TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
MEDYA GÜNDEM DİJİTAL YAYINCILIK TİCARET A. Ş. BAŞVURUSU (2)
(Başvuru Numarası: 2014/14965)
Karar Tarihi: 16/2/2017
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Serruh KALELİ
Hicabi DURSUN
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Raportör
Abuzer YAZICIOĞLU
Başvurucu
Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A. Ş.
Vekili
Av. Erdal Fatih ÇANAKÇİ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; bir İnternet sitesinde yayımlanan haber ve yazıların Mahkeme kararı ile İnternet erişiminin engellenmesi, Mahkeme kararının yeterli inceleme yapılmadan, savunma alınmadan ve gerekçe gösterilmeden verilmesi nedenleriyle ifade ve basın özgürlüğü ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 3/9/2014 tarihinde İstanbul 67. Asliye Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 31/10/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 5/2/2015 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşlerini 25/3/2015 tarihinde Anayasa Mahkemesine sunmuştur.
6. Bakanlık tarafından Anayasa Mahkemesine sunulan görüş 1/4/2015 tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşlerine karşı beyanlarını 15/4/2015 tarihinde ibraz etmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu; borsagundem.com (İnternet sitesi) alan adı ile yayında bulunan İnternet sitesinin sahibidir. Adı geçen İnternet sitesi, borsa ve sermaye piyasasındaki olay ve gelişmeler konusunda yayın yapan ve ekonomik meselelerin ele alındığı, yazıların yayımlandığı bir İnternet gazetesidir. İnternet sitesinde 30/7/2009 ile 16/5/2014 tarihleri arasında farklı başlıklar altında çok sayıda yazı ve haber yayımlanmıştır.
9. Başvuruya konu edilen yazılardan 30/7/2009 tarihli ve “E.Ç. ile İlgili Şok İddianame” başlıklı yazı içeriğinde, E.Ç. isimli kişi hakkında düzenlendiği iddia edilen iddianame metninin ilgili Cumhuriyet savcılığı, tarih veya esas numarası belirtilmeden aktarıldığı, yazının başlığı dışında herhangi bir yorum veya değerlendirmenin bulunmadığı görülmüştür.
10. 1/6/2010 tarihli ve “Spek Avcısı Çeto’dan Spek Analizi” başlıklı yazı içeriğinin borsada işlem yapanların oluşturduğu forum üyelerinin yazışmaları ve Çeto isimli forum üyesinin cevaplarından derlendiği anlaşılmıştır. Çeto isimli üyenin cevaplarının ilgili kısımları şöyledir:
“İsimleri M.N.Ç. ve kardeşi E.Ç., Tokatlılar, ikisi de acımasız ve aç gözlü. Ege Seramik tahtasında bir dönem MÜBAREK KARDEŞLER’in gerçekleştirdikleri operasyonların namı yurtdışına taşmıştı. Hatta bu nam ile yurtdışından fonlar gitti, fonlar geldi. Sonunda MÜBAREK KARDEŞLER’in yarattığı hikâyeler ile Ege Seramik hisseleri tarihin en büyük işlem hacmini kırdı. Sonuçta ne mi oldu? Mübarek Kardeşler, hisseleri kendileri gibi mübarek olan ve daha önce bu tahtada operasyon yapan CAN KARDEŞLER’ine devredip, tahtadan çekildiler. MÜBAREK KARDEŞLER tahtadan çekilince Ege Seramik hisseleri sudan çıkmış balığa döndü. Uzunca bir süre kendine gelemedi. Ta ki, yediği kazığın etkisinden yavaş ve sancılı ayılan oyuncu bugünlerde tahtaya YILDIRIM gibi çakmaya başladı. Ve hisseler 0,35 lira seviyelerinden 0,55 lira seviyelerine yükseldi. Borsa kulislerinde bu oyuncunun Mübarek Kardeşler’e bildiği tüm duaları okuduğu konuşuluyor. Bizden söylemesi… Eğer Mübarek Kardeşler çarpılacak olursa nedenini Egeser tahtasına YILDIRDIM’lar yağdıran oyuncudan bulsunlar.
İsimleri Beşiktaş hisseleriyle anılan Mübarek Kardeşler’in yeni bir hisseye yöneldiği iddia ediliyor. Son dönemde borsa kulisleri Mübarek Kardeşler’in ismiyle çalkalanıyor. Beşiktaş hisselerindeki sert yükselişle ismi anılan Mübarek Kardeşler’in, Reysaş hisselerine yöneldiği öne sürülüyor. Ran Lojistik’in yeniden halka arz girişiminde bulunmasıyla hareketlenen hissede 0,87 lira seviyesinden başlayan yukarı hareket 2,20 liraya ulaştı. Sektördeki yeni halka arz beklentisini kullandıkları öne sürülen Mübarek Kardeşler’in bir sonraki adımı bilinmez ama iki kardeşin ismiyle anılan hisseler sert yukarı hareketten sonra aynı hızda geri çekilmesiyle biliniyor. Reysaş’ın, Beşiktaş’ın nasıl yükselivediğini görüvediniz…
Oldukça sert hareketlerle isminden son dönemde daha fazla söz ettirmeye başlayan Mübarek Kardeşlerin yöntemleri: İsimleri sık sık İhlas Grubu hisseleriyle anılan borsa yasaklısı kardeşlerin İhlas Grubu ile yollarını ayırdığı konuşuluyor. İddialara göre, grubun hisselerinde operasyon yaparken beklenmedik gelişmeler karşısında zarar yazan oyuncular, grubun da kendilerine sırt dönmesiyle hisselerden uzaklaşmış. Hatta kardeşlerin birinin büyük para kaybettiği, hesaplarının eridiği ve şu an geçmiş dönemdeki kredisini kullandığı iddia ediliyor. Her şeye rağmen ayakta kalma mücadelesi veren oyuncuların, şu an borsa dışında olan bir şirketini halka açık şirketiyle birleştirmek için mücadele eden bir patrona yaklaştığı öne sürülüyor. Grup, geniş bir kitle ile hareket ediyor. Her iki kardeşin de yaklaşık 10 kişilik bir ekibi yönettiği iddia ediliyor. Hemen hemen her akşam buluştuğu söylenen ekip, bir sonraki gün yapılacak operasyonun stratejisini belirliyormuş. Telefonla konuşmak yasakmış. İşlemler internet üzerinden yapıldığı için aracı kurum telefon kaydı olmayan oyuncular, yakayı ele vermiyormuş. Hesaplar arası virman ve EFT olmadığı için de Mübarek Kardeşler izlerini çabuk yok ediyormuş. Bir diğer iddia ise oyuncuların beklentisi olan hisseleri seçtiği ve gün sonunda pozisyon taşımamaya gayret ettiği yönünde… Yani gün içerisinde yoğun işlem yaparak hisseleri tavan seviyesine çeken oyuncular, gün sonunda kârı cebe atarak hisseden uzaklaşıyorlarmış. Bir hisseden günlerce işlem yapsalar dahi her gün aynı stratejiyi izliyorlarmış. Oyuncuların bu yüzden gün içerisinde mümkün olduğunca hisseyi yukarı çekip yatırımcılara bu seviyeden satmayı tercih ettiği öne sürülüyor. Mübarek Kardeşler’in yatırım stratejisi olarak kulislerde konuşulan yöntemler böyle.
… Şimdi soruyoruz, manipülasyon yargılaması devam eden isimlerin Gözaltı Pazar’ında işlem gören bir şirkete ortak olması normal mi?”
11. 28/5/2012 tarihli ve “İşte Manipülasyonun Belgesi” başlıklı haber içeriği şöyledir:
“Geçmişte borsanın en fazla yasaklanan spekülatörleri listesinde üst sıralarda yer alan ve çok sayıda hissede yaptığı operasyonlarla ismini duyuran, hakkında onlarca manipülasyon davası açılan A.Yıldırım ile Mübarek Kardeşler arasında alacak verecek davasında önemli gelişmeler yaşanıyor. Ege Seramik hisselerinde Mübarek Kardeşler olarak bilinen oyuncularla anlaşan A. Yıldırım, hisseleri teminat olarak karşı tarafa vermiş. Yapılacak operasyondan büyük para kazanma hayali kurarken işler tersine dönünce hesapları altüst olan spekülatörler arasındaki kavga mahkemeye taşınmış. … Mahkeme kayıtları ve hesaplara virmanlanan hisseler sabit. Ayrıca A. Yıldırım, bu hisselerden yasak alan bir isim. O dönemde Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Ege Seramik hisselerinde A. Yıldırım’a yasak getiriyor ve suç duyurusunda bulunuyor.
… davanın İMKB’de son dönemdeki bir çok operasyona ışık tutacak bir özelliğe sahip olduğu belirtiliyor. A. Yıldırım ve Mübarek Kardeşler arasında yapılan ihbarlar ve açılan davalar, manipülasyon hazırlığının belgesi olarak görülüyor.”
12. 20/6/2012 tarihli ve “Mübarekleri Şoke Edecek Belgeler” başlıklı haber içeriğinin ilgili kısımları şöyledir:
“Mübarek Kardeşler’in hesabına virmanlanan Ege Seramik hisseleriyle ilgili ihtilafın yargıya taşındığını daha önce yazmıştık. Borsagundem.com’un haberini yalanlayan ve ‘Hakkımızda açılmış böyle bir dava bulunmuyor.’ diyen Mübarek Kardeşler’i şoke edecek belgeleri yine borsagundem.com ele geçirdi. … Bu süreç Kadıköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2011/631 dosya numaralı dava ile devam ediyor.” [devamında dava dilekçesinin içeriğindeki iddia ve talepler aktarılıyor]
13. 21/6/2012 tarihli ve “Mübarek Değil, Vicdansız Kardeşler” başlıklı haber içeriği şöyledir:
“Borsagundem.com’a mail atan, yorum yazan yatırımcılar, piyasanın en büyük spekülatörleri konumuna gelen Mübarek Kardeşler isminin değişmesini istiyor. … Manipülasyon suçlamasıyla hâkim karşısına çıkan, spekülatörler arası hisse virmanında anlaşamadıkları için haklarında dava açılan Mübarek Kardeşler isminin Vicdansız ya da Hayırsız olarak değiştirilmesi talep ediliyor. Ceylan ve Ataç hisselerinde yapılan işlemlerin kardeşlere ait olduğunu öne süren bir yatırımcının borsagundem.com’a gönderdiği yorum şöyle: Sayın Borsa Gündem yönetimi, bu kişilerin E.Ç., N.Ç. ve M.Ç. kardeşlerin küçük yatırımcılara yaptığı zulüm ve aldatmalardan sonra isimleri Vicdansız Kardeşler olması gerekir.”
14. 24/2/2014 tarihli ve “Manipülatör E.Ç.’nin Kervansaray İşlemleri” başlıklı haber içeriğinin ilgili kısımları şöyledir: (10)
“Her dönem spekülatif hareketlere sahne olduğu için borsa tarihine geçecek hisselerden biri olan Ceylan Giyim, 1 liradan 9 liraya yükseldi, tekrar 1 liraya düştü. S.S.’ye satılan şirketin ismi Kervansaray Yatırım Holding olarak değiştirildi. Sermayesi ise bedelli, tahsisli sermaye artırımları ve birleşmelerle 6 milyon liradan yaklaşık 600 milyon liraya yükseltildi. Bu süreçte hissede E.Ç.’in işlem yaptığı ortaya çıktı. Hisse, 1 liradan 9 liraya yükselip daha sonra yeniden 1 liraya düşerken en yoğun işlemleri yapan E.Ç., manipülasyon suçlamasıyla hapis cezası yemiş bir isim. Hapis cezası, hükmün açıklanmasının geri bırakılması karıyla ertelenmiş. …
Sert fiyat hareketlerine sahne olan Kervansaray Yatırım Holding (Ceylan Giyim) hisselerinde neler olduğunu net olarak görebilmek için 2011 yılında yani hisselerin 1 lira seviyesinden 9 liraya doğru başlayan yükselişte kimlerin işlem yaptığına bakmak gerekiyor. 02.01.2012 – 19.04.2012 tarihleri arasında en fazla işlem gerçekleştiren ilk 10 isim şöyle: …. [İsimlerin] ortak özellikleri ise, söz konusu yoğun işlemlerin yapıldığı yani hissenin sert yükselip düştüğü dönemin başında ve sonunda hesaplarında hisse bulunmaması. Hemen hemen aynı dönemde alıp aynı dönemde satmışlar. …
Yatırımcıların artan tepkisi karşısında aracı kurumlar yatırımcıları uyaran raporlar yayınlıyor. Gedik Yatırım tarafından hazırlanan analiz raporunda hissede devam eden ortak satışlarına yenilerinin eklenebileceğine dikkat çekilerek Kervansaray için ‘Uzak Dur’ önerisinde bulunuluyor.”
15. 27/2/2014 tarihli ve “Manipülatör E.Ç.’nin İki Aylık İşlemleri” başlıklı haberin ilgili kısımları şöyledir:
“Borsagundem.com, hisse senetlerinde yaşanan sert fiyat hareketlerinin perde arkasındaki işlemleri gündeme taşımaya devam ediyor. Borsagundem.com’u telefonla arayan yatırımcılar, Kervansaray hisselerinde yaşanan fiyat hareketleri benzeri işlemlerin İhlas Gazetecilik hisselerinde de yaşandığını belirtiyor. 2010 yılında 1,5 lira seviyesinden halka açılan hisseler 4 liraya kadar yükseldikten sonra sürekli değer kaybederek 26/02/2014 tarihi itibarıyla 0,45 lira oldu. Şirketin fiyat hareketine neden olacak özel durum açıklaması bulunmamasına rağmen yaşanan düşüş, yatırımcılar cephesinde büyük tepki topluyor. Çünkü 2011 yılı Mart ayında 4 bin liralık hisse alan bir yatırımcı, parasının 3 bin 600 lirasını kaybetmiş durumda. 18 Şubat 2014 tarihinde açıklanan 2013 yılı konsolide olmayan gelir tablosuna göre şirketin 1 milyon lira zarardan 2,2 milyon lira kâra geçmesine rağmen hisselerde düşüşün devam etmesi tepkilerin artmasına neden oluyor. Peki, bu kadar hızlı değer kaybeden hissede kimler işlem yaptı, ne kadar para kazandı? 06/10/2010 – 06/12/2010, yani halka arz sonrası hissede yoğun işlemlerin olduğu, sert fiyat hareketlerinin yaşandığı iki aylık işlemler incelendiğinde, karşımıza tanıdık isimler çıkıyor. …
Söz konusu tarihler arasında en fazla fiyat değişimi gerçekleştiren yatırımcıların başında yine E.Ç. yer alıyor. …
Fiyat yükseltici alış işlemi gerçekleştirenlerin başında yine E.Ç. yer alıyor. …
En fazla kendinden kendine işlem yapan yatırımcılar, bu tabloda da ortak isim E.Ç.. Ç., incelemenin yapıldığı iki aylık dönemde 13 milyon 986 bin 670 adet alış, 12 milyon 992 bin 818 adet satış işlemi gerçekleştirmiş. Manipülatör Ç., bu dönemde 2 milyon 185 bin 943 adet kendinden kendine işlem gerçekleştirmiş. Kendinden kendine yoğun bir şekilde işlem yapan diğer isimler ise E.Ü., B.G., M.G., G.Ü.. Kendinden kendine işlem yapanların toplamı ise 5 milyon 63 bin adet. …
İnceleme kayıtlarında kendinden kendine işlemlerle ilgili şu ayrıntı dikkat çekiyor: … İncelemede, kendinden kendine yapılan işlemlerin manipülasyon için kullanılan klasik bir yöntem olduğu vurgulandıktan sonra önemli bir noktaya daha dikkat çekiliyor. Emir iptalinin koşulsuz olarak kaldırılmış olmasına rağmen yatırımcı ve yatırımcı grubun bu haklarını kullanmayarak aracı kurumlara komisyon ödeyerek bu işlemleri yapmasının da iktisadi bir mantığı olmadığı belirtiliyor. …”
16. 3/3/2014 tarihli ve “Manipülatör E.Ç. Ayrıcalıklı mı?” başlıklı haberin ilgili kısımları şöyledir:
“Borsanın en çok düşen hisselerinde Ç. kardeşlerin işlem yaptığının ortaya çıkması yatırımcılar cephesinde büyük tepkiye neden oluyor. Ç. kardeşlerin işlem yaptığı bazı hisseler 4 liradan 0,40 kuruşa, 9 liradan 0,38 liraya kadar düşüş gösterdi. Borsagundem.com’un ortaya çıkardığı kayıtlar, borsanın yeni gündemi haline geldi. Telefonla arayan, yorum gönderen yatırımcıların tepkileri çığ gibi büyüyor. Bu hisselerde mağdur olan yatırımcılar, ‘Manipülatör E.Ç. ve kardeşleri ayrıcalıklı mı?’ diye soruyor. İşte ortaya çıkan işlem kayıtlarıyla ilgili haberlerden sonra gelen yüzlerce yorumdan, şok iddialardan bazıları:
‘-Manipülatör patronları gizli bir el çok iyi koruyor. Bu güne kadar yaptıklarına, çok uç düzey işlemlere bir bakın, hiç kimse dokunmamış bunlara.’,
‘Bu olayları burada konuşup başkalarını suçlayıp yazdıkça ve önlem almadıkça manipülatörler K.Y. üzerinden kazanmaya devam edeceklerdir. Böyle hisseleri almasınlar ki manipülatörler de kendi kendileri ile işlem yapsınlar. Finansal okuryazar ve taktikleri olan yatırımcı olalım.’
…”
17. 24/3/2014 tarihli ve“35 Kuruşluk Manipülatör E.Ç.” başlıklı haberin ilgili kısımları şöyledir:
“… Altınyağ’ın yönetim kurulu başkanı E.Ç. bu anlamda borsanın en önemli isimlerinden biri. Manipülasyon suçundan 2 yıl hapis cezası alan Ç. hakkında mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı veriyor. E.Ç. ve abisi M.N.Ç., 2499 sayılı yasaya muhalefet ve Sermaye Piyasası Kanunu’nun 47/1-A (1-2-3) maddesinde yer alan manipülasyon, içeriden öğrenenlerin ticareti ve sermaye piyasası araçlarının değerini etkileyebilecek yalan yanlış mesnetsiz bilgi verme, haber yayma, yorum yapma suçlarını işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak suçundan yargılanmaya devam ediyor. …
Bu arada Ç., halka açık şirketleri alıyor, satıyor, yönetiyor, borsadaki diğer hisselerde yoğun işlemler yapıyor. E.Ç.’nin elinin değdiği hisseler önce hızlı bir şekilde yukarı gidiyor, ardından ortak satışları geliyor ve sert düşüş kuruşlu seviyelere kadar sürüyor. Bedelli sermaye artırımları, ortak satışları da bu hisselerde yaşanıyor. Aynı şekilde yüzde 36 oranında hissesini elinde bulundurduğu Altınyağ’da 80 kuruş. Hepsi nominal değerin çok çok altında. Gözaltı Pazarı’nda olan, 1,5 liradan 17 liraya kadar yükselen Gen Yatırım Holding hisselerinin 1 milyon 250 bin adedinin manipülatör E.Ç.’ye devredilmesi yatırımcılar cephesinde sorgulanmaya başladı. …”
18. 11/4/2014 tarihli ve “Manipülatör E.Ç.’nin Genpower Planı” başlıklı haberin ilgili kısmı şöyledir:
“Normal yollardan halka açılmayan Genpower Jeneratör’ü borsaya taşıma girişimi sürüyor. Yüksek miktarda vergi ve banka borcu bulunan, bankalardan kredi bile alamayan Genpower Jeneratör neden halka açık bir şirketle birleştirilerek, yatırımcıların bu borçlara ortak olması isteniyor? Benzer bir uygulama Kervansaray Yatırım Holding’de uygulandı. 93 kuruş seviyesinden yapılan birleşme sonrası hisseler 35 kuruşa kadar düştü. Şirketin zararı da 206 bin liradan 62 milyon 861 bin liraya yükseldi. …
Geçen yıl bu zamanlar ismi Mustafa Yılmaz Yatırım Ortaklığı olan şirket satıldıktan hemen sonra Nisan 2013 sonunda ismi İCG Yatırım Holding olarak değiştirildi ve birkaç gün sonra da manipülatör E.Ç.’ye satıldı. Ç. de 4 ay gibi kısa bir süre sonra bu hisseleri Genpower’in patronu M.U.’ya sattı. Hala ödenmeyen satış bedeli olarak da kayıtlara 6 milyon seviyesinde bir rakam geçti. Bu gün bu tutar 8 milyon liraya ulaşmış gözüküyor. 15 Mayıs 2014 tarihine kadar ödeme vadesi konulan bu borca karşılık M.U., Genpower’da sahip olduğu 1 TL bedelli toplam 12 milyon TL değerinde 12 milyon adet hissesini İCG Holding’in büyük ortakları yani manipülatör E.Ç. lehine rehin verdi. Devir işlemi biter bitmez halka açık İCG Holding, Genpower’a sermaye avansı olarak 11 milyon lira transfer etti. Sattığı şirketin parasını 4 kez yapılan öteleme nedeniyle alamayan E.Ç.’ye son olarak 1 milyon 250 bin adet Gen Yatırım Holding hissesi verildi. Bu arada Gen Yatırım hisseleri de son bir yılda 1,5 lira seviyesinden 20 lira seviyesine kadar yükseldi. E.Ç.’nin abisi M.N.Ç. de Latek Holding ile birleşme çalışmaları yapıldığı dönemde Genpower Jeneratör’e yüzde 6,9 oranında ortak olmuştu. Ç. kardeşlerin paralarını kurtarmak için birleşmede ısrar ettikleri söyleniyor. Kervansaray Yatırım Holding’de olduğu gibi birleşme sonrası halka açık konuma gelen hisselerin piyasada satılacağı, yeni ikincil halka arz yoluyla yüksek miktarda para toplamayı planladıkları iddia ediliyor. …
Büyük sorunlarla karşı karşıya olan Gepower’ın borsaya taşınma işlemlerinde ise Ç. kardeşlerin ismi hep ön planda. Abi M.N.Ç. zaten Genpower’ın ortağı. E.Ç. ise İCG Yatırım Holding’i M.U.’ya satıp parasını alamayan borsa manipülatörü. E.Ç.’nin de sabıkası çok kabarık. E.Ç., manipülasyon suçlamasıyla hapis cezası yemiş bir isim. Hapis cezası, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıyla ertelenmiş. Yine aynı şekilde borsada manipülasyon yaparak haksız kazanç sağladıkları iddiasıyla açılan davada 2 yıl hapis cezasına çarptırılan Ç.’nin dosyası Yargıtay’dan dönmüş ve zamanaşımına uğramıştı. …”
19. 24/4/2014 tarihli ve “Manipülatör E.Ç.’nin Hiç mi Suçu Yok?” başlıklı haberin ilgili ve yukarıdaki haberlerden farklı kısımları şöyledir:
“Borsagundem.com’un gündeme taşıdığı Kervansaray Yatırım Holding ile ilgili olarak Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) önemli kararlara imza atıyor. Öncelikle S.S. hakkında suç duyurusunda bulunan SPK, Haftalık Bülten’de çağrı yapmayan Z.T.’ye ağır para cezası uygulama kararı aldı. … SPK’nın son kararları yatırımcılar cephesinde ‘Artık yapanın yanına kalmayacak’ şeklinde yorumlara neden oluyor. Şimdi gözler 1 liradan 9 liraya yükselip daha sonra 35 kuruşa düşen hisselerde yapılan işlemlere çevrildi.
