TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
EYLEM ÇETİN DEMİR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/2302)
|
|
Karar Tarihi: 9/11/2017
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Gizem Ceren
DEMİR KOŞAR
|
Başvurucu
|
:
|
Eylem ÇETİN
DEMİR
|
Vekili
|
:
|
Av. Volkan
DEMİR
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, 8/3/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve
Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hükümleri gereğince verilen koruma
kararı ile zorlama hapsi kararlarının kaldırılması nedenleriyle yaşam hakkı ile
maddi ve manevi bütünlüğün koruması yükümlülüğünün ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 20/2/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca başvurunun kabul
edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.
6. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanlarını Anayasa
Mahkemesine sunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Avukatlık mesleğini icra etmekte olan başvurucu; aynı
apartmanda oturdukları Y.A. hakkında apartman ortak gideri için icra takibi
başlatması nedeniyle aralarında husumet çıktığını, Y.A. tarafından sürekli
tehdit edildiğini ve hakarete maruz kaldığını, kişinin ruhsatlı silahı
bulunduğunu ve saldırgan bir yapıda olduğunu, kendisini ölümle tehdit ettiğini
belirterek 9/7/2013 tarihinde 6284 sayılı Kanun kapsamında koruyucu tedbir
kararı verilmesi talebinde bulunmuştur.
9. Ankara 5. Aile Mahkemesi aynı tarihte, 6284 sayılı Kanun
hükümleri gereğince altı ay geçerli olmak üzere Y.A.nın,
başvurucu ve aile bireylerine yönelik şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya
küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmamasına, korunan kişilerin
şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesine, korunan kişileri iletişim
araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesine, bulundurulmasına veya
taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesine, silah
taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle
zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesine, korunan kişilerin
bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmamasına
ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları
yerlere yaklaşmamasına, bağımlılığının olması hâlinde hastaneye yatmak dâhil
muayene ve tedavisinin sağlanmasına karar vermiştir.
10. Başvurucunun 10/7/2013 tarihinde Y.A.nın balkondan kendisine soda şişesi fırlattığı
iddiasıyla Mahkemeye yeniden başvurması üzerine Ankara 5. Aile Mahkemesince
9/7/2013 tarihli koruma kararına ek olarak Y.A.nın bir
ay süreyle başvurucunun konutuna 1 km'den fazla yaklaşmamasına karar
verilmiştir. Y.A., başvurucu ile aynı apartmanda oturuyor olmaları nedeniyle
eşi ve çocuklarıyla birlikte yaşadığı kendi konutuna gitmesi hâlinde tedbir
kararına aykırı davranmış sayılacağından başvurucunun konutuna 1 km'den fazla
yaklaşmamasına ilişkin tedbir kararına itiraz etmiştir.
11. Başvurucu; Y.A.nın,
konutuna 1 km'den fazla yaklaşmamasına ilişkin verilen koruma tedbirine aykırı
davrandığı gerekçesiyle zorlama hapsine tabi tutulması talebinde bulunmuştur.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 15/7/2013 ve 18/7/2013 tarihlerinde Y.A.nın apartmana giriş çıkış
yaptığının kamera kayıtlarından anlaşıldığı gerekçesiyle Y.A. hakkında zorlama
hapsine hükmedilmesi talebiyle Ankara 5. Aile Mahkemesinden talepte
bulunmuştur.
12. Y.A.nın
itirazını inceleyen Ankara 6. Aile Mahkemesince 22/8/2013 tarihinde, Y.A.nın 1 ay süreyle başvurucunun konutuna 1 km'den fazla
yaklaşmamasına ilişkin verilen kararın kaldırılmasına; diğer tedbirlerin aynen
devamına karar verilmiştir.
13. Ankara 5. Aile Mahkemesince 25/10/2013 ve 7/11/2013
tarihlerinde, Y.A.nın
sırasıyla 15/7/2013 ve 18/7/2013 tarihlerinde, başvurucunun ve kendisinin
ikamet ettiği apartmana girmek suretiyle 9/7/2013 tarihli ek karara muhalefet
ettiği gerekçesiyle 3 gün ve 15 gün sürelerle zorlama hapsine tabi tutulmasına
karar verilmiştir.
