TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
YAVUZ KAYAPINAR BAŞVURUSU (2)
|
(Başvuru Numarası: 2014/19617)
|
|
Karar Tarihi: 18/1/2017
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Nuri NECİPOĞLU
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Derya ATAKUL
|
Başvurucu
|
:
|
Yavuz
KAYAPINAR
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 16/12/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilir olduğuna ve esas
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine
karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu pay sahibi olduğu şirketin feshi ve tasfiyesi
talebiyle 2/9/1999 tarihinde Eskişehir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava
açmıştır. Mahkeme 25/12/2001 tarihli kararı ile dava dosyasının iş bölümü
gereği Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
8. Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin E.2002/2 sayılı
dosyasına kaydedilen davada Mahkemece 12/11/2014 tarihli karar ile davanın
28/2/2008 tarihi itibarıyla açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
9. Mahkemece 28/2/2008 tarihine kadar 45 duruşma, 28/2/2008
tarihinden karar tarihine kadar 27 duruşma yapılmıştır.
10. Mahkeme kararının gerekçesinde başvurucunun 29/3/2001,
31/10/2002 ve 28/2/2008 tarihlerinde olmak üzere üç defa duruşmalara mazeretsiz
olarak katılmadığı, 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanunu'na göre bir davanın ilk yenilemeden sonra birden fazla takipsiz
bırakıldığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği,
anılan kurala 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda da
yer verildiği belirtilmiştir. Mahkeme 28/2/2008 tarihli duruşmaya katılmayarak
başvurucunun davasını üçüncü defa takipsiz bıraktığı, bu tarih itibarıyla
davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken hatalı olarak yargılamaya
devam edildiği gerekçesiyle 28/2/2008 tarihi itibarıyla davanın açılmamış
sayılmasına karar vermiştir.
11. Karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 3/6/2015 tarihli ilamı
ile onanmıştır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 18/1/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
13. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
A. Esas Yönünden
14. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın
ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam
eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, §§ 50, 52).
15. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).
16. Anılan ilkeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesinin benzer
başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda 15 yıl 9 aylık
yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
17. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
B. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
18. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
19. Başvurucu, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
20. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
21. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında başvurucuya atfedilebilecek gecikme dönemleri de dikkate alınarak
başvurucuya net 18.500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
22. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harçtan oluşan
yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 18.500 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin BAŞVURUCUYA
ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesine
(E.2002/2, K.2014/328) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
18/1/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.