TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEHMET ATA ASLAN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU (2)
|
(Başvuru Numarası: 2014/13166)
|
|
Karar Tarihi: 14/12/2016
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Ceren Sedef
EREN
|
Başvurucular
|
:
|
1. Mehmet
Ata ASLAN
|
|
|
2. Mehmet
Latif ASLAN
|
|
|
3.
Abdurrahman ASLAN
|
Vekili
|
:
|
Av. Cüneyt
ALKANDEMİR
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 12/8/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvuruculardan Mehmet Ata Aslan'ın babası olan murisi
16/1/1962 yılında kadastro tespitine itiraz davası açmış ve diğer
başvurucuların her biri farklı olan murisleri de 1/11/1999 tarihinde
verdiklerini iddia ettikleri dilekçeyle söz konusu davaya müdahillik talebinde
bulunmuşlardır. Anılan dava hâlen yerel Mahkeme aşamasında derdest durumdadır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
9. Mahkemenin 14/12/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
10. Başvurucular, makul sürede yargılanma ve mülkiyet haklarının
ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
A. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
11. Başvuruculardan
Abdurrahman Aslan her ne kadar murisi olan babasının 1/11/1999 yılında verdiği
dilekçeyle başvuru konusu davaya müdahil sıfatıyla taraf olduğunu belirtmişse
de anılan dilekçede başvurucunun murisinin isminin bulunmadığı ayrıca başvuru
dosyasındaki diğer belgelerden de başvurucunun ya da murisinin söz konusu
davaya taraf olduklarına dair herhangi bir bilgiye rastlanmadığı görüldüğünden,
başvurucu Abdurrahman Aslan yönünden başvurunun kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
12. Diğer başvurucular yönünden açıkça dayanaktan yoksun
olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden
de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Esas Yönünden
13. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın
ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam
eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle ilgili
kararını verdiği tarih esas alınır (Güher
Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 50, 52).
14. Başvuru konusu davanın açılış tarihi farklı olmakla beraber
başvurucu Mehmet Latif Aslan murisinin, biri 1/11/1999 diğeri 27/3/2000 tarihli
iki farklı dilekçeyle davaya müdahillik talebinde bulunduğu anlaşılmışsa da söz
konusu davaya müdahil davacı sıfatıyla taraf olduğu anlaşılan başvurucu
yönünden değerlendirmeye alınması gereken belgenin sonraki tarihli dilekçe
olduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle başvurucu Mehmet Latif Aslan açısından
makul süre değerlendirmesinde dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, davanın
açıldığı tarih değil usulüne uygun olarak müdahale talebinde bulunulan 27/3/2000
tarihidir (İsmail Özkan, B. No:
2012/367, 17/9/2013, § 25).
15. Başvuruya konu dava, başvurucuların murislerinden intikalle
takip etmekte oldukları bir uyuşmazlık olup bu yönüyle makul süre
değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, mirasçıların
yargılamaya katıldığı an değil somut olayda her birinin murisleri açısından
değerlendirmeye esas alınan sürenin başlangıç anıdır (Gülseren Gürdal ve diğerleri, B. No:
2013/1115, 5/12/2013, § 51).
16. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).
17. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda başvurucu Mehmet Ata Aslan
yönünden yaklaşık 55 yıl, başvurucu Mehmet Latif Aslan yönünden ise yaklaşık 17
yıllık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
18. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
19. Başvurucular uzun süren yargılama nedeniyle taşınmazlarını kullanamadıklarınıbelirterek Anayasa’nın 35. maddesinde
tanımlanan mülkiyet haklarının da ihlal edildiğini iddia etmişlerse de başvurucuların
makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönünde yukarıda yer verilen
tespitler ışığında mülkiyet haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının
ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
20. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
21. Başvurucular, manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
22. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
23. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında başvurucu Mehmet Ata Aslan'a net 5.000 TL, başvurucu Mehmet Latif
Aslan'a net 2.800 TLmanevi tazminat ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
24. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin
başvurucular Mehmet Ata Aslan ve Mehmet Latif Aslan'a müşterek olarak
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Başvurucu Abdurrahman Aslan yönünden başvurunun kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Başvurucular Mehmet Ata Aslan ve Mehmet Latif Aslan'ın makul
sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucu Mehmet Ata Aslan'a net 5.000 TL, başvurucu Mehmet
Latif Aslan'a net 2.800 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer
taleplerin REDDİNE,
D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucular Mehmet Ata Aslan ve Mehmet Latif
Aslan'a MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Mardin Kadastro Mahkemesine
(E.2013/121) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
14/12/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.