14. Ankara 6. Aile Mahkemesince 21/1/2014 tarihinde, tedbir
kararına muhalefet tarihi olarak bildirilen 15/7/2013 ve 18/7/2013 tarihlerinde
tedbir kararının henüz kesinleşmediği, Y.A.nın tedbir
kararının tebliğinden sonra rapor ibraz ettiği, hastalık sürecinden sonra
silahını teslim ettiğinin anlaşıldığı, Y.A.nın tedbir
kararına muhalefet kastıyla hareket etmediğinin anlaşıldığı gerekçeleriyle
Ankara 5. Aile Mahkemesinin 25/10/2013 ve 7/11/2013 tarihli zorlama hapsi
kararlarının kaldırılmasına karar verilmiştir. Anılan kararın tefhimi üzerine
başvurucu 20/2/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
15. Başvurucu ayrıca 11/11/2013 tarihli dilekçe ile yeniden iş
yeri ve konutuna Y.A.nın 1
km'den fazla yaklaşmaması yönünde koruma kararı verilmesini talep etmiş, Ankara
5. Aile Mahkemesinin 12/11/2013 tarihli kararıyla -6284 sayılı Kanun kapsamına
girmediğinden- anılan talebin reddine karar verilmiştir.
16. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 20/12/2013 ve 18/3/2014
tarihli iddianameleri ile 2/11/2013 tarihinde Y.A.nın başvurucu ve eşine yönelik olarak tehdit ve
hakarette bulunduğu, ayrıca başvurucunun yanından geçerken pantolonunun
fermuarını açarak cinsel organını göstermek suretiyle cinsel taciz eyleminde
bulunduğu gerekçeleriyle cinsel taciz, hakaret ve tehdit suçlarından
cezalandırılması istemiyle dava açılmıştır.
17. Ankara 44. Asliye Ceza Mahkemesince 19/3/2015 tarihinde Y.A.nın tehdit ve cinsel taciz
suçlarından adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, karar
kesinleşmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
18. 6284 sayılı Kanun’un “Amaç,
kapsam, temel ilkeler” kenar başlıklı 1. maddesi şöyledir:
“(1) Bu Kanunun amacı; şiddete uğrayan veya
şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve
tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere
yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve
esasları düzenlemektir.
..."
19. 6284 sayılı Kanun’un “Hâkim
tarafından verilecek önleyici tedbir kararları” kenar başlıklı 5.
maddesi şöyledir:
“(1) Şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici
tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim
tarafından karar verilebilir:
a) Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama
veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.
...
c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve
işyerine yaklaşmaması.
...
d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa
bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller
saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.
e) Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi.
f) Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız
etmemesi.
g) Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları
kolluğa teslim etmesi.
ğ)
Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle
zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.
h) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya
uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere
ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde,
hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.
...
20. 6284 sayılı Kanun’un “Tedbir
kararının verilmesi, tebliği ve gizlilik” kenar başlıklı 8. maddesi
şöyledir:
"(1) Tedbir kararı, ilgilinin talebi,
Bakanlık veya kolluk görevlileri ya da Cumhuriyet savcısının başvurusu üzerine
verilir. Tedbir kararları en çabuk ve en kolay ulaşılabilecek yer hâkiminden,
mülkî amirden ya da kolluk biriminden talep edilebilir.
(2) Tedbir kararı ilk defasında en çok altı ay
için verilebilir. Ancak şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin devam
edeceğinin anlaşıldığı hâllerde, resen, korunan kişinin ya da Bakanlık veya
kolluk görevlilerinin talebi üzerine tedbirlerin süresinin veya şeklinin
değiştirilmesine, bu tedbirlerin kaldırılmasına veya aynen devam etmesine karar
verilebilir.
(3) Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için,
şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz. Önleyici tedbir
kararı, geciktirilmeksizin verilir. Bu kararın verilmesi, bu Kanunun amacını
gerçekleştirmeyi tehlikeye sokabilecek şekilde geciktirilemez.
(4) Tedbir kararı, korunan kişiye ve şiddet
uygulayana tefhim veya tebliğ edilir. Tedbir talebinin reddine ilişkin karar
ise sadece korunan kişiye tebliğ edilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde
ilgili kolluk birimi tarafından verilen tedbir kararı şiddet uygulayana bir
tutanakla derhâl tebliğ edilir.
(5) Tedbir kararının tefhim ve tebliğ
işlemlerinde, tedbir kararına aykırılık hâlinde şiddet uygulayan hakkında
zorlama hapsinin uygulanacağı ihtarı yapılır.
..."
21. 6284 sayılı Kanun’un “itiraz”
kenar başlıklı 9. maddesi şöyledir:
"(1) Bu Kanun hükümlerine göre verilen
kararlara karşı tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde
ilgililer tarafından aile mahkemesine itiraz edilebilir.
(2) Hâkim tarafından verilen tedbir
kararlarına itiraz üzerine dosya, o yerde aile mahkemesinin birden fazla
dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son
numaralı daire için birinci daireye, o yerde aile mahkemesinin tek dairesi
bulunması hâlinde asliye hukuk mahkemesine, aile mahkemesi hâkimi ile asliye
hukuk mahkemesi hâkiminin aynı hâkim olması hâlinde ise en yakın asliye hukuk
mahkemesine gecikmeksizin gönderilir.
(3) İtiraz mercii kararını bir hafta içinde
verir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir."
22. 6284 sayılı Kanun’un “Tedbir
kararlarının bildirimi ve uygulanması” başlıklı 10. maddesi
şöyledir:
"
...
(3) Korunan kişinin geçici koruma altına
alınmasına ilişkin koruyucu tedbir kararı ile şiddet uygulayan hakkında verilen
önleyici tedbir kararlarının yerine getirilmesinden, hakkında koruyucu veya
önleyici tedbir kararı verilen kişilerin yerleşim yeri veya bulunduğu ya da
tedbirin uygulanacağı yer kolluk birimi görevli ve yetkilidir.
...
(5) Tedbir kararının ilgililere tefhim veya
tebliğ edilmemesi, kararın uygulanmasına engel teşkil etmez.
..."
23. 6284 sayılı Kanun’un “Tedbir
kararlarına aykırılık” kenar başlıklı 13. maddesi şöyledir:
" (1) Bu Kanun hükümlerine göre hakkında
tedbir kararı verilen şiddet uygulayan, bu kararın gereklerine aykırı hareket
etmesi hâlinde, fiili bir suç oluştursa bile ihlal edilen tedbirin niteliğine
ve aykırılığın ağırlığına göre hâkim kararıyla üç günden on güne kadar zorlama
hapsine tabi tutulur.
(2) Tedbir kararının gereklerine aykırılığın
her tekrarında, ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre
zorlama hapsinin süresi onbeş günden otuz güne
kadardır. Ancak zorlama hapsinin toplam süresi altı ayı geçemez.
(3) Zorlama hapsine ilişkin kararlar,
Cumhuriyet başsavcılığınca yerine getirilir. Bu kararlar Bakanlığın ilgili il
ve ilçe müdürlüklerine bildirilir."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
24. Mahkemenin 9/11/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
ve Bakanlık Görüşü
25. Başvurucu; Y.A.nın
kendisine yönelik saldırgan davranışlarda bulunduğunu, kendisini ölümle tehdit
ettiğini, kesinleşen koruma kararı ile zorlama hapis kararlarının gerekçesiz
olarak kaldırıldığını ve koruma kararının kaldırılması kararının kendisine
tebliğ edilmediğini belirterek ailenin korunması, yaşam, etkili başvuru ile
adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.
26. Bakanlık görüşünde, başvurucuya yönelen tehdit karşısında
kamu makamlarının hareketsiz kalmadıkları belirtilmiştir.
27. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında incelemenin
yalnızca yaşam hakkı kapsamında değil adil yargılanma hakkı ve etkili başvuru
hakları kapsamında da yapılması gerektiği hususunu belirterek ihlal iddialarını
yinelemiştir.
B. Değerlendirme
28. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddiaları vücut bütünlüğüne
yönelik tehditten korunmadığına ilişkin olup Anayasa'nın 17. maddesi kapsamında
devlete ait koruma yükümü kapsamında incelenmiştir.
29. Anayasa’nın"Kişinin
dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı" kenar başlıklı 17.
maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını
koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
30. Anayasa'nın “Devletin
temel amaç ve görevleri” kenar başlıklı 5. maddesi şöyledir:
“Devletin temel amaç ve görevleri, …
Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve
mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti
ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve
sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için
gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”
31. Yaşam ve vücut bütünlüğü üzerindeki temel hak, devletlere
pozitif ve negatif yükümlülük getiren haklardandır (AYM, E.2007/78, K.2010/120,
30/12/2010). Anayasa'nın 17. maddesi, Anayasa'nın 5. maddesiyle birlikte
değerlendirildiğinde devlete pozitif ve negatif ödevler yükler (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, B. No:
2012/752, 17/9/2013, § 50).