Ceylan Giyim olarak bilinen Kervansaray Yatırım Holding bu günlere nasıl geldi? Sermayesi bedelli, tahsisli artırımları ve birleşmelerle 6 milyon liradan yaklaşık 600 milyon liraya yükseltilen bu şirkette manipülatör E.Ç.’nin ismi ön planda. E.Ç., manipülasyon suçlamasıyla hapis cezası yemiş bir isim. Hapis cezası, hükmün açıklanmasının geri bırakılması karıyla ertelenmiş. …”
20. 24/4/2014 tarihli ve “E.Ç.’nin Finansörü H.Ş. mi?” başlıklı haberin ilgili ve yukarıdaki haberlerden farklı kısımları şöyledir:
“‘Yirmi beş yıl top oynadım benim o kadar param yok’ diyen H.Ş.’nin borsada milyonları yönetin manipülatörlerle işbirliği içerisinde olduğu iddia ediliyor. … SPK denetiminde ortaya çıkan detaylara göre, borsa operasyonunda H.Ş.’nin hesaplarında yüzbinlerce hisse senedi alınıp satılıyor. Denetleme raporunda H.U.A., E.Ç., M.N.Ç., M.Ç., …ve H.Ş. tarafından Akın Tekstil hisse senetlerinde gerçekleştirilen işlemler, grup işlemleri olarak değerlendiriliyor. …
Akın Tekstil hisselerinin 1 lira seviyesinden 5 liraya kadar yükselerek daha sonra kısa sürede yeniden 1 liraya kadar düştüğü dönemde, H.Ş.’nin desteklediği manipülasyon grubunun büyük rant elde ettiği raporlara yansıyor. …
SPK’nın isimlerini sıraladığı grupta yer alan E.Ç. ve M.N.Ç.’nin H.Ş. destekli olduğu öne sürülen operasyondan kazandıkları paralarla halka açık birkaç şirketi ele geçirdiği ileri sürülüyor. Daha sonra da borsada çok sayıda operasyona imza atan grup üyelerinden E.Ç. ve M.N.Ç.’nin bu işlemlerden büyük paralar kazandığı yine SPK raporlarında yer alıyor.
E.Ç.’nin hisselerini ele geçirdiği şirketlerle birlikte borsada 100 milyon liralık bir portföyü yönettiği söyleniyor. Ç.’nin hisselerini ele geçirdiği borsada işlem gören Altınyağ Kombinaları’nın piyasa değeri yaklaşık 50 milyon lira. … Yaklaşık 5-6 yıl önce maaşlı eleman olarak çalışan bu isimler, bugün 100 milyon liraya yakın varlığı yönetiyor. …”
21. 28/4/2014 tarihli ve “Ç. Kardeşler Köşeye Sıkıştı” başlıklı haberin ilgili ve yukarıdaki haberlerden farklı kısımları şöyledir:
“Borsa İstanbul’un teknik iflas uyarısı yaptığı Genpower Holding, Cuma günü KAP’a yaptığı açıklamayla Genel Kurul’u iptal ettiğini duyurdu. … Genel Kurul’da şirketin sermayesi 11 milyon lira artırılarak 96 milyon liraya yükseltilecekti. …
Bu arada aynı senaryo kısa bir süre önce Gen Yatırım Holding’de tekrarlanmıştı. Yönetim Kurulu sermayeyi 10 milyon liradan 16 milyon liraya yükseltme kararı aldı. Kısa bir süre sonra bu kararı iptal ettiğini açıkladı. Genpower’da olduğu gibi Gen Yatırım Holding’de de Genel Kurul toplantısı iptal edildi.
Bu karar, piyasalarda Ç. kardeşleri köşeye sıkıştıran önemli bir gelişme olarak yorumlandı. Çünkü, İCG Yatırım Holding’i Genpower’a satan manipülatöre. Ç.’nin, 4. kez ötelenen alacağı da yeni bir öteleme riskiyle karşı karşıya kaldı. …
Genpower Holding’de bedelli sermaye artırımı ötelenirken aynı şekilde Genel Kurul toplantısı iptal edilen Gen Yatırım Holding’in de bilanço usulsüzlükleri nedeniyle başı belaya girmiş durumda. Borsa İstanbul yönetimi 16 Nisan 2014 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında, şirket bilançolarında usulsüzlükler ve gizli hisse devirleri ortaya çıkardı. …
Gözaltı Pazarı’nda işlem gören Gen Yatırım Holding’in 31 Aralık 2013 tarihli bağımsız denetim raporunun dipnotlarında konsolide bilanço ve özkaynaklarını etkileyecek seviyede hatalar bulundu. E.Ç. ile M.U. arasındaki pay devir protokollerinin kamuya gecikmeli olarak açıklandığı tespit edildi. …
Bu arada manipülatör E.Ç.’ye, sattığı şirketin parası ödenmeyince Gen Yatırım Holding’in 1 milyon 250 bin adet hissesi rehin olarak verildi. Bu karadna sonra hisselerde yükseliş hızlandı. …”
22. 5/5/2014 tarihli ve “E.Ç. Kayıplara Karıştı” başlıklı haberin ilgili ve yukarıdaki haberlerden farklı kısımları şöyledir:
“Manipülatör E.Ç.’den 4 gündür haber alınamadığı yönündeki söylentiler borsa kulislerinde hızla yayılıyor. İddialara göre Londra’ya kaçmış. …
Ç. ’nin yurtdışına yerleşme kararında mahkemenin manipülasyon suçundan verdiği 2 yıl hapis cezasının etkili olduğu söyleniyor. E.Ç., İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinin E.2009/110 sayılı dosyası üzerinden açılan kamu davasında, Mahkeme’nin 18.11.2009 tarih ve 2009/925 sayılı kararı ile sanıkların mahkûmiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmişti. Ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği için Ç. hapse girmemişti. Ç.’nin yeniden suç işlemesi halinde bu karar da ceza olarak kesinleşecek. Süre ise bu yılın sonunda doluyor. Ç.’nin hakkında açılmış çok sayıda dava olduğu biliniyor.
Tefeciye olan borç yüzünden mi kaçtı? Kulislerde bu yüzden kaçmış olabileceği iddiaları konuşuluyor. …”
23. 16/5/2014 tarihli ve “Savunma İsteminde Manipülatör E.Ç.” başlıklı haberin ilgili ve yukarıdaki haberlerden farklı kısımları şöyledir:
“Kurul [SPK], İhlas şirketleri ve hisselerde işlem yapan 9 kişiden savunma istedi. Bu isimlerden bazıları ile manipülatör E.Ç. ilişkisi dikkat çekti. …
H.Ö. tanıdık bir isim, manipülatör E.Ç.’nin ortağı. İCG Yatırım Holding’i H.Ö. ve manipülatör E.Ç. ile birlikte (Gen Yatırım Holding) M.U.’ya sattılar. …
Savunma istenilen diğer hesapların da E.Ç.’ye ait olduğu öne sürülüyor. …
Borsa çevrelerinde İhlas hisseleri yıllardır E.Ç. ismiyle anılıyor. Zaten Ç. kardeşler, İhlas Grubu’nda gazete dağıtıcılığıyla işe başlamışlar, borsaya bulaşınca da bir anda büyük bir servet sahibi olmuşlar. Ancak haklarında manipülasyon suçlamasıyla çok sayıda soruşturma ve inceleme yapılmış. Elini vurduğu hisse kuruşlu rakamlara düşen E.Ç. ise manipülasyon suçundan hapis cezası yemiş birkaç isimden biri.
Ç. ’nin, 31. Asliye Ceza Mahkemesinde devam eden bir manipülasyon davası daha bulunuyor. …
Hakkında devam eden başka davalar da bulunan E.Ç.’nin, Londra’ya taşınma telaşının bu yüzden olduğu ileri sürülüyor. E.Ç., borsada en kirli sicile sahip isimlerin başında yer alıyor. …”
24. 26/5/2014 tarihli ve “Manipülatör E.Ç. İsmi Ağır Ceza’da” başlıklı haberin ilgili ve yukarıdaki haberlerden farklı kısımları şöyledir:
“Borsagundem.com sermaye piyasalarında şok etkisi yapacak önemli bir bilgiye ulaştı. Borsada oldukça kirli bir sicile sahip olan ve son dönemde evini Londra’ya taşıma telaşına girdiği ileri sürülen E.Ç.’nin ismi, Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinde ortaya çıktı. …
Manipülasyon suçundan iki yıl hapis cezası alan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlaştırıldığı için cezası ertelenen E.Ç., başta manipülasyon olmak üzere başka davalardan da yargılanmaya devam ediyor.
Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden dava ile ilgili ayrıntılar ve E.Ç.’nin borsada işlediği iddia edilen suçlarla ilgili geniş bir dosya açıyoruz. …
Yılın yazı dizisi yarından itibaren Borsagundem.com’da…”
25. 27/5/2014 tarihli ve “Manipülatör Ç.’nin Saklamaya Çalıştığı Sırları” başlıklı haberin ilgili ve yukarıdaki haberlerden farklı kısımları şöyledir:
“Borsa Gündem E.Ç. dosyasını açıyor. Manipülatör E.Ç.’nin ismi Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ortaya çıktı.
Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinde 2011/407 esas numaralı dosya üzerinden devam etmekte olan yargılamanın türü; mali kaçakçılık ve sahtecilik (belgede sahtecilik). …
Ağır Cezada yargılanıyor olması ve hakkında devam eden manipülasyon davası, yatırımcılar tarafından daha fazla merak edilen bir kişi olmasına neden oluyor. …
E.Ç. borsaya gönderdiği açıklamada 1975 Konya doğumlu olduğunu ve çalışma hayatına İhlas Holding bünyesinde başladığını belirtiyor. Nüfus cüzdanında ise doğum yeri Tokat diye yazıyor. … Borsaya yaptığı beyan ile nüfus cüzdanı kayıtları arasında bir çelişki söz konusu. …
Bu arada Altınyağ Kombinaları’nın izahnamesinde yönetimde söz sahibi olan personelin yönetim ve uzmanlık deneyimleri hakkında bilgi bölümünde sadece ‘E.Ç., İhlas Holding bünyesinde görev almıştır’ diye yazıyor. Hangi görevleri üstlenmiş, hangi okullarda okumuş, kaç yılları arasında İhlas Grubu’nda çalışmış şeklindeki detaylara yer verilmiyor. E.Ç., geçmişiyle ilgili gizlediği için halka açık şirketin hisselerini elinde bulunduran yatırımcılar açısından gizemli bir isim olarak görülüyor. …”
26. Haberlerde adı geçen “Kervansaray Yatırım Holding”, “Genpower” ve “Gen Yatırım Holding” hisseleri borsaya kote edilmiş şirketler; “Ç.” ise aracılık hizmetleri yürüten kardeşlerin soyadıdır. Söz konusu haberlerde Kervansaray Yatırım Holding’in 2011 yılında Gen Yatırım Holding’in 2013 yılında ve Genpower Şirketinin 2014 yılında halka arz edilerek borsaya giriş yapmasından haberlerin yayımlandığı tarihe kadar geçen süreçte şirketlerin halka açıklık oranlarındaki değişimler ile şirket hisselerinin fiyatlarındaki artışlar ve azalışlar analiz edilmiştir. Söz konusu haberlerde şirketlerinin halka arz işlemlerindeki bazı hesap hareketlerine dikkat çekilmekte ve şirket hisselerinin mevcut değerlerinin halka ilk arz tarihinden daha aşağıda olması ve bedelli veya tahsisli sermaye artırımıyla şirket büyürken hisse değerlerindeki sert düşüşler yaşanması şüphe ile karşılanmaktadır. Haberlerde ayrıca Ç. kardeşlerin haberlerin yayımlandığı tarihte borsada hileli yönlendirme yapan bir örgüte üye olmaktan yargılandığı iddia edilmektedir. Haberde son olarak adı geçen şirketlerin bazı varlık alımları ve sermaye artırımları sıralanmakta ve şirketlerden yapılan bazı açıklamalarla birlikte analiz edilmektedir.
27. Söz konusu haberde adı geçen aracı E.Ç. haberlerin itibar kaybettirme amaçlı, iftira ve kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu iddiasıyla İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesine başvurarak toplamda 25 adet olan içeriklerin yayından çıkartılmasını talep etmiştir. İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesi 28/5/2014 tarihli ve 2014/677 Değişik İş sayılı kararıyla yayın içeriklerinin haber değeri taşıdığı ve kişilik haklarının ihlal edilmediği gerekçesiyle talebin reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
“… Yayın içerikleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde; talepte bulunanında sanık olarak yer aldığı birçok kişi hakkında Sermaye Piyasası Yasasına Muhalefet, çıkar amaçlı suç örgütü kurma, örgüte üye olma, manipülasyon suçlamaları ile ilgili olarak hakkında çeşitli mahkemelerde açılmış olan kamu davaları, bu davalardaki suçlamalar ile talepte bulunanın savunmasına yönelik açıklama ve beyanlar ile mahkumiyet almış olduğu davalara ilişkin açıklamalara yer verildiği, talepte bulunan hakkında kamu davası açılması ile olayın alenileştiği ve basın tarafından da kamuoyuna aktarılmasının olağan olduğu, yayın içeriklerinin haber değeri taşıdığı dolayısıyla kişilik haklarının ihlal edilmediğinden bahisle talebin reddine dair karar vermiştir.”
28. Söz konusu karara yapılan itiraz, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 8/7/2014 tarihli ve 2014/932 Değişik İş sayılı kararıyla değerlendirilmiş ve itirazın kısmen kabulü ile 25 adet içerikten 18 tanesine erişimin engellenmesi yönünde kesin olarak karar verilmiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:
“Talep konusu yayınların içeriği incelendiğinde; talepte bulunan hakkında kullanılan ve kesin kanaat oluşturan suçlayıcı nitelendirmelerle kamuoyunda usulsüz ve hukuka aykırı eylemler gerçekleştiren ve suç işleyen kişi olduğu şeklinde bir algı yaratılmış ve kamuoyu da inanmaya teşvik edilmiştir. Hem kamuoyu yanlış yönlendirilmiş hem de lekelenmeme hakkı zedelenmiştir. Yazı konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık unsurunu taşımadığı, talepte bulunanın içsel değere ve kamuoyu nezdindeki şeref ve saygınlığına saldırıda bulunarak hukuka uygunluk ve eleştiri sınırının aşıldığı, küçültücü değer yargısı içermesi nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesinin içeriklere erişimin engellenmesi talebinin reddine ilişkin değişik iş kararına yapılan itirazın kabulüne, kararın kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.”
29. İtirazın kısmen kabul kısmen reddi kararı başvurucuya 5/8/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
30. Başvurucu 3/9/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
31. 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un “İçeriğin yayından çıkarılması ve cevap hakkı” kenar başlıklı 9. maddesinin 6/2/2014 tarihli ve 6518 sayılı Kanun’un 93. maddesi ile değiştirilmeden önceki hâli şöyledir:
“(1) İçerik nedeniyle hakları ihlâl edildiğini iddia eden kişi, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak kendisine ilişkin içeriğin yayından çıkarılmasını ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabı bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasını isteyebilir. İçerik veya yer sağlayıcı kendisine ulaştığı tarihten itibaren iki gün içinde, talebi yerine getirir. Bu süre zarfında talep yerine getirilmediği takdirde reddedilmiş sayılır.
(2) Talebin reddedilmiş sayılması halinde, kişi onbeş gün içinde yerleşim yeri sulh ceza mahkemesine başvurarak, içeriğin yayından çıkarılmasına ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabın bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hâkimi bu talebi üç gün içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Sulh ceza hâkiminin kararına karşı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir.
(3) Sulh ceza hâkiminin kesinleşen kararının, birinci fıkraya göre yapılan başvuruyu yerine getirmeyen içerik veya yer sağlayıcısına tebliğinden itibaren iki gün içinde içerik yayından çıkarılarak hazırlanan cevabın yayımlanmasına başlanır.
(4) Sulh ceza hâkiminin kararını bu maddede belirtilen şartlara uygun olarak ve süresinde yerine getirmeyen sorumlu kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İçerik veya yer sağlayıcının tüzel kişi olması halinde, bu fıkra hükmü yayın sorumlusu hakkında uygulanır.”
32. 5651 sayılı Kanun’un “İçeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi” kenar başlıklı 9. maddesinin 6/2/2014 tarihli ve 6518 sayılı Kanun’un 93. maddesi ile değiştirilmiş hâli şöyledir:
“(1) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir.
(2) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin talepleri, içerik ve/veya yer sağlayıcısı tarafından en geç yirmi dört saat içinde cevaplandırılır.
(3) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talepleri doğrultusunda hâkim bu maddede belirtilen kapsamda erişimin engellenmesine karar verebilir.
(4) Hâkim, bu madde kapsamında vereceği erişimin engellenmesi kararlarını esas olarak, yalnızca kişilik hakkının ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verir. Zorunlu olmadıkça internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemez. Ancak, hâkim URL adresi belirtilerek içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle ihlalin engellenemeyeceğine kanaat getirmesi hâlinde, gerekçesini de belirtmek kaydıyla, internet sitesindeki tüm yayına yönelik olarak erişimin engellenmesine de karar verebilir."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
33. Mahkemenin 16/2/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
34. Başvurucu,
i. Yeterli inceleme yapılmadan, savunma alınmadan, hangi gerekçeyle kişilik haklarına saldırı kapsamında değerlendirildiği açıklanmadan, kanun hükmü genel bir ifade ile tekrar edilerek kamunun yararına olan, gerçek, güncel ve dengeli bir haberin yayınının kaldırılmasına karar verilmesinin Anayasa'nın 36. maddesinde korunan adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu,
ii. Mahkeme kayıtları, SPK denetim raporları ve haber bültenleri esas alınarak haber ve analiz yapıldığını, şikâyetçi tarafından alınan ve yazıda analiz edilen kararların şirketlerin hisse fiyatlarını, sermayesini ve geleceğini, dolayısıyla yatırımcıları yakından ilgilendirdiğini, kamunun habere erişiminin engellenmesinin Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerinde yer alan ifade ve basın özgürlüğünün ihlali niteliğinde olduğunu ileri sürmüş, ihlale neden olan kararın kaldırılarak Mahkemesince yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
35. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp, olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16).
36. Bu itibarla başvurucu, İnternet sitesinde yayımlanan yazılara erişimin engellenmesi kararının Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerinde düzenlenen ifade ve basın özgürlüğünü ihlal ettiğini ileri sürmüştür. İnternet yayıncılığına ilişkin olarak bir yayının kaldırılmasına yönelik şikâyetlerin incelenmesinde Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerinin ayrı ayrı veya bir bütün olarak incelenmesinin gerekip gerekmediğine ilişkin ve başvuru konusu olaya benzer olaylarda uygulanacak ilkeler ilk olarak Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A. Ş. kararında (Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A. Ş. [GK], B. No: 2013/2623, 11/11/2015, §§ 29-36) ortaya konulmuştur. Mevcut başvurunun incelenmesinde, sözü geçen kararda belirtilen ilkelerden ayrılmayı gerektirecek bir yön bulunmamaktadır.
37. Başvuru konusu somut olayda, İnternet'te ekonomi haberciliği yürüttüğünü belirten başvurucu Şirketin İnternet sitesinde belirtilen künyesi incelendiğinde başvurucunun; geleneksel basına benzer bir şekilde imtiyaz sahibi, genel yayın yönetmeni, koordinatörü ve editörlerinin bulunduğu; habercilik faaliyeti çerçevesinde ekonomi ve borsaya ilişkin haber ve makaleleri yayımladığı tespit edilmiştir. Ayrıca başvuruya konu yazının konusunun sermayesi halka açık şirketlerin ticari faaliyetleri ile ilgili olduğu ve şirketlerin ticari faaliyetleri bağlamında bir nevi "gözetleyici" görevini yerine getirdiği değerlendirilebilir. Dolayısıyla başvurucunun yürüttüğü faaliyetin geleneksel gazetecilik faaliyetine yakınlığı gözetildiğinde başvurunun Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerinde düzenlenen ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü kapsamında birlikte incelenmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir.
38. Öte yandan Anayasa'nın 26. ve 28. maddeleri bağlamında ifade ve basın özgürlüklerine yönelik müdahalelerin varlığının tespit edilmesi hâlinde derece mahkemelerinin kararlarının müdahaleyi haklı kılacak “konuyla ilgili ve yeterli gerekçeler” içerip içermediği ve “sınırlama amacı ile aracı arasında makul bir dengenin bulunup bulunmadığının” demokratik toplum düzeninin gerekleri açısından değerlendirilmeye alınacağından başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki iddialarının ayrıca incelenmesine gerek görülmemiştir.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
39. Başvurucunun, yayımladığı haber ve yazılara erişimin engellenmesinin ifade ve basın özgürlüklerini ihlal ettiğine ilişkin şikâyetleri açıkça dayanaktan yoksun değildir. Ayrıca başka bir kabul edilemezlik nedeni de bulunmadığı için başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
40. Başvurucunun iddialarına karşı Bakanlık görüşünde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) ve Anayasa Mahkemesinin bazı içtihatları hatırlatılarak daha önce belirlenmiş ilkelere vurgu yapılmıştır.
41. Başvurucu, başvurunun esası hakkındaki Bakanlık görüşüne karşı, başvuru dilekçesindeki beyanlarını tekrar etmiştir.
42. Anayasa'nın “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” kenar başlıklı 26. maddesi şöyledir:
“Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.
…
Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.”
43. Anayasa'nın “Basın hürriyeti” kenar başlıklı 28. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir:
“Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.
Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27 nci maddeleri hükümleri uygulanır.”
44. İfade özgürlüğü; kişinin haber ve bilgilere, başkalarının fikirlerine serbestçe ulaşabilmesi, düşünce ve kanaatlerinden dolayı kınanamaması ve bunları tek başına veya başkalarıyla birlikte çeşitli yollarla serbestçe ifade edebilmesi, anlatabilmesi, savunabilmesi, başkalarına aktarabilmesi ve yayabilmesi anlamına gelir. Basın özgürlüğünü kapsayan ifade özgürlüğü, çeşitli araçlar ile düşünce ve kanaatleri açıklama, yorumlama; bilgi, haber ve eleştirilerin yayın ve dağıtım haklarını kapsar. Aynı zamanda düşüncenin iletilmesini ve dolaşımını gerçekleştirerek bireyin ve toplumun bilgilenmesini de sağlar (Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A. Ş., § 27).
45. Muhalif olanlar da dâhil olmak üzere düşüncelerin her türlü araçla açıklanması, açıklanan düşünceye paydaş sağlanması, düşünceyi gerçekleştirme ve bu konuda başkalarını ikna etmek için çaba gösterilmesi çoğulcu demokratik düzenin gereklerindendir. Bu itibarla düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü ile basın özgürlüğü demokrasinin işleyişi için yaşamsal öneme sahiptir (Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, § 34). Bu bağlamda toplumsal ve siyasal çoğulculuğu sağlamak, her türlü düşüncenin barışçıl bir şekilde ve serbestçe ifadesine bağlıdır (Emin Aydın, B. No: 2013/2602, 23/1/2014, § 41).
46. Anayasa'nın 26. maddesinde ifade özgürlüğünün kullanımında başvurulabilecek araçlar “söz, yazı, resim veya başka yollar” olarak ifade edilmiş ve “başka yollar” ifadesiyle her türlü ifade aracının anayasal koruma altında olduğu gösterilmiştir. İfade özgürlüğü, Anayasa'da yer alan diğer hak ve özgürlüklerin önemli bir kısmını doğrudan etkiler. Gerçekten de gazete, dergi veya kitap biçiminde basın yayın yoluyla düşüncenin yayılmasının başlıca aracı olan basın da ifade özgürlüğünün kullanılma biçimlerinden biridir (Bekir Coşkun, § 30).
