logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ahmet Sümer [2.B.], B. No: 2014/16958, 10/5/2017, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AHMET SÜMER BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/16958)

 

Karar Tarihi: 10/5/2017

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

M. Emin KUZ

Raportör Yrd.

:

Leyla Nur ODUNCU

Başvurucu

:

Ahmet SÜMER

Vekili

:

Av. Vedat ÖZKAN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında yapılan başvuru ve akabinde açılan davada makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 21/10/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.

5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü sunmuştur. Başvurucu vekili tarafından Bakanlık görüşüne karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

9. Başvurucu, Mardin ili Ömerli ilçesi Sulakdere köyünde ikamet etmekte iken 1992 yılında meydana gelen terör olayları neticesinde mal varlığı zararlarının oluştuğunu iddia etmiştir.

10. Başvurucu 7/10/2004 tarihinde, 5233 sayılı Kanun kapsamına giren zararlarının karşılanması talebiyle Mardin Valiliği Zarar Tespit Komisyonuna (Komisyon) başvurmuştur.

11. Komisyon 15/8/2006 tarihli ve 2006/4-2909-4843 sayılı kararında başvurucuya tazminat bedeli olarak 2.960 TL ödenmesine karar vermiştir.

12. Komisyon kararı akabinde 5233 sayılı Kanun’un 12. maddesi gereğince davet yazısı ile gönderilen sulhname örneği başvurucu tarafından kabul edilmeyerek Komisyon kararının iptali için başvurucu tarafından iptal ve tam yargı davası açılmıştır.

13. Mardin İdare Mahkemesinin 3/3/2009 tarihli ve E.2007/1658, K.2009/324 sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

14. Başvurucu Ahmet Sümer 28/4/2010 tarihinde vefat etmiştir.

15. Temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onbeşinci Dairesinin 6/3/2013 tarihli ve E.2011/7468, K.2013/1792 sayılı ilamı ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

16. Bozma kararı üzerine yapılan yeniden incelemede Mardin İdare Mahkemesinin 8/10/2013 tarihli ve E.2013/2016, K.2013/1889 sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptaline, maddi tazminat istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

17. Kanun yoluna başvurulmaması sonucu karar, temyiz incelemesi aşaması olmaksızın kesinleşmiştir.

18. Bireysel başvuru formunda, iptal kararı akabinde yeni bir işlem tesis edilmesi için 25/10/2013 tarihinde Komisyona başvuruda bulunulduğu fakat idarece henüz bir işlem tesis edilmediği belirtilmiştir.

19. 21/10/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

20. Mahkemenin 10/5/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

21. Başvurucunun makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürülmüştür.

22. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 83. maddesi ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 51. maddesi gereği başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve yargılama giderleri dışında ilgilinin 2.000 Türk lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir.

23. İlgili düzenlemeler vasıtasıyla genel hukuk teorisinde bir kamu düzeni kuralı olarak ele alınan ve genel olarak bir hakkın açıkça öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve mahkemenin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların, başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28).

24. Bu kapsamda özellikle mahkemeyi yanıltmak amacıyla gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında mahkemenin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya tahrik edici bir üslup kullanılması, söz konusu başvuru yolu kapsamında ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (S.Ö., § 29; Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015; Osman Sandıkçı, B. No: 2013/6297, 10/3/2016; Selman Kapan ve diğerleri, B. No: 2013/7302, 20/4/2016).

25. 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 28. maddesine göre gerçek kişiler hakkında sağ doğmakla başlayan kişilik, ölümle sona ermekte olup ölüm ile kişiliği sona erenler için artık hak ve fiil ehliyetine sahip olduklarından söz etmeye olanak bulunmamaktadır. 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 43. maddesinde ve 513. maddesinin birinci fıkrasında yer alan hükümlerinden anlaşıldığı üzere ise hukuki işlemden doğan vekâlet veren ile vekil arasında temsil yetkisine dair sözleşme, aksi kararlaştırılmadıkça veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça taraflardan birinin ölümü, ehliyetini kaybetmesi veya iflası ile hiçbir işleme gerek kalmaksızın kendiliğinden son bulacaktır (Abdurrehman Uray, B. No: 2013/6140, 5/11/2014, § 28). Bu bakımdan müvekkilin ölümü ile davaya vekâlet son bulduğundan müvekkilin sağlığında düzenlediği vekâletname ile yetkili kıldığı vekili (avukatı), müvekkilin ölümünden sonra onun adına dava açamaz (Abdulhalim Özdemir ve diğerleri, B. No: 2014/9850, 16/11/2016, § 28).

