logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Kenan Tokmak [2.B.], B. No: 2014/12679, 21/11/2017, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

KENAN TOKMAK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/12679)

 

Karar Tarihi: 21/11/2017

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Muammer TOPAL

 

 

M. Emin KUZ

Raportör Yrd.

:

İsmail Emrah PERDECİOĞLU

Başvurucu

:

Kenan TOKMAK

Vekili

:

Av. Halil ÖZTÜRK

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, vazife malullüğü talebinin kabul edilmemesi işleminin iptali için açılan davanın reddi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 5/8/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşü başvurucuya tebliğ edilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu, 21/2/2011 tarihinde askere sevk edilip piyade er olarak 23/2/2011 tarihinde Isparta Dağ ve Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığınakatılmıştır.

9. Başvurucu acemi eğitimine devam ederken 26/4/2011 tarihinde sağ kolunda uyuşma şikâyetiyle viziteye çıkmış, birlik revirinde yapılan muayene sonucunda hastaneye sevkine gerek görülmemiş, ancak ilerleyen dönemlerde kolundaki rahatsızlığın devam etmesi üzerine yedi ay hava değişimine gönderilmiştir.

10.Başvurucu, hava değişimini müteakip şikâyetinin geçmemesi üzerine Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Hastanesine sevk edilmiş; yapılan tetkik neticesinde düzenlenen 30/3/2012 tarihli Sağlık Kurulu raporunda "G58.9 Mononöropati, tanımlanmamış (SAĞ TORASİKUS LONGUS SİNİR LEZYONU)" teşhisi konularak askerliğe elverişli olmadığının belirtilmesi üzerine terhis edilmiştir.

11. Başvurucu, terhis edilmesinin ardından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) başvurarak maluliyetinin askerliğin sebep ve tesiri ile gerçekleştiğini belirterek kendisine vazife malullüğü aylığı bağlanması talebinde bulunmuş ancak başvurucunun bu talebi 18/6/2013 tarihli işlem ile reddedilmiştir.

A.AYİM Üçüncü Dairesinin E.2013/47, K.2014/408 Sayılı Dosyasında Görülen Dava

12. Başvurucu vazife malullüğü talebinin kabul edilmemesinin ardından Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde (AYİM) SGK'ya karşı 2/7/2013 tarihinde iptal davası açmıştır. Başvurucu dava dilekçesinde Eğirdir Dağ Komando Okulu Komutanlığı emrinde askerlik görevini ifa ederken 2011 yılı Mart ayında toprak zeminde yüzüstü sürünme eğitimi sırasında eğitim yaptıran komutanı tarafından eğitim sırt çantasından tutularak sürüklendiğini, bu sürünmenin ve eğitim sırt çantası askısının koltuk altına baskı yapması sonucu sağ omzunda bulunan liflerin koptuğunu belirtmiştir. Başvurucu olay üzerine revire çıktığını, burada kendisine ağrı kesici verildiğini, hastaneye sevk edilmediğini, ağrılı olarak acemilik dönemini tamamladığını ileri sürmüştür. Başvurucu; sonraki görev yeri olan Kıbrıs'ta şikâyetinin devam etmesi üzerine Girne Askeri Hastanesine sevk edildiğini, kendisine hava değişimi izni verildiğini, yine de şikâyetinin devam etmesi nedeniyleson olarak GATA Hastanesinde yapılan muayene sonucu düzenlenen rapor üzerine askerliğe elverişli olmadığı belirtilerek terhis edildiğini belirtmiştir. Başvurucu, bu olaylara karşın davalı idarece hukuka aykırı olarak vazife malulü kabul edilmediğini ileri sürerek davalı idare işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.

13. Yargılama sürecinde AYİM Başsavcılığı tarafından dava dosyasına sunulan görüşte başvurucunun 26/4/2011 tarihinde sağ kolunda uyuşma şikâyetiyle viziteye çıktığı ve hastaneye sevkine gerek görülmediği, ancak bu rahatsızlığın artarak devam ettiğinin sabit olduğu belirtilmiştir. Başsavcılığa göre söz konusu rahatsızlığın ortaya çıkış zamanı dikkate alındığında davalı idarece aksi ortaya konulamadığı takdirde davacının askerliğe elverişsizliğinin ve dolayısıyla maluliyetine yol açan bu rahatsızlığın askerlik hizmetinin sebep ve tesiriyle meydana geldiğini kabul etmek uygun olacaktır. Başsavcılık dosya içeriği uyarınca davalı idarenin, rahatsızlığın askerlik hizmetinin sebep ve tesiriyle meydana gelmediği kabulünü haklı kılacak mahiyette somut delil sunamadığını da belirtmiştir.

