TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
FETTAH HANSU BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2013/906)
Karar Tarihi: 16/4/2013
Başkan
:
Alparslan ALTAN
Üyeler
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Engin YILDIRIM
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
Raportör
Şermin BİRTANE
Başvurucu
Fettah HANSU
Vekili
Av. Abdullah GÜZEL
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucu, terör olayları nedeniyle köyünü terk etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığı zararların karşılanması için yaptığı başvurunun reddine ilişkin işleme karşı açtığı davada verilen ret kararı nedeniyle mülkiyet hakkının ve hak arama hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 21/1/2013 tarihinde Ağrı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Belirlenen eksikliklerin tamamlanmasının ardından dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Başvurucu tarafından başvuru formunda adli yardım talep edilmişse de 18/2/2013 tarihinde bireysel başvuru harcının yatırıldığı görülmüştür.
4. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 12/4/2013 tarihinde başvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, adli yardım talebinin ve kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
5. Başvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu Ağrı ili, Merkez ilçesi, Ortakent köyünde ikamet etmekte iken 1994 yılında meydana gelen terör olayları sebebiyle köyünden göç etmiştir.
7. Başvurucunun, köyünü terk etmesi sebebiyle zarara uğradığından bahisle, 17/7/2004 tarih ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun hükümlerinden yararlandırılması yönündeki istemi Ağrı Valiliği Zarar Tespit Komisyonunun 24/3/2011 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
8. Başvurucunun anılan komisyon işleminin iptali için açtığı dava Erzurum 1. İdare Mahkemesinin 30/12/2011 tarih ve E.2011/1005, K.2011/1926 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
9. Başvurucunun temyizi üzerine karar, Danıştay 15. Dairesinin 9/10/2012 tarih ve E. 2012/1179, K. 2012/6497 sayılı kararı ile onanmıştır.
10. Başvurucu karar düzeltme yoluna gitmediğinden anılan karar 9/10/2012 tarihinde kesinleşmiştir. Söz konusu karar başvurucuya 24/12/2012 tarihinde tebliğ edilmiştir.
B. İlgili Hukuk
11. 5233 sayılı Kanun’un 6. ve 7. maddeleri, 20/10/2004 tarih ve 25619 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Yönetmeliğin 10. ve 11. maddeleri.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 16/4/2013 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 21/1/2013 tarih ve 2013/906 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
13. Başvurucu, Ortakent köyünün terör olaylarından etkilenmesi sebebiyle köyünden göç etmek zorunda kaldığını, Ağrı Valiliğinin 20/3/1995 tarihli Komisyon kararında terör olayları nedeniyle Ortakent köyünün tamamıyla boşalmış olduğunun belirtildiğini ve bu nedenle köy imamının başka yere nakledildiğini, Ağrı İl Milli Eğitim Müdürlüğünün 16/3/2011 tarihli yazısında köy okulunun kapalı olduğunun bildirildiğini, terör örgütü mensuplarının defalarca köye geldiklerine dair jandarma birimlerince tutanaklar düzenlendiğini, İdare Mahkemesinin ret kararında yanlış ve çelişkili ifadelerin bulunduğunu, komşu köylerin de terör olayları nedeniyle boşaltıldığını ve bu köylerde yaşayanlara tazminat ödendiğini belirterek Anayasa’nın 35. maddesinde tanımlanan mülkiyet hakkı ile 36. maddesinde tanımlanan hak arama hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüş, tazminat ve adli yardım talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
1. Adli Yardım Talebi Yönünden
14. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Kanun’un 49. maddesinin (7) numaralı fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvuruların incelenmesinde, bu Kanun ve İçtüzükte hüküm bulunmayan hâllerde ilgili usul kanunlarının bireysel başvurunun niteliğine uygun hükümleri uygulanır.”
15. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün “Bireysel başvuru harcı ve adlî yardım” kenar başlığını taşıyan 62. maddesi şöyledir:
“(1) 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa Bağlı (I) sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları” başlıklı Bölümünün ilk cümlesinde belirtilen bireysel başvuru harcı Maliye Veznelerine yatırılır.
(2) Adlî yardım talepleri, genel hükümlere göre başvuruların kabul edilebilirliği hakkında karar verecek Bölüm veya Komisyonlar tarafından hükme bağlanır.”
16. 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, haklı oldukları yolunda kanaat uyandırmak kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.”
17. 6100 sayılı Kanun’un 337. maddesinin (3) numaralı fıkrası şöyledir:
“Adli yardım, daha önce yapılan yargılama giderlerini kapsamaz.”
18. Hukukumuzda, yargılama giderlerine ve bu arada harçlardan geçici muafiyete ilişkin adli yardım hükümleri, 6100 sayılı Kanun'un 334 ila 340. maddelerinde yer almaktadır. Dolayısıyla, 6216 sayılı Kanun ile İçtüzük’ün yukarıda belirtilen hükümleri uyarınca bireysel başvuru harcından geçici muafiyete ilişkin adli yardım talepleri hakkında, bireysel başvurunun niteliğine uygun düştüğü oranda uygulanacak olan “genel hükümler”, 6100 sayılı Kanun'un 334 ila 340. maddeleridir.
19. 6100 sayılı Kanun’un 334. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun kimselerin, iddia ve savunmalarında haklı oldukları yolunda kanaat uyandırmak kaydıyla adli yardımdan yararlanabilecekleri düzenlenmiştir. Anılan Kanun’un 337. maddesinin (3) numaralı fıkrasında ise adli yardımın daha önce yapılan yargılama giderlerini kapsamayacağı belirtilmiştir.
20. Başvuru konusu olayda, başvurucu 21/1/2013 tarihli başvuru dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuşsa da yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğuna dair herhangi bir belge sunmamış ve ancak 18/2/2013 tarihinde bireysel başvuru harcını yatırdığı anlaşılmıştır. Bireysel başvuruda harç dışında başvurucu tarafından ödenmesi gereken yargılama gideri bulunmamaktadır.
21. Açıklanan nedenlerle, başvuru harcının yatırılmış olması ve adli yardımın daha önce yapılan giderleri kapsamaması nedeniyle başvurucunun bireysel başvuru yönünden adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer bulunmamaktadır.
2. Kabul Edilebilirlik Yönünden
22. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.”
23. 6216 sayılı Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Mahkeme, … açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”
24. 6216 sayılı Kanun’un 49. maddesinin (6) numaralı fıkrası şöyledir:
“Bölümlerin, bir mahkeme kararına karşı yapılan bireysel başvurulara ilişkin incelemeleri, bir temel hakkın ihlal edilip edilmediği ve bu ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesi ile sınırlıdır. Bölümlerce kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.”
25. 6216 sayılı Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Mahkemece kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 49. maddesinin (6) numaralı fıkrasında ise açıkça dayanaktan yoksun başvurular kapsamında değerlendirilen kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği kurala bağlanmıştır.
26. Anılan kurallar uyarınca, derece mahkemeleri önünde dava konusu yapılmış olayların sübutu, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup olmaması bireysel başvuru incelemesine konu olamaz. Anayasa’da yer alan hak ve özgürlükler ihlal edilmediği sürece ya da açıkça keyfilik içermedikçe derece mahkemelerinin kararlarındaki maddi ve hukuki hatalar da bireysel başvuru incelemesinde ele alınamaz. Bu çerçevede, derece mahkemelerinin delilleri takdirinde açıkça keyfilik bulunmadıkça Anayasa Mahkemesinin bu takdire müdahalesi söz konusu olamaz (B. No: 2012/1027, § 26, 12/2/2013).
27. Erzurum 1. İdare Mahkemesinin 30/12/2011 tarih ve E.2011/1005, K.2011/1926 sayılı kararıyla, her ne kadar Ağrı Valiliğinin 20/3/1995 tarihli Komisyon kararında Ortakent köyünün boşaldığından bahisle köyün imamının başka yere nakledildiği, köy ilköğretim okulunun 1993-1998 yılları arasında kapalı olduğu bildirilmişse de, Jandarma Alay Komutanlığı tarafından mahallinde düzenlenen 5/8/2009 tarihli müşterek bilgi alma tutanağındaki köy muhtarı ve azaların beyanlarında, 1994 yılının kışında bir kısım köylülerin terör olayları nedeniyle köyü boşalttıkları, ancak 1995 yılı yazında ayrılanların tekrar köye döndükleri, bu tarihten itibaren köylerini terk etmedikleri ve halen köyde bulunduklarının belirtildiği, Ortakent köyünün muhtarlık seçimlerinin fasılasız olarak yapıldığı, Ağrı İl Özel İdaresince söz konusu köyün yollarına yönelik bakım ve onarım çalışmalarının aralıksız yapıldığı, köy ilköğretim okulunun hangi sebepten kapalı kaldığının belirsiz olduğu, bu itibarla adı geçen köyün terör olayları nedeniyle boşaltılmadığı, anılan köyde sürekli ikamet eden vatandaşların bulunduğu ve köyün terör nedeniyle boşaltıldığının kabulüne olanak bulunmadığı gerekçeleriyle 5233 sayılı Kanun’a dayalı tazminat isteminin reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık görülmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
28. Başvuru konusu olayda, başvurucunun iddialarının özünün derece mahkemelerince delillerin değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibariyle yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu, başvurucunun ileri sürdüğü iddiaların ve delillerin mahkeme kararlarında değerlendirilerek tartışıldığı anlaşılmaktadır.
29. Açıklanan nedenlerle, başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu, derece mahkemesi kararlarının bariz bir şekilde keyfilik de içermediği anlaşıldığından, başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin “açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Başvurunun, “açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına, 16/4/2013 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.