TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
SEZGİN KESİKBAŞ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/16359)
Karar Tarihi: 22/6/2015
Başkan
:
Alparslan ALTAN
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Raportör Yrd.
Derya ATAKUL
Başvurucular
Sezgin KESİKBAŞ
Ali HOROS
İdris KESİKBAŞ
Musa KESİKBAŞ
Vekilleri
Av. Mustafa ERASLAN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucular, "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak" suçunu işledikleri iddiasıyla yargılandıkları davanın halen devam ettiğini ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılamadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler ve manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 10/10/2014 tarihinde İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca, 26/11/2014 tarihinde, başvurunun, makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddiası yönünden kabul edilebilir olduğuna ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Başvurucular İdris Kesikbaş ve Musa Kesikbaş tarafından yapılan 2014/16361 numaralı bireysel başvuru dosyası ile başvurucular Sezgin Kesikbaş ve Ali Horos tarafından yapılan 2014/16359 numaralı bireysel başvuru dosyası aralarındaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle birleştirilmiş, incelemeye 2014/16359 numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden devam edilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından 13/3/2015 tarihinde, başvurunun esas incelemesinin yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği, görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 26/3/2015 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucular, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK. 250. maddesi ile yetkili) yürütülen soruşturma kapsamında 29/11/2006 tarihinde gözaltına alınmışlardır.
9. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK. 250. maddesi ile görevli), 1/12/2006 tarihli ve 2006/65 Sorgu sayılı kararı ile başvurucuların tutuklanmalarına karar vermiştir.
10. Başvurucular ve diğer on iki şüpheli hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK. 250. maddesi ile yetkili) 29/3/2007 tarihli ve E.2007/508 sayılı iddianamesi ile "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etmek, silahla kasten yaralamaya teşebbüs etmek, yağmaya teşebbüs etmek, infaz kurumuna yasak eşya sokmak, infaz kurumunda yasak eşya bulundurmak, suç delillerini değiştirmek, genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak, mala zarar vermek ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet" suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmış, dava İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK. 250. maddesi ile görevli) E.2007/199 sayılı dosyasına kaydedilmiştir.
11. Mahkemece, 27/6/2007 tarihinde başvurucular Ali Horos ve İdris Kesikbaş'ın, 9/7/2007 tarihinde başvurucu Musa Kesikbaş'ın ve 10/11/2009 tarihinde başvurucu Sezgin Kesikbaş'ın tahliyelerine karar verilmiştir.
12. Özel yetkili mahkemelerin kapatılması üzerine İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince, 10/3/2014 tarihli karar ile dava dosyası görevli ve yetkili Kocaeli Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.
13. Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2014/100 sayılı dosyasına kaydedilen davada yargılama halen devam etmektedir.
14. Başvurucular, 10/10/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
B. İlgili Hukuk
15. 26/9/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 220. maddesinin (2) ve (3) numaralı fıkraları.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Mahkemenin 22/6/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucuların 10/10/2014 tarih ve 2014/16359 numaralı bireysel başvuruları incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
17. Başvurucular, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında 29/11/2006 tarihinde gözaltına alınarak 1/12/2006 tarihinde tutuklandıklarını, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama esnasında tahliye edildiklerini, ancak haklarında açılan kamu davasının halen devam ettiğini ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılamadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Esas Yönünden
18. Başvurucular, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca haklarında açılan kamu davasının halen devam ettiğini ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılamadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
19. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lâfzî içeriğinde yer alan ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
20. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
21. Anayasa’nın 36. ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca kişilere, cezai alanda yöneltilen suçlamaların da (suç isnadı) makul sürede karara bağlanmasını isteme hakkı tanınmıştır. İsnat olunan fiil, ceza kanunlarında suç olarak nitelendirilmiş ve yargılama aşamasında ceza hukukunun kuralları uygulanmış ise ayrıca bir uygulanabilirlik incelemesi yapılmaksızın kendiliğinden adil yargılanma hakkının kapsamına girer (B. No: 2013/625, 9/1/2014, § 31). Başvuru konusu olayda, başvurucular hakkında, "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak" suçunu işledikleri iddiasıyla soruşturma başlatılmıştır. Başvurucular hakkında isnat olunan suç 5237 sayılı Kanun’un 220. maddesinin (2) ve (3) numaralı fıkralarında hapis cezasını gerektirir şekilde tanımlanmıştır. Bu çerçevede başvurucular hakkındaki suç isnadına dayalı yargılamanın Anayasa’nın 36. maddesinin güvence kapsamına girdiği konusunda kuşku bulunmamaktadır (B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 32).
22. Ceza muhakemesinde yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken sürenin başlangıcı, bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirilmesi veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı gibi bir takım tedbirlerin uygulanması anı ya da kamu davasının açıldığı tarihtir. Somut başvuru açısından bu tarih, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başvurucuların gözaltına alındığı 29/11/2006 tarihidir. Ceza yargılamasında sürenin sona erdiği tarih, suç isnadının nihai olarak karara bağlandığı, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle ilgili kararını verdiği tarihtir (B. No: 2013/695, 9/1/2014, § 35).
23. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında 29/11/2006 tarihinde gözaltına alınarak 1/12/2006 tarihinde tutuklanan başvurucular ile diğer on iki şüpheli hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 29/3/2007 tarihli iddianamesi ile "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etmek, silahla kasten yaralamaya teşebbüs etmek, yağmaya teşebbüs etmek, infaz kurumuna yasak eşya sokmak, infaz kurumunda yasak eşya bulundurmak, suç delillerini değiştirmek, genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak, mala zarar vermek ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet" suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası açıldığı, davanın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2007/199 sayılı dosyasına kaydedildiği tespit edilmiştir. Mahkemece, yirmi iki duruşma yapıldığı, 27/6/2007 tarihinde başvurucular Ali Horos ve İdris Kesikbaş'ın, 9/7/2007 tarihinde başvurucu Musa Kesikbaş'ın ve 10/11/2009 tarihinde başvurucu Sezgin Kesikbaş'ın tahliyelerine karar verildiği, başvurucular ve diğer sanıkların savunmaları ile müşteki beyanlarının alındığı, iletişim tespit tutanaklarının incelendiği ve bilirkişi raporunun beklendiği belirlenmiştir. Özel yetkili mahkemelerin kapatılması üzerine İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince, 10/3/2014 tarihli karar ile dava dosyasının görevli ve yetkili Kocaeli Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği ve yargılamanın Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2014/100 sayılı dosyasında halen devam ettiği anlaşılmıştır.
24. 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde kararlar verilmiştir (B. No: 2012/625, 9/1/2014, §§ 23-41; B. No: 2013/695, 9/1/2014, §§ 24-40).
25. Başvuruya konu davada yer alan kişi sayısı ve davanın mahiyeti nedeniyle icrası gereken usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu yargılamanın karmaşık olduğunu ortaya koymakla birlikte, davaya bütün olarak bakıldığında, somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve söz konusu yaklaşık dokuz yıldır devam eden yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
26. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
2. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
27. Başvurucular, yargılama makul sürede sonuçlandırılamadığı için ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmişlerdir.
28. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
29. Başvurucuların tarafı oldukları uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık dokuz yıldır devam eden yargılama süresi nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvuruculara ayrı ayrı net 7.500,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
30. Başvurucular İdris Kesikbaş ve Musa Kesikbaş tarafından yapılan 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin anılan başvuruculara müştereken ödenmesine; başvurucular Sezgin Kesikbaş ve Ali Horos tarafından yapılan 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin anılan başvuruculara müştereken ödenmesine; 1.500,00 TL vekâlet ücretinin ise başvurucuların tümüne müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
31. Başvuruya konu yargılamanın yaklaşık dokuz yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucuların;
1. Yargılamanın makul sürede sonuçlandırılamadığı yönündeki iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvuruculara ayrı ayrı net 7.500,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucuların tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucular İdris Kesikbaş ve Musa Kesikbaş tarafından yapılan 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin anılan BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE; başvurucular Sezgin Kesikbaş ve Ali Horos tarafından yapılan 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin anılan BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE; 1.500,00 TL vekâlet ücretinin ise BAŞVURUCULARIN TÜMÜNE MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine,
22/6/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.