14.Yargılama sonucunda AYİM Üçüncü Dairesi oyçokluğu ile verdiği 20/3/2014 tarihli kararı ile davayı reddetmiştir. Kararda vazife malullüğü nedeniyle aylık bağlanmasının, vazife sebebiyle ilgilinin malul hâle gelmiş olmasına bağlı olduğu belirtilmiş, bu noktada başvurucunun maluliyetinin görev esnasında ve görevin sebebiyle oluşup oluşmadığının irdelenmesi gerektiği açıklanmıştır. Kararın devamında dava dosyasına sunulan Dağ Komando Okulu ve Eğitim MerkezKomutanlığının başvurucunun Mart 2011 tarihi itibarıyla rahatsızlığına uyan herhangi bir kayda rastlanmadığına ilişkin yazısına vurgu yapılmıştır. Mahkemece ayrıca vizite defteri de incelenmiş, başvurucunun 14/4/2011 tarihinde sol göz alerji, öksürük ve sağ bilek burkulma şikâyetleri, 26/4/2011 tarihinde ise boğaz ağrısı, öksürük, kusma ve sağ kolda uyuşma şikâyetleriyle viziteye çıktığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte kararda eğitim esnasında başvurucunun bahsettiği gibi bir olayın meydana geldiğine ilişkin soyut iddia dışında bir belge ortaya konulamadığı açıklanmıştır. Mahkeme, başvurucunun rahatsızlığının sürünme ve eğitim çantası kayışının baskısı sonucu meydana gelip gelemeyeceği konusunda tıbbi görüş sorulmasına, başvurucunun yaralanmasına ilişkin maddi olgunun ortaya konulamaması sebebiyle gerek görmemiştir.

15. Davanın reddi kararına muhalif kalan üyeler ise karşı oylarında başvurucunun aynı olay nedeniyle idare aleyhine tazminat davası açtığını, bu davanın AYİM İkinci Dairesinde görüldüğünü ve davada bilirkişilerin başvurucunun rahatsızlığının askerlik hizmetinden kaynaklandığı yönünde görüş sundukları hususunu belirtmişlerdir. Karşı oy gerekçesine göre söz konusu bilirkişi raporu başvurucunun iddiasını desteklemektedir vebu nedenle Mahkeme çoğunluğunun aksi yönünde düşünülmektedir.

16. AYİM Üçüncü Dairesinin davanın reddine yönelik kararına karşı aynı Daireye karar düzeltme isteminde bulunulmuş, bu istem de oyçokluğu ile 3/7/2014 tarihinde reddedilmiştir.

17. Karar düzeltme isteminin reddine ilişkin ilam başvurucuya 24/7/2014 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu 5/8/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. AYİM İkinci Dairesinin E.2012/1152, K.2015/583 Sayılı Dosyasında Görülen Dava

18. Başvurucu -yukarıda özetlenen dava sürecinden önce- askerlik hizmeti sırasında sakatlanmasına neden olduğunu iddia ettiği aynı olaylara ilişkin olarak Millî Savunma Bakanlığı'na karşı 15/6/2012 tarihli dilekçeyle maddi ve manevi tazminat istemli bir dava açmıştır.

19. Başvurucu, açtığı bu davada askerlik hizmetini ifa ederken eğitim sırasında eğitimi yaptıran komutanı tarafından sırt çantasından tutularak sürüklenmesiyle başlayan ve sakatlığıyla sonuçlanan aynı süreci ortaya koyarak davalı idarenin sorumluluğu bulunduğundan bahisle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

20. Yargılama sürecinde Mahkemece özellikle başvurucuda ortaya çıkan sakatlığın vücut yapısına bağlı bir sebepten mi yoksa dış etmenlerden mi kaynaklandığı hususunda bilirkişi raporları düzenlettirilmiştir.