26. Başvuru konusu olayda başvurucu Ahmet Sümer 28/4/2010 tarihinde vefat etmiş, başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde tanımlanan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla 21/10/2014 tarihinde avukat tarafından bireysel başvuru yapılmıştır.

27. Bu durumda, başvuru tarihinden önce vefat eden başvurucu adına aksi bir kanıya varılacak durum bulunmadığından vekâlet ilişkisi sona ermiş olan avukat tarafından yapılan bireysel başvuruda, başvurucunun güncel bir hakkının ihlal edildiği iddiasının değerlendirilmesi söz konusu olamayacaktır.

28. Başvuru konusu olayda başvurucu Ahmet Sümer'in 7/9/2004 tarihinde Avukat Vedat Özkan’a vekâlet verdiği, nüfus kayıtlarına göre başvurucunun 28/4/2010 tarihinde vefat ettiği tespit edilmiştir. Ayrıca bireysel başvuru dosyasında yer alan "İbraname" başlıklı evrakın incelenmesinde 5233 sayılı Kanun kapsamında Komisyona yapılan başvuru hakkında Avukat Vedat Özkan, Avukat C.T. ve Avukat K.D.nin ibra edildiğine ilişkin beyanın yer aldığı, bu beyanı "ibra eden" sıfatıyla başvurucu Ahmet Sümer'in adına eşi S.S.nin 29/9/2010 tarihinde imzaladığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla en geç 29/9/2010 tarihinde Avukat Vedat Özkan'ın, başvurucu Ahmet Sümer'in vefatı hakkında bilgi sahibi olduğu değerlendirilmektedir. Başvurucu vekili tarafından 21/10/2014 tarihinde başvurucunun makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla bireysel başvuru yapılmış, başvuru formunda başvurucunun öldüğü konusunda bir bilgiye yer verilmediği gibi başvuru sonuçlanana kadar da bir bildirimde bulunulmayarak Mahkemeyi yanıltıcı bir davranışın ortaya konulduğu anlaşılmaktadır.

29. Açıklanan nedenlerle başvuru tarihinden önce vefat etmiş başvurucu adına vekâlet ilişkisi sona ermiş olan avukat tarafından yapılan bireysel başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.

30. Avukat Vedat Özkan aleyhine, Anayasa Mahkemesini yanıltıcı nitelikte başvuru yapması nedeniyle 6216 sayılı Kanun’un 51. maddesi ve İçtüzük’ün 83. maddesi uyarınca takdiren 2.000 TL disiplin para cezasına hükmedilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,

B. 6216 sayılı Kanun’un 51. maddesi ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 83. maddesi uyarınca Avukat Vedat Özkan’ın 2.000 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,

C. Başvuru, başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle reddedildiğinden 206,10 TL harcın Avukat Vedat Özkan'dan TAHSİLİNE,

D. Kararın bir örneğinin Mardin Valiliği Zarar Tespit Komisyonuna GÖNDERİLMESİNE,

E. Kararın bir örneğinin Adana Barosuna GÖNDERİLMESİNE 10/5/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Ahmet Sümer [2.B.], B. No: 2014/16958, 10/5/2017, § …)
   
Başvuru Adı AHMET SÜMER
Başvuru No 2014/16958
Başvuru Tarihi 21/10/2014
Karar Tarihi 10/5/2017

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında yapılan başvuru ve akabinde açılan davada makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (idare) Başvurunun Reddi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi