TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ŞÜKRÜ ATUĞ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/15853)
|
|
Karar Tarihi: 7/6/2017
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Nuri
NECİPOĞLU
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Derya ATAKUL
|
Başvurucular
|
:
|
1. Şükrü
ATUĞ
|
|
|
2. Gülistan
ERSİN
|
|
|
3. Resmiye
ATUĞ
|
|
|
4. Musa
AKGÜL
|
|
|
5. Şükrü
ERSİN
|
|
|
6. Cihat İŞ
|
Vekili
|
:
|
Av. Hakan
GELERİ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 10/10/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Başvurucular tarafından yapılan 2014/15853 ve 2014/17241
numaralı başvurular, aralarında konu yönünden irtibat bulunduğu anlaşıldığından
birleştirilmiş; incelemeye 2014/15853 numaralı bireysel başvuru dosyası
üzerinden devam edilmiştir.
5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucu Resmiye Atuğ'un murisi
ile diğer başvurucular aleyhine 23/8/1999 tarihinde el atmanın önlenmesi davası
açılmıştır. Nusaybin Asliye Hukuk Mahkemesi 5/10/1999 tarihli kararı ile
davanın reddine karar vermiştir. Karar, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 20/1/2000
tarihli ilamı ile bozulmuştur. Bozma üzerine Mahkemenin E.2000/31 sayılı
dosyasına kaydedilen davada yargılama hâlen devam etmektedir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
10. Mahkemenin 7/6/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
11. Başvurucular, makul sürede yargılanma haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüşlerdir.
A. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
1. Başvurucu Musa Akgül Yönünden
12. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün
(İçtüzük) 80. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendine göre başvurunun
incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir sebebin olmadığı kanaatine
varılması hâlinde başvurunun düşmesine karar verilebilir. Bununla birlikte İçtüzük'ün 80. maddesinin (2) numaralı fıkrası gereği
Anayasa'nın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve
sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı
hâllerde başvurunun incelenmesine devam edilebileceği öngörülmüştür.
13. Başvuru tarihinden sonra ölen başvurucuların mirasçılarının
başvuruyu devam ettirme yönünde iradelerini makul bir süre içinde Anayasa
Mahkemesine bildirmemeleri hâlinde anılan İçtüzük hükümleri uyarınca başvurunun
incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir sebebin olmadığı kanaatine
varılabilir (Abdurrahman Miişoğlu
ve diğerleri, B. No: 2014/7674, 23/3/2017, §§18-21). Somut olayda
başvuruculardan Musa Akgül başvuru tarihinden sonra 16/10/2016 tarihinde ölmüş
ancak mirasçıları başvuruya devam etme yönünde iradelerini makul bir süre
içinde bildirmemişlerdir. Anılan başvurucu yönünden başvurunun incelenmesine
devam etmeyi gerekli kılan ve İçtüzük'ün 80.
maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen nedenlerden biri de
bulunmamaktadır.
14. Açıklanan nedenlerle başvurucu Musa Akgül yönünden
başvurunun düşmesine karar
verilmesi gerekir.
2. Diğer Başvurucular
Yönünden
15. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Esas Yönünden
16. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın
ikame edildiği tarih esas alınır (Güher
Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 50).
17. Başvuruya konu dava, başvurucu Resmiye Atuğ
yönünden miras bırakanından intikalle takip edilmekte olan bir uyuşmazlık olup
bu yönüyle makul süre değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin
başlangıç anı, mirasçının yargılamaya katıldığı an değil somut olayda muris
açısından değerlendirmeye esas alınan sürenin başlangıç anıdır (Gülseren Gürdal ve diğerleri, B. No:
2013/1115, 5/12/2013, § 51).
18. Sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını
da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam eden davalar
yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, § 52).
19. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).
20. Anılan ilkeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesinin benzer
başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda 17 yıl 7 aydır
devam eden yargılamanın süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
21. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
22. Başvurucular, uzun süren yargılama nedeniyle taşınmazlarını
kullanamadıklarını belirterek Anayasa’nın 35. maddesinde tanımlanan mülkiyet
haklarının da ihlal edildiğini iddia etmişlerdir. Başvurucuların makul sürede
yargılanma haklarının ihlal edildiği yönünde yukarıda yer verilen tespitler
ışığında mülkiyet haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının ayrıca
değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
23. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
24. Başvurucular, ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi tazminat
talebinde bulunmuşlardır.
25. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
26. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında dava konusu hukuki menfaat ile dava dosyasındaki taraf ve mirasçı
sayısı da dikkate alınarak başvurucu Resmiye Atuğ'a
net 1.640 TL, başvurucular Şükrü Atuğ, Gülistan
Ersin, Şükrü Ersin ve Cihat İş'e ayrı ayrı net 16.400 TL manevi tazminat
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
27. 2014/15853 numaralı dosyadaki belgelerden tespit edilen
206,10 TL harcın başvurucular Şükrü Atuğ, Resmiye Atuğ ve Gülistan Ersin'e müştereken ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
28. 2014/17241 numaralı dosyadaki belgelerden tespit edilen
206,10 TL harcın başvurucular Şükrü Ersin ve Cihat İş'e müştereken ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
29. 1.800 TL vekâlet ücretinin Musa Akgül dışındaki
başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Başvurucu Musa Akgül yönünden başvurunun DÜŞMESİNE,
2. Diğer başvurucular yönünden makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucu Resmiye Atuğ'a net 1.640
TL; başvurucular Şükrü Atuğ, Gülistan Ersin, Şükrü
Ersin ve Cihat İş'e ayrı ayrı net 16.400 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 1. 206,10 TL harcın başvurucular Şükrü Atuğ,
Resmiye Atuğ ve Gülistan Ersin'e MÜŞTEREKEN,
2. 206,10 TL harcın başvurucular Şükrü Ersin ve Cihat İş'e
MÜŞTEREKEN,
3. 1.800 TL vekâlet ücretinin Musa Akgül dışındaki başvuruculara
MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Nusaybin Asliye Hukuk Mahkemesine
(E.2000/31) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
7/6/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.