TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ŞEYHMUS GÜR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/11659)
|
|
Karar Tarihi: 8/6/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT
|
|
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Gökçe GÜLTEKİN
|
Başvurucu
|
:
|
Şeyhmus GÜR
|
Vekili
|
:
|
Av. Aydin ASLAN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 2/7/2014 tarihinde
yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu 30/8/2007 tarihinde
tutuklanmış, Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının 15/2/2008 tarihli iddianamesiyle
ticaret amacıyla uyuşturucu madde bulundurmak suçundan hakkında kamu davası
açılmıştır.
9. Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin29/5/2008 tarihli kararı ile
başvurucunun 4 yıl 2 ay hapis ve 500 TLadli para
cezası ile mahkûmiyetine karar verilmiştir.
10. Temyiz üzerine hüküm, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 17/1/2014 tarihli kararıyla onanmıştır.
11. Mahkemece kararın kesinleştirme işlemi 28/2/2014
tarihinde gerçekleştirilmiştir. Başvurucu vekili 23/6/2014
tarihli dilekçe ile Yargıtay onama kararının, kesinleşme şerhinin ve gerekçeli
kararın tebliğ edilmesini talep etmiş; ilgili kararlar ve kesinleşme şerhi
24/6/2014 tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edimiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 8/6/2017 tarihinde
yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
13. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
14. Dava açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin
öngörülmesi -bu süreler dava açmayı imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça-
hukuki belirlilik ilkesinin bir gereğidir ve mahkemeye erişim hakkına aykırılık
oluşturmaz. (Remzi Durmaz, B. No: 2013/1718, 2/10/2013, § 27).
15. Bireysel başvuruların 30/3/2011
tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca
başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin
öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekmektedir. Anılan
düzenlemelerde başvuru yolu öngörülen durumlarda bireysel başvuru süresinin
başlangıcına ilişkin olarak "başvuru
yollarının tüketildiği tarih"ten söz edilmekte ise de haberdar olunmayan bir
hususta başvuru yapılamayacağı dikkate alınarak bu ibarenin "nihai kararın
gerekçesinin öğrenilebildiği tarih"
olarak anlaşılması gerekir. Bu öğrenme, somut olayın özelliklerine göre farklı
şekillerde gerçekleşebilir.
16. Bireysel başvuru süresi bakımından "nihai kararın
gerekçesinin tebliği" öğrenme şekillerinden biridir (Mehmet Ali Kurtuldu, B. No: 2013/5504, 28/5/2014, § 27). Ancak öğrenme, gerekçeli kararın tebliği
ile sınırlı olarak gerçekleşmez; başka şekillerde de öğrenme söz konusu
olabilir. Bu kapsamda nihai kararın gerekçesinin "dosyadan suret
alınması" gibi hâllerde öğrenilmesi de mümkündür. Başvurucuların nihai
kararın gerekçesini"öğrendiklerini beyan
ettikleri tarih" de bireysel başvuru süresinin başlangıcı olarak ele
alınabilir (İlyas Türedi, B. No:
2013/1267, 13/6/2013, §§ 21, 22).
17. Diğer yandan nihai kararın gerekçesi öğrenilmemiş olmakla
birlikte sonucunun öğrenildiği durumlar da söz konusu olabilir. Böyle bir
durumda sonucu öğrenilen nihai kararın gerekçesine derece mahkemesinden kesin
olarak erişilebilmesi mümkün ise bireysel başvuru süresinin sonucun öğrenildiği
tarihten itibaren başlatılması gerekir (Aydın
Selçuk, B. No: 2014/3194, 20/11/2014, § 24; Özgür Çapkın, B. No: 2014/2546,
30/12/2014, § 24; Halil Aslan, B.
No: 2014/3038, 10/12/2014, § 38).
18. Nihai kararın gerekçesinin öğrenilemediği veya nihai kararın
sonucunun öğrenilip gerekçesinin kesin olarak öğrenilme imkânının elde
edilemediği hâllerde başvuru süresinin hangi tarihten başlayacağının
belirlenmesi gerekir. Aksi hâlde sınırsız bir başvuru süresi söz konusu olabilecektir.
Bu kapsamda yapılacak değerlendirmede sürenin başlangıç tarihinin,
başvurucuların özen yükümlükleri ile mahkemeye erişim haklarının aşırı
sınırlanmaması hususlarının birlikte dikkate alınması gerekir.
19. Başvurucuların bireysel başvuruda bulunmak amacıyla dava ve
başvurularını takip etmek için gerekli özeni gösterme yükümlülüğü vardır.Bu yükümlülük kapsamında
ilk derece mahkemesine fiilen ulaşan nihai kararın gerekçesini öğrenme
konusunda gerekli özeni gösterme sorumluluğu başvuruculara aittir. Diğer bir
ifadeyle başvurucular veya vekillerinin ilk derece mahkemesine ulaşan kararın
bir örneğini almak için özenli davrandıklarını kanıtlamaları gerekir (Fatma Gökot, B.
No: 2013/5697, 21/4/2016, § 50).
20. Yargıtay Ceza Daireleri tarafından verilen kararların
taraflara tebliğine ilişkin bir düzenleme mevzuatta bulunmamaktadır. Ceza
yargılamasında nihai kararın tebliğ edilmediği durumlarda kararın derece
mahkemesine ulaşmasından ve böylece gerekçesinin erişilebilir olmasından sonra
özen yükümlülüğü kapsamında makul bir süre içinde bireysel başvuru yapmak
isteyen ilgililerden karara erişmeleri ve karar gerekçesini öğrenmeleri
beklenir. Bu kapsamda erişilebilir olan nihai kararın en geç üç ay içinde
ilgilileri tarafından bilindiği ve gerekçesinin öğrenildiği kabul edilmelidir.
Aksi tespit edilmediği sürece bireysel başvuru için 6216 sayılı Kanun'da
öngörülen otuz günlük başvuru süresi bu tarihten itibaren başlayacaktır (A.C. ve diğerleri [GK], B. No: 2013/1827,25/2/2016, § 30; Fatma
Gökot, § 51).
21. Somut olayda Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin29/5/2008
tarihli hükmü, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 17/1/2014
tarihli kararıyla onanarak aynı tarihte kesinleşmiştir. Yargıtay ilamının, en
geç kararın Mahkeme Kalemi tarafından kesinleştirme işlemlerinin yapıldığı 28/2/2014 tarihinde Mahkemeye ulaştığı görülmüştür. Diğer
bir ifadeyle başvurucunun ve müdafiinin nihai kararın
içeriğine erişme imkânlarını en geç 28/2/2014 tarihinde elde ettikleri anlaşılmıştır.
22. Başvurucu tarafından nihai kararın içeriğine erişme
imkânının elde edildiği 28/2/2014 tarihinden itibaren
özen yükümlüğü kapsamında kararın içeriğinin öğrenildiği kabul edilen üç aylık
sürenin sonundan itibaren en geç otuz günlük bireysel başvuru süresi sonunda
30/6/2014 tarihine kadar başvurucu tarafından bireysel başvuruda bulunulması
gerekirken başvuru süresi geçtikten sonra 2/7/2014 tarihinde yapılan bireysel
başvuruda süre aşımı olduğu sonucuna varılmıştır.
23. Açıklanan gerekçeyle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
şartları yönünden incelenmeksizin süre aşımı
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
8/6/2017tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.