TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEDYA GÜNDEM DİJİTAL YAYINCILIK TİCARET A. Ş.
BAŞVURUSU (2)
|
(Başvuru Numarası: 2014/14965)
|
|
Karar Tarihi: 16/2/2017
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
Raportör
|
:
|
Abuzer
YAZICIOĞLU
|
Başvurucu
|
:
|
Medya Gündem
Dijital Yayıncılık Ticaret A. Ş.
|
Vekili
|
:
|
Av. Erdal
Fatih ÇANAKÇİ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; bir İnternet sitesinde yayımlanan haber ve yazıların
Mahkeme kararı ile İnternet erişiminin engellenmesi, Mahkeme kararının yeterli
inceleme yapılmadan, savunma alınmadan ve gerekçe gösterilmeden verilmesi
nedenleriyle ifade ve basın özgürlüğü ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 3/9/2014 tarihinde İstanbul 67. Asliye Ceza Mahkemesi
vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir
eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 31/10/2014 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 5/2/2015 tarihinde, başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşlerini 25/3/2015 tarihinde Anayasa Mahkemesine
sunmuştur.
6. Bakanlık tarafından Anayasa Mahkemesine sunulan görüş
1/4/2015 tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın
görüşlerine karşı beyanlarını 15/4/2015 tarihinde ibraz etmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Projesi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde
ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu; borsagundem.com
(İnternet sitesi) alan adı ile yayında bulunan İnternet sitesinin sahibidir.
Adı geçen İnternet sitesi, borsa ve sermaye piyasasındaki olay ve gelişmeler
konusunda yayın yapan ve ekonomik meselelerin ele alındığı, yazıların
yayımlandığı bir İnternet gazetesidir. İnternet sitesinde 30/7/2009 ile
16/5/2014 tarihleri arasında farklı başlıklar altında çok sayıda yazı ve haber
yayımlanmıştır.
9. Başvuruya konu edilen yazılardan 30/7/2009 tarihli ve “E.Ç. ile İlgili Şok İddianame” başlıklı
yazı içeriğinde, E.Ç. isimli kişi hakkında düzenlendiği iddia edilen iddianame
metninin ilgili Cumhuriyet savcılığı, tarih veya esas numarası belirtilmeden
aktarıldığı, yazının başlığı dışında herhangi bir yorum veya değerlendirmenin
bulunmadığı görülmüştür.
10. 1/6/2010 tarihli ve “Spek Avcısı Çeto’dan Spek Analizi” başlıklı yazı içeriğinin borsada
işlem yapanların oluşturduğu forum üyelerinin yazışmaları ve Çeto isimli forum üyesinin cevaplarından derlendiği
anlaşılmıştır. Çeto isimli üyenin cevaplarının ilgili
kısımları şöyledir:
“İsimleri M.N.Ç. ve kardeşi E.Ç., Tokatlılar,
ikisi de acımasız ve aç gözlü. Ege Seramik tahtasında bir dönem MÜBAREK KARDEŞLER’in gerçekleştirdikleri operasyonların namı
yurtdışına taşmıştı. Hatta bu nam ile yurtdışından fonlar gitti, fonlar geldi.
Sonunda MÜBAREK KARDEŞLER’in yarattığı hikâyeler ile
Ege Seramik hisseleri tarihin en büyük işlem hacmini kırdı. Sonuçta ne mi oldu?
Mübarek Kardeşler, hisseleri kendileri gibi mübarek olan ve daha önce bu
tahtada operasyon yapan CAN KARDEŞLER’ine devredip,
tahtadan çekildiler. MÜBAREK KARDEŞLER tahtadan çekilince Ege Seramik hisseleri
sudan çıkmış balığa döndü. Uzunca bir süre kendine gelemedi. Ta ki, yediği
kazığın etkisinden yavaş ve sancılı ayılan oyuncu bugünlerde tahtaya YILDIRIM
gibi çakmaya başladı. Ve hisseler 0,35 lira seviyelerinden 0,55 lira
seviyelerine yükseldi. Borsa kulislerinde bu oyuncunun Mübarek Kardeşler’e bildiği tüm duaları okuduğu konuşuluyor. Bizden
söylemesi… Eğer Mübarek Kardeşler çarpılacak olursa nedenini Egeser tahtasına YILDIRDIM’lar
yağdıran oyuncudan bulsunlar.
İsimleri Beşiktaş hisseleriyle anılan Mübarek Kardeşler’in yeni bir hisseye yöneldiği iddia ediliyor. Son
dönemde borsa kulisleri Mübarek Kardeşler’in ismiyle
çalkalanıyor. Beşiktaş hisselerindeki sert yükselişle ismi anılan Mübarek Kardeşler’in, Reysaş hisselerine
yöneldiği öne sürülüyor. Ran Lojistik’in yeniden
halka arz girişiminde bulunmasıyla hareketlenen hissede 0,87 lira seviyesinden
başlayan yukarı hareket 2,20 liraya ulaştı. Sektördeki yeni halka arz
beklentisini kullandıkları öne sürülen Mübarek Kardeşler’in
bir sonraki adımı bilinmez ama iki kardeşin ismiyle anılan hisseler sert yukarı
hareketten sonra aynı hızda geri çekilmesiyle biliniyor. Reysaş’ın,
Beşiktaş’ın nasıl yükselivediğini görüvediniz…
Oldukça sert hareketlerle isminden son dönemde
daha fazla söz ettirmeye başlayan Mübarek Kardeşlerin yöntemleri: İsimleri sık
sık İhlas Grubu hisseleriyle anılan borsa yasaklısı kardeşlerin İhlas Grubu ile
yollarını ayırdığı konuşuluyor. İddialara göre, grubun hisselerinde operasyon
yaparken beklenmedik gelişmeler karşısında zarar yazan oyuncular, grubun da
kendilerine sırt dönmesiyle hisselerden uzaklaşmış. Hatta kardeşlerin birinin
büyük para kaybettiği, hesaplarının eridiği ve şu an geçmiş dönemdeki kredisini
kullandığı iddia ediliyor. Her şeye rağmen ayakta kalma mücadelesi veren
oyuncuların, şu an borsa dışında olan bir şirketini halka açık şirketiyle
birleştirmek için mücadele eden bir patrona yaklaştığı öne sürülüyor. Grup,
geniş bir kitle ile hareket ediyor. Her iki kardeşin de yaklaşık 10 kişilik bir
ekibi yönettiği iddia ediliyor. Hemen hemen her akşam buluştuğu söylenen ekip,
bir sonraki gün yapılacak operasyonun stratejisini belirliyormuş. Telefonla
konuşmak yasakmış. İşlemler internet üzerinden yapıldığı için aracı kurum
telefon kaydı olmayan oyuncular, yakayı ele vermiyormuş. Hesaplar arası virman
ve EFT olmadığı için de Mübarek Kardeşler izlerini çabuk yok ediyormuş. Bir
diğer iddia ise oyuncuların beklentisi olan hisseleri seçtiği ve gün sonunda
pozisyon taşımamaya gayret ettiği yönünde… Yani gün içerisinde yoğun işlem
yaparak hisseleri tavan seviyesine çeken oyuncular, gün sonunda kârı cebe
atarak hisseden uzaklaşıyorlarmış. Bir hisseden günlerce işlem yapsalar dahi
her gün aynı stratejiyi izliyorlarmış. Oyuncuların bu yüzden gün içerisinde mümkün
olduğunca hisseyi yukarı çekip yatırımcılara bu seviyeden satmayı tercih ettiği
öne sürülüyor. Mübarek Kardeşler’in yatırım
stratejisi olarak kulislerde konuşulan yöntemler böyle.
… Şimdi soruyoruz, manipülasyon yargılaması
devam eden isimlerin Gözaltı Pazar’ında işlem gören bir şirkete ortak olması
normal mi?”
11. 28/5/2012 tarihli ve “İşte
Manipülasyonun Belgesi” başlıklı haber içeriği şöyledir:
“Geçmişte borsanın en fazla yasaklanan
spekülatörleri listesinde üst sıralarda yer alan ve çok sayıda hissede yaptığı
operasyonlarla ismini duyuran, hakkında onlarca manipülasyon davası açılan A.Yıldırım ile Mübarek Kardeşler arasında alacak verecek
davasında önemli gelişmeler yaşanıyor. Ege Seramik hisselerinde Mübarek
Kardeşler olarak bilinen oyuncularla anlaşan A. Yıldırım, hisseleri teminat
olarak karşı tarafa vermiş. Yapılacak operasyondan büyük para kazanma hayali
kurarken işler tersine dönünce hesapları altüst olan spekülatörler arasındaki
kavga mahkemeye taşınmış. … Mahkeme kayıtları ve hesaplara virmanlanan hisseler
sabit. Ayrıca A. Yıldırım, bu hisselerden yasak alan bir isim. O dönemde
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Ege Seramik hisselerinde A. Yıldırım’a yasak
getiriyor ve suç duyurusunda bulunuyor.
… davanın İMKB’de son dönemdeki bir çok
operasyona ışık tutacak bir özelliğe sahip olduğu belirtiliyor. A. Yıldırım ve
Mübarek Kardeşler arasında yapılan ihbarlar ve açılan davalar, manipülasyon
hazırlığının belgesi olarak görülüyor.”
12. 20/6/2012 tarihli ve “Mübarekleri
Şoke Edecek Belgeler” başlıklı haber içeriğinin ilgili kısımları
şöyledir:
“Mübarek Kardeşler’in
hesabına virmanlanan Ege Seramik hisseleriyle ilgili ihtilafın yargıya
taşındığını daha önce yazmıştık. Borsagundem.com’un
haberini yalanlayan ve ‘Hakkımızda açılmış böyle bir dava bulunmuyor.’ diyen
Mübarek Kardeşler’i şoke edecek belgeleri yine
borsagundem.com ele geçirdi. … Bu süreç Kadıköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde
açılan 2011/631 dosya numaralı dava ile devam ediyor.” [devamında dava dilekçesinin
içeriğindeki iddia ve talepler aktarılıyor]
13. 21/6/2012 tarihli ve “Mübarek
Değil, Vicdansız Kardeşler” başlıklı haber içeriği şöyledir:
“Borsagundem.com’a
mail atan, yorum yazan yatırımcılar, piyasanın en büyük spekülatörleri konumuna
gelen Mübarek Kardeşler isminin değişmesini istiyor. … Manipülasyon
suçlamasıyla hâkim karşısına çıkan, spekülatörler arası hisse virmanında
anlaşamadıkları için haklarında dava açılan Mübarek Kardeşler isminin Vicdansız
ya da Hayırsız olarak değiştirilmesi talep ediliyor. Ceylan ve Ataç
hisselerinde yapılan işlemlerin kardeşlere ait olduğunu öne süren bir
yatırımcının borsagundem.com’a gönderdiği yorum
şöyle: Sayın Borsa Gündem yönetimi, bu kişilerin E.Ç., N.Ç. ve M.Ç. kardeşlerin
küçük yatırımcılara yaptığı zulüm ve aldatmalardan sonra isimleri Vicdansız
Kardeşler olması gerekir.”
14. 24/2/2014 tarihli ve “Manipülatör
E.Ç.’nin Kervansaray İşlemleri” başlıklı
haber içeriğinin ilgili kısımları şöyledir: (10)
“Her dönem spekülatif hareketlere sahne olduğu
için borsa tarihine geçecek hisselerden biri olan Ceylan Giyim, 1 liradan 9
liraya yükseldi, tekrar 1 liraya düştü. S.S.’ye
satılan şirketin ismi Kervansaray Yatırım Holding olarak değiştirildi.
Sermayesi ise bedelli, tahsisli sermaye artırımları ve birleşmelerle 6 milyon
liradan yaklaşık 600 milyon liraya yükseltildi. Bu süreçte hissede E.Ç.’in işlem yaptığı ortaya çıktı. Hisse, 1 liradan 9
liraya yükselip daha sonra yeniden 1 liraya düşerken en yoğun işlemleri yapan
E.Ç., manipülasyon suçlamasıyla hapis cezası yemiş bir isim. Hapis cezası,
hükmün açıklanmasının geri bırakılması karıyla ertelenmiş. …
Sert fiyat hareketlerine sahne olan
Kervansaray Yatırım Holding (Ceylan Giyim) hisselerinde neler olduğunu net
olarak görebilmek için 2011 yılında yani hisselerin 1 lira seviyesinden 9 liraya
doğru başlayan yükselişte kimlerin işlem yaptığına bakmak gerekiyor. 02.01.2012
– 19.04.2012 tarihleri arasında en fazla işlem gerçekleştiren ilk 10 isim
şöyle: …. [İsimlerin] ortak özellikleri ise, söz konusu yoğun işlemlerin yapıldığı yani
hissenin sert yükselip düştüğü dönemin başında ve sonunda hesaplarında hisse
bulunmaması. Hemen hemen aynı dönemde alıp aynı dönemde satmışlar. …
Yatırımcıların artan tepkisi karşısında aracı
kurumlar yatırımcıları uyaran raporlar yayınlıyor. Gedik Yatırım tarafından
hazırlanan analiz raporunda hissede devam eden ortak satışlarına yenilerinin
eklenebileceğine dikkat çekilerek Kervansaray için ‘Uzak Dur’ önerisinde
bulunuluyor.”
15. 27/2/2014 tarihli ve “Manipülatör
E.Ç.’nin İki Aylık İşlemleri” başlıklı
haberin ilgili kısımları şöyledir:
“Borsagundem.com, hisse senetlerinde yaşanan
sert fiyat hareketlerinin perde arkasındaki işlemleri gündeme taşımaya devam
ediyor. Borsagundem.com’u telefonla arayan
yatırımcılar, Kervansaray hisselerinde yaşanan fiyat hareketleri benzeri
işlemlerin İhlas Gazetecilik hisselerinde de yaşandığını belirtiyor. 2010
yılında 1,5 lira seviyesinden halka açılan hisseler 4 liraya kadar yükseldikten
sonra sürekli değer kaybederek 26/02/2014 tarihi itibarıyla 0,45 lira oldu.
Şirketin fiyat hareketine neden olacak özel durum açıklaması bulunmamasına
rağmen yaşanan düşüş, yatırımcılar cephesinde büyük tepki topluyor. Çünkü 2011
yılı Mart ayında 4 bin liralık hisse alan bir yatırımcı, parasının 3 bin 600
lirasını kaybetmiş durumda. 18 Şubat 2014 tarihinde açıklanan 2013 yılı
konsolide olmayan gelir tablosuna göre şirketin 1 milyon lira zarardan 2,2
milyon lira kâra geçmesine rağmen hisselerde düşüşün devam etmesi tepkilerin
artmasına neden oluyor. Peki, bu kadar hızlı değer kaybeden hissede kimler işlem
yaptı, ne kadar para kazandı? 06/10/2010 – 06/12/2010, yani halka arz sonrası
hissede yoğun işlemlerin olduğu, sert fiyat hareketlerinin yaşandığı iki aylık
işlemler incelendiğinde, karşımıza tanıdık isimler çıkıyor. …
Söz konusu tarihler arasında en fazla fiyat
değişimi gerçekleştiren yatırımcıların başında yine E.Ç. yer alıyor. …
Fiyat yükseltici alış işlemi
gerçekleştirenlerin başında yine E.Ç. yer alıyor. …
En fazla kendinden kendine işlem yapan
yatırımcılar, bu tabloda da ortak isim E.Ç.. Ç., incelemenin yapıldığı iki
aylık dönemde 13 milyon 986 bin 670 adet alış, 12 milyon 992 bin 818 adet satış
işlemi gerçekleştirmiş. Manipülatör Ç., bu dönemde 2 milyon 185 bin 943 adet
kendinden kendine işlem gerçekleştirmiş. Kendinden kendine yoğun bir şekilde
işlem yapan diğer isimler ise E.Ü., B.G., M.G., G.Ü.. Kendinden kendine işlem
yapanların toplamı ise 5 milyon 63 bin adet. …
İnceleme kayıtlarında kendinden kendine
işlemlerle ilgili şu ayrıntı dikkat çekiyor: … İncelemede, kendinden kendine
yapılan işlemlerin manipülasyon için kullanılan klasik bir yöntem olduğu
vurgulandıktan sonra önemli bir noktaya daha dikkat çekiliyor. Emir iptalinin
koşulsuz olarak kaldırılmış olmasına rağmen yatırımcı ve yatırımcı grubun bu
haklarını kullanmayarak aracı kurumlara komisyon ödeyerek bu işlemleri
yapmasının da iktisadi bir mantığı olmadığı belirtiliyor. …”
16. 3/3/2014 tarihli ve “Manipülatör
E.Ç. Ayrıcalıklı mı?” başlıklı haberin ilgili kısımları şöyledir:
“Borsanın en çok düşen hisselerinde Ç.
kardeşlerin işlem yaptığının ortaya çıkması yatırımcılar cephesinde büyük
tepkiye neden oluyor. Ç. kardeşlerin işlem yaptığı bazı hisseler 4 liradan 0,40
kuruşa, 9 liradan 0,38 liraya kadar düşüş gösterdi. Borsagundem.com’un
ortaya çıkardığı kayıtlar, borsanın yeni gündemi haline geldi. Telefonla
arayan, yorum gönderen yatırımcıların tepkileri çığ gibi büyüyor. Bu hisselerde
mağdur olan yatırımcılar, ‘Manipülatör E.Ç. ve kardeşleri ayrıcalıklı mı?’ diye
soruyor. İşte ortaya çıkan işlem kayıtlarıyla ilgili haberlerden sonra gelen
yüzlerce yorumdan, şok iddialardan bazıları:
‘-Manipülatör patronları gizli bir el çok iyi
koruyor. Bu güne kadar yaptıklarına, çok uç düzey işlemlere bir bakın, hiç
kimse dokunmamış bunlara.’,
‘Bu olayları burada konuşup başkalarını
suçlayıp yazdıkça ve önlem almadıkça manipülatörler K.Y. üzerinden kazanmaya
devam edeceklerdir. Böyle hisseleri almasınlar ki manipülatörler de kendi
kendileri ile işlem yapsınlar. Finansal okuryazar ve taktikleri olan yatırımcı
olalım.’
