TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ÖMER BAHŞİŞ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/11075)
|
|
Karar Tarihi: 13/4/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Leyla Nur
ODUNCU
|
Başvurucu
|
:
|
Ömer BAHŞİŞ
|
Vekili
|
:
|
Av. Şükrullah KURUL
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle
Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında yapılan
başvuru ve akabinde açılan davada makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 2/7/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca 31/10/2014 tarihinde, başvuru kabul edilebilir
bulunarak esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve
bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen başvuru hakkında görüş sunulmayacağını
bildirmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
8. Başvurucu 18/8/1992 ile 20/8/1992 tarihleri arasında terör
örgütü mensupları ile güvenlik güçleri arasında çıkan silahlı çatışmada Şırnak
il merkezinde bulunan konfeksiyon mağazasının zarar gördüğünü iddia etmiştir.
9. Başvurucu 27/7/2004 tarihinde 5233 sayılı Kanun kapsamına
giren zararlarının karşılanması talebiyle Şırnak Valiliği Zarar Tespit
Komisyonuna (Komisyon) başvurmuştur.
10. Komisyon 1/6/2006 tarihli ve 2006/822 sayılı kararında
başvurucuya 22.994,58 TL tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
11. Komisyon kararı akabinde 5233 sayılı Kanun’un 12. maddesi
gereğince davet yazısı ile birlikte başvurucuya sulhname
tasarısı gönderilmiş; başvurucu, sulhname tasarısını
kabul etmemiştir.
12. Başvurucu tarafından belirtilen karar aleyhine Mardin İdare
Mahkemesinde iptal ve tam yargı davası açılmıştır.
13. Mardin İdare Mahkemesinin 16/1/2009 tarihli ve E.2006/33,
K.2009/55 sayılı kararı ile dava konusu işlemin eksik inceleme ve araştırmaya
dayalı olarak verildiği sonucuna varılarak dava konusu işlemin iptaline, maddi
tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
14. Başvurucu ve davalı idarenin temyizi üzerine Danıştay Onbeşinci Dairesinin 13/6/2012 tarihli ve E.2012/1781,
K.2012/4584 sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün bozulmasına karar
verilmiştir.
15. Bozma kararına uyulmayarak Mardin İdare Mahkemesinin
20/11/2013 tarihli ve E.2013/2151, K.2013/2117 sayılı kararı ile ilk kararda
ısrar edilmiş; dava konusu işleminin iptaline, maddi tazminat talebinin reddine
hükmedilmiştir.
16. Davalı idarenin temyizi üzerine Danıştay İdari Dava
Daireleri Kurulunun 27/4/2016 tarihli ve E.2014/678, K.2016/1827 sayılı ilamı
ile kararın usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz
nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği
belirtilerek Mardin İdare Mahkemesinin ısrar kararının onanmasına
hükmedilmiştir.
17. Başvurucu 2/7/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 13/4/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
19. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
A. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
20. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Esas Yönünden
21. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
idari yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak
davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam
eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Selahattin Akyıl, B. No: 2012/1198,
7/11/2013, §§ 45, 47).
22. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
idari yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Selahattin Akyıl, § 41).
23. Bu hususlara ek olarak Anayasa Mahkemesi, 5233 sayılı Kanun
kapsamında yapılan yargılamalarda komisyonların belli bir dönem içinde geçici
olarak olağanüstü iş yükü artışı ile karşılaşmasından kaynaklanan gecikmelerde,
kamu otoritelerince zamanında ve yeterli tedbirlerin alınmış olup olmadığını da
gözönünde bulundurmaktadır. Gerekli tedbirler
alınmışsa makul sürenin hesaplanmasında olağan yargılamalara kıyasla daha esnek
bir yaklaşım benimsenmektedir (Sabri Çetin,
B. No: 2013/3007, 6/2/2014, §§ 60-72; Mahmut
Can Arslan, B. No: 2013/3008, 6/2/2014, §§ 59-71; Mehmet Gürgen, B. No: 2013/3202, 6/2/2014,
§§ 57-67; Celal Demir, B. No:
2013/3309, 6/2/2014, §§ 57-69).
24. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda Komisyona başvuru tarihi
(27/7/2004)ile nihai karar tarihi (27/4/2016) arasında geçen ve yaklaşık 11 yıl
9 aylık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
25. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
26. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
27. Başvurucu, manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
28. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
29. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında başvurucuya net 14.400 TL manevi tazminat ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
30. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 14.400 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Mardin İdare Mahkemesine (E.2013/2151,
K.2013/2117) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
13/4/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.