TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
GÜNNUR COŞKUN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2012/836)
|
|
Karar Tarihi: 20/3/2014
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Serruh KALELİ
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Nuri NECİPOĞLU
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
Raportör
|
:
|
Murat ŞEN
|
Başvurucu
|
:
|
Günnur COŞKUN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, Sındırgı Kaymakamı
tarafından kendisine hakaret ve tehdit edildiği iddiasıyla yaptığı başvurular
sonucunda soruşturma izni verilmemesi nedeniyle Balıkesir Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından işleme koymama kararı verilmesinin Anayasa’nın 10.,
17., 19., 33. ve 48. maddelerinde tanımlanan anayasal haklarını ihlal ettiğini
ileri sürmüştür.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 27/11/2012 tarihinde
Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve
eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde belirlenen eksiklikler
tamamlatılmış ve Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. Birinci Bölüm İkinci
Komisyonunca, başvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından Bölüm kararı
alınması gerekli görüldüğünden kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade
edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu, 21/3/2011 tarihinde
Balıkesir ili Sındırgı İlçesinde Çevreyi,Hayvanları
Koruma ve Yaşatma Derneğini kurmuş ve faaliyete geçirmiştir.
6. Dernek adına yürüttüğü
faaliyetler nedeniyle hakkında şikayet olduğu gerekçesiyle Kaymakamlık makamına
çağrıldığını ve burada kaymakam tarafından hakaret ve tehdide maruz kaldığını
ve dernek faaliyetlerinin engellendiğini ileri sürerek Başbakanlık, İçişleri
Bakanlığı, Balıkesir Valiliği ve Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde
Sındırgı Kaymakamından şikâyetçi olmuştur.
7. Balıkesir Cumhuriyet
Başsavcılığı, 24/10/2011 tarih ve 2011/11354 sayılı resmi yazısıyla Sındırgı
Kaymakamı hakkında görevi kötüye kullanma suçundan Balıkesir Valilik Makamından
soruşturma izni talep etmiştir. Balıkesir Valiliği, 12/12/2011 tarih ve
B054VLK4100600-498.01.03-15641 sayılı kararı ile başvurucunun şikâyet
dilekçesinin işleme konulmamasına karar verilmiştir.
8. Valilik kararına karşı Balıkesir
Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine Bursa Bölge İdare Mahkemesi,
4/1/2012 tarih ve E.2011/498, K.2012/4 sayılı kararı ile şikâyet edilen
hakkında ön inceleme başlatılıp hazırlanacak rapor kapsamında ilgili hakkında
soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin bir karar tesis edilmesi
gerektiği gerekçesiyle işleme konulmama kararının kaldırılmasına
kararvermiştir.
9. Anılan karar üzerine Balıkesir
Valiliği, tekrar inceleme başlatarak hazırlanan 30/3/2012 tarihli ön inceleme
raporu kapsamında 4/4/2012 tarih ve K.2012/42 sayılı kararı ile Sındırgı
Kaymakamı hakkında soruşturma izni verilmemesine karar vermiştir. Karara
yapılan itiraz, Bursa Bölge İdare Mahkemesinin 5/6/2012 tarih ve E.2012/245,
K.2012/249 sayılı kararı ile reddedilmiştir.
10. Balıkesir Cumhuriyet
Başsavcılığı, 16/7/2012 tarih veK.2012/3445 sayılı kararı ile Bursa Bölge İdare
Mahkemesinin anılan kararını gerekçe göstererek şikayet dilekçesinin işleme
konulmasına yer olmadığına karar vermiştir. Karara karşı itiraz, Burhaniye Ağır
Ceza Mahkemesinin 9/10/2012 tarih ve 2012/1878 Değişik İş sayılı kararı ile
kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.
11. Başvurucu, karardan 5/11/2012
tarihinde haberdar olduğunu belirtmiştir.
B. İlgili Hukuk
12. 2/12/1999 tarih ve 4483 sayılı
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un 3.
maddesinin birinci fıkrasının(b) bendi ve (2)numaralı fıkrası şöyledir:
“Soruşturma izni
yetkisi;
...
b) İlde ve merkez
ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında vali,
....
Yokluklarında ise vekilleri
tarafından bizzat kullanılır.
Yetkili mercilerin
saptanmasında, memur veya kamu görevlisinin suç tarihindeki görevi esas
alınır."
13. 4483 Sayılı Kanun'un 4.
maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Cumhuriyet
başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu Kanun kapsamına giren
suçlarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir
durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali
bulunan delilleri tespitten başka hiçbir işlem yapmayarak ve hakkında ihbar
veya şikayette bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesine
başvurmaksızın evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni
isterler."
14. 4483 sayılı Kanun'un 9. maddesi
şöyledir:
"Yetkili
merci, soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararını
Cumhuriyet başsavcılığına, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu
görevlisine ve varsa şikayetçiye bildirir.
Soruşturma izni verilmesine
ilişkin karara karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi;
soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise Cumhuriyet başsavcılığı
veya şikayetçi itiraz yoluna gidebilir. İtiraz süresi, yetkili merciin
kararının tebliğinden itibaren on gündür.
İtiraza, 3 üncü maddenin (e),
(f), (g) (Cumhurbaşkanınca verilen izin hariç) ve (h) bentlerinde sayılanlar
için Danıştay İkinci Dairesi, diğerleri için yetkili merciin yargı çevresinde
bulunduğu bölge idare mahkemesi bakar. İtirazlar, öncelikle incelenir ve en geç
üç ay içinde karara bağlanır. Verilen kararlar kesindir."
15. 26/9/2004 tarih ve 5237 sayılı
Türk Ceza Kanunu’nun “Hakaret”
kenar başlıklı 125. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"(1) Bir
kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil
veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve
saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası
ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için
fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir."
16. 5237 Sayılı Kanun'un 257.
maddesi şöyledir:
" (1) Kanunda
ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerine aykırı
hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden
olan ya da kişilere haksız bir (Değişik ibare: 08/12/2010-6086 S.K./1.mad.) menfaat , sağlayan kamu görevlisi, (Değişik ibare:
08/12/2010-6086 S.K./1.mad.) altı aydan iki yıla kadar, hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Kanunda ayrıca suç olarak
tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme
göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da
kişilere haksız bir (Değişik ibare: 08/12/2010-6086 S.K./1.mad.) menfaat,
sağlayan kamu görevlisi, (Değişik ibare: 08/12/2010-6086 S.K./1.mad.) üç aydan
bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
17. Mahkemenin 20/3/2014 tarihinde
yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 27/11/2012 tarih ve 2012/836 numaralı
bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
18. Başvurucu, kurucusu ve başkanı
olduğu Çevreyi, Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneğinin faaliyetleri ile ilgili
hakkında yapılan şikayetler sebebiyle ilçe kaymakamı tarafından çağrıldığını,
kaymakamlık makamına gittiğinde kaymakamın kendisine hakaret ve tehditlerde
bulunduğunu, kaymakamla konuşmasını kayda alarak şikâyetçi olduğunu, Balıkesir
Cumhuriyet Başsavcılığının, şikâyet ile ilgili kaymakam hakkında soruşturma
izni istediğini ancak Valilik makamının soruşturma izni vermediğini,
itirazlarının da Bursa Bölge İdare Mahkemesi tarafından reddedildiğini,
savcılığın işleme koymama kararı ile ilgili itirazın da Burhaniye Ağır Ceza
Mahkemesi tarafından reddedildiğini, böylelikle şikâyetlerin karşılıksız
kaldığını, ayrıca dernek faaliyetleri sebebiyle bazı eksiklikler bahane
edilerek işyerinin mühürlendiğini ve işyerinden tahliye edildiğini belirterek
Anayasa’nın 10., 17., 19., 33. ve 48. maddelerinde tanımlanan anayasal
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve işleme konulmama kararının
kaldırılması ile maddi, manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
19. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un geçici 1.
maddesinin (8) numaralı fıkrası şöyledir:
“Mahkeme,
23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine
yapılacak bireysel başvuruları inceler.”
20. Anılan kanun hükümü uyarınca
Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin başlangıcı 23/9/2012 tarihi
olup, Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar
aleyhine yapılan bireysel başvuruları inceleyebilecektir.
21. Anayasa Mahkemesinin zaman
bakımından yetkisi için kesin bir tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin
geriye yürür şekilde uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir (B.
No: 2012/51, 25/12/2012, § 18).
22. Başvurucunun, şikayetleri
kapsamında Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı 24/10/2011 tarihinde Balıkesir
Valilik Makamından soruşturma izni talep etmiş ve buna yönelik
Valiliğin4/4/2012 tarih ve K.2012/42 sayılı soruşturma izni verilmemesine
yönelik kararına yapılan itiraz Bursa Bölge İdare Mahkemesinin 5/6/2012 tarih
ve E.2012/245, K.2012/249 sayılı kararı ile reddedilmiştir. Bunun üzerine
Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı, 16/7/2012 tarihli kararı ile işleme koymama
kararı vermiş ve bu karara yapılan itiraz Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin
9/10/2012 tarih ve 2012/1878 Değişik İş kararı ile reddedilmiştir.
23. 4483 sayılı Kanun, kapsamı
içindeki görevliler ve suçlar bakımından ceza soruşturması açılabilmesi için "izin koşulunu" kabul etmiştir.
İzin süreci sonucunda, soruşturma izni alınamaması durumunda ceza soruşturması
başlamadığı için, suç işlendiğine yönelik ihbar ve şikâyetler hakkında
Cumhuriyet Başsavcılığı "inceleme/işlem
yapılmasına yer olmadığı" kararı verebilecektir. Ancak
Başsavcılığın aldığı bu karar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 172. ve
173. maddeleri kapsamında bir karar olmadığından, bu karara yapılan itirazda,
itiraz mercinin "incelemeye yer
olmadığına" karar vermesi gerekir (Yargıtay 4. Ceza Dairesinin
28/5/2006 tarih ve E.2006/4098, K.2006/13142 sayılı kararı). Bu kapsamda,
idarenin soruşturma izni verilmemesine yönelik kararına yapılan itirazın Bölge
İdare Mahkemesi tarafından reddedilmesi halinde Cumhuriyet Başsavcılığının
vereceği karar, şikâyet veya ihbar ile başlayan sürecin bitirilmesine yönelik
olup Bölge İdare Mahkemesinin kararına aykırılık içeremeyecektir. Dolayısıyla
savcılığın işleme koymama kararına yapılan itiraz Bölge İdare Mahkemesinin
kararını etkilemeyeceğinden, bu yola gidilmesinin zaman bakımından
yetkiüzerinde herhangi bir etkisi olmayacaktır.
24. Somut olayda, Bursa Bölge İdare
Mahkemesinin 5/6/2012 tarihli kararı ile kaymakam hakkında soruşturma izni
verilmemesi kesin olarak karara bağlanmıştır.Bu karar kapsamında Balıkesir
Cumhuriyet Başsavcılığının 16/7/2012 tarihli işleme koymama kararının Bölge
İdare Mahkemesi kararı üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Dolayısıyla,
başvuru yolları, 5/6/2012 tarihinde Bursa Bölge İdare Mahkemesinin kararı ile
tüketilmiştir. Bu durumda başvuru, zaman bakımından Anayasa Mahkemesinin
yetkisi dışında kalmaktadır.
25. Açıklanan nedenlerle, başvuru
konusu kararın 23/9/2012 tarihinden önce kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından
başvurunun, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle, başvurunun,
“zaman bakımından yetkisizlik”
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına, 20/3/2014 tarihinde
kesin olarak OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.