…”
17. 24/3/2014 tarihli ve“35
Kuruşluk Manipülatör E.Ç.” başlıklı haberin ilgili kısımları
şöyledir:
“… Altınyağ’ın
yönetim kurulu başkanı E.Ç. bu anlamda borsanın en önemli isimlerinden biri.
Manipülasyon suçundan 2 yıl hapis cezası alan Ç. hakkında mahkeme hükmün
açıklanmasının geri bırakılması kararı veriyor. E.Ç. ve abisi M.N.Ç., 2499
sayılı yasaya muhalefet ve Sermaye Piyasası Kanunu’nun 47/1-A (1-2-3)
maddesinde yer alan manipülasyon, içeriden öğrenenlerin ticareti ve sermaye piyasası
araçlarının değerini etkileyebilecek yalan yanlış mesnetsiz bilgi verme, haber
yayma, yorum yapma suçlarını işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak suçundan
yargılanmaya devam ediyor. …
Bu arada Ç., halka açık şirketleri alıyor,
satıyor, yönetiyor, borsadaki diğer hisselerde yoğun işlemler yapıyor. E.Ç.’nin elinin değdiği hisseler önce hızlı bir şekilde yukarı
gidiyor, ardından ortak satışları geliyor ve sert düşüş kuruşlu seviyelere
kadar sürüyor. Bedelli sermaye artırımları, ortak satışları da bu hisselerde
yaşanıyor. Aynı şekilde yüzde 36 oranında hissesini elinde bulundurduğu Altınyağ’da 80 kuruş. Hepsi nominal değerin çok çok
altında. Gözaltı Pazarı’nda olan, 1,5 liradan 17 liraya kadar yükselen Gen
Yatırım Holding hisselerinin 1 milyon 250 bin adedinin manipülatör E.Ç.’ye devredilmesi yatırımcılar cephesinde sorgulanmaya
başladı. …”
18. 11/4/2014 tarihli ve “Manipülatör
E.Ç.’nin Genpower Planı”
başlıklı haberin ilgili kısmı şöyledir:
“Normal yollardan halka açılmayan Genpower Jeneratör’ü borsaya
taşıma girişimi sürüyor. Yüksek miktarda vergi ve banka borcu bulunan,
bankalardan kredi bile alamayan Genpower Jeneratör
neden halka açık bir şirketle birleştirilerek, yatırımcıların bu borçlara ortak
olması isteniyor? Benzer bir uygulama Kervansaray Yatırım Holding’de uygulandı.
93 kuruş seviyesinden yapılan birleşme sonrası hisseler 35 kuruşa kadar düştü.
Şirketin zararı da 206 bin liradan 62 milyon 861 bin liraya yükseldi. …
Geçen yıl bu zamanlar ismi Mustafa Yılmaz
Yatırım Ortaklığı olan şirket satıldıktan hemen sonra Nisan 2013 sonunda ismi
İCG Yatırım Holding olarak değiştirildi ve birkaç gün sonra da manipülatör E.Ç.’ye satıldı. Ç. de 4 ay gibi kısa bir süre sonra bu
hisseleri Genpower’in patronu M.U.’ya
sattı. Hala ödenmeyen satış bedeli olarak da kayıtlara 6 milyon seviyesinde bir
rakam geçti. Bu gün bu tutar 8 milyon liraya ulaşmış gözüküyor. 15 Mayıs 2014
tarihine kadar ödeme vadesi konulan bu borca karşılık M.U., Genpower’da
sahip olduğu 1 TL bedelli toplam 12 milyon TL değerinde 12 milyon adet hissesini
İCG Holding’in büyük ortakları yani manipülatör E.Ç. lehine rehin verdi. Devir
işlemi biter bitmez halka açık İCG Holding, Genpower’a
sermaye avansı olarak 11 milyon lira transfer etti. Sattığı şirketin parasını 4
kez yapılan öteleme nedeniyle alamayan E.Ç.’ye son
olarak 1 milyon 250 bin adet Gen Yatırım Holding hissesi verildi. Bu arada Gen
Yatırım hisseleri de son bir yılda 1,5 lira seviyesinden 20 lira seviyesine
kadar yükseldi. E.Ç.’nin abisi M.N.Ç. de Latek Holding ile birleşme çalışmaları yapıldığı dönemde Genpower Jeneratör’e yüzde 6,9
oranında ortak olmuştu. Ç. kardeşlerin paralarını kurtarmak için birleşmede
ısrar ettikleri söyleniyor. Kervansaray Yatırım Holding’de olduğu gibi birleşme
sonrası halka açık konuma gelen hisselerin piyasada satılacağı, yeni ikincil
halka arz yoluyla yüksek miktarda para toplamayı planladıkları iddia ediliyor.
…
Büyük sorunlarla karşı karşıya olan Gepower’ın borsaya taşınma işlemlerinde ise Ç. kardeşlerin
ismi hep ön planda. Abi M.N.Ç. zaten Genpower’ın
ortağı. E.Ç. ise İCG Yatırım Holding’i M.U.’ya satıp
parasını alamayan borsa manipülatörü. E.Ç.’nin de
sabıkası çok kabarık. E.Ç., manipülasyon suçlamasıyla hapis cezası yemiş bir
isim. Hapis cezası, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıyla
ertelenmiş. Yine aynı şekilde borsada manipülasyon yaparak haksız kazanç
sağladıkları iddiasıyla açılan davada 2 yıl hapis cezasına çarptırılan Ç.’nin dosyası Yargıtay’dan dönmüş ve zamanaşımına uğramıştı.
…”
19. 24/4/2014 tarihli ve “Manipülatör
E.Ç.’nin Hiç mi Suçu Yok?” başlıklı
haberin ilgili ve yukarıdaki haberlerden farklı kısımları şöyledir:
“Borsagundem.com’un
gündeme taşıdığı Kervansaray Yatırım Holding ile ilgili olarak Sermaye Piyasası
Kurulu (SPK) önemli kararlara imza atıyor. Öncelikle S.S. hakkında suç duyurusunda
bulunan SPK, Haftalık Bülten’de çağrı yapmayan Z.T.’ye
ağır para cezası uygulama kararı aldı. … SPK’nın son kararları yatırımcılar
cephesinde ‘Artık yapanın yanına kalmayacak’ şeklinde yorumlara neden oluyor.
Şimdi gözler 1 liradan 9 liraya yükselip daha sonra 35 kuruşa düşen hisselerde
yapılan işlemlere çevrildi.
