TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEHMET SALİH ALİOĞLU VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/14731)
|
|
Karar Tarihi: 6/3/2019
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
Raportör
|
:
|
Yakup MACİT
|
Başvurucular
|
:
|
1. Mehmet
Salih ALİOĞLU
|
|
|
2. Suphiye
METE
|
|
|
3. Hamdiye BAYSAL
|
|
|
4. Fahriye
ORAL
|
|
|
5. Nezir KUT
|
|
|
6. Mustafa
KUT
|
|
|
7. Azat KUT
|
|
|
8. Gülistan
KUT
|
|
|
9. Yusuf KUT
|
|
|
10. Semire
KARAKOYUN
|
|
|
11. Lema DENİZ
|
|
|
12. Kasım
KUT
|
|
|
13. Pale KUT
|
|
|
14. Halil
KUT
|
|
|
15. Mizgin AKMEŞE
|
|
|
16. Rezan KUT
|
|
|
17. Nezahat KUT
|
|
|
18. Abdurrahim KUT
|
|
|
19. Abdulselam KUT
|
|
|
20. Mehmet
Hatip KUT
|
|
|
21. Behiye
KUT
|
|
|
22. Ferhat
KUT
|
|
|
23. Şener
KUT
|
|
|
24. Buruca
OĞUR
|
|
|
25. Menduh YUNUSOĞLU
|
|
|
26. Ahmet
KUT
|
|
|
27. Ferit
KUT
|
|
|
28. Mahmut KUT
|
|
|
29. Zehra
KUT
|
|
|
30. Helin
KUT
|
|
|
31. Salha KUT
|
|
|
32. Kesra KUT
|
|
|
33. Güman KUT
|
|
|
34. Şemdin
KUT
|
|
|
35. Vezir
KUT
|
|
|
36. Reşat
KUT
|
|
|
37. Sultani
KUT
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Eda
FİDAN - Av. Yazgı ÇİMEN FİDAN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, kadastro davasında yargılamanın uzun sürmesi ve
Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığı tarafından verilen
tazminatların düşük olması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvurular 3/9/2014, 9/9/2014 ve 19/2/2015 tarihlerinde
yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu 2014/14983 sayılı ve 2015/3872 sayılı bireysel
başvuru dosyaları arasında hukuki ve fiilî irtibat bulunması nedeniyle
dosyaların birleştirilmesine, incelemeye 2014/14731 sayılı bireysel başvuru
dosyası üzerinden devamına karar verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
A. Tescil Davasına (Mardin Kadastro
Mahkemesinin E.2013/88 Sayılı Dosyası) İlişkin Yargısal Süreç
8. Başvurucuların murislerinin 13/3/1964 tarihinde Nusaybin Asliye
Hukuk Mahkemesinde açtıkları tescil davasında Mahkeme 1/7/1965 tarihli
kararıyla davayı reddetmiş; temyiz üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, kararı
yetki ve esas yönünden bozmuştur.
9. Bozma üzerine Mahkeme 6/11/1969 tarihli görevsizlik kararıyla
dosyayı Nusaybin Tapulama Mahkemesine göndermiş, Nusaybin Tapulama Mahkemesi
26/7/1974 tarihli kararıyla mahkeme hâkiminin davadan istinkaf ettiği
gerekçesiyle dosyayı merci tayini için Yargıtaya
göndermiştir.
10. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 19/9/1974 tarihli kararıyla
Kızıltepe Tapulama Mahkemesinin davaya bakmakla görevli ve yetkili olduğuna
hükmetmiş, Kızıltepe Tapulama Mahkemesi 20/3/1981 tarihli yetkisizlik kararı
ile dosyayı Nusaybin Tapulama Mahkemesine göndermiştir.
11. Nusaybin Tapulama Mahkemesi 2/2/1982 tarihli karşı
yetkisizlik kararı ile dosyayı Kızıltepe Tapulama Mahkemesine göndermiş,
Kızıltepe Tapulama Mahkemesi 21/11/1984 tarihli kararıyla davayı reddetmiştir.
12. Temyiz üzerine karar, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 12/4/1985
tarihli kararıyla bozulmuş, karar düzeltme talebi aynı Dairenin 20/2/1986
tarihli kararıyla reddedilmiştir.
13. Bozma üzerine dosya Mahkemenin 1986/1 esasına kaydedilmiş,
yargılama sırasında Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun kararı ile
Kızıltepe Kadastro Mahkemesi kapatılmış, dosya Mardin Kadastro Mahkemesinin
2013/88 esasına kaydedilmiştir.
14. Yargılama devam etmekte olup duruşması 3/5/2019 tarihine
bırakılmıştır.
B. Başvuru Konusu Ankara Bölge İdare Mahkemesi
3. Kurul'un 2014/334 Sayılı Dosyası ile İlgili Süreç
15. Bir kısım başvurucu, Mardin Kadastro Mahkemesi dosyası ile
ilgili olarak uzun yargılama şikayetiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine
(AİHM) başvurmuş; AİHM 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair
Kanun gereğince başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiş; başvurucular
1/7/2013 tarihinde Komisyona müracaat etmiştir.
16. Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığı
(Komisyon) 6/3/2014 tarihli kararında; başvuru konusu davanın 13/3/1964
tarihinde açıldığını, bireysel başvuru hakkının Türkiye tarafından kabul
edildiği 28/1/1987 tarihine göre yargılama sürecinin yirmi yedi yıl sürdüğünü,
başvurucuların davacının mirasçıları olduğunu ve aynı ekonomik birliktelik
içinde değerlendirilmesi gerektiğini, başvurucular Halil Kut, Yusuf Kut, Behiye
Kut, Semire Karakoyun, Ferhat Kut, Mizgin Akmeşe, Rezan Kut ve Şener Kut'un başvuru konusu davada taraf
sıfatlarının bulunmadığını belirterek bu başvurucuların tazminat taleplerini
reddetmiş; diğer başvurucular Suphiye Mete, Mehmet Salih Ağaoğlu'na toplam
4.900 TL, Lema Deniz, Nezir Kut, Mustafa Kut'a toplam
4.900 TL, Nezahat Kut, Abdurrahim
Kut, Abdusselam Kut, Azat Kut, Mehmet Hatip Kut, Pale Kut'a toplam 4.900 TL, Kasım Kut 'a 4.900 TL tazminat
ödenmesine hükmetmiştir.
17. Başvurucuların anılan karara yönelik itirazları, Ankara
Bölge İdare Mahkemesi 3. Kurulunun 23/5/2014 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
18. Ret kararı 23/6/2014 tarihinde muteriz başvuruculara tebliğ
edilmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
19. 6384 sayılı Kanun'un "Kapsam"
kenar başlıklı 2. maddesi şöyledir:
"Bu Kanun;
a) Ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve
kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul
sürede sonuçlandırılmadığı,
b) Mahkeme kararlarının geç veya eksik icra
edildiği ya da hiç icra edilmediği,
iddiasıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine
yapılmış başvuruları kapsar."
20. 6384 sayılı Kanun'un 4. maddesinin (1) ve (3) numaralı
fıkraları şöyledir:
"(1) Bu Kanun kapsamında yapılacak
müracaatlar hakkında karar vermek üzere Bakanlığın merkez, bağlı ve ilgili
kuruluşlarında çalışan hâkim ve savcılar arasından Adalet Bakanı tarafından
atanacak dört kişi ile Maliye Bakanı tarafından Maliye Bakanlığı personeli
arasından atanacak bir kişiden oluşan toplam beş kişilik bir Komisyon kurulur.
Komisyon Başkanı bu üyeler arasından Adalet Bakanı tarafından seçilir.
3) Komisyon, üye sayısının salt çoğunluğuyla
toplanır ve toplantıya katılanların salt çoğunluğuyla karar verir."
21. 6384 sayılı Kanun'un 7. maddesi şöyledir:
(1) Komisyon, müracaat hakkında dokuz ay
içinde karar vermek zorundadır.
2) Komisyon, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin
emsal kararlarını da gözetmek suretiyle müracaat konusunda gerekçeli olarak
karar verir.
3) Komisyon kararlarına karşı tebliğ
tarihinden itibaren on beş gün içinde Komisyon aracılığıyla Ankara Bölge İdare
Mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz dilekçesi müracaata ilişkin diğer tüm
belgelerle birlikte derhal itiraz merciine gönderilir. Bu itiraz öncelikli
işlerden sayılarak üç ay içinde karara bağlanır. Mahkeme tarafından Komisyon
kararı yerinde görülmezse işin esası hakkında karar verilir. İtiraz üzerine
verilen kararlar kesindir.
4) Ödenmesine karar verilen tazminat, kararın
kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde Bakanlık tarafından ödenir. Ödemeye
ilişkin düzenlenecek kâğıtlar damga vergisinden, yapılacak işlemler harçlardan
müstesnadır."
22. 6384 sayılı Kanun'a 25/7/2018 tarihli ve 7145 sayılı
Kanun'un 20. maddesi ile eklenen geçici 2. maddesi şöyledir:
"GEÇİCİ MADDE 2-(1)
Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve
(b) bentleri kapsamında olup, münhasıran bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla Anayasa Mahkemesinde derdest olan bireysel başvurular, başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının
tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Komisyon
tarafından incelenir.
(2)
Komisyona müracaat, müracaat edenin kimlik bilgileri ile Anayasa Mahkemesine
başvuru tarihi ve numarasını içeren imzalı bir dilekçeyle yapılır. Dilekçeye,
Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuruya ilişkin form, kabul edilemezlik
kararı ve bu kararın tebliğine dair belge ile ihlal iddiasına ilişkin diğer
bilgi ve belgeler eklenir.
(3) Müracaat evrakındaki eksikliğin
giderilmesi için müracaat edene otuz günü geçmemek üzere süre verilir. Bu süre
içinde, geçerli bir mazereti olmaksızın eksikliğin tamamlanmaması hâlinde
müracaat reddedilir.
(4) Bu madde uyarınca Komisyona gelen
müracaatlar bakımından 7 nci maddenin birinci
fıkrasındaki dokuz aylık süre, on altı ay olarak uygulanır. "
V. İNCELEME VE GEREKÇE
23. Mahkemenin 6/3/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucular Suphiye
Mete, Mehmet Salih Ağaoğlu, Lema Deniz, Nezir Kut,
Mustafa Kut, Nezahat Kut, Abdurrahim
Kut, Abdusselam Kut, Azat Kut, Mehmet Hatip Kut, Pale Kut ve Kasım Kut Yönünden
24. Komisyon tarafından lehlerine tazminata hükmedilen
başvurucular, yargılama süresi dikkate alındığında tazminat miktarlarının düşük
olduğunu, Ankara Bölge İdare Mahkemesine yaptıkları itirazların reddedildiğini
belirterek adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
25. Başvuru konusu olayda, Komisyonca, başvurucuların
murislerinin açtığı davanın yaklaşık 27 yıl sürmesi nedeniyle makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğine, mirasçılık ve ekonomik birliktelik
durumları değerlendirilerek başvuruculara belirli miktarlarda tazminat
ödenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, 6384 sayılı Kanun ile
kurulan Komisyon tarafından yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle başvurucuların
makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğinin tespit edildiği ve bu ihlal
sebebiyle başvuruculara tazminat ödenmesine karar verildiği anlaşıldığından
yargılamanın makul sürede sonuçlanmaması nedeniyle ortaya çıkan ihlalin Anayasa
Mahkemesinin benimsediği ölçütler çerçevesinde açıkça ve orantısız olmayacak
şekilde giderildiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu açıdan başvurucuların adil
yargılanma hakkının ihlal iddiaları yerinde değildir.
26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Başvurucular Halil Kut, Yusuf Kut, Semire
Karakoyun, Ferhat Kut, Mizgin Akmeşe, Rezan Kut ve Şener Kut Yönünden
27. Başvurucular, başvuru konusu davada taraf sıfatlarının
bulunmadığını belirtilerek Komisyonca tazminata hükmedilmediğini, Kadastro
Mahkemesince davaya dâhil edilmemelerinin sorumluluğunun kendilerine
yüklenemeyeceğini, itirazlarının Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. Kurulunun
E.2014/334 itiraz sayılı dosyasında reddedildiğini belirterek adil yargılanma
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
28. Başvurucuların bu kısımda dile getirdikleri ihlal
iddialarının nihai olarak Ankara Bölge İdare Mahkemesi kararına yönelik olduğu
anlaşıldığından iddialar anılan mahkeme kararı çerçevesinde değerlendirilmiştir.
29. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı
fıkrası gereği bireysel başvurunun başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu
öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması
gerekir.
30. Somut olayda başvurucuların Komisyon kararına yaptıkları
itirazın Ankara Bölge İdare Mahkemesinin 23/5/2014 tarihli kesin nitelikteki
kararı ile reddedildiği, kararın 23/6/2014 tarihinde başvurucular vekiline
tebliğ edildiği dikkate alındığında 3/9/2014 tarihinde yapılan başvuruda süre
aşımı olduğu sonucuna varılmıştır.
31. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
C. Mardin Kadastro Mahkemesinin E.2013/88
Sayılı Dosyasında Devam Eden Yargılama Süreciyle İlgili Makul Sürede Yargılanma
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
32. Başvurucular Mardin Kadastro Mahkemesindeki davanın devam
ettiğini, yargılama sürecinin uzun olduğunu belirterek makul sürede yargılanma
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
33. Başvurucular, davanın makul sürede sonuçlanmaması nedeniyle
taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkilerinin kısıtlandığını belirterek mülkiyet
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş iseler de bu iddiaların özünün makul
sürede yargılanma hakkına bağlı bulunduğu anlaşılmış, söz konusu iddialar makul
sürede yargılanma hakkı kapsamında incelenmiştir.
34. Daha önce Komisyona başvurmayan başvurucuların tüm yargılama
süreci yönünden makul sürede yargılanma haklarına ilişkin ihlal iddiaları ile
Komisyona başvurup da lehlerine tazminat verilen(Komisyon kararından sonra
devam eden yargılama süreci için) veya davada taraf olmadıkları gerekçesiyle
tazminat talepleri reddedilen başvurucular açısından kadastro mahkemesindeki
yargısal süreç devam ettiğinden makul sürede yargılanma hakkı çerçevesinde
ileri sürülen ihlal iddiaları bu başlık altında değerlendirilmiştir.
35. Bireysel başvuru sonrasında 31/7/2018 tarihli ve 30495
sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren
7145 sayılı maddesiyle 6384 sayılı Kanun'a geçici madde eklenmiştir.
36. 6384 sayılı Kanun'a eklenen geçici maddeye göre
yargılamaların uzun sürmesi, yargı kararlarının geç veya eksik icra edilmesi ya
da icra edilmemesi şikâyetiyle Anayasa Mahkemesine yapılan ve bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesi önünde derdest olan
bireysel başvuruların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul
edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat
üzerine Komisyon tarafından incelenmesi öngörülmüştür.
37. Ferat Yüksel kararında Anayasa Mahkemesi;
yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya da yargı kararlarının geç
veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla 31/7/2018
tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara ilişkin olarak Tazminat
Komisyonuna başvuru imkânının getirilmesine ilişkin yolu, ulaşılabilir olma, başarı
şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin bulunup bulunmadığı
yönlerinden inceleyerek bu yolun etkililiğini tartışmıştır (Ferat Yüksel, B. No: 2014/13828, 12/9/2018).
38. Anılan kararda özetle öngörülen başvuru yolunun kişileri
mali külfet altına sokmaması ve başvuruda kolaylık sağlaması nedenleriyle
ulaşılabilir olduğu, düzenleniş şekli itibarıyla ihlal iddialarına makul bir
başarı şansı sunma kapasitesinden mahrum olmadığı ve tazminat ödenmesine imkân
tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi olanakları sunması
nedenleriyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama imkânına sahip olduğu
hususunda değerlendirmelerde bulunulmuştur (Ferat Yüksel, §§ 27-34). Bu gerekçeler doğrultusunda Anayasa
Mahkemesi, ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı
şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat
Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin
bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna vararak
başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemezlik kararı
vermiştir (Ferat Yüksel, §§ 35, 36).
39. Somut başvuru yönünden de söz konusu karardan ayrılmayı
gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
40. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez
olduklarına karar verilmesi gerekir.
D. Başvurucular Behiye Kut ve Kasım Kut
Yönünden
41. 6216 sayılı Kanun'un "Bireysel
başvuruların kabul edilebilirlik incelemesi ve şartları" kenar
başlıklı 48. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"(5)
Kabul edilebilirlik şartları ve incelemesinin usul ve esasları ile ilgili diğer
hususlar İçtüzükle düzenlenir."
42. Anayasa İçtüzüğünün 80. maddesinin ilgili kısımları
şöyledir:
"(1) Bölümler ya da Komisyonlarca
yargılamanın her aşamasında aşağıdaki hâllerde düşme kararı verilebilir:
...
ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan
herhangi bir başka gerekçeden ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini
haklı kılan bir neden görülmemesi.
(2)
Bölümler ya da Komisyonlar; yukarıdaki fıkrada belirtilen nitelikteki bir
başvuruyu, Anayasanın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların
kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli
kıldığı hâllerde incelemeye devam edebilir."
43. Başvurucular Kasım Kut ve Behiye Kut başvuru tarihinden
sonra 9/11/2015 ve 2/9/2018 tarihlerinde yaşamlarını yitirdikleri
anlaşılmıştır. Başvurucuların ölümünden sonra başvuruya mirasçı olarak devam
edilmek istendiğine dair bir talepte bulunulmadığı anlaşılmaktadır.
Başvurucular açısından başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir
neden bulunmamaktadır.
44. Açıklanan gerekçelerle başvuru yapılmasından sonra vefat
eden başvurucular Kasım Kut ve Behiye Kut yönünden başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1.Başvurunun başvurucular Kasım Kut ve Behiye Kut yönünden
DÜŞMESİNE,
2. Başvurucular Suphiye Mete, Mehmet Salih Ağaoğlu, Lema Deniz, Nezir Kut, Mustafa Kut, Nezahat
Kut, Abdurrahim Kut, Abdusselam
Kut, Azat Kut, Mehmet Hatip Kut, Pale Kut ve Kasım
Kut'un Komisyon tarafından verilen tazminat miktarlarının az olması nedeniyle
adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Başvurucular Halil Kut, Yusuf Kut, Semire Karakoyun, Ferhat
Kut, Mizgin Akmeşe, Rezan
Kut ve Şener Kut'un Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. Kurulu'nun 2014/334 itiraz
sayılı dosyası çerçevesinde ileri sürdükleri ihlal iddialarının süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ
OLDUĞUNA,
4. Mardin Kadastro Mahkemesinin E.2013/88 sayılı dosyasında
devam eden yargılama süreciyle ilgili olarak makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA
6/3/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.