TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
NERİMAN KONGUR VE DİĞERLERİ
BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/1557)
|
|
Karar Tarihi: 16/4/2013
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
Raportör
|
:
|
Murat AZAKLI
|
Başvurucular
|
:
|
1. Neriman KONGUR
|
|
|
2. Emine HÜRFİKİR
|
|
|
3. Recep HÜRFİKİR
|
|
|
4. Zehra TOPAL
|
|
|
5. Şengül ŞAHİN
|
|
|
6. Ayşe HÜRFİKİR
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Serap DEMİR
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucular, İSKİ Genel Müdürlüğünce taşınmazlarına kamulaştırmasız
el konulmasına ve tapu kaydının iptal edilmesine rağmen, taşınmazın değerinin
ödenmediğini belirterek mülkiyet hakları ile hak arama hürriyetlerinin ihlal
edildiğini ileri sürmüşlerdir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 26/2/2013 tarihinde
Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı
tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca, 12/4/2013
tarihinde başvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı
alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün
33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca kabul edilebilirlik incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. İstanbul Sular İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından 5/1/1961 tarih ve 221 sayılı Amme Hükmi Şahısları veya
Müesseseleri Tarafından Fiilen Amme Hizmetlerine Tahsis Edilmiş Gayrimenkuller
Hakkında Kanun’a göre hasımsız olarak Üsküdar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde
açılan dava sonucunda anılan Mahkemenin 16/10/1974 tarih ve E.1973/653,
K.1974/214 sayılı kararıyla başvurucuların murisi Ali Hürfikir
adına 43 ada 4 parsel numarası ile tapuya kayıtlı taşınmazın ifraz edilerek 43
ada 23 parsel sayılı taşınmazın su isale hattı niteliğiyle İstanbul Sular
İdaresi Genel Müdürlüğü adına, 43 ada 24 parsel sayılı taşınmazın
başvurucuların murisi adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
6. Başvurucuların murisi Ali Hürfikir
9/3/1995 tarihinde vefat etmiştir.
7. Başvurucular tarafından 20/5/1998
tarihinde İSKİ Genel Müdürlüğü aleyhine Üsküdar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde
açılan davada, davalı adına tapuya kayıtlı 43 ada 23 parsel sayılı taşınmazın
tapu kaydının iptali ile davalı adına yalnızca irtifak hakkı tesisi talep
edilmiş, Mahkemece 17/10/2000 tarih ve E.1998/379, K.2000/902 sayılı kararla
davanın reddine karar verilmiştir.
8. Hüküm, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 17/4/2001
tarih ve E.2001/3718, K.2001/6869 sayılı kararıyla onanmıştır.
9. Başvurucular tarafından İSKİ Genel Müdürlüğü aleyhine
Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat
davası açılmış, Mahkemece 16/2/2010 tarih ve
E.2009/512, K.2010/42 sayılı kararla 221 sayılı Kanun'a göre taşınmazın tapu
kaydının iptal edildiği ve 221 sayılı Kanun’da öngörülen hak düşürücü sürelerin
geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
10. Hüküm, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 15/5/2012
tarih ve E.2012/4531, K.2012/9858 sayılı kararıyla onanmıştır.
11. Başvurucuların karar düzeltme istemi, Yargıtay 5. Hukuk
Dairesinin 26/11/2012 tarih ve E.2012/18721,
K.2012/23812 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
12. Karar düzeltme isteminin sonucu, 7/1/2013
tarihinde başvuruculara tebliğ edilmiştir.
B. İlgili Hukuk
13. 221 sayılı Kanun'un 1. maddesi şöyledir:
“6830 sayılı İstimlak Kanununun yürürlüğe
girdiği tarihe kadar, kamulaştırma işlerinedayanmaksızın,
kamulaştırma kanunlarının gözönünde tuttuğu
maksatlara fiilentahsis edilmiş olan gayrimenkuller
ilgili amme hükmi şahsı veya müessesesiadına tahsis
tarihinde kamulaştırılmış sayılır.”
14. 221 sayılı Kanun'un 4. maddesi şöyledir:
“Gayrimenkulün bedelini dava hakkı bu kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki sene sonra düşer.”
15. 221 sayılı Kanun'un 7. maddesinin birinci fıkrası
şöyledir:
“Birinci madde uyarınca kamulaştırılmış
sayılan gayrimenkuller esasentapuda kayıtlı ise,
ilgili amme hükmi şahsı veya müessesesinin talebi üzerineAsliye
Hukuk Hakimliğinin kararıyla kayıt sicilden düşülür veya ilgili idareadına tescil yapılır….”
16. 18/6/1927 tarih ve 1086 sayılı mülga Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 442/A maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:
“Yargıtayın onama
veya onamaya karşı başvurulan karar düzeltme isteminin reddine ilişkin
kararlarının sonucu da, mahkeme başkatibince on beş
gün içinde kendiliğinden taraflara bildirilir.”
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
17. Mahkemenin 16/4/2013 tarihinde
yapmış olduğu toplantıda, başvurucuların 26/2/2013 tarih ve 2013/1557 numaralı
bireysel başvuruları incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
18. Başvurucular, İstanbul ili Üsküdar
ilçesinde bulunan taşınmazlarının İstanbul Sular İdaresi Genel Müdürlüğünce
hasımsız olarak açılan dava sonucunda, taşınmazın değeri ödenmeksizin, tapu
kaydının iptal edilerek İstanbul Sular İdaresi Genel Müdürlüğü adına tapuya tescil
edildiğini, İstanbul Sular İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından açılan davada
taraflarına herhangi bir bildirim yapılmadığını ve hasımsız olarak açılan dava
sonucunda tapu kaydının iptal edildiğini, kendilerinin taşınmazın değerinin
ödenmesi amacıyla açtıkları tazminat davasının da hak düşürücü sürenin geçtiği
gerekçesiyle reddedildiğini belirterek Anayasa'nın 35. maddesinde tanımlanan
mülkiyet hakkı ile 36. maddesinde düzenlenen hak arama hürriyetinin ihlal
edildiğini ileri sürmüşler, yeniden yargılama yapılmasını talep etmişlerdir.
B. Değerlendirme
19. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanun’un “Bireysel başvuru usulü”
kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvurunun, başvuru yollarının
tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten
itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.”
20. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün
“Başvuru süresi ve mazeret”
başlıklı 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği
ve buna ilişkin kararın kesinleştiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse
ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.”
21. Bireysel başvurunun ön şartlarından
birisi de başvuru süresidir. Süre, başvurunun her aşamasında dikkate alınması
gereken bir usul hükmüdür.
22. Bireysel başvuruların, 6216 sayılı
Kanun'un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün
64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, başvuru yollarının tüketildiği
tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren
otuz gün içinde Anayasa Mahkemesine doğrudan veya diğer mahkemeler yahut yurt
dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılması gerekmektedir (B. No: 2012/1075, § 18-19, 12/2/2013).
23. Başvuru konusu olayda,
başvurucuların ihlale neden olduğunu iddia ettikleri Üsküdar 4. Asliye Hukuk
Mahkemesinin 16/2/2010 tarih ve E.2009/512, K.2010/42
sayılı kararı, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 15/5/2012 tarih ve E.2012/4531,
K.2012/9858 sayılı kararıyla onanmış, başvurucuların karar düzeltme istemi ise
aynı Dairenin 26/11/2012 tarih ve E.2012/18721, K.2012/23812 sayılı kararıyla
reddedilmiştir.
24. Karar düzeltme isteminin reddi
kararından sonra Mahkemece, başvurucular vekiline gönderilen tebligata “Mahkememiz dosyası Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 26/11/2012 tarih ve E.2012/18721-23812 sayılı ilamıyla karar
düzeltme talebinin reddine gelmiştir. Tebliğ olunur” şeklinde ihtar
yazılmış, karar düzeltme isteminin reddine dair karar ise gönderilmemiştir. Bu
tebligat, 7/1/2013 tarihinde başvurucular vekiline
tebliğ edilmiştir. Başvurucular, karar düzeltme isteminin reddine dair kararın
tebliğ edilmediğini, yalnızca dosyanın Yargıtaydan
döndüğü bildiriminin yapıldığını, bu tür bir tebligatın yasal olmayıp yazılı
yargılamada gerekçeli kararın tebliği esas olduğundan, karar düzeltme isteminin
reddine dair kararın tebliğ tarihinin, hükmü Mahkemeden aldıkları tarih olan 18/2/2013 tarihi olduğunu, bu tarihten itibaren otuz günlük
süre içerisinde bireysel başvuruda bulunulduğunu ileri sürmüşlerdir.
25. Başvurucular vekili, 7/1/2013 tarihinde, karar düzeltme isteminin reddine dair
kararın esas ve karar numaralarını içeren tebliğ mazbatasını tebellüğ etmiştir.
Başvurucular vekiline karar düzeltme isteminin reddine dair kararın aslı veya
sureti tebliğ edilmemişse de 7/1/2013 tarihinde, karar
düzeltme isteminin reddine dair kararı ve dolayısıyla ihlale neden olduğu iddia
edilen Mahkeme hükmüne ilişkin başvuru yollarının tüketildiğini öğrenmiştir. Otuz günlük başvuru süresi de başvurucuların veya
vekillerinin karara erişme olanağına sahip oldukları tarihten itibaren
başlamaktadır. Öte yandan 1086 sayılı Kanun’un yukarıda anılan hükmüne göre,
karar düzeltme isteminin sonucunun taraflara bildirilmesi yeterli olup, ayrıca
karar düzeltme isteminin reddine dair kararın tebliği de gerekmemektedir.
26. Başvurucular vekiline karar
düzeltme isteminin reddi, 7/1/2013 tarihinde
bildirildiği hâlde, başvurucular otuz günlük süre geçtikten sonra 26/2/2013
tarihinde başvuruda bulunmuşlardır.
27. Açıklanan nedenlerle, başvuru yollarının
tüketildiği tarihten itibaren otuz gün geçtikten sonra yapılan başvurunun, diğer
kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin “süre aşımı” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Başvurunun, “süre
aşımı” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin başvurucular
üzerinde bırakılmasına, 16/4/2013 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.