21. Yargılama sonucunda AYİM İkinci Dairesi 11/3/2015 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne, başvurucuya 62.247 TL maddi ve 15.000 TL manevi tazminat ödenmesine hükmetmiştir. Karara göre alınan bilirkişi raporunda yer verilen tıbbi görüş ve dosya kapsamındaki diğer deliller doğrultusunda başvurucunun askerlik hizmeti kapsamında yapılan sürünme eğitimi sırasında yaralandığı hususunda tam bir vicdani kanaat oluşmuştur. Dolayısıyla olayda idarenin ajanlarının hizmet kusurunun bulunduğu anlaşılmış ve sonuç olarak başvurucunun zararlarının bu husus gözönüne alınarak karşılanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

22. Davanın kısmen kabulü kararına karşı taraflarca karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine yapılan inceleme sonunda AYİM İkinci Daire Başkanlığı 9/9/2015 tarihli kararı ile istemi reddetmiş ve yargılama süreci sona ermiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

23.8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun "Vazife malullüğü aylığı" kenar başlıklı 56. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Muvazzaf, yedek ve gönüllü erlerin silah altında bulundukları esnada veya celp ve terhislerinde (Serbest sevkler dahil) sevkleri sırasında, Yedek Subay okulu öğrencilerinin gerek okulda, gerek okuldan evvelki hazırlık kıtasında vazife malulü olmaları halinde, kendilerine, öğrenim durumlarına göre, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinde tespit edilen giriş derece ve kademe tutarlarının, daha önce Devlet Memuriyetinde bulunmuş olanlardan kazanılmış hak aylıkları veya emekli keseneğine esas aylıkları, sözü edilen giriş derece ve kademe tutarının üzerinde olanlara bu aylıkları emeklilik gösterge tablosunda karşılığı olan derece ve kademe tutarının,% 70'i üzerinden aylık bağlanır."

24. 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Malûl sayılma" kenar başlıklı 25. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Sigortalının veya işverenin talebi üzerine Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60'ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az % 60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı, malûl sayılır."

B. Uluslararası Hukuk

25. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) “Adil yargılanma hakkı” kenar başlıklı 6. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

 “Herkes medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir…”

26. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına göre, bir mahkemenin davaya yaklaşımının başvurucunun iddialarına yanıt vermekten ve başvurucunun temel şikâyetlerini incelemekten mahkemenin kaçınmasına neden olması hâlinde Sözleşme'nin 6. maddesi davanın düzgün bir biçimde incelenmesi hakkı bakımından ihlal edilmiş olur (Kuznetsov/Rusya, B. No: 184/02, 11/4/2007, §§ 84, 85). Sözleşme’deki hakların etkili bir biçimde korunması için davaya bakan mahkemelerin Sözleşme’nin 6. maddesine göre “tarafların dayanaklarını, iddialarını ve delillerini etkili bir biçimde inceleme görevi” vardır (Dulaurans/Fransa, B. No: 34553/97, 21/3/2000, § 33).

27.Bununla birlikte belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilmek istenen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisi de esasen derece mahkemelerine aittir (benzer yöndeki AİHM kararı için bkz. Barbera Messegue ve Jabardo/İspanya, B. No: 10590/83, 6/12/1988, § 68).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

28. Mahkemenin 21/11/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

29. Başvurucu; askerlik görevini yerine getirirken eğitim sırasında komutanının kendisini sırt çantasından tutarak sürüklemesi sonucu sakatlanması neticesinde askerlikten terhis edildiğini, sakatlanması nedeniyle çalışma gücünü de önemli ölçüde kaybettiğini belirtmiştir. Başvurucu, sakatlanmasına neden olan olayın askerlik hizmetinin sebep ve tesiri altında gerçekleşmesine ve bu durumun ayrıca açtığı tazminat davasında bilirkişi raporlarında ortaya konulmasına karşın vazife malulü sayılmama işleminin iptali için açtığı davanın eğitim sırasında sakatlandığına dair herhangi bir idari kayıt bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiğini ifade etmiştir. Başvurucu; bu sonucun hatalı bir değerlendirmeye dayandığını belirterek adil yargılanma hakkının, kanun önünde eşitlik ilkesinin ve sosyal devlet ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

30. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvuru dilekçesi ve eklerinin incelenmesi neticesinde başvurucunun vazife malulü aylığı bağlanmasına ilişkin davasının AYİM tarafından hatalı değerlendirme yapılması sonucu reddedilmesinden şikâyet ettiği anlaşılmaktadır. Bu çerçevede başvuru, adil yargılanma hakkı kapsamında hakkaniyete uygun yargılama yönünden incelenmiştir.

31. Başvurucunun iddiaları dayanaktan yoksun olmadığından, ayrıca başka bir kabul edilemezlik nedeni de bulunmadığından başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

32. Kural olarak Anayasa Mahkemesinin görevi herhangi bir davada bilirkişi raporu veya uzman mütalaasının gerekli olup olmadığına karar vermek değildir. Bilirkişi raporu benzeri delillerin kabul edilebilirliği ve değerlendirilmesi hususları derece mahkemelerinin yetkisi dâhilindedir (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, § 68). Sözleşme’nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, kişilerin davalarının hakkaniyete uygun olarak görülmesini isteme hakları güvence altına alınmıştır. Hakkaniyete uygun bir yargılama için yargılama makamları, taraflarca ileri sürülen iddiaları ve gösterilen delilleri gereği gibi incelemek zorundadır (Mehmet Çelikkıran, B. No: 2013/9648, 20/1/2016, § 28).

33. Bu çerçevede mevcut yargılamada geçerli olan delil sunma ve inceleme yöntemlerinin adil yargılanma hakkına uygun olup olmadığını denetlemek Anayasa Mahkemesinin görevi kapsamında olmayıp Anayasa Mahkemesinin görevi başvuru konusu yargılamanın bütünlüğü içinde adil olup olmadığını değerlendirmektir (Muhittin Kaya ve Muhittin Kaya İnşaat Taahhüt Madencilik Gıda Turizm Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., B. No: 2013/1213, 4/12/2013, § 27). Nitekim Anayasa Mahkemesi, bu kapsamda, dava konusu uyuşmazlığın temelini oluşturan iddianın genel bir kabul olarak reddedildiği ve böylece davanın özünün gereği gibi incelenmediği kanaatine varmış; benzer bir başvuruda başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde karar vermiştir (Mehmet Çelikkıran, §§ 37, 38).

34. Somut olayda başvurucu, terhis edilmesine sebep olan sakatlığının askerlik hizmeti sırasında ve askerlik hizmetinden kaynaklandığını ileri sürerek kendisine vazife malullüğü aylığı bağlanması isteminin reddine karşı AYİM Üçüncü Dairesinde iptal davası açmıştır.Davayı gören AYİM Üçüncü Dairesi dekişiye vazife malullüğünden dolayı aylık bağlanması için o kişinin görevinden kaynaklanan bir nedenle malul hâle gelmiş olması gerektiğini belirterek başvurucuda var olan maluliyetin görev esnasında ve görev sebebiyle oluşup oluşmadığını incelemeye yönelmiştir. Bu kapsamda Mahkeme yaptığı değerlendirmede; başvurucunun askerlik eğitimi sırasında meydana geldiği ileri sürülen olaya ilişkin soyut iddia dışında herhangi bir belge ortaya konulamadığını, revir vizite defterinde olaya ilişkin bir kaydın yer almadığını belirterek davayı reddetmiştir. Ayrıca Mahkeme, rahatsızlığın nasıl oluşabileceğine ilişkin tıbbi görüş sorulması hususunun, sakatlığa neden olduğu ileri sürülen olaya ilişkin maddi olgu ortaya konulmadığından gerekli olmadığına kanaat getirmiştir (bkz.§§ 12-17).

35. Öte yandan başvurucu sakatlanarak askerliğe elverişsiz hâle gelmesine neden olanolaylara ilişkin bir tazminat davası da açmıştır. Bu dava AYİM İkinci Dairesi tarafından görülmüştür. Davada Mahkeme; idarenin tazminat ödeme yükümlüğünün bulunup bulunmadığının, esasen gerçekleşen zarar ile idari eylem veya işlem arasında illiyet bağıolup olmadığının anlaşılması gerektiğinden hareket ederek başvurucuda ortaya çıkan sakatlığın dış etmenlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda bilirkişi raporları düzenlettirmiştir. Söz konusu bilirkişi raporlarında ortak görüş olarak başvurucuda ortaya çıkan sakatlığın fiziksel bir dış etmenden kaynaklanabileceği belirtilmiştir. Bu çerçevede Mahkeme, başvurucunun askerliğe alınmadan önce yapılan muayeneler sırasında bu türden bir sakatlığı olduğuna yönelik herhangi bir tespit yapılmadığına da dikkat çekerek başvurucunun askerlik hizmeti sırasında yaralandığı hususunda tam bir vicdani kanaate ulaştığını vurgulamış ve zararın askerlik hizmetinin gerçekleştirilmesi sırasında, eğitim esnasında meydana geldiğini, hizmetten kaynaklandığını, hizmet ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğunu belirtmiş; davayı kısmen kabul etmiştir. Dava sonunda başvurucu lehine tazminata hükmedilmiştir(bkz. §§ 18-22).

36. Bu kapsamda yukarıda yer verilen her iki yargılamaya bir bütün olarak bakıldığında gerek bireysel başvuruya konu edilen AYİM Üçüncü Dairesinde görülen vazife malullüğü aylığı bağlanması isteminin reddine ilişkin iptal davasında gerek AYİM İkinci Dairesinde görülen sakat kalma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemli davada başvurucuda ortaya çıkan zararın askerlik hizmetinden ve bu hizmetin gereğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının açıklığa kavuşmasının önemine dikkat çekildiği görülmektedir. Ancak bireysel başvuruya konu edilen AYİM Üçüncü Dairesinde görülen davada, sakatlığın askerlik hizmeti sırasında ve bu hizmetin gereğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda bir uzman incelemesine gerek görülmemiştir. Bu karara muhalif kalan Mahkeme üyelerinin karşı oylarında da işaret ettikleri AYİM İkinci Dairesinde görülen davada ise bilirkişi raporlarında belirtilen görüşler ve diğer delillerin değerlendirilmesi sonucu aynı sakatlanma olayının askerlik eğitimi sırasında gerçekleşen yaralanmadan kaynaklandığı kanaatine ulaşılmıştır.

37. Başvuruya konu uyuşmazlıkta başvurucunun temel iddiası, askerlikten terhisine ve iş gücü kaybına sebep olan sakatlığının askerlik hizmeti sırasında gerçekleştiği ve askerlik hizmetinden kaynaklandığıdır.

38. Bu kapsamda AYİM İkinci Dairesinde açılan tazminat davasında sakatlığın nereden ve nasıl kaynaklanabileceğine ilişkin tıbbi görüş alınmasının gerekli görüldüğü ve bu görüşlerin başvurucunun iddiasını desteklediği dikkate alındığında bireysel başvuruya konu dava sürecinde sonuca ulaşabilmek için başvurucunun sakatlığının kaynağının teknik ve özel bilgi gerektiren tıbbi bir inceleme çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği açıktır.

39. Anayasa Mahkemesinin benzer bir olaya ilişkin yapılan başvuru hakkında verdiği kararda ortaya koyduğu ilkeler de dikkate alınarak (Mehmet Çelikkıran, §§ 27-30) somut olayda başvurucunun temel iddiasının etkili olarak incelenmediği ve dolayısıyla davanın özünün gereği gibi değerlendirilmediği sonucuna varılmaktadır.

40. Açıklanan nedenlerle başvuruya konu yargılamaya bir bütün olarak bakıldığında başvurucunun zararına yol açan olayın etkili olarak incelenmemesi nedeniyle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

41.30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:

 “(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…

 (2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

42. Başvurucu, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş; kendisine bireysel başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte vazife malullüğü aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.

43. Başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

44. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğundan kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere ilgili mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

45. Yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilgili mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi nedeniyle başvurucunun diğer talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

46. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında hakkaniyete uygun yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin adil yargılanma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere -Anayasa'nın 21/1/2017 tarihli ve 6771 sayılı Kanun ile getirilen geçici 21. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendiyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaldırılmış olduğundan anılan bendin (b) alt bendi gereğince- YETKİLİ İDARİ YARGI MERCİİNE GÖNDERİLMESİNE (Karar, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Üçüncü Dairesinin E.2013/47, K.2014/408 sayılı dosyasıyla ilgilidir),

D. Başvurucunun diğer taleplerinin REDDİNE,

E. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 21/11/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Kenan Tokmak [2.B.], B. No: 2014/12679, 21/11/2017, § …)
   
Başvuru Adı KENAN TOKMAK
Başvuru No 2014/12679
Başvuru Tarihi 5/8/2014
Karar Tarihi 21/11/2017

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, vazife malullüğü talebinin kabul edilmemesi işleminin iptali için açılan davanın reddi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (bariz takdir hatası, içtihat farklılığı vs.-idare) İhlal Yeniden yargılama

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5434 Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu 56
5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 25
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi