logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Arzu Yalçın [1.B.], B. No: 2014/12363, 21/9/2016, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ARZU YALÇIN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/12363)

 

Karar Tarihi: 21/9/2016

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

Raportör

:

Kamil KAYA

Başvurucu

:

Arzu YALÇIN

Vekili

:

Av. Ahmet Selim UŞAN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, işe iade davasının kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararının, Yargıtay ilgili Dairesince delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucunda bozularak davanın reddine karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 21/7/2014 tarihinde Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 30/9/2015 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu, Sincan Belediye Başkanlığında işçi statüsünde çalışmakta iken görevi gereği cevaplamakla yükümlü olduğu telefonlara bakmadığı, uyarıldığı hâlde görevini yerine getirmediği gerekçesiyle 12/4/2013 tarihinde iş akdi feshedilerek işten çıkarılmıştır.

6. Başvurucu, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesi istemiyle Ankara Batı (Sincan) İş Mahkemesinde (Mahkeme) 6/5/2013 tarihinde dava açmıştır.

7. Mahkeme 24/12/2013 tarihli ve E.2013/249, K.2013/500 sayılı kararı ile görevini yapması konusunda ihtar edilmeksizin başvurucunun iş akdinin feshinin haklı nedene dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, işverence yapılan feshin geçersizliğine ve başvurucunun işe iadesine karar vermiştir. Karar gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “[D]osyada mevcut kayıtların incelenmesinde ve dinlenen tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere her ne kadar davacının bakmakla görevli olduğu telefonlara bakmadığına ilişkin tutanak ve tanık beyanları mevcut ise de davacının görevini yapması için ihtar edildiğine dair somut bilgi ve belge olmadığı, disiplin kurulunca işlem yapılırken toplu iş sözleşmesinin 4.bölümünün 10.bendi gereğince iş akdinin feshedildiği belirtilmesine rağmen ihtar verilmeksizin ve ihtarların tekrarlanmaksızın direkt olarak işten çıkarma kararının verilmiş olması nedeniyle gerek toplu iş sözleşmesindeki gerekli prosedüre uyulmaması nedeniyle gerekse davacının görevini yapmakta ısrarına ilişkin ihtarlar sunulmaması nedeniyle iş akdinin feshinin haklı nedene dayanmadığı kanaati ile davacının davasının kabulüne ... karar verilmiştir.”

8. Davalı işverenin temyizi üzerine Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 28/4/2014 tarihli ve E.2014/10335, K.2014/10119 sayılı ilamı ile fesih nedeni olarak gösterilen davranışların haklı fesih için öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmadığı ancak işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen davranışlar olduğu, bu itibarla iş akdinin geçerli sebeple feshedildiği gerekçesiyle anılan kararın bozularak ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine kesin olarak karar vermiştir. Yargıtay ilamının ilgili kısmı şöyledir:

 “Dosya içeriğinden, davacının 30.06.1993-12.04.2013 tarihleri arasında davalı işyerinde sekreter olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar ettiği iddiası gerekçe gösterilerek feshedildiği anlaşılmaktadır.

 Somut olayda, tutanak ve şahit beyanlarına göre, davacının görevi gereği cevaplamakla yükümlü olduğu telefona bakmadığı, bir başka numaraya yönlendirdiği,görevini uyarıldığı halde gereği gibi yerine getirmediği, işin yürütümünü bozucu davranışlarda bulunduğu, davranışlarının haklı fesih için öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan ancak işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen davranışlar olduğu anlaşılmakla iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiği kabul edilmelidir. Mahkemece bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekli iken kabulüne ilişkin karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

 Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ... gerekmiştir.”

9. Yargıtay ilamı başvurucuya 27/6/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.

10. Başvurucu 21/7/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

11. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan araştırmada, Yargıtay kararının maddi hataya dayandığını ileri süren başvurucunun, kararın düzeltilmesi talebinde bulunduğu, aynı Dairenin 25/9/2014 tarihli ve E.2014/21795, K.2014/25680 sayılı ilamı ile “temyiz incelemesi sonucunda verilen kararda maddi hata saptanamadığı, ayrıca İş Mahkemelerinin kararları ile ilgili Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme istenemeyeceği” gerekçesiyle talebin reddedildiği tespit edilmiştir.

B. İlgili Hukuk

12. 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 “Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır…”

13. 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 “İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir...”

14. 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:

 ...

 II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:

 ...

 h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi.”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

15. Mahkemenin 21/9/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

16. Başvurucu üç ay süreyle telefonlara cevap vermediği gerekçesiyle iş akdinin feshedildiğini, iddia edilen olgunun gerçek olmadığını, söz konusu sürenin bir kısmında izinli veya sağlık raporlu olduğunu, feshe dayanak gösterilen toplu iş sözleşmesinin ilgili maddesine göre görevi yerine getirmeme gerekçesiyle iş akdinin feshedilebilmesi için önce ihtar, eylemin devamı halinde yevmiye kesme cezası verilmesi gerektiğini ancak beşinci tekerrürde iş akdinin feshedilebileceğini, iş akdinin bu prosedüre uyulmadan feshedildiğini, öte yandan 4857 sayılı Kanun’un ilgili maddesine göre iş akdinin haklı nedenle fesih için gerekli ihtarın da yapılmadığını, bu nedenlerle fesih işlemi geçersiz kabul edilmesi gerekirken Yargıtay 22. Hukuk Dairesince hatalı değerlendirme sonucunda feshin geçerli sebebe dayandığı kabul edilerek davanın reddine ilişkin adil olmayan karar verildiğini belirterek Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma, 49. maddesinde düzenlenen çalışma ve 53. maddesinde düzenlenen toplu sözleşme haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş; ihlalin tespiti ve yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

17. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16).