32. Devletin yetki alanında bulunan bireyin yaşam hakkı ile maddi
ve manevi bütünlüğüne müdahale etmeme yükümlülüğünün yanı sıra pozitif bir
yükümlülük olarak yine yetki alanında bulunan tüm bireylerin yaşamı ile maddi
ve manevi bütünlüklerini gerek kamusal makamların gerek diğer bireylerin
gerekse kişinin kendisinin eylemlerinden kaynaklanabilecek risklere karşı
koruma yükümlülüğü bulunmaktadır (Serpil
Kerimoğlu ve diğerleri, §§ 50, 51).
33. Devlete ait koruma yükümlülüğü, öncelikle koruyucu bir hukuk
sistemi kurmayı, daha sonra riskin varlığının bilinmesi veya bilinebilecek
durumda olunması durumunda makul pratik tedbirler almayı gerektirmektedir.
34. Başvurucu; saldırgan bir yapısı olan Y.A. tarafından sürekli
tehdit edildiğini ve hakarete maruz kaldığını, kişinin ruhsatlı silahı
bulunduğunu ve kendisini ölümle tehdit ettiğini belirterek 6284 sayılı Kanun
kapsamında koruma talep etmiştir. 6284 sayılı Kanun, şiddete uğrayan veya
şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve
tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere
yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve
esasları düzenlemektedir.
35. Ankara 5. Aile Mahkemesi tarafından başvurucunun talebi,
anılan Kanun kapsamında görülerek başvurucu lehine koruma kararına
hükmedilmiştir. Bu kapsamda Y.A.nın
ruhsatlı tabancasının kolluk makamlarına teslimi sağlanmıştır.
36. Başvurucu, kendisine ve ailesine Y.A.nın 1 km'den fazla yaklaşmamasına ilişkin karar ile
Y.A. aleyhine verilen zorlama hapsi kararlarının itiraz üzerine kaldırılması nedeniyle
Anayasa'nın 17. maddesi kapsamında devlete ait koruma yükümünün ihlal
edildiğini ileri sürmekte ise de devlete ait koruma yükümü, kamu makamlarının
mutlaka kişinin tercih ettiği belirli bir önlemi almasını gerektirecek şekilde
yorumlanamayacaktır.
37. Anayasa'nın 17. maddesi kapsamında devlete ait koruma yükümü
kamu makamlarına, mevcut risk karşısında makul ve pratik tedbirler alma ödevi
yüklemektedir.
38. Başvurucunun ruhsatlı silahı bulunan Y.A.nın kendisini ölümle tehdit etmesi nedeniyle yaşam hakkının
risk altında olduğu iddiasıyla yaptığı başvuru karşısında kamu makamları, Y.A.nın tabancasını ilgili makamlara teslim etmesi yönünde
karar almış ve kararın gereğinin yerine getirilmesini sağlamışlardır. Ayrıca Y.A.nın başvurucu ve aile
bireylerine yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük
düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmamasına, bu kişilerin şahsi
eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesine, iletişim araçlarıyla veya sair
surette kişileri rahatsız etmemesine, bulundukları yerlerde alkol ya da
uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmamasına ya da bu maddelerin etkisinde iken
korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmamasına karar
verilmiştir.
39. Y.A.nın
anılan koruma tedbirlerine aykırı davrandığı iddiasıyla zorlama hapsi verilmesi
yönündeki kararın incelenmesi neticesinde Ankara 6. Aile Mahkemesince 15/7/2013
ve 18/7/2013 tarihli eylemler bakımından Y.A.nın
tedbir kararlarını ihlal etme kastı bulunmadığı değerlendirilmiştir.
40. Öte yandan 2/11/2013 tarihinde başvurucuya karşı Y.A.
tarafından cinsel taciz, tehdit ve hakaret suçlarının işlendiği iddiasıyla
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda Y.A. aleyhine
kamu davası açıldığı, Ankara 44. Asliye Ceza Mahkemesince 19/3/2015 tarihinde Y.A.nın tehdit ve cinsel taciz
suçlarından cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
41. Başvuruya konu olaylar, ileri sürülen tehdidin boyutu ve
başvurucunun kişisel koşulları bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucu
ve ailesinin maruz kaldığı tehdide ilişkin kamu makamlarının hareketsiz
kalmadıkları, kamu makamları tarafından alınan tedbirlerin başvurucu ve
ailesinin korunması noktasında açıkça yetersiz olmadığı, başvurucunun
şikâyetleri hakkında soruşturma ve kovuşturma süreçlerinin başlatıldığı
dolayısıyla Anayasa'nın 17. maddesi kapsamında devlete ait koruma yükümlülüğüne
yönelik bir ihlalin olmadığının açık olduğu anlaşılmaktadır.
42. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
9/11/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