlali İddiası
25. 30/3/2011 tarih ve 6216
sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un
geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası şöyledir:
“Mahkeme,
23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve
kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.”
26. Anılan Kanun hükmü uyarınca Anayasa
Mahkemesinin yetkisinin zaman bakımından başlangıcı 23/9/2012
tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve
kararlar aleyhine yapılan bireysel başvuruları inceleyebilecektir. Yukarıda
belirtilen hukuki düzenlemeler karşısında, anılan tarihten önce kesinleşmiş
nihaî işlem ve kararları da içerecek şekilde yetki kapsamının genişletilmesi
mümkün değildir.
27. Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin
zaman bakımından yetkisi için kesin bir tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin
yetkisinin geriye yürür şekilde uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir
gereğidir (B. No: 2012/51, § 18, 25/12/2012).
28. Başvuru konusu olayda, başvurucu
tarafından Yenice Belediyesi aleyhine Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde
kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açılmış, kamulaştırmasız el
atma bedelinin dava tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan en yüksek
faizle tahsili talep edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 15/2/2011 tarih ve 2010/233, K.2011/68 sayılı kararla
davanın kısmen kabulüne, tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle
davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hükmün taraflarca temyizi üzerine
Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 1/11/2011 tarihli
kararıyla avukatlık ücreti yönünden hüküm düzeltilerek onanmış, karar düzeltme
istemi, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 9/4/2012 tarihli kararıyla avukatlık
ücreti yönünden düzeltme kararı verilerek reddedilmiştir. Başvurucu, Çorlu 2.
Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kararı, hükmedilen faizin niteliğine yönelik
temyiz etmemiş ve karar düzeltme isteminin reddine dair karar tarihi olan 9/4/2012 tarihi itibarıyla olağan kanun yolları tüketilerek
hüküm bu tarihte kesinleşmiştir. Dolayısıyla kamulaştırmasız el atma bedelinin yasal
faiziyle tahsiline karar verilmesi sonucu hakların ihlal edildiğine dair
iddialar Mahkemenin zaman bakımından yetkisizliği nedeniyle kabul edilemez
niteliktedir.
29. Açıklanan
nedenlerle kamulaştırmasız el atma bedelinin yasal faiziyle tahsiline karar
verilmesi sonucu hakların ihlal edildiğine dair iddiaların, yasal faizle tahsil
kararı 23/9/2012 tarihinden önce kesinleştiği için
başvurunun, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Adil Yargılanma Hakkının İhlali
İddiası
30. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları
şöyledir:
“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış
temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki
herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa
Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının
tüketilmiş olması şarttır.
Bireysel başvuruda, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.”
31. 6216 sayılı
Kanun’un, “Bireysel başvuruların
kabul edilebilirlik şartları ve incelenmesi” kenar başlıklı 48.
maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Mahkeme, … açıkça
dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”
32. 6216 sayılı Kanun’un “Esas hakkındaki inceleme” kenar başlıklı
49. maddesinin (6) numaralı fıkrası şöyledir:
“Bölümlerin, bir mahkeme kararına karşı
yapılan bireysel başvurulara ilişkin incelemeleri, bir temel hakkın ihlal
edilip edilmediği ve bu ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesi ile
sınırlıdır. Bölümlerce kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme
yapılamaz.”
33. Anayasa’nın 148. maddesinin
dördüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 49. maddesinin (6) numaralı
fıkrasında, bireysel başvurulara ilişkin incelemelerde kanun yolunda
gözetilmesi gereken hususların incelemeye tabi tutulamayacağı, 6216 sayılı
Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında ise açıkça dayanaktan yoksun
başvuruların Mahkemece kabul edilemezliğine karar verilebileceği
belirtilmiştir.
34. Bir anayasal hakkın ihlali iddiası
içermeyen, yalnızca derece mahkemelerinin kararlarının yeniden incelenmesi
talep edilen başvuruların açıkça dayanaktan yoksun olup Anayasa ve Kanun
tarafından Mahkemenin yetki kapsamı dışında bırakılan hususlara ilişkin olduğu
açıktır.
35. Bireysel başvuruya konu davadaki
olayların kanıtlanması, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması,
yargılama sırasında delillerin kabul edilebilirliği ve değerlendirilmesi ile
kişisel bir uyuşmazlığa derece mahkemeleri veya temyiz mercileri tarafından
getirilen çözümün esas yönünden adil olup olmaması, bireysel başvuru
incelemesinde değerlendirmeye tabi tutulamaz. Anayasa’da yer alan hak ve
özgürlükler ihlal edilmediği sürece ya da açıkça keyfilik içermedikçe derece
mahkemelerinin veya temyiz mercilerinin kararlarındaki maddi ve hukuki hatalar
bireysel başvuru incelemesinde ele alınamaz. Bu çerçevede, derece
mahkemelerinin ve temyiz mercilerinin delilleri takdirinde açıkça keyfilik
bulunmadıkça, Anayasa Mahkemesinin bu takdire müdahalesi söz konusu olamaz.