47. İfade özgürlüğü ve basın özgürlüğü arasındaki birbirinden ayrılamaz nitelikteki ilişki, basılı eserler ve yayımlanan yazılara yönelik bireysel başvurularda Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerinin birlikte incelenmesine yol açmıştır (Bekir Coşkun; Emin Aydın). Gerçekten de özellikle basılı eserler temelinde basın özgürlüğünün ihlali iddialarının ifade özgürlüğünden ayrı incelenmesi mümkün değildir. Öte yandan Anayasa'nın 28. maddesi ve devamında düzenlenen basın özgürlüğünün, demokrasilerde çoğulculuğun korunması için “gözetleyici” (watchdog) görevini yerine getiren basına daha ayrıntılı güvenceler getirdiği de yadsınamaz. Özellikle haber ve fikirlerin iletilmesinde kullanılan mecraların, Anayasa'ya göre basın özgürlüğü temelinde daha fazla güvence altına alındığı açıktır (Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A. Ş., § 32).
48. Özgür bir siyasal sistemde devletin eylem ve işlemlerinin, adli ve idari yetkililerin olduğu kadar basının ve aynı zamanda kamuoyunun da denetimi altında bulunması gerekmektedir. Yazılı, işitsel veya görsel basın kamu gücünü kullanan organların siyasi kararlarını, eylemlerini ve ihmallerini sıkı bir denetime tabi tutarak ve vatandaşların karar alma süreçlerine katılımını kolaylaştırarak demokrasinin sağlıklı bir şekilde işlemesini ve bireylerin kendilerini gerçekleştirmelerini güvence altına almaktadır (Kadir Sağdıç [GK], B. No: 2013/6617, 8/4/2015, § 50). Bu sebeple basın özgürlüğü, herkes için geçerli ve yaşamsal öneme sahip bir özgürlüktür (AYM, E.1997/19, K.1997/66, 23/10/1997).
49. Anayasa Mahkemesi, önceki içtihatlarında birçok kez demokratik bir toplumda basının oynadığı temel role vurgu yapmıştır. Basının başkalarının şöhret ve haklarının korunmasıyla ilgili olarak bazı sınırları aşmaması gerekmekle birlikte görev ve sorumluluklarının bilincinde olarak kamu yararını ilgilendiren her konuyu iletme görevi vardır. Basının bu görevi onun "gözetleyici" işlevini yerine getirmesini sağlar. Basının bilgi ve fikir yaymadan ibaret olan görevine kamunun bu fikir ve bilgileri alma hakkının eklendiği de unutulmamalıdır (Kadir Sağdıç, § 51; Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A. Ş., § 37; Nihat Özdemir [GK], B. No: 2013/1997, 8/4/2015, § 47).
50. Ayrıca bu tür başvurularda basının yerine geçip belli bir durumda kullanılacak haber yapma şeklinin ne olacağını belirlemenin yargı mercilerinin görevi olmadığı gözönünde bulundurulmalıdır (Kadir Sağdıç, § 52).
51. Sosyal görevini yerine getirebilmesi için basının özgür olması kadar sorumluluk bilinci ile hareket etmesi de şarttır. Basın özgürlüğünde belli ölçüde abartıya ve hatta tahrik yoluna başvurmak mümkün olsa da bu özgürlük aynı zamanda ilgililerin meslek ahlakına saygı göstererek doğru ve güvenilir bilgi verecek şekilde, iyi niyetli olarak hareket etmelerini de zorunlu kılmaktadır (Kadir Sağdıç, § 53).
52. Kötü niyetli olarak gerçeğin çarpıtılması bazen kabul edilebilir eleştiri sınırlarını aşabilir. Gerçeğe uygun bir beyana, kamuoyunun gözünde yanlış bir imaj uyandırabilecek vurgular, değer yargıları, varsayımlar hatta imalar eşlik edebilmektedir. Dolayısıyla haber verme görevi, zorunlu olarak ödev ve sorumluluklar ve basın kuruluşlarının kendiliğinden uymaları gereken sınırlar içermektedir. Bu durum özellikle basında yer alan söylemlerde isimleri zikredilen kişilerin ciddi şekilde itham edilmeleri hâllerinde geçerlidir (Kadir Sağdıç, § 54).
53. Sınırlanabilir birer hak olan ifade özgürlüğü ile onu tamamlayan ve ifade özgürlüğünün kullanılmasını sağlayan basın özgürlüğü Anayasa'da yer alan temel hak ve özgürlükleri sınırlama rejimine tabidir. Anayasa'nın 28. maddesinin dördüncü fıkrasında basın özgürlüğünün sınırlanmasında 26. ve 27. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Böylece basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ile ilgili genel hüküm niteliğindeki 26. madde ile sanatsal ve akademik ifadelerle ilgili 27. maddedeki sınırlama rejimine tabi tutulmuştur. Basın özgürlüğüne yönelik diğer sınırlamalar ise 28. maddenin beşinci ve izleyen fıkralarında yer almıştır. Basının, Anayasa'nın 26., 27. ve 28. maddelerinde sayılan sınırlandırmalardan biri olan "başkalarının şöhret veya haklarının, özel veya aile hayatlarının" korunması için konmuş olan sınırlandırmalara uyması gerekir (Kadir Sağdıç, § 55).
54. Başvuruya konu olayda çözümlenmesi gereken ilk mesele, borsa haber ve analizleri yapan başvurucu aleyhine İnternet sitesindeki yazılara erişimin engellenmesi kararı verilmesinin ifade ve basın özgürlüğüne yönelik bir müdahale oluşturup oluşturmadığını belirlemektir.
a. Müdahalenin Varlığı
55. Başvurucunun yayımladığı haber ve borsa analizlerine erişimin engellenmesinin, ifade ve basın özgürlüğü ile ilgili olduğu ve müdahale niteliği taşıdığında şüphe bulunmamaktadır.
b. Müdahalenin İhlal Oluşturup Oluşturmadığı
56. Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerinin ikinci fıkraları uyarınca ifade ve basın özgürlüğüne, “kanunla öngörülmedikçe” ve madde metninde belirtilen meşru amaçlar dışında müdahale edilemez. Aynı zamanda ifade ve basın özgürlüğüne getirilecek bir sınırlamanın Anayasa'nın 13. maddesinde öngörülen öze dokunmama, Anayasa'nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
i. Kanunilik
57. Yapılan değerlendirmeler neticesinde, 5651 sayılı Kanun'un "İçeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi" kenar başlıklı 9. maddesinin "kanunilik" koşulunu karşıladığı sonucuna varılmıştır.
ii. Meşru Amaç
58. Başvurucu, hakkında haber yaptığı kişinin kişilik haklarına, şeref ve itibarına müdahale ettiği iddiasıyla İnternet erişiminin engellenmesi yaptırımı ile karşı karşıya kalmıştır. Söz konusu kararın "başkalarının şöhret veya haklarının" korunmasına yönelik önlemlerin bir parçası olduğu ve meşru bir amaç taşıdığı sonucuna varılmıştır.
iii. Demokratik Toplum Düzeninde Gerekli Olma ve Ölçülülük
59. Söz konusu İnternet sayfasında 18 adet URL adreslerine erişimin engellenmesine ilişkin kararda, erişimin engellenmesi kararının demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığı ve başvurucunun ifade özgürlüğü ile başkalarının şöhret veya haklarının korunması arasında makul bir dengenin gözetilip gözetilmediği değerlendirilmelidir. Bu iki hak arasında denge kurulurken Anayasa'nın 13. maddesi kapsamında hakkın özüne dokunulmamalı, demokratik toplum düzeninin gerekleri ve sınırlama amacı ile aracı arasındaki ölçü gözetilmelidir (Nilgün Halloran, B. No: 2012/1184, 16/7/2014, § 43).
60. “Demokratik toplum düzeninin gerekleri” kavramı, öncelikle ifade özgürlüğü üzerindeki sınırlamaların zorunlu ya da istisnai tedbirler niteliğinde olmalarını, başvurulabilecek son çare ya da alınabilecek en son önlem olarak kendilerini göstermelerini gerektirmektedir. “Demokratik toplum düzeninin gerekleri”nden olma, bir sınırlamanın demokratik bir toplumda zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına yönelik olmasını ifade etmektedir. Buna göre sınırlayıcı tedbir, bir toplumsal ihtiyacı karşılamıyorsa ya da başvurulabilecek son çare niteliğinde değilse demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir tedbir olarak değerlendirilemez (Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A. Ş., § 47).
61. Bu bağlamda basın özgürlüğüne yargısal veya idari bir müdahalenin, toplumsal bir ihtiyaç baskısını karşılayıp karşılamadığına bakılması gerekecektir. Başvuru konusu olay bakımından yapılacak değerlendirmelerin temel ekseni, müdahaleye neden olan derece mahkemelerinin kararlarında dayandıkları gerekçelerin, basın özgürlüğünü kısıtlama bakımından “demokratik toplum düzeninin gerekleri” ve “ölçülülük” ilkelerine uygun olduğunu inandırıcı bir şekilde ortaya koyup koyamadığı olacaktır (Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A. Ş., § 48).
62. Yukarıdaki değerlendirmeler ışığında mahkemelerin, düşüncelerin açıklanması ve yayılmasına yönelik olarak müdahaleye karar verirken basın özgürlüğünün kullanılmasından kaynaklanan yarardan çok daha ağır basan, korunması gereken bir yararın varlığını somut olgulara dayanarak göstermeleri gerekir (Mustafa Ali Balbay, B. No: 2012/1272, 4/12/2013, § 114). Bunun sonucu olarak başvurucunun kullandığı ifadelerin türünün, kamusal tartışmalara katkı sunma kapasitesinin, ifadelere yönelik kısıtlamaların niteliğinin ve kapsamının, ifadelerin kimin tarafından dile getirildiğinin, kime yöneldiğinin ve kamuoyu ile diğer kişilerin kullanılan ifadeler karşısında sahip oldukları hakların ağırlığının gerektiği gibi değerlendirilip değerlendirilmediğine bakılmalıdır (Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A. Ş., § 49).
63. Bununla birlikte gerçek veya tüzel kişilerin ticari faaliyetlerine yönelik haber ve fikir iletmede değer yargılarından çok olgusal iddialar üzerinden hareket edilmesi önemlidir. Nitekim gerçek veya tüzel kişilerin ticari faaliyetlerine yönelik olgusal iddialar üzerinden hareket etmeyen haberlerin, kişilerin ekonomik faaliyetlerinde geri dönülemez zararlara yol açması mümkündür. Bu tür durumlarda basının veya kişilerin ifade/basın özgürlüğünün daha fazla sınırlanabilir olduğunu kabul etmek gerekir (Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A. Ş., § 50).
64. Başvuruya konu İnternet yazılarında dile getirilen ticari faaliyetler temelindeki bazı olgusal iddiaların (bkz. §§ 9, 25) asılsız olduğu iddia edilmediği gibi İlk Derece Mahkemesi de bu iddiaları gerçek dışı kabul etmiş değildir. Söz konusu yazılarda borsa spekülatörü olduğu iddia edilen şikâyetçi hakkında Cumhuriyet başsavcılığı iddianamesinin aynen yayımlandığı (bkz. §§ 9, 10), diğer yazıların birçoğunda bu iddianameye dayalı olarak açılan kamu davasına veya şikâyetçi hakkında açılmış başka davalara vurgu yapıldığı (bkz. §§ 17, 19, 22-25), yazıların bir kısmında hukuk mahkemelerindeki davalardan bahsedilerek borsadaki spekülatif işlemler arası ilişkilerin ortaya konulmaya çalışıldığı (bkz. §§ 11, 12), bir kısım yazıların başvurucu siteye yazılan yorumların derlemesi olduğu (bkz. §§ 10, 13, 16), bazı yazılarda şirket sermayeleri ve hisselerindeki hareketlenmelerin tarihsel olarak ortaya konduğu ve borsa taktiklerine vurgu yapıldığı (bkz. §§ 14, 15, 18, 20, 21), böylece şirketlerin hisselerinin fiyatlarındaki azalmaların şüpheli bulunduğu ifade edilmiş ve bazı değerlendirmeler yapılmıştır. “Manipülatör E.Ç.” kelimesinin kullanıldığı yazılarda ilgili hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile sonuçlanmış ve kesinleşmiş Mahkeme kararının öne çıkarıldığı, ilgilinin bu davada manipülasyon suçundan yargılandığının ve eyleminin tespit edildiğinin hatırlatıldığı görülmektedir. Keyfî, kişisel saldırı oluşturacak kabalık ve hakaret içermeyen bu değerlendirmelere ilişkin olarak söz konusu yazıda yeterli olgusal temelin bulunduğu da kabul edilmelidir.
65. İtirazı inceleyen Derece Mahkemesi, başvurucunun yayımladığı bir kısım yazıların “kişilik haklarına saldırı niteliğinde” olduğunu kabul etmiştir. Fakat Mahkemece, talepte bulunanın kişilik haklarına müdahale olarak kabul edilen ifadeler belirtilmediği gibi bahse konu yazıdaki hangi iddia veya yorum nedeniyle içeriğin yayından çıkarılması kararının verildiği de açıklanmış değildir. Toplumsal tartışmaya katkıda bulunan iddia ve değerlendirmelerin yer aldığı söz konusu yazılara erişimi engelleyen Derece Mahkemesi kararının müdahaleyi haklı kılacak “konuyla ilgili ve yeterli gerekçe” içermediği kabul edilmelidir.
66. Halka açık şirket hisselerinin işlem gördüğü piyasalarda, küçük yatırımcıların ekonomiye katılmaları sağlanarak tasarruf oranlarının artırılması için bu piyasaların manipülasyondan korunması ve şeffaflığının sağlanması suretiyle güvenilir ortam hazırlanmasının, ekonomiye sağlayacağı katkı şüpheden uzak ve önemlidir. Bu kapsamda menkul kıymetler borsası hakkında tarafsız ve somut olgulara dayanarak yayın yapan kuruluşların çok önemli bir toplumsal fonksiyon icra ettikleri söylenebilir.
67. Hakkında haber yapılan kişinin, olayların meydana geldiği dönemde uzunca bir süre kendisi hakkında eleştiriler içeren yazıların hedefi olduğu görülmektedir. Ancak somut başvuruya konu yazı ve haberlerin, o dönemde spekülatör olarak veya aracılık hizmeti sunarak borsada çok sayıda işlem yapan ve yatırımcılar çevresinde dikkat çeken bir isimle ilgili olduğu ve bu kişinin borsa ile bağlantılı olarak hakkında açılan veya sonuçlanan davalarına ve borsa hareketlerine ilişkin olduğu unutulmamalıdır.
68. Başvuruya konu yazıda hisseleri halka arz edilmiş olan şirketler ile aracılık hizmetleri yapan diğer şikâyetçi ve yakınlarına ilişkin iddia ve değerlendirmelerin, toplumu yakından ilgilendiren ve kamu yararı bulunan ticari ifadeler olduğu açıktır. Herhangi bir gerekçeye dayanmaksızın kamuoyunu yakından ilgilendiren görüşlerin yayılması olanağının ortadan kaldırılması “sansür” anlamına gelir. Bu sebeplerle başvurucunun ifade ve basın özgürlüğüne yapılan müdahalenin “başkalarının şöhret ve haklarının” korunması için demokratik toplum düzeninde gerekli bir müdahale olmadığı kanaatine varılmıştır.
69. Başvurucunun Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerinin birinci fıkralarında güvence altına alınan ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
70. 30/3/2011 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
71. Başvurucu, ihlalin tespiti ve yeniden yargılama talebinde bulunmuştur.
72. Anayasa'nın 26. ve 28. maddeleri kapsamında ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
73. İfade ve basın özgürlüğü ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılamasında hukuki yarar bulunduğundan kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesine (kapatılan) gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
74. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 başvuru harcı ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucunun, ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiği yönündeki iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 26. maddesinin birinci fıkrasında güvence altına alınan ifade özgürlüğü ile Anayasa'nın 28. maddesinin birinci fıkrasında güvence altına alınan basın özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin ifade ve basın özgürlüğü ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesine (kapatılan) GÖNDERİLMESİNE,
D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 16/2/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.