TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
MEHMET SALİH ALİOĞLU VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/14731)
Karar Tarihi: 6/3/2019
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Serruh KALELİ
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Raportör
Yakup MACİT
Başvurucular
1. Mehmet Salih ALİOĞLU
2. Suphiye METE
3. Hamdiye BAYSAL
4. Fahriye ORAL
5. Nezir KUT
6. Mustafa KUT
7. Azat KUT
8. Gülistan KUT
9. Yusuf KUT
10. Semire KARAKOYUN
11. Lema DENİZ
12. Kasım KUT
13. Pale KUT
14. Halil KUT
15. Mizgin AKMEŞE
16. Rezan KUT
17. Nezahat KUT
18. Abdurrahim KUT
19. Abdulselam KUT
20. Mehmet Hatip KUT
21. Behiye KUT
22. Ferhat KUT
23. Şener KUT
24. Buruca OĞUR
25. Menduh YUNUSOĞLU
26. Ahmet KUT
27. Ferit KUT
28. Mahmut KUT
29. Zehra KUT
30. Helin KUT
31. Salha KUT
32. Kesra KUT
33. Güman KUT
34. Şemdin KUT
35. Vezir KUT
36. Reşat KUT
37. Sultani KUT
Vekilleri
Av. Eda FİDAN - Av. Yazgı ÇİMEN FİDAN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, kadastro davasında yargılamanın uzun sürmesi ve Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığı tarafından verilen tazminatların düşük olması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvurular 3/9/2014, 9/9/2014 ve 19/2/2015 tarihlerinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu 2014/14983 sayılı ve 2015/3872 sayılı bireysel başvuru dosyaları arasında hukuki ve fiilî irtibat bulunması nedeniyle dosyaların birleştirilmesine, incelemeye 2014/14731 sayılı bireysel başvuru dosyası üzerinden devamına karar verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
A. Tescil Davasına (Mardin Kadastro Mahkemesinin E.2013/88 Sayılı Dosyası) İlişkin Yargısal Süreç
8. Başvurucuların murislerinin 13/3/1964 tarihinde Nusaybin Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları tescil davasında Mahkeme 1/7/1965 tarihli kararıyla davayı reddetmiş; temyiz üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, kararı yetki ve esas yönünden bozmuştur.
9. Bozma üzerine Mahkeme 6/11/1969 tarihli görevsizlik kararıyla dosyayı Nusaybin Tapulama Mahkemesine göndermiş, Nusaybin Tapulama Mahkemesi 26/7/1974 tarihli kararıyla mahkeme hâkiminin davadan istinkaf ettiği gerekçesiyle dosyayı merci tayini için Yargıtaya göndermiştir.
10. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 19/9/1974 tarihli kararıyla Kızıltepe Tapulama Mahkemesinin davaya bakmakla görevli ve yetkili olduğuna hükmetmiş, Kızıltepe Tapulama Mahkemesi 20/3/1981 tarihli yetkisizlik kararı ile dosyayı Nusaybin Tapulama Mahkemesine göndermiştir.
11. Nusaybin Tapulama Mahkemesi 2/2/1982 tarihli karşı yetkisizlik kararı ile dosyayı Kızıltepe Tapulama Mahkemesine göndermiş, Kızıltepe Tapulama Mahkemesi 21/11/1984 tarihli kararıyla davayı reddetmiştir.
12. Temyiz üzerine karar, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 12/4/1985 tarihli kararıyla bozulmuş, karar düzeltme talebi aynı Dairenin 20/2/1986 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
13. Bozma üzerine dosya Mahkemenin 1986/1 esasına kaydedilmiş, yargılama sırasında Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun kararı ile Kızıltepe Kadastro Mahkemesi kapatılmış, dosya Mardin Kadastro Mahkemesinin 2013/88 esasına kaydedilmiştir.
14. Yargılama devam etmekte olup duruşması 3/5/2019 tarihine bırakılmıştır.
B. Başvuru Konusu Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. Kurul'un 2014/334 Sayılı Dosyası ile İlgili Süreç
15. Bir kısım başvurucu, Mardin Kadastro Mahkemesi dosyası ile ilgili olarak uzun yargılama şikayetiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvurmuş; AİHM 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun gereğince başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiş; başvurucular 1/7/2013 tarihinde Komisyona müracaat etmiştir.
16. Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığı (Komisyon) 6/3/2014 tarihli kararında; başvuru konusu davanın 13/3/1964 tarihinde açıldığını, bireysel başvuru hakkının Türkiye tarafından kabul edildiği 28/1/1987 tarihine göre yargılama sürecinin yirmi yedi yıl sürdüğünü, başvurucuların davacının mirasçıları olduğunu ve aynı ekonomik birliktelik içinde değerlendirilmesi gerektiğini, başvurucular Halil Kut, Yusuf Kut, Behiye Kut, Semire Karakoyun, Ferhat Kut, Mizgin Akmeşe, Rezan Kut ve Şener Kut'un başvuru konusu davada taraf sıfatlarının bulunmadığını belirterek bu başvurucuların tazminat taleplerini reddetmiş; diğer başvurucular Suphiye Mete, Mehmet Salih Ağaoğlu'na toplam 4.900 TL, Lema Deniz, Nezir Kut, Mustafa Kut'a toplam 4.900 TL, Nezahat Kut, Abdurrahim Kut, Abdusselam Kut, Azat Kut, Mehmet Hatip Kut, Pale Kut'a toplam 4.900 TL, Kasım Kut 'a 4.900 TL tazminat ödenmesine hükmetmiştir.
17. Başvurucuların anılan karara yönelik itirazları, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. Kurulunun 23/5/2014 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
18. Ret kararı 23/6/2014 tarihinde muteriz başvuruculara tebliğ edilmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
19. 6384 sayılı Kanun'un "Kapsam" kenar başlıklı 2. maddesi şöyledir:
"Bu Kanun;
a) Ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı,
b) Mahkeme kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği,
iddiasıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılmış başvuruları kapsar."
20. 6384 sayılı Kanun'un 4. maddesinin (1) ve (3) numaralı fıkraları şöyledir:
"(1) Bu Kanun kapsamında yapılacak müracaatlar hakkında karar vermek üzere Bakanlığın merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında çalışan hâkim ve savcılar arasından Adalet Bakanı tarafından atanacak dört kişi ile Maliye Bakanı tarafından Maliye Bakanlığı personeli arasından atanacak bir kişiden oluşan toplam beş kişilik bir Komisyon kurulur. Komisyon Başkanı bu üyeler arasından Adalet Bakanı tarafından seçilir.
3) Komisyon, üye sayısının salt çoğunluğuyla toplanır ve toplantıya katılanların salt çoğunluğuyla karar verir."
21. 6384 sayılı Kanun'un 7. maddesi şöyledir:
(1) Komisyon, müracaat hakkında dokuz ay içinde karar vermek zorundadır.
2) Komisyon, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin emsal kararlarını da gözetmek suretiyle müracaat konusunda gerekçeli olarak karar verir.
3) Komisyon kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde Komisyon aracılığıyla Ankara Bölge İdare Mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz dilekçesi müracaata ilişkin diğer tüm belgelerle birlikte derhal itiraz merciine gönderilir. Bu itiraz öncelikli işlerden sayılarak üç ay içinde karara bağlanır. Mahkeme tarafından Komisyon kararı yerinde görülmezse işin esası hakkında karar verilir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
4) Ödenmesine karar verilen tazminat, kararın kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde Bakanlık tarafından ödenir. Ödemeye ilişkin düzenlenecek kâğıtlar damga vergisinden, yapılacak işlemler harçlardan müstesnadır."
22. 6384 sayılı Kanun'a 25/7/2018 tarihli ve 7145 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile eklenen geçici 2. maddesi şöyledir:
"GEÇİCİ MADDE 2-(1) Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında olup, münhasıran bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesinde derdest olan bireysel başvurular, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Komisyon tarafından incelenir.
(2) Komisyona müracaat, müracaat edenin kimlik bilgileri ile Anayasa Mahkemesine başvuru tarihi ve numarasını içeren imzalı bir dilekçeyle yapılır. Dilekçeye, Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuruya ilişkin form, kabul edilemezlik kararı ve bu kararın tebliğine dair belge ile ihlal iddiasına ilişkin diğer bilgi ve belgeler eklenir.
(3) Müracaat evrakındaki eksikliğin giderilmesi için müracaat edene otuz günü geçmemek üzere süre verilir. Bu süre içinde, geçerli bir mazereti olmaksızın eksikliğin tamamlanmaması hâlinde müracaat reddedilir.
(4) Bu madde uyarınca Komisyona gelen müracaatlar bakımından 7 nci maddenin birinci fıkrasındaki dokuz aylık süre, on altı ay olarak uygulanır. "
V. İNCELEME VE GEREKÇE
23. Mahkemenin 6/3/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucular Suphiye Mete, Mehmet Salih Ağaoğlu, Lema Deniz, Nezir Kut, Mustafa Kut, Nezahat Kut, Abdurrahim Kut, Abdusselam Kut, Azat Kut, Mehmet Hatip Kut, Pale Kut ve Kasım Kut Yönünden
24. Komisyon tarafından lehlerine tazminata hükmedilen başvurucular, yargılama süresi dikkate alındığında tazminat miktarlarının düşük olduğunu, Ankara Bölge İdare Mahkemesine yaptıkları itirazların reddedildiğini belirterek adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
25. Başvuru konusu olayda, Komisyonca, başvurucuların murislerinin açtığı davanın yaklaşık 27 yıl sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine, mirasçılık ve ekonomik birliktelik durumları değerlendirilerek başvuruculara belirli miktarlarda tazminat ödenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, 6384 sayılı Kanun ile kurulan Komisyon tarafından yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle başvurucuların makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğinin tespit edildiği ve bu ihlal sebebiyle başvuruculara tazminat ödenmesine karar verildiği anlaşıldığından yargılamanın makul sürede sonuçlanmaması nedeniyle ortaya çıkan ihlalin Anayasa Mahkemesinin benimsediği ölçütler çerçevesinde açıkça ve orantısız olmayacak şekilde giderildiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu açıdan başvurucuların adil yargılanma hakkının ihlal iddiaları yerinde değildir.
26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Başvurucular Halil Kut, Yusuf Kut, Semire Karakoyun, Ferhat Kut, Mizgin Akmeşe, Rezan Kut ve Şener Kut Yönünden
27. Başvurucular, başvuru konusu davada taraf sıfatlarının bulunmadığını belirtilerek Komisyonca tazminata hükmedilmediğini, Kadastro Mahkemesince davaya dâhil edilmemelerinin sorumluluğunun kendilerine yüklenemeyeceğini, itirazlarının Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. Kurulunun E.2014/334 itiraz sayılı dosyasında reddedildiğini belirterek adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
28. Başvurucuların bu kısımda dile getirdikleri ihlal iddialarının nihai olarak Ankara Bölge İdare Mahkemesi kararına yönelik olduğu anlaşıldığından iddialar anılan mahkeme kararı çerçevesinde değerlendirilmiştir.
29. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası gereği bireysel başvurunun başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.
30. Somut olayda başvurucuların Komisyon kararına yaptıkları itirazın Ankara Bölge İdare Mahkemesinin 23/5/2014 tarihli kesin nitelikteki kararı ile reddedildiği, kararın 23/6/2014 tarihinde başvurucular vekiline tebliğ edildiği dikkate alındığında 3/9/2014 tarihinde yapılan başvuruda süre aşımı olduğu sonucuna varılmıştır.
31. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Mardin Kadastro Mahkemesinin E.2013/88 Sayılı Dosyasında Devam Eden Yargılama Süreciyle İlgili Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
32. Başvurucular Mardin Kadastro Mahkemesindeki davanın devam ettiğini, yargılama sürecinin uzun olduğunu belirterek makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
33. Başvurucular, davanın makul sürede sonuçlanmaması nedeniyle taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkilerinin kısıtlandığını belirterek mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş iseler de bu iddiaların özünün makul sürede yargılanma hakkına bağlı bulunduğu anlaşılmış, söz konusu iddialar makul sürede yargılanma hakkı kapsamında incelenmiştir.
34. Daha önce Komisyona başvurmayan başvurucuların tüm yargılama süreci yönünden makul sürede yargılanma haklarına ilişkin ihlal iddiaları ile Komisyona başvurup da lehlerine tazminat verilen(Komisyon kararından sonra devam eden yargılama süreci için) veya davada taraf olmadıkları gerekçesiyle tazminat talepleri reddedilen başvurucular açısından kadastro mahkemesindeki yargısal süreç devam ettiğinden makul sürede yargılanma hakkı çerçevesinde ileri sürülen ihlal iddiaları bu başlık altında değerlendirilmiştir.