18. Başvurucu, Anayasa’nın 49. ve 53. maddelerinde düzenlenen çalışma ve toplu sözleşme haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş ise de başvurucunun şikâyetinin özü, iş akdinin haksız feshedildiği iddiasıyla açtığı işe iade davasında hatalı değerlendirme sonucu adil olmayan bir karar verildiğine ilişkindir. Bu nedenle başvurucunun iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

19. Anayasa'nın 148. maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:

“Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.”

20. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

“Mahkeme, … açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”

21. 6216 sayılı Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Mahkemece kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında ise açıkça dayanaktan yoksun başvurular kapsamında değerlendirilen kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği kurala bağlanmıştır.

22. Anılan kurallar uyarınca ilke olarak derece mahkemeleri önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup olmaması bireysel başvuru incelemesine konu olamaz. Bunun tek istisnası derece mahkemelerinin tespit ve sonuçlarının adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içermesi ve bu durumun kendiliğinden bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihlal etmiş olmasıdır. Bu çerçevede kanun yolu şikâyeti niteliğindeki başvurular,derece mahkemesi kararları bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içermedikçe Anayasa Mahkemesince incelenemez (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, § 26).

23. Somut olayda başvurucu, Sincan Belediye Başkanlığında sekreter olarak işçi statüsünde çalışmakta iken görevi gereği cevaplamakla yükümlü olduğu telefonlara bakmadığı, uyarıldığı hâlde görevini yerine getirmediği gerekçesiyle iş akdi feshedilerek işten çıkarılmıştır. Başvurucu, feshe gerekçe gösterilen olguların gerçeği yansıtmadığını ve toplu iş sözleşmesi ile 4857 sayılı Kanun’da öngörülen prosedüre uyulmadan yapılan fesih işleminin haksız olduğunu ileri sürerek işe iade davası açmıştır.

24. Mahkeme, taraflarca bildirilen tanıkları dinleyip ilgili belgeleri inceledikten sonra görevini yapması konusunda ihtar edilmeksizin başvurucunun iş akdinin feshinin haklı nedene dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, işverence yapılan feshin geçersizliğine ve başvurucunun işe iadesine karar vermiştir. Anılan kararda Mahkeme, fesih için gerekli prosedüre uyulmamasını feshi haksız hâle getiren bir durum olarak değerlendirmiştir. Mahkeme kararında, başvurucuya atfedilen davranışların gerçekte olup olmadığı ya da haklı veya geçerli fesih nedeni oluşturup oluşturmadığı konusunda bir değerlendirmeye yer verilmemiştir (bkz. § 7).

25. Söz konusu kararın temyizi üzerine Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, davalı işveren görevlileri tarafından düzenlenen tutanak ve duruşmada dinlenen tanık beyanlarına göre başvurucunun görevi gereği cevaplamakla yükümlü olduğu telefonlara bakmadığı, aramaları bir başka numaraya yönlendirdiği, görevini uyarıldığı halde gereği gibi yerine getirmediği, işin yürütümünü bozucu davranışlarda bulunduğunun sübut bulduğunu değerlendirerek bu davranışların, haklı fesih için öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmamakla birlikte iş yerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen davranışlar olduğu, bu itibarla akdinin geçerli sebeple feshedildiği gerekçesiyle anılan kararın bozularak ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine kesin olarak karar vermiştir (bkz. § 8).

26. Başvurucu, Toplu İş Sözleşmesi ve 4857 sayılı Kanun’da öngörülen prosedüre göre ihtar edilmeksizin iş akdinin feshedilemeyeceğini, Yargıtay 22. Hukuk Dairesince bu hususun göz ardı edildiğini ileri sürmüştür.

27. Başvurucunun ileri sürdüğü ihtar şartı iş akdinin haklı feshi içi gerekli bir şart olup Yargıtay 22. Hukuk Dairesince, başvurucunun iş akdinin haklı nedenle değil geçerli sebeple feshedildiği kabul edildiğinden somut olayda bu şartın gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda bir değerlendirme yapılmamış olmasında ve nihayetinde davalı işveren görevlileri tarafından düzenlenen tutanak ve duruşmada dinlenen tanık beyanlarına göre başvurucunun davranışlarının geçerli fesih sebebi oluşturduğu kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir keyfîlik tespit edilmemiştir.

28. Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin gerekçesi ve başvurucunun iddiaları incelendiğinde iddiaların özünün Derece Mahkemeleri tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibarıyla yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu görülmektedir.

29. Başvurucu, yargılama sürecinde karşı tarafın sunduğu deliller ve görüşlerden bilgi sahibi olamadığına, kendi delillerini ve iddialarını sunma olanağı bulamadığına, karşı tarafça sunulan delillere ve iddialara etkili bir şekilde itiraz etme fırsatı bulamadığına ya da uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıyla ilgili iddialarının Derece Mahkemeleri tarafından dinlenmediğine veya kararın gerekçesiz olduğuna ilişkin bir bilgi ya da kanıt sunmadığı gibi Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin kararında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan herhangi bir durum da tespit edilmemiştir.

30. Açıklanan nedenlerle kanun yolu şikâyeti niteliğinde olan başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 21/9/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Arzu Yalçın [1.B.], B. No: 2014/12363, 21/9/2016, § …)
   
Başvuru Adı ARZU YALÇIN
Başvuru No 2014/12363
Başvuru Tarihi 21/7/2014
Karar Tarihi 21/9/2016

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, işe iade davasının kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararının, Yargıtay ilgili Dairesince delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucunda bozularak davanın reddine karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Kanun yolu şikâyeti (hukuk) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 4857 İş Kanunu 18
20
25
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi