TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
FAHRETTİN YAVUZ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/15873)
Karar Tarihi: 11/1/2017
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Serruh KALELİ
Nuri NECİPOĞLU
Hasan Tahsin GÖKCAN
Rıdvan GÜLEÇ
Raportör Yrd.
Ceren Sedef EREN
Başvurucu
1. Fahrettin YAVUZ
2. Mustafa DÖNDER
Vekili
Av. Hakan GELERİ
3. Mehmet DÖNDER
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 10/10/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca 26/6/2015 tarihinde başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucular aleyhine 18/2/1993 tarihinde açılan kadastro tespitine itiraz davası hâlen yerel Mahkeme aşamasında derdest durumdadır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
8. Mahkemenin 11/1/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
9. Başvurucular, makul sürede yargılanma ve mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
A. Başvurucu Fahrettin Yavuz Yönünden
10. 30/3/2011 tarihli 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 80. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi gereği başvurudan feragat edilmesi hâlinde düşme kararı verilmesi gerektiği öngörülmüştür. Ancak İçtüzük'ün 80. maddesinin (2) numaralı fıkrası gereği Anayasa'nın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı hâllerde, feragat hâllerinde de başvurunun incelenmesine devam edilebilir (İrfan Akkaya, B. No: 2012/69, 12/2/2013, §§ 16, 17).
11. Somut olayda, başvurucunun bireysel başvurudan feragat ettiği, başvurunun incelenmesine devam edilmesini gerektiren bir husus da bulunmadığı anlaşılmaktadır.
12. Açıklanan nedenlerle başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.
B. Diğer Başvurucular Yönünden
1. Esas Yönünden
13. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 50, 52).
14. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).
15. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda yaklaşık 24 yıllık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
16. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
17. Başvurucular, uzun süren yargılama nedeniyle taşınmazlarını kullanamadıklarını belirterek Anayasa’nın 35. maddesinde tanımlanan mülkiyet haklarının da ihlal edildiğini iddia etmişlerse de başvurucuların makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönünde yukarıda yer verilen tespitler ışığında, mülkiyet haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.
2. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
18. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…”
19. Başvurucular, manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
20. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
21. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvuruculara, şikâyet konusu davadaki taraf sayısı da dikkate alınarak ayrı ayrı net 27.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
22. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç bedelinin başvuruculara müştereken, 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin ise başvurucu Mehmet Dönder'in vekilini azlettiği görüldüğünden başvurucu Mustafa Dönder'e münferiden ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucu Fahrettin Yavuz yönünden başvurudan feragat edilmesi nedeniyle DÜŞMESİNE,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu Fahrettin Yavuz üzerinde BIRAKILMASINA,
C. Diğer başvurucular yönünden Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Başvurucular Mehmet Dönder ve Mustafa Dönder'e ayrı ayrı net 27.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. 206,10 TL harç bedelinin başvurucular Mehmet Dönder ve Mustafa Dönder'e MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
F. 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucu Mustafa Dönder'e MÜNFERİDEN ÖDENMESİNE,
G. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
H. Kararın bir örneğinin Doğubayazıt Kadastro Mahkemesine (E.1993/15) GÖNDERİLMESİNE,
I. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 11/1/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.