TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
SERKAN SOYARTAR VE MUHAMMET KASAR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/17365)
|
|
Karar Tarihi: 15/12/2016
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Nuri
NECİPOĞLU
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Gökçe
GÜLTEKİN
|
Başvurucular
|
:
|
1. Serkan
SOYARTAR
|
|
|
2. Muhammet
KASAR
|
Vekili
|
:
|
Av. Kutsal
HADİOĞLU
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvurular 27/10/2014 ve 31/10/2014 tarihlerinde yapılmıştır.
3. Başvurular, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan
ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca 2014/17467 numaralı başvurunun kabul edilebilir
olduğuna, esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
Komisyonca 2014/17365 numaralı başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından 2014/17365 numaralı başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. 2014/17467 başvuru numaralı bireysel başvuru dosyasının
aralarındaki hukuki bağlantı nedeniyle 2014/17365 numaralı bireysel başvuru
dosyası ile birleştirilmesine, incelemenin 2014/17365 başvuru numaralı bireysel
başvuru dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formlar ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
9. 30/11/2007 tarihinde görevli memura direnme suçunu
işledikleri iddiasıyla Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 5/12/2007 tarihli
iddianamesiyle başvurucular hakkında kamu davası açılmıştır. Şişli 8. Asliye
Ceza Mahkemesinin 14/10/2008 tarihli kararıyla başvurucular hakkında cezaya
hükmedilmiştir. Temyiz üzerine karar, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 8/10/2012
tarihli ilamıyla bozulmuştur. Bozmaya uyularak yürütülen yargılamada İstanbul
31. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/11/2013 tarihli kararıyla başvurucuların adli
para cezasıyla cezalandırılmalarına karar verilmiştir. Karar temyiz edilmiş
olup inceleme devam etmektedir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
10. Mahkemenin 15/12/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
11. Başvurucular, makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüşlerdir.
A. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan
Muhammet Kasar tarafından yapılan başvuruda yer alan makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar
verilmesi gerekir.
B. Esas Yönünden
13. Ceza yargılamasının süresi tespit edilirken sürenin
başlangıç tarihi olarak bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar
tarafından bildirildiği veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı
gibi birtakım tedbirlerin uygulandığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak
suç isnadına ilişkin nihai kararın verildiği, yargılaması devam eden davalar
yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle ilgili kararını verdiği
tarih esas alınır (B.E., B. No:
2012/625, 9/1/2014, § 34)
14. Ceza yargılamasının süresinin makul olup olmadığı
değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların
ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın
süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate
alınır (B.E., § 29).
15. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda yaklaşık dokuz yıllık yargılama
süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
16. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
17. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
18. Başvurucular, manevi tazminat talebinde bulunmamışlardır.
19. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
20. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında başvuruculara ayrı ayrı net 8.000 TL manevi tazminat ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
21. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harcın
başvuruculara ayrı ayrı ödenmesine ve 1.800 TL vekâlet ücretinin başvuruculara
müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
Muhammet Kasar tarafından yapılan bireysel başvuruda yer alan iddianın KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul süre
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvuruculara ayrı ayrı net 8.000 TL manevi tazminat
ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 206,10 TL harcın BAŞVURUCULARA AYRI AYRI ÖDENMESİNE ve 1.800
TL vekâlet ücretinin BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Yargıtay 18. Ceza
Dairesine(E.2016/13704) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
15/12/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.