35. Bireysel başvuru sonrasında 31/7/2018 tarihli ve 30495 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7145 sayılı maddesiyle 6384 sayılı Kanun'a geçici madde eklenmiştir.
36. 6384 sayılı Kanun'a eklenen geçici maddeye göre yargılamaların uzun sürmesi, yargı kararlarının geç veya eksik icra edilmesi ya da icra edilmemesi şikâyetiyle Anayasa Mahkemesine yapılan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesi önünde derdest olan bireysel başvuruların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Komisyon tarafından incelenmesi öngörülmüştür.
37. Ferat Yüksel kararında Anayasa Mahkemesi; yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya da yargı kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru imkânının getirilmesine ilişkin yolu, ulaşılabilir olma, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin bulunup bulunmadığı yönlerinden inceleyerek bu yolun etkililiğini tartışmıştır (Ferat Yüksel, B. No: 2014/13828, 12/9/2018).
38. Anılan kararda özetle öngörülen başvuru yolunun kişileri mali külfet altına sokmaması ve başvuruda kolaylık sağlaması nedenleriyle ulaşılabilir olduğu, düzenleniş şekli itibarıyla ihlal iddialarına makul bir başarı şansı sunma kapasitesinden mahrum olmadığı ve tazminat ödenmesine imkân tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi olanakları sunması nedenleriyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama imkânına sahip olduğu hususunda değerlendirmelerde bulunulmuştur (Ferat Yüksel, §§ 27-34). Bu gerekçeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesi, ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna vararak başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemezlik kararı vermiştir (Ferat Yüksel, §§ 35, 36).
39. Somut başvuru yönünden de söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
40. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduklarına karar verilmesi gerekir.
D. Başvurucular Behiye Kut ve Kasım Kut Yönünden
41. 6216 sayılı Kanun'un "Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik incelemesi ve şartları" kenar başlıklı 48. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"(5) Kabul edilebilirlik şartları ve incelemesinin usul ve esasları ile ilgili diğer hususlar İçtüzükle düzenlenir."
42. Anayasa İçtüzüğünün 80. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"(1) Bölümler ya da Komisyonlarca yargılamanın her aşamasında aşağıdaki hâllerde düşme kararı verilebilir:
...
ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan herhangi bir başka gerekçeden ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi.
(2) Bölümler ya da Komisyonlar; yukarıdaki fıkrada belirtilen nitelikteki bir başvuruyu, Anayasanın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı hâllerde incelemeye devam edebilir."
43. Başvurucular Kasım Kut ve Behiye Kut başvuru tarihinden sonra 9/11/2015 ve 2/9/2018 tarihlerinde yaşamlarını yitirdikleri anlaşılmıştır. Başvurucuların ölümünden sonra başvuruya mirasçı olarak devam edilmek istendiğine dair bir talepte bulunulmadığı anlaşılmaktadır. Başvurucular açısından başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden bulunmamaktadır.
44. Açıklanan gerekçelerle başvuru yapılmasından sonra vefat eden başvurucular Kasım Kut ve Behiye Kut yönünden başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1.Başvurunun başvurucular Kasım Kut ve Behiye Kut yönünden DÜŞMESİNE,
2. Başvurucular Suphiye Mete, Mehmet Salih Ağaoğlu, Lema Deniz, Nezir Kut, Mustafa Kut, Nezahat Kut, Abdurrahim Kut, Abdusselam Kut, Azat Kut, Mehmet Hatip Kut, Pale Kut ve Kasım Kut'un Komisyon tarafından verilen tazminat miktarlarının az olması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Başvurucular Halil Kut, Yusuf Kut, Semire Karakoyun, Ferhat Kut, Mizgin Akmeşe, Rezan Kut ve Şener Kut'un Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. Kurulu'nun 2014/334 itiraz sayılı dosyası çerçevesinde ileri sürdükleri ihlal iddialarının süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
4. Mardin Kadastro Mahkemesinin E.2013/88 sayılı dosyasında devam eden yargılama süreciyle ilgili olarak makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 6/3/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.