36. Öte yandan benzer konularda aynı
derecedeki yargı mercileri arasındaki içtihat farklılıkları tek başına adil
yargılanma hakkının ihlali niteliğinde kabul edilemeyeceği gibi, derece
mahkemeleri veya temyiz mercilerinin, uyuşmazlıklara ilişkin olarak, tarafların
talepleri ve delilleri arasındaki yorum farklılıkları da tek başına adil
yargılanma hakkının ihlali niteliğinde kabul edilemez.
37. Başvuru konusu olayda başvurucu,
Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 3/4/2007 tarih ve E.2005/148,
K.2007/80 sayılı kararına dayalı olarak yaptığı ilamlı icra takip talebinde,
asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9 faiz oranı uygulanarak tahsil
isteminde bulunmuştur. Borçluya gönderilen 7/8/2008
tarihli icra emrinde de asıl alacağın takip tarihinden itibaren %9 faiziyle
tahsilinin talep edildiği belirtilmiştir. Başvurucu, icra takibinin
kesinleşmesinden sonra İstanbul 8. İcra Müdürlüğüne müracaat ederek faizin %9
faiz yerine, kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz olarak hesaplanmasını talep
etmiş, bu talebi İcra Müdürlüğünce 16/12/2011
tarihinde reddedilmiştir. Bu karara karşı İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesinde
şikâyet yoluyla açılan dava sonucunda da, takibe esas Çorlu 2. Asliye Hukuk
Mahkemesi kararında yasal faizle tahsile karar verildiği gerekçesiyle davanın
reddine karar verilmiştir. Anılan hükmün temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk
Dairesinin 15/5/2012 tarihli kararıyla takip talebinde
faizin %9 oranı ile sınırlı olarak istenildiği belirtilerek hüküm onanmıştır.
38. Bu
açıklamalar dikkate alındığında, kamulaştırmasız el atma bedelinin yasal faizle
tahsiline karar verildiği ve hükmün başvurucu tarafından bu yöne ilişkin olarak
temyiz edilmeksizin kesinleştiği, bu hükme dayalı olarak yapılan takip
talebinde de asıl alacağın %9 faiziyle tahsili talep edildiği ve takibin de
kesinleştiği anlaşılmıştır. Her ne kadar kamu alacaklarına uygulanan en yüksek
faiz oranı, %9 yasal faiz oranından yüksek ise de ve Anayasa’nın 46. maddesinin
son fıkrasında 3/10/2001 tarih ve 4709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun’un 18. maddesi ile
yapılan değişiklik ile kamulaştırma bedellerine kamu alacakları için öngörülen
en yüksek faiz oranının uygulanacağı şeklinde düzenleme yapılmışsa da,
başvurucunun takip talebinde belirttiği %9 yasal faizle tahsil talebi
kesinleşmiştir.
39. Başvurucu,
icra takibi sırasında tazminatın yasal faizle tahsilini talep ettiğini, ancak
faiz miktarındaki artışlara ilişkin haklarını saklı tuttuğu hâlde Anayasa’nın
46. maddesi uyarınca yasal faiz yerine kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek
faizle tahsil isteminin reddedilmesinin haklarını ihlal ettiğini ileri sürmüşse
de başvurucunun bu iddiaları kanun yolu şikâyeti niteliğindedir. Zira, başvurucunun iddialarının özünün derece mahkemesi
tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında isabet olmadığına
ve esas itibarıyla yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
40. Açıklanan
nedenlerle başvurucunun, icra takibinde faiz miktarındaki artışlara ilişkin
haklarını saklı tutmasına rağmen Anayasa’nın 46. maddesi uyarınca, yasal faiz
yerine kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizle tahsil isteminin reddedildiği
iddialarının kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin olduğu, derece
Mahkemesince, takibe konu Mahkeme kararında yasal faize karar verilmesi ve
takip talebinde yasal faizle tahsil talebinde bulunulması nedenleriyle
başvurucunun isteminin reddedilmesinin bariz bir şekilde keyfilik de içermediği
anlaşıldığından, başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden
incelenmeksizin “açıkça dayanaktan yoksun
olması” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
A. Başvurunun;
1. Mülkiyet hakkının ihlali iddiası yönünden, “zaman bakımından yetkisizlik”,
2. Adil yargılanma hakkının ihlali iddiası yönünden, “açıkça dayanaktan yoksun olması”,
nedenleriyle KABUL
EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına,
16/4/2013 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.