Ceylan Giyim olarak bilinen Kervansaray
Yatırım Holding bu günlere nasıl geldi? Sermayesi bedelli, tahsisli artırımları
ve birleşmelerle 6 milyon liradan yaklaşık 600 milyon liraya yükseltilen bu
şirkette manipülatör E.Ç.’nin ismi ön planda. E.Ç.,
manipülasyon suçlamasıyla hapis cezası yemiş bir isim. Hapis cezası, hükmün
açıklanmasının geri bırakılması karıyla ertelenmiş. …”
20. 24/4/2014 tarihli ve “E.Ç.’nin Finansörü H.Ş. mi?” başlıklı haberin ilgili
ve yukarıdaki haberlerden farklı kısımları şöyledir:
“‘Yirmi beş yıl top oynadım benim o kadar
param yok’ diyen H.Ş.’nin borsada milyonları yönetin
manipülatörlerle işbirliği içerisinde olduğu iddia ediliyor. … SPK denetiminde
ortaya çıkan detaylara göre, borsa operasyonunda H.Ş.’nin
hesaplarında yüzbinlerce hisse senedi alınıp satılıyor. Denetleme raporunda
H.U.A., E.Ç., M.N.Ç., M.Ç., …ve H.Ş. tarafından Akın Tekstil hisse senetlerinde
gerçekleştirilen işlemler, grup işlemleri olarak değerlendiriliyor. …
Akın Tekstil hisselerinin 1 lira seviyesinden
5 liraya kadar yükselerek daha sonra kısa sürede yeniden 1 liraya kadar düştüğü
dönemde, H.Ş.’nin desteklediği manipülasyon grubunun
büyük rant elde ettiği raporlara yansıyor. …
SPK’nın isimlerini sıraladığı grupta yer alan
E.Ç. ve M.N.Ç.’nin H.Ş. destekli olduğu öne sürülen
operasyondan kazandıkları paralarla halka açık birkaç şirketi ele geçirdiği
ileri sürülüyor. Daha sonra da borsada çok sayıda operasyona imza atan grup
üyelerinden E.Ç. ve M.N.Ç.’nin bu işlemlerden büyük
paralar kazandığı yine SPK raporlarında yer alıyor.
E.Ç.’nin hisselerini
ele geçirdiği şirketlerle birlikte borsada 100 milyon liralık bir portföyü
yönettiği söyleniyor. Ç.’nin hisselerini ele
geçirdiği borsada işlem gören Altınyağ Kombinaları’nın piyasa değeri yaklaşık 50 milyon lira. …
Yaklaşık 5-6 yıl önce maaşlı eleman olarak çalışan bu isimler, bugün 100 milyon
liraya yakın varlığı yönetiyor. …”
21. 28/4/2014 tarihli ve “Ç.
Kardeşler Köşeye Sıkıştı” başlıklı haberin ilgili ve yukarıdaki
haberlerden farklı kısımları şöyledir:
“Borsa İstanbul’un teknik iflas uyarısı
yaptığı Genpower Holding, Cuma günü KAP’a yaptığı açıklamayla Genel Kurul’u iptal ettiğini
duyurdu. … Genel Kurul’da şirketin sermayesi 11 milyon lira artırılarak 96
milyon liraya yükseltilecekti. …
Bu arada aynı senaryo kısa bir süre önce Gen
Yatırım Holding’de tekrarlanmıştı. Yönetim Kurulu sermayeyi 10 milyon liradan
16 milyon liraya yükseltme kararı aldı. Kısa bir süre sonra bu kararı iptal
ettiğini açıkladı. Genpower’da olduğu gibi Gen
Yatırım Holding’de de Genel Kurul toplantısı iptal edildi.
Bu karar, piyasalarda Ç. kardeşleri köşeye
sıkıştıran önemli bir gelişme olarak yorumlandı. Çünkü, İCG Yatırım Holding’i Genpower’a satan manipülatöre. Ç.’nin,
4. kez ötelenen alacağı da yeni bir öteleme riskiyle karşı karşıya kaldı. …
Genpower Holding’de bedelli sermaye artırımı ötelenirken aynı şekilde Genel
Kurul toplantısı iptal edilen Gen Yatırım Holding’in de bilanço usulsüzlükleri
nedeniyle başı belaya girmiş durumda. Borsa İstanbul yönetimi 16 Nisan 2014
tarihli Yönetim Kurulu toplantısında, şirket bilançolarında usulsüzlükler ve
gizli hisse devirleri ortaya çıkardı. …
Gözaltı Pazarı’nda işlem gören Gen Yatırım
Holding’in 31 Aralık 2013 tarihli bağımsız denetim raporunun dipnotlarında
konsolide bilanço ve özkaynaklarını etkileyecek
seviyede hatalar bulundu. E.Ç. ile M.U. arasındaki pay devir protokollerinin
kamuya gecikmeli olarak açıklandığı tespit edildi. …
Bu arada manipülatör E.Ç.’ye,
sattığı şirketin parası ödenmeyince Gen Yatırım Holding’in 1 milyon 250 bin
adet hissesi rehin olarak verildi. Bu karadna sonra
hisselerde yükseliş hızlandı. …”
22. 5/5/2014 tarihli ve “E.Ç.
Kayıplara Karıştı” başlıklı haberin ilgili ve yukarıdaki haberlerden
farklı kısımları şöyledir:
“Manipülatör E.Ç.’den
4 gündür haber alınamadığı yönündeki söylentiler borsa kulislerinde hızla
yayılıyor. İddialara göre Londra’ya kaçmış. …
Ç. ’nin yurtdışına
yerleşme kararında mahkemenin manipülasyon suçundan verdiği 2 yıl hapis
cezasının etkili olduğu söyleniyor. E.Ç., İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinin
E.2009/110 sayılı dosyası üzerinden açılan kamu davasında, Mahkeme’nin
18.11.2009 tarih ve 2009/925 sayılı kararı ile sanıkların mahkûmiyetine ve
hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmişti. Ancak hükmün
açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği için Ç. hapse girmemişti. Ç.’nin yeniden suç işlemesi halinde bu karar da ceza olarak
kesinleşecek. Süre ise bu yılın sonunda doluyor. Ç.’nin
hakkında açılmış çok sayıda dava olduğu biliniyor.
Tefeciye olan borç yüzünden mi kaçtı?
Kulislerde bu yüzden kaçmış olabileceği iddiaları konuşuluyor. …”
23. 16/5/2014 tarihli ve “Savunma
İsteminde Manipülatör E.Ç.” başlıklı haberin ilgili ve yukarıdaki
haberlerden farklı kısımları şöyledir:
“Kurul [SPK], İhlas şirketleri ve hisselerde işlem yapan 9
kişiden savunma istedi. Bu isimlerden bazıları ile manipülatör E.Ç. ilişkisi
dikkat çekti. …
H.Ö. tanıdık bir isim, manipülatör E.Ç.’nin ortağı. İCG Yatırım Holding’i H.Ö. ve manipülatör E.Ç.
ile birlikte (Gen Yatırım Holding) M.U.’ya sattılar.
…
Savunma istenilen diğer hesapların da E.Ç.’ye ait olduğu öne sürülüyor. …
Borsa çevrelerinde İhlas hisseleri yıllardır
E.Ç. ismiyle anılıyor. Zaten Ç. kardeşler, İhlas Grubu’nda gazete
dağıtıcılığıyla işe başlamışlar, borsaya bulaşınca da bir anda büyük bir servet
sahibi olmuşlar. Ancak haklarında manipülasyon suçlamasıyla çok sayıda
soruşturma ve inceleme yapılmış. Elini vurduğu hisse kuruşlu rakamlara düşen
E.Ç. ise manipülasyon suçundan hapis cezası yemiş birkaç isimden biri.
Ç. ’nin, 31. Asliye
Ceza Mahkemesinde devam eden bir manipülasyon davası daha bulunuyor. …
Hakkında devam eden başka davalar da bulunan
E.Ç.’nin, Londra’ya taşınma telaşının bu yüzden
olduğu ileri sürülüyor. E.Ç., borsada en kirli sicile sahip isimlerin başında
yer alıyor. …”
24. 26/5/2014 tarihli ve “Manipülatör
E.Ç. İsmi Ağır Ceza’da” başlıklı haberin ilgili ve yukarıdaki
haberlerden farklı kısımları şöyledir:
“Borsagundem.com sermaye piyasalarında şok
etkisi yapacak önemli bir bilgiye ulaştı. Borsada oldukça kirli bir sicile
sahip olan ve son dönemde evini Londra’ya taşıma telaşına girdiği ileri sürülen
E.Ç.’nin ismi, Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinde
ortaya çıktı. …
Manipülasyon suçundan iki yıl hapis cezası
alan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlaştırıldığı için cezası
ertelenen E.Ç., başta manipülasyon olmak üzere başka davalardan da yargılanmaya
devam ediyor.
Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden
dava ile ilgili ayrıntılar ve E.Ç.’nin borsada
işlediği iddia edilen suçlarla ilgili geniş bir dosya açıyoruz. …
Yılın yazı dizisi yarından itibaren Borsagundem.com’da…”
25. 27/5/2014 tarihli ve “Manipülatör
Ç.’nin Saklamaya Çalıştığı Sırları”
başlıklı haberin ilgili ve yukarıdaki haberlerden farklı kısımları şöyledir:
“Borsa Gündem E.Ç. dosyasını açıyor.
Manipülatör E.Ç.’nin ismi Bakırköy 11. Ağır Ceza
Mahkemesi’nde ortaya çıktı.
Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinde 2011/407
esas numaralı dosya üzerinden devam etmekte olan yargılamanın türü; mali
kaçakçılık ve sahtecilik (belgede sahtecilik). …
Ağır Cezada yargılanıyor olması ve hakkında
devam eden manipülasyon davası, yatırımcılar tarafından daha fazla merak edilen
bir kişi olmasına neden oluyor. …
E.Ç. borsaya gönderdiği açıklamada 1975 Konya
doğumlu olduğunu ve çalışma hayatına İhlas Holding bünyesinde başladığını
belirtiyor. Nüfus cüzdanında ise doğum yeri Tokat diye yazıyor. … Borsaya
yaptığı beyan ile nüfus cüzdanı kayıtları arasında bir çelişki söz konusu. …
Bu arada Altınyağ Kombinaları’nın izahnamesinde
yönetimde söz sahibi olan personelin yönetim ve uzmanlık deneyimleri hakkında
bilgi bölümünde sadece ‘E.Ç., İhlas Holding bünyesinde görev almıştır’ diye
yazıyor. Hangi görevleri üstlenmiş, hangi okullarda okumuş, kaç yılları
arasında İhlas Grubu’nda çalışmış şeklindeki detaylara yer verilmiyor. E.Ç.,
geçmişiyle ilgili gizlediği için halka açık şirketin hisselerini elinde
bulunduran yatırımcılar açısından gizemli bir isim olarak görülüyor. …”
26. Haberlerde adı geçen “Kervansaray
Yatırım Holding”, “Genpower” ve “Gen
Yatırım Holding” hisseleri borsaya kote
edilmiş şirketler; “Ç.” ise
aracılık hizmetleri yürüten kardeşlerin soyadıdır. Söz konusu haberlerde
Kervansaray Yatırım Holding’in 2011 yılında Gen Yatırım Holding’in 2013 yılında
ve Genpower Şirketinin 2014 yılında halka arz
edilerek borsaya giriş yapmasından haberlerin yayımlandığı tarihe kadar geçen
süreçte şirketlerin halka açıklık oranlarındaki değişimler ile şirket
hisselerinin fiyatlarındaki artışlar ve azalışlar analiz edilmiştir. Söz konusu
haberlerde şirketlerinin halka arz işlemlerindeki bazı hesap hareketlerine
dikkat çekilmekte ve şirket hisselerinin mevcut değerlerinin halka ilk arz tarihinden
daha aşağıda olması ve bedelli veya tahsisli sermaye artırımıyla şirket
büyürken hisse değerlerindeki sert düşüşler yaşanması şüphe ile
karşılanmaktadır. Haberlerde ayrıca Ç. kardeşlerin haberlerin yayımlandığı
tarihte borsada hileli yönlendirme yapan bir örgüte üye olmaktan yargılandığı
iddia edilmektedir. Haberde son olarak adı geçen şirketlerin bazı varlık
alımları ve sermaye artırımları sıralanmakta ve şirketlerden yapılan bazı
açıklamalarla birlikte analiz edilmektedir.
27. Söz konusu haberde adı geçen aracı E.Ç. haberlerin itibar
kaybettirme amaçlı, iftira ve kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu
iddiasıyla İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesine başvurarak toplamda 25 adet olan
içeriklerin yayından çıkartılmasını talep etmiştir. İstanbul 5. Sulh Ceza
Mahkemesi 28/5/2014 tarihli ve 2014/677 Değişik İş sayılı kararıyla yayın
içeriklerinin haber değeri taşıdığı ve kişilik haklarının ihlal edilmediği
gerekçesiyle talebin reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı
şöyledir:
“… Yayın içerikleri bir bütün halinde
değerlendirildiğinde; talepte bulunanında sanık olarak yer aldığı birçok kişi
hakkında Sermaye Piyasası Yasasına Muhalefet, çıkar amaçlı suç örgütü kurma,
örgüte üye olma, manipülasyon suçlamaları ile ilgili olarak hakkında çeşitli
mahkemelerde açılmış olan kamu davaları, bu davalardaki suçlamalar ile talepte
bulunanın savunmasına yönelik açıklama ve beyanlar ile mahkumiyet almış olduğu
davalara ilişkin açıklamalara yer verildiği, talepte bulunan hakkında kamu
davası açılması ile olayın alenileştiği ve basın tarafından da kamuoyuna
aktarılmasının olağan olduğu, yayın içeriklerinin haber değeri taşıdığı
dolayısıyla kişilik haklarının ihlal edilmediğinden bahisle talebin reddine
dair karar vermiştir.”
28. Söz konusu karara yapılan itiraz, İstanbul 2. Asliye Ceza
Mahkemesinin 8/7/2014 tarihli ve 2014/932 Değişik İş sayılı kararıyla
değerlendirilmiş ve itirazın kısmen kabulü ile 25 adet içerikten 18 tanesine
erişimin engellenmesi yönünde kesin olarak karar verilmiştir. Kararın gerekçesi
şöyledir:
“Talep konusu yayınların içeriği
incelendiğinde; talepte bulunan hakkında kullanılan ve kesin kanaat oluşturan
suçlayıcı nitelendirmelerle kamuoyunda usulsüz ve hukuka aykırı eylemler
gerçekleştiren ve suç işleyen kişi olduğu şeklinde bir algı yaratılmış ve
kamuoyu da inanmaya teşvik edilmiştir. Hem kamuoyu yanlış yönlendirilmiş hem de
lekelenmeme hakkı zedelenmiştir. Yazı konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık
unsurunu taşımadığı, talepte bulunanın içsel değere ve kamuoyu nezdindeki şeref
ve saygınlığına saldırıda bulunarak hukuka uygunluk ve eleştiri sınırının
aşıldığı, küçültücü değer yargısı içermesi nedeniyle kişilik haklarının ihlal
edildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesinin içeriklere
erişimin engellenmesi talebinin reddine ilişkin değişik iş kararına yapılan
itirazın kabulüne, kararın kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek
gerekmiştir.”
29. İtirazın kısmen kabul kısmen reddi kararı başvurucuya
5/8/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
30. Başvurucu 3/9/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
31. 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan
Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele
Edilmesi Hakkında Kanun’un “İçeriğin
yayından çıkarılması ve cevap hakkı” kenar başlıklı 9. maddesinin
6/2/2014 tarihli ve 6518 sayılı Kanun’un 93. maddesi ile değiştirilmeden önceki
hâli şöyledir:
“(1) İçerik nedeniyle hakları ihlâl edildiğini
iddia eden kişi, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer
sağlayıcısına başvurarak kendisine ilişkin içeriğin yayından çıkarılmasını ve
yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabı bir hafta süreyle
internet ortamında yayımlanmasını isteyebilir. İçerik veya yer sağlayıcı
kendisine ulaştığı tarihten itibaren iki gün içinde, talebi yerine getirir. Bu
süre zarfında talep yerine getirilmediği takdirde reddedilmiş sayılır.
(2) Talebin reddedilmiş sayılması halinde,
kişi onbeş gün içinde yerleşim yeri sulh ceza
mahkemesine başvurarak, içeriğin yayından çıkarılmasına ve yayındaki
kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabın bir hafta süreyle internet
ortamında yayımlanmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hâkimi bu
talebi üç gün içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Sulh ceza hâkiminin
kararına karşı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna
gidilebilir.
(3) Sulh ceza hâkiminin kesinleşen kararının,
birinci fıkraya göre yapılan başvuruyu yerine getirmeyen içerik veya yer
sağlayıcısına tebliğinden itibaren iki gün içinde içerik yayından çıkarılarak
hazırlanan cevabın yayımlanmasına başlanır.
(4) Sulh ceza hâkiminin kararını bu maddede
belirtilen şartlara uygun olarak ve süresinde yerine getirmeyen sorumlu kişi,
altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İçerik veya yer
sağlayıcının tüzel kişi olması halinde, bu fıkra hükmü yayın sorumlusu hakkında
uygulanır.”
32. 5651 sayılı Kanun’un “İçeriğin
yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi” kenar başlıklı 9.
maddesinin 6/2/2014 tarihli ve 6518 sayılı Kanun’un 93. maddesi ile
değiştirilmiş hâli şöyledir:
“(1) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği
nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel
kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde
yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını
isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğe erişimin
engellenmesini de isteyebilir.
(2) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği
nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin talepleri,
içerik ve/veya yer sağlayıcısı tarafından en geç yirmi dört saat içinde
cevaplandırılır.
