TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
SİNAN ERGÜVENÇ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/5665)
|
|
Karar Tarihi: 16/9/2015
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Hüseyin TURAN
|
Başvurucu
|
:
|
Sinan ERGÜVENÇ
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru,
tutukluluğun kanunda öngörülen azami süreyi aşması, tutuklama ve tutukluluğun
devamı kararlarının yeterli gerekçeden yoksun olması nedenleriyle kişi özgürlüğü
ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru,
22/7/2013 tarihinde Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı vasıtasıyla yapılmıştır.
Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvuruda,
Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğin bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. İkinci
Bölüm Birinci Komisyonunca 17/1/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine
karar verilmiştir.
4. Bölüm
Başkanı tarafından 18/4/2014 tarihinde, başvuru belgelerinin bir örneğinin
görüş için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmesine karar verilmiştir.
5.
Bakanlığın 20/5/2014 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına
ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen başvuru hakkında görüş sunulmayacağı
bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru
formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi
ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
7.
Başvurucu, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturma
kapsamında Samsun 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/27 Sorgu sayılı kararıyla
16/8/2010 tarihinde tutuklanmıştır.
8.
Başvurucu hakkında, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 7/10/2010 tarihli ve
2010/318 sayılı iddianamesi ile suç işlemek amacıyla örgüt kurma, nitelikli
dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddiasıyla kamu
davası açılmıştır.
9.
Başvurucu, Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/2/2013 tarihli ve E.2010/300,
K.2013/72 sayılı kararıyla, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan beraat
etmiş, nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçları kapsamında
48 yıl 112 ay hapis ve 57.480 TL adli para cezasına mahkûm edilmiştir. Ayrıca
anılan kararla başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar verilmiştir.
10.
Başvurucunun, tutukluluğun devamı kararına karşı 6/3/2013 tarihinde yapmış
olduğu itiraz, Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/3/2013 tarihli ve 2013/264
Değişik İş sayılı kararıyla reddedilmiştir. Başvurucu bu kararın 16/7/2013
tarihinde kendisine tebliğ edildiğini bildirmektedir.
11. Yapılan
incelemede başvurucunun, hükmen tutukluluğa yaptığı itiraza ilişkin Samsun 2.
Ağır Ceza Mahkemesinin 18/3/2013 tarihli ve 2013/264 Değişik İş sayılı ret
kararını 25/3/2013 tarihinde öğrendiği Samsun (E) Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
Müdürlüğünün tebliğ-tebellüğ belgesinden anlaşılmıştır.
12.
Başvurucu hakkında görülen dava, başvuru tarihi itibarıyla temyiz
aşamasındadır.
13.
Bireysel başvuru 22/7/2013 tarihinde yapılmıştır.
B. İlgili
Hukuk
14.
4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesi
şöyledir:
“(1) Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir
tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama
kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri
ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.
(2) Aşağıdaki hallerde bir
tutuklama nedeni var sayılabilir:
a) Şüpheli veya sanığın kaçması,
saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.
b) Şüpheli veya sanığın
davranışları;
1. Delilleri yok etme, gizleme
veya değiştirme,
2. Tanık, mağdur veya başkaları
üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma,
Hususlarında kuvvetli şüphe
oluşturuyorsa.
(3) Aşağıdaki suçların işlendiği
hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var
sayılabilir:
a) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda
yer alan;
...
9. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar
hariç, madde 220),
...”
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
15.
Mahkemenin 16/9/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 22/7/2013
tarihli ve 2013/5665 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
16.
Başvurucu, tutukluluğun kanuni süreyi aştığını ve tutukluluğun devamına ilişkin
kararların gerekçesiz olduğunu belirterek kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının
ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tahliye talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
17.
30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru
usulü” kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği
tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren
otuz gün içinde yapılması gerekir. …”.
18.
Bireysel başvurunun kabul edilebilirlik koşullarından olan başvuru süresine
riayet edilmesi şartı, bireysel başvuru incelemesinin her aşamasında resen
nazara alınması gereken bir başvuru koşuludur. Bireysel başvurunun, başvuru
yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği
tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekmektedir (Taner Kurban, B. No: 2013/1582, 7/11/2013, §§ 19, 20).
