TÜRKİYE
CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEHMET SATICIOĞLU BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/11345)
|
|
Karar Tarihi: 19/1/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Gökçe GÜLTEKİN
|
Başvurucu
|
:
|
Mehmet SATICIOĞLU
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru,
makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 13/6/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru,
başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona
sunulmuştur.
4. Komisyonca
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
5. Bölüm
Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin
birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru
belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru
formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
8.
Başvurucu 31/7/2000 tarihinde gözaltına alınmış; Diyarbakır
Cumhuriyet Başsavcılığının 18/8/2000 tarihli iddianamesi ile dolandırıcılık,
zimmet, görevi kötüye kullanma suçlarından hakkında kamu davası açılmıştır.
9.
Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/2/2008 tarihli
kararı ile başvurucunun da aralarında bulunduğu bazı sanıklar hakkında
zamanaşımı nedeniyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına hükmedilmiştir.
10. Kararın
temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 30/5/2013
tarihlikararı ile başvurucuya yüklenen dolandırıcılık
suçundan verilendüşme kararları onanmış, görevi
kötüye kullanma suçundan olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi nedeniyle
hüküm bozulmuştur.
11. Bozma
kararı üzerine Diyarbakır 1. Ceza Mahkemesinin 27/2/2014
tarihli kararı ile görevi kötüye kullanma suçunun da zamanaşımına uğradığı
gerekçesiyle düşme kararı verilmiştir. Karar temyiz edilmiş olup inceleme devam
etmektedir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin
19/1/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru
incelenip gereği düşünüldü:
13. Başvurucu,
makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
A. Kabul Edilebilirlik Yönünden
14. Açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar
verilmesi gerekir.
B. Esas Yönünden
15. Ceza
yargılamasının süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak bir
kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirildiği veya
isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı gibi birtakım tedbirlerin
uygulandığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak, suç isnadına ilişkin nihai
kararın verildiği, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa
Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (B.E.,
B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 34)
16. Ceza
yargılamasının süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (B.E.,
§ 29).
17. Anılan
ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate
alındığında somut olayda yaklaşık 16 yıl 7 ayı aşan yargılama süresinin makul
olmadığı sonucuna varmak gerekir.
18. Açıklanan
gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da
edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…”
20. Başvurucu,
manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
21. Somut
olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
22. İhlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında -yargılamadaki
taraf sayısı da dikkate alınarak- başvurucuya net 21.600 TL manevi tazminat
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
23.
Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harçtanoluşan
yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR
OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın
36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL
EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya
net 21.600 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin
REDDİNE,
D. 206,10
TL harçtan oluşan yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin,
kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden
itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin
sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ
UYGULANMASINA,
F. Kararın
bir örneğinin Yargıtay 5. Ceza Dairesine (2015/10534) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın
bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 19/1/2017
tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.