(3) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği
nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talepleri doğrultusunda hâkim bu
maddede belirtilen kapsamda erişimin engellenmesine karar verebilir.
(4) Hâkim, bu madde kapsamında vereceği
erişimin engellenmesi kararlarını esas olarak, yalnızca kişilik hakkının
ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb.
şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verir. Zorunlu olmadıkça
internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar
verilemez. Ancak, hâkim URL adresi belirtilerek içeriğe erişimin engellenmesi
yöntemiyle ihlalin engellenemeyeceğine kanaat getirmesi hâlinde, gerekçesini de
belirtmek kaydıyla, internet sitesindeki tüm yayına yönelik olarak erişimin
engellenmesine de karar verebilir."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
33. Mahkemenin 16/2/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
34. Başvurucu,
i. Yeterli inceleme
yapılmadan, savunma alınmadan, hangi gerekçeyle kişilik haklarına saldırı
kapsamında değerlendirildiği açıklanmadan, kanun hükmü genel bir ifade ile
tekrar edilerek kamunun yararına olan, gerçek, güncel ve dengeli bir haberin
yayınının kaldırılmasına karar verilmesinin Anayasa'nın 36. maddesinde korunan
adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu,
ii. Mahkeme kayıtları,
SPK denetim raporları ve haber bültenleri esas alınarak haber ve analiz
yapıldığını, şikâyetçi tarafından alınan ve yazıda analiz edilen kararların
şirketlerin hisse fiyatlarını, sermayesini ve geleceğini, dolayısıyla
yatırımcıları yakından ilgilendirdiğini, kamunun habere erişiminin
engellenmesinin Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerinde yer alan ifade ve basın
özgürlüğünün ihlali niteliğinde olduğunu ileri sürmüş, ihlale neden olan kararın
kaldırılarak Mahkemesince yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesi
talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
35. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp, olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16).
36. Bu itibarla başvurucu, İnternet sitesinde yayımlanan
yazılara erişimin engellenmesi kararının Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerinde
düzenlenen ifade ve basın özgürlüğünü ihlal ettiğini ileri sürmüştür. İnternet
yayıncılığına ilişkin olarak bir yayının kaldırılmasına yönelik şikâyetlerin
incelenmesinde Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerinin ayrı ayrı veya bir bütün
olarak incelenmesinin gerekip gerekmediğine ilişkin ve başvuru konusu olaya
benzer olaylarda uygulanacak ilkeler ilk olarak Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A. Ş. kararında (Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A. Ş.
[GK], B. No: 2013/2623, 11/11/2015, §§ 29-36) ortaya konulmuştur. Mevcut
başvurunun incelenmesinde, sözü geçen kararda belirtilen ilkelerden ayrılmayı
gerektirecek bir yön bulunmamaktadır.
37. Başvuru konusu somut olayda, İnternet'te ekonomi haberciliği
yürüttüğünü belirten başvurucu Şirketin İnternet sitesinde belirtilen künyesi
incelendiğinde başvurucunun; geleneksel basına benzer bir şekilde imtiyaz
sahibi, genel yayın yönetmeni, koordinatörü ve editörlerinin bulunduğu;
habercilik faaliyeti çerçevesinde ekonomi ve borsaya ilişkin haber ve
makaleleri yayımladığı tespit edilmiştir. Ayrıca başvuruya konu yazının
konusunun sermayesi halka açık şirketlerin ticari faaliyetleri ile ilgili
olduğu ve şirketlerin ticari faaliyetleri bağlamında bir nevi
"gözetleyici" görevini yerine getirdiği değerlendirilebilir.
Dolayısıyla başvurucunun yürüttüğü faaliyetin geleneksel gazetecilik
faaliyetine yakınlığı gözetildiğinde başvurunun Anayasa'nın 26. ve 28.
maddelerinde düzenlenen ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü kapsamında birlikte
incelenmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir.
38. Öte yandan Anayasa'nın 26. ve 28. maddeleri bağlamında ifade
ve basın özgürlüklerine yönelik müdahalelerin varlığının tespit edilmesi
hâlinde derece mahkemelerinin kararlarının müdahaleyi haklı kılacak “konuyla
ilgili ve yeterli gerekçeler” içerip içermediği ve “sınırlama amacı ile aracı arasında
makul bir dengenin bulunup bulunmadığının” demokratik toplum düzeninin
gerekleri açısından değerlendirilmeye alınacağından başvurucunun adil
yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki iddialarının ayrıca incelenmesine
gerek görülmemiştir.
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
39. Başvurucunun, yayımladığı haber ve yazılara erişimin
engellenmesinin ifade ve basın özgürlüklerini ihlal ettiğine ilişkin
şikâyetleri açıkça dayanaktan yoksun değildir. Ayrıca başka bir kabul
edilemezlik nedeni de bulunmadığı için başvurunun kabul edilebilir olduğuna
karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
40. Başvurucunun iddialarına karşı Bakanlık görüşünde, Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) ve Anayasa Mahkemesinin bazı içtihatları
hatırlatılarak daha önce belirlenmiş ilkelere vurgu yapılmıştır.
41. Başvurucu, başvurunun esası hakkındaki Bakanlık görüşüne
karşı, başvuru dilekçesindeki beyanlarını tekrar etmiştir.
42. Anayasa'nın “Düşünceyi
açıklama ve yayma hürriyeti” kenar başlıklı 26. maddesi şöyledir:
“Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı,
resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma
hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya
fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo,
televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine
bağlanmasına engel değildir.
Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik,
kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi
ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların
cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin
açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının
yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin
gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.
…
Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin
kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.”
43. Anayasa'nın “Basın
hürriyeti” kenar başlıklı 28. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları
şöyledir:
“Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini
sağlayacak tedbirleri alır.
Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın
26 ve 27 nci maddeleri hükümleri uygulanır.”
44. İfade özgürlüğü; kişinin haber ve bilgilere, başkalarının
fikirlerine serbestçe ulaşabilmesi, düşünce ve kanaatlerinden dolayı
kınanamaması ve bunları tek başına veya başkalarıyla birlikte çeşitli yollarla
serbestçe ifade edebilmesi, anlatabilmesi, savunabilmesi, başkalarına
aktarabilmesi ve yayabilmesi anlamına gelir. Basın özgürlüğünü kapsayan ifade
özgürlüğü, çeşitli araçlar ile düşünce ve kanaatleri açıklama, yorumlama;
bilgi, haber ve eleştirilerin yayın ve dağıtım haklarını kapsar. Aynı zamanda düşüncenin
iletilmesini ve dolaşımını gerçekleştirerek bireyin ve toplumun bilgilenmesini
de sağlar (Medya Gündem Dijital Yayıncılık
Ticaret A. Ş., § 27).
45. Muhalif olanlar da dâhil olmak üzere düşüncelerin her türlü
araçla açıklanması, açıklanan düşünceye paydaş sağlanması, düşünceyi
gerçekleştirme ve bu konuda başkalarını ikna etmek için çaba gösterilmesi
çoğulcu demokratik düzenin gereklerindendir. Bu itibarla düşünceyi açıklama ve
yayma özgürlüğü ile basın özgürlüğü demokrasinin işleyişi için yaşamsal öneme
sahiptir (Bekir Coşkun [GK], B.
No: 2014/12151, 4/6/2015, § 34). Bu bağlamda toplumsal ve siyasal çoğulculuğu
sağlamak, her türlü düşüncenin barışçıl bir şekilde ve serbestçe ifadesine
bağlıdır (Emin Aydın, B. No:
2013/2602, 23/1/2014, § 41).
46. Anayasa'nın 26. maddesinde ifade özgürlüğünün kullanımında
başvurulabilecek araçlar “söz, yazı, resim
veya başka yollar” olarak ifade edilmiş ve “başka yollar” ifadesiyle her türlü ifade
aracının anayasal koruma altında olduğu gösterilmiştir. İfade özgürlüğü,
Anayasa'da yer alan diğer hak ve özgürlüklerin önemli bir kısmını doğrudan
etkiler. Gerçekten de gazete, dergi veya kitap biçiminde basın yayın yoluyla
düşüncenin yayılmasının başlıca aracı olan basın da ifade özgürlüğünün
kullanılma biçimlerinden biridir (Bekir
Coşkun, § 30).
47. İfade özgürlüğü ve basın özgürlüğü arasındaki birbirinden
ayrılamaz nitelikteki ilişki, basılı eserler ve yayımlanan yazılara yönelik
bireysel başvurularda Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerinin birlikte
incelenmesine yol açmıştır (Bekir Coşkun;
Emin Aydın). Gerçekten de özellikle basılı eserler temelinde basın
özgürlüğünün ihlali iddialarının ifade özgürlüğünden ayrı incelenmesi mümkün
değildir. Öte yandan Anayasa'nın 28. maddesi ve devamında düzenlenen basın
özgürlüğünün, demokrasilerde çoğulculuğun korunması için “gözetleyici” (watchdog)
görevini yerine getiren basına daha ayrıntılı güvenceler getirdiği de
yadsınamaz. Özellikle haber ve fikirlerin iletilmesinde kullanılan mecraların,
Anayasa'ya göre basın özgürlüğü temelinde daha fazla güvence altına alındığı
açıktır (Medya Gündem Dijital Yayıncılık
Ticaret A. Ş., § 32).
48. Özgür bir siyasal sistemde devletin eylem ve işlemlerinin,
adli ve idari yetkililerin olduğu kadar basının ve aynı zamanda kamuoyunun da
denetimi altında bulunması gerekmektedir. Yazılı, işitsel veya görsel basın
kamu gücünü kullanan organların siyasi kararlarını, eylemlerini ve ihmallerini
sıkı bir denetime tabi tutarak ve vatandaşların karar alma süreçlerine
katılımını kolaylaştırarak demokrasinin sağlıklı bir şekilde işlemesini ve
bireylerin kendilerini gerçekleştirmelerini güvence altına almaktadır (Kadir Sağdıç [GK], B. No: 2013/6617,
8/4/2015, § 50). Bu sebeple basın özgürlüğü, herkes için geçerli ve yaşamsal
öneme sahip bir özgürlüktür (AYM, E.1997/19, K.1997/66, 23/10/1997).
49. Anayasa Mahkemesi, önceki içtihatlarında birçok kez
demokratik bir toplumda basının oynadığı temel role vurgu yapmıştır. Basının
başkalarının şöhret ve haklarının korunmasıyla ilgili olarak bazı sınırları
aşmaması gerekmekle birlikte görev ve sorumluluklarının bilincinde olarak kamu
yararını ilgilendiren her konuyu iletme görevi vardır. Basının bu görevi onun
"gözetleyici" işlevini yerine getirmesini sağlar. Basının bilgi ve
fikir yaymadan ibaret olan görevine kamunun bu fikir ve bilgileri alma hakkının
eklendiği de unutulmamalıdır (Kadir Sağdıç,
§ 51; Medya Gündem Dijital Yayıncılık
Ticaret A. Ş., § 37; Nihat
Özdemir [GK], B. No: 2013/1997, 8/4/2015, § 47).
50. Ayrıca bu tür başvurularda basının yerine geçip belli bir
durumda kullanılacak haber yapma şeklinin ne olacağını belirlemenin yargı
mercilerinin görevi olmadığı gözönünde
bulundurulmalıdır (Kadir Sağdıç,
§ 52).
51. Sosyal görevini yerine getirebilmesi için basının özgür
olması kadar sorumluluk bilinci ile hareket etmesi de şarttır. Basın
özgürlüğünde belli ölçüde abartıya ve hatta tahrik yoluna başvurmak mümkün olsa
da bu özgürlük aynı zamanda ilgililerin meslek ahlakına saygı göstererek doğru
ve güvenilir bilgi verecek şekilde, iyi niyetli olarak hareket etmelerini de zorunlu
kılmaktadır (Kadir Sağdıç, § 53).
52. Kötü niyetli olarak gerçeğin çarpıtılması bazen kabul
edilebilir eleştiri sınırlarını aşabilir. Gerçeğe uygun bir beyana, kamuoyunun
gözünde yanlış bir imaj uyandırabilecek vurgular, değer yargıları, varsayımlar
hatta imalar eşlik edebilmektedir. Dolayısıyla haber verme görevi, zorunlu
olarak ödev ve sorumluluklar ve basın kuruluşlarının kendiliğinden uymaları
gereken sınırlar içermektedir. Bu durum özellikle basında yer alan söylemlerde
isimleri zikredilen kişilerin ciddi şekilde itham edilmeleri hâllerinde
geçerlidir (Kadir Sağdıç, § 54).
53. Sınırlanabilir birer hak olan ifade özgürlüğü ile onu
tamamlayan ve ifade özgürlüğünün kullanılmasını sağlayan basın özgürlüğü
Anayasa'da yer alan temel hak ve özgürlükleri sınırlama rejimine tabidir.
Anayasa'nın 28. maddesinin dördüncü fıkrasında basın özgürlüğünün
sınırlanmasında 26. ve 27. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Böylece basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ile ilgili genel hüküm niteliğindeki
26. madde ile sanatsal ve akademik ifadelerle ilgili 27. maddedeki sınırlama
rejimine tabi tutulmuştur. Basın özgürlüğüne yönelik diğer sınırlamalar ise 28.
maddenin beşinci ve izleyen fıkralarında yer almıştır. Basının, Anayasa'nın
26., 27. ve 28. maddelerinde sayılan sınırlandırmalardan biri olan "başkalarının şöhret veya haklarının, özel veya
aile hayatlarının" korunması için konmuş olan sınırlandırmalara
uyması gerekir (Kadir Sağdıç, §
55).
54. Başvuruya konu olayda çözümlenmesi gereken ilk mesele, borsa
haber ve analizleri yapan başvurucu aleyhine İnternet sitesindeki yazılara
erişimin engellenmesi kararı verilmesinin ifade ve basın özgürlüğüne yönelik
bir müdahale oluşturup oluşturmadığını belirlemektir.
a. Müdahalenin Varlığı
55. Başvurucunun yayımladığı haber ve borsa analizlerine
erişimin engellenmesinin, ifade ve basın özgürlüğü ile ilgili olduğu ve
müdahale niteliği taşıdığında şüphe bulunmamaktadır.
b. Müdahalenin İhlal Oluşturup Oluşturmadığı
56. Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerinin ikinci fıkraları
uyarınca ifade ve basın özgürlüğüne, “kanunla
öngörülmedikçe” ve madde metninde belirtilen meşru amaçlar dışında
müdahale edilemez. Aynı zamanda ifade ve basın özgürlüğüne getirilecek bir
sınırlamanın Anayasa'nın 13. maddesinde öngörülen öze dokunmama, Anayasa'nın
sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine
ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olup olmadığının
belirlenmesi gerekir.
i. Kanunilik
57. Yapılan değerlendirmeler neticesinde, 5651 sayılı Kanun'un "İçeriğin yayından çıkarılması ve erişimin
engellenmesi" kenar başlıklı 9. maddesinin "kanunilik" koşulunu karşıladığı
sonucuna varılmıştır.
ii. Meşru Amaç
58. Başvurucu, hakkında haber yaptığı kişinin kişilik haklarına,
şeref ve itibarına müdahale ettiği iddiasıyla İnternet erişiminin engellenmesi
yaptırımı ile karşı karşıya kalmıştır. Söz konusu kararın "başkalarının şöhret veya haklarının"
korunmasına yönelik önlemlerin bir parçası olduğu ve meşru bir amaç taşıdığı
sonucuna varılmıştır.
iii. Demokratik Toplum Düzeninde Gerekli Olma
ve Ölçülülük
59. Söz konusu İnternet sayfasında 18 adet URL adreslerine
erişimin engellenmesine ilişkin kararda, erişimin engellenmesi kararının
demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığı ve başvurucunun ifade özgürlüğü
ile başkalarının şöhret veya haklarının korunması arasında makul bir dengenin
gözetilip gözetilmediği değerlendirilmelidir. Bu iki hak arasında denge
kurulurken Anayasa'nın 13. maddesi kapsamında hakkın özüne dokunulmamalı,
demokratik toplum düzeninin gerekleri ve sınırlama amacı ile aracı arasındaki
ölçü gözetilmelidir (Nilgün Halloran, B. No: 2012/1184, 16/7/2014, § 43).
60. “Demokratik toplum düzeninin gerekleri” kavramı, öncelikle
ifade özgürlüğü üzerindeki sınırlamaların zorunlu ya da istisnai tedbirler
niteliğinde olmalarını, başvurulabilecek son çare ya da alınabilecek en son
önlem olarak kendilerini göstermelerini gerektirmektedir. “Demokratik toplum
düzeninin gerekleri”nden olma, bir sınırlamanın
demokratik bir toplumda zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına
yönelik olmasını ifade etmektedir. Buna göre sınırlayıcı tedbir, bir toplumsal
ihtiyacı karşılamıyorsa ya da başvurulabilecek son çare niteliğinde değilse
demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir tedbir olarak
değerlendirilemez (Medya Gündem Dijital
Yayıncılık Ticaret A. Ş., § 47).
