TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
R. K. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/13794)
|
|
Karar Tarihi: 22/2/2017
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Nuri
NECİPOĞLU
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
Raportör
|
:
|
Mehmet Sadık
YAMLI
|
Başvurucu
|
:
|
R. K.
|
Vekili
|
:
|
Av. Ferdi
AMCA
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, sınır dışı edilme işleminin iptali istemiyle açılan
davanın makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının
ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 8/8/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından, başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, daha önce sunulan görüşler ve Anayasa
Mahkemesi tarafından ortaya konulan ilkeler çerçevesinde yeni bir görüş
sunulmasına gerek bulunmadığını belirterek görüş sunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
9. Rusya Federasyonu vatandaşı olan ve 4/9/2000 tarihlerinde
Türkiye’ye giriş yapan Çeçen asıllı başvurucuya, muhtelif tarihli emirlerle en
son 2/8/2001 tarihine kadar geçerli oturma izni verilmiştir.
10. Başvurucu 23/6/2004 tarihinde bir grup kişiyle birlikte
gözaltına alınmış ve 25/6/2004 tarihinde Yabancılar Şube Müdürlüğüne teslim
edilmiştir.
11. İçişleri Bakanlığı 19/7/2004 tarihli işlemiyle başvurucunun
pasaport ve vize temin etmesi hâlinde üçüncü bir ülkeye çıkışının yapılması,
aksi hâlde Türkiye'ye geldiği ülkeye çıkışının sağlanması yönünde karar
vermiştir.
12. Başvurucu, bu işleme karşı 17/8/2004 tarihinde dava
açmıştır. Ankara 1. İdare Mahkemesinin 23/8/2004 tarihli kararıyla dilekçenin
yenilenmesine karar vermesi üzerine başvurucu tarafından yeniden dava
açılmıştır. Başvurucu, söz konusu dava sürerken 25/9/2004 tarihinde serbest
bırakılmıştır.
13. Yenilenen davaya bakan Ankara 9. İdare Mahkemesi, 17/11/2005
tarihli kararıyla davayı reddetmiştir. Danıştay Onuncu Dairesi 20/7/2010
tarihli kararı ile herhangi bir terör örgütü ile bağlantısı tespit edilemeyen
başvurucunun ülkesine iade edilmesi hâlinde baskı ve zulüm görme tehlikesi
altında bulunması nedeniyle üçüncü bir ülke tarafından sığınma talebi kabul
edilene kadar ikamet izni verilmesi gerekirken sınır dışı edilmesine ilişkin
işlemde ve aksi yönde verilen kararda hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle
kararı bozmuştur. Karar düzeltme istemi de 28/3/2012 tarihli kararla
reddedilmiştir.
14. Ankara 9. İdare Mahkemesi, bozmaya uymuş ve 6/6/2012 tarihli
kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir. Bu karar, Danıştay
Onuncu Dairesinin 28/3/2013 tarihli kararıyla onanmış ve 13/5/2014 tarihli
kararla karar düzeltme istemi reddedilerek kesinleşmiştir. Bu karar 10/7/2014
tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvuru 8/8/2014 tarihinde yapılmıştır.
15. Öte yandan başvurucu, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Yabancılar
Şubesinde doksan bir gün geçirmesine dair hususlarla ilgili olarak 21/3/2005
tarihinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvurmuş (B. No: 10424/05,
19/10/2010); AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 3. ve 5.
maddelerinin ihlal edildiği sonucuna varmıştır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Mahkemenin 22/2/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
17. Başvurucu, sınır dışı edilme işlemine karşı açtığı davanın
yaklaşık on yıl sürmesi nedeniyle adil yargılanma hakkı kapsamında makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve manevi tazminata
hükmedilmesini istemiştir.
B. Değerlendirme
18. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
“Herkes, Anayasada
güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği
iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir…”
19. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasında, herkesin
Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden Sözleşme
kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla
Anayasa Mahkemesine başvurabileceği belirtilmiştir. Buna göre Anayasa ile
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda sadece Anayasa ve Sözleşme'nin ortak
koruma alanı içinde olan temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğine ilişkin
iddiaları inceleme görevi verilmiştir.
20. Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın 36. maddesini Anayasa'nın
yargılamaya ilişkin diğer hükümleri ile Sözleşme'nin 6. maddesi ve Sözleşme'yi yorumlayan AİHM içtihadı ışığında
yorumlamaktadır (Güher Ergun ve diğerleri,
B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 38; Onurhan Solmaz,
B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 22; Adnan
Oktar, B. No: 2012/917, 16/4/2013, § 21).
21. Bu çerçevede bireysel başvuruya konu olan, sınır dışı edilme
işlemine karşı açılan davada makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine
ilişkin şikâyetin de ancak ortak koruma alanında olan ve Anayasa'nın 36.
maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında ve
Sözleşme'nin 6. maddesi ile buna ilişkin AİHM içtihadı gözönünde
bulundurularak incelenmesi gerekmektedir.
22. AİHM; yabancıların ülkeye girişleri, ikametleri ve sınır
dışı edilmeleri ile ilgili işlem ve yargılama süreçlerinin, Sözleşme’nin 6.
maddesinin (1) numaralı fıkrası anlamında bir “medeni hak ve yükümlülük” veya
bir “suç isnadının” esasının karara bağlanması ile ilgili olmadığını kabul
ederek anılan Sözleşme hükmünün belirtilen yargılama süreçleri bakımından
uygulanabilir olmadığına karar vermiştir (Maaouia/Fransa [BD], B. No: 39652/98, 5/1/2000, §§ 33-40; Z.M. ve I.M., B. No: 2015/2037, 6/1/2016,
§ 62).
23. Anayasa Mahkemesi içtihadında da sınır dışı edilme
kararlarına ilişkin uyuşmazlıkları konu alan yargılama süreçlerine ilişkin
şikâyetlerin medeni hak niteliğinde olmaması nedeniyle adil yargılanma hakkı
kapsamında bireysel başvuruya konu edilemeyeceği belirlenmiştir (Z.M. ve I.M.). Bakılmakta olan bu
başvuruda da anılan içtihattan ayrılmayı gerektiren bir durum olmadığı anlaşılamaktadır.
25. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin konu
bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucunun kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli
tutulması talebinin KABULÜNE,
B. Başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL
EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
22/2/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.