19. Devam
eden tutukluluğun hukuka aykırı olduğu iddiasıyla yapılan bireysel başvurularda
şikâyetlerin temel amacı, tutukluluğun hukuka aykırı olduğunun ya da devamını
haklı kılan sebep veya sebeplerin bulunmadığının tespitidir. Bu tespit
yapıldığı takdirde buna bağlı olarak ilgilinin tutukluluk hâlinin devamına
gerekçe olarak gösterilen hukuki sebeplerin varlığı sona erecek ve böylece
kişinin serbest kalmasının yolu açılabilecektir. Dolayısıyla belirtilen
nedenlerle ve serbest bırakılmayı temin edebilecek bir karar alma amacıyla
yapılacak bireysel başvuruların, olağan kanun yolları tüketilmek şartıyla,
tutukluluk hâli devam ettiği sürece yapılabilmesi mümkündür (Korcan Pulatsü, B. No:
2012/726, 2/7/2013, § 30).
20. Ancak
başvurucu hakkında ilk derece mahkemesinde mahkûmiyet kararı verilmiş ise
bireysel başvuru açısından talep, hukuka aykırılığın tespiti ve tazminatla
sınırlı kalacaktır. Dolayısıyla bu tür ihlal iddiaları bakımından varsa başvuru
yolları denendikten sonra bireysel başvuru yapılmalıdır (Korcan Pulatsü, § 31).
21. “Bir suç isnadına bağlı olarak”
tutuklulukta geçen sürenin başlangıcı, başvurucunun ilk kez yakalanıp gözaltına
alındığı durumlarda bu tarih, doğrudan tutuklandığı durumlarda ise tutuklama
tarihidir. Sürenin sonu ise kural olarak kişinin serbest bırakıldığı ya da ilk
derece mahkemesince hükmün verildiği tarihtir (Murat
Narman, B. No: 2012/1137, 2/7/2013, § 66).
22. Bu
kapsamda “bir suç isnadına bağlı olarak
tutuklu olma” durumunda, tutukluluk süresinin kanuni süreyi veya
makul süreyi aştığı iddiasıyla yapılacak bireysel başvurunun, ilk derece
yargılaması devam ederken tutukluluğun devamına karar verilen her aşamada
başvuru yolları tüketildikten sonra veya serbest bırakılmadan itibaren başvuru
süresi içinde yapılması gerekir (Mehmet Emin
Kılıç, B. No: 2013/5267, 7/3/2014, § 28).
23. Somut
olayda başvurucu, isnat edilen suçlar nedeniyle 16/8/2010 tarihinde
tutuklanmıştır. Başvurucu hakkında yürütülen ilk derece yargılaması, Samsun 1.
Ağır Ceza Mahkemesince 28/2/2013 tarihinde verilen mahkûmiyet kararıyla
sonuçlanmıştır
24.
Başvurucunun, hakkında verilen hükmen tutukluluğun devamına ilişkin karara yaptığı
itiraz, Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/3/2013 tarihli kararıyla nihai
olarak reddedilmiştir. Başvurucu, söz konusu kararı 16/7/2013 tarihinde
öğrendiğini belirtmiş ise de ret kararı 25/3/2013 tarihinde başvurucuya tebliğ
edilmiştir (bkz. § 11).
25.
Başvurucunun, isnat edilen suçlarla ilgili yargılama kapsamında mahkûmiyet
kararının verildiği tarihe kadar geçen sürede “bir
suç isnadına bağlı olarak” özgürlüğünden yoksun bırakıldığı,
mahkûmiyet kararından sonra geçen sürenin “mahkûmiyet
sonrası tutma” kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
26. Bu
belirlemeler karşısında, “bir suç isnadına
bağlı olarak” tutuklulukla ilgili şikâyetleri içeren bireysel
başvurunun, ilk derece mahkemesinin nihai kararının tebliği olan 25/3/2013
tarihinden itibaren otuz gün içinde yapılması gerekirken 22/7/2013 tarihinde
yapılan bireysel başvuruda süre aşımı olduğu sonucuna varılmıştır.
27.
Açıklanan nedenlerle, başvuru yollarının tüketildiği tarihten itibaren otuz gün
içinde yapılmayan bireysel başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları
yönünden incelenmeksizin “süre aşımı”
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurunun, “süre aşımı”
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına
16/9/2015
tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.