61. Bu bağlamda basın özgürlüğüne yargısal veya idari bir
müdahalenin, toplumsal bir ihtiyaç baskısını karşılayıp karşılamadığına bakılması
gerekecektir. Başvuru konusu olay bakımından yapılacak değerlendirmelerin temel
ekseni, müdahaleye neden olan derece mahkemelerinin kararlarında dayandıkları
gerekçelerin, basın özgürlüğünü kısıtlama bakımından “demokratik toplum düzeninin gerekleri” ve “ölçülülük” ilkelerine uygun olduğunu
inandırıcı bir şekilde ortaya koyup koyamadığı olacaktır (Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A. Ş.,
§ 48).
62. Yukarıdaki değerlendirmeler ışığında mahkemelerin,
düşüncelerin açıklanması ve yayılmasına yönelik olarak müdahaleye karar
verirken basın özgürlüğünün kullanılmasından kaynaklanan yarardan çok daha ağır
basan, korunması gereken bir yararın varlığını somut olgulara dayanarak
göstermeleri gerekir (Mustafa Ali Balbay,
B. No: 2012/1272, 4/12/2013, § 114). Bunun sonucu olarak başvurucunun
kullandığı ifadelerin türünün, kamusal tartışmalara katkı sunma kapasitesinin,
ifadelere yönelik kısıtlamaların niteliğinin ve kapsamının, ifadelerin kimin
tarafından dile getirildiğinin, kime yöneldiğinin ve kamuoyu ile diğer
kişilerin kullanılan ifadeler karşısında sahip oldukları hakların ağırlığının
gerektiği gibi değerlendirilip değerlendirilmediğine bakılmalıdır (Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A. Ş.,
§ 49).
63. Bununla birlikte gerçek veya tüzel kişilerin ticari
faaliyetlerine yönelik haber ve fikir iletmede değer yargılarından çok olgusal
iddialar üzerinden hareket edilmesi önemlidir. Nitekim gerçek veya tüzel
kişilerin ticari faaliyetlerine yönelik olgusal iddialar üzerinden hareket
etmeyen haberlerin, kişilerin ekonomik faaliyetlerinde geri dönülemez zararlara
yol açması mümkündür. Bu tür durumlarda basının veya kişilerin ifade/basın
özgürlüğünün daha fazla sınırlanabilir olduğunu kabul etmek gerekir (Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A. Ş.,
§ 50).
64. Başvuruya konu İnternet yazılarında dile getirilen ticari
faaliyetler temelindeki bazı olgusal iddiaların (bkz. §§ 9, 25) asılsız olduğu
iddia edilmediği gibi İlk Derece Mahkemesi de bu iddiaları gerçek dışı kabul
etmiş değildir. Söz konusu yazılarda borsa spekülatörü olduğu iddia edilen
şikâyetçi hakkında Cumhuriyet başsavcılığı iddianamesinin aynen yayımlandığı
(bkz. §§ 9, 10), diğer yazıların birçoğunda bu iddianameye dayalı olarak açılan
kamu davasına veya şikâyetçi hakkında açılmış başka davalara vurgu yapıldığı
(bkz. §§ 17, 19, 22-25), yazıların bir kısmında hukuk mahkemelerindeki
davalardan bahsedilerek borsadaki spekülatif işlemler arası ilişkilerin ortaya
konulmaya çalışıldığı (bkz. §§ 11, 12), bir kısım yazıların başvurucu siteye
yazılan yorumların derlemesi olduğu (bkz. §§ 10, 13, 16), bazı yazılarda şirket
sermayeleri ve hisselerindeki hareketlenmelerin tarihsel olarak ortaya konduğu
ve borsa taktiklerine vurgu yapıldığı (bkz. §§ 14, 15, 18, 20, 21), böylece
şirketlerin hisselerinin fiyatlarındaki azalmaların şüpheli bulunduğu ifade
edilmiş ve bazı değerlendirmeler yapılmıştır. “Manipülatör
E.Ç.” kelimesinin kullanıldığı yazılarda ilgili hakkında hükmün
açıklanmasının geri bırakılması kararı ile sonuçlanmış ve kesinleşmiş Mahkeme
kararının öne çıkarıldığı, ilgilinin bu davada manipülasyon suçundan
yargılandığının ve eyleminin tespit edildiğinin hatırlatıldığı görülmektedir.
Keyfî, kişisel saldırı oluşturacak kabalık ve hakaret içermeyen bu
değerlendirmelere ilişkin olarak söz konusu yazıda yeterli olgusal temelin
bulunduğu da kabul edilmelidir.
65. İtirazı inceleyen Derece Mahkemesi, başvurucunun yayımladığı
bir kısım yazıların “kişilik haklarına saldırı niteliğinde” olduğunu kabul
etmiştir. Fakat Mahkemece, talepte bulunanın kişilik haklarına müdahale olarak
kabul edilen ifadeler belirtilmediği gibi bahse konu yazıdaki hangi iddia veya
yorum nedeniyle içeriğin yayından çıkarılması kararının verildiği de açıklanmış
değildir. Toplumsal tartışmaya katkıda bulunan iddia ve değerlendirmelerin yer aldığı
söz konusu yazılara erişimi engelleyen Derece Mahkemesi kararının müdahaleyi
haklı kılacak “konuyla ilgili ve yeterli gerekçe” içermediği kabul edilmelidir.
66. Halka açık şirket hisselerinin işlem gördüğü piyasalarda,
küçük yatırımcıların ekonomiye katılmaları sağlanarak tasarruf oranlarının
artırılması için bu piyasaların manipülasyondan korunması ve şeffaflığının
sağlanması suretiyle güvenilir ortam hazırlanmasının, ekonomiye sağlayacağı
katkı şüpheden uzak ve önemlidir. Bu kapsamda menkul kıymetler borsası hakkında
tarafsız ve somut olgulara dayanarak yayın yapan kuruluşların çok önemli bir
toplumsal fonksiyon icra ettikleri söylenebilir.
67. Hakkında haber yapılan kişinin, olayların meydana geldiği
dönemde uzunca bir süre kendisi hakkında eleştiriler içeren yazıların hedefi
olduğu görülmektedir. Ancak somut başvuruya konu yazı ve haberlerin, o dönemde
spekülatör olarak veya aracılık hizmeti sunarak borsada çok sayıda işlem yapan
ve yatırımcılar çevresinde dikkat çeken bir isimle ilgili olduğu ve bu kişinin
borsa ile bağlantılı olarak hakkında açılan veya sonuçlanan davalarına ve borsa
hareketlerine ilişkin olduğu unutulmamalıdır.
68. Başvuruya konu yazıda hisseleri halka arz edilmiş olan
şirketler ile aracılık hizmetleri yapan diğer şikâyetçi ve yakınlarına ilişkin
iddia ve değerlendirmelerin, toplumu yakından ilgilendiren ve kamu yararı
bulunan ticari ifadeler olduğu açıktır. Herhangi bir gerekçeye dayanmaksızın
kamuoyunu yakından ilgilendiren görüşlerin yayılması olanağının ortadan
kaldırılması “sansür” anlamına gelir. Bu sebeplerle başvurucunun ifade ve basın
özgürlüğüne yapılan müdahalenin “başkalarının şöhret ve haklarının” korunması
için demokratik toplum düzeninde gerekli bir müdahale olmadığı kanaatine
varılmıştır.
69. Başvurucunun Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerinin birinci
fıkralarında güvence altına alınan ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğünün ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 sayılı Kanun’un
50. Maddesi Yönünden
70. 30/3/2011 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı
fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun
hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı
verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması
gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından
kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama
yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya
genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama
yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar
verir.”
71. Başvurucu, ihlalin tespiti ve yeniden yargılama talebinde
bulunmuştur.
72. Anayasa'nın 26. ve 28. maddeleri kapsamında ifade ve basın
özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
73. İfade ve basın özgürlüğü ihlalinin sonuçlarının ortadan
kaldırılması için yeniden yargılamasında hukuki yarar bulunduğundan kararın bir
örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesine
(kapatılan) gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
74. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 başvuru harcı ve
1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin
başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucunun, ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiği
yönündeki iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 26. maddesinin birinci fıkrasında güvence altına
alınan ifade özgürlüğü ile Anayasa'nın 28. maddesinin birinci fıkrasında
güvence altına alınan basın özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin ifade ve basın özgürlüğü ihlalinin
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere
İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesine (kapatılan) GÖNDERİLMESİNE,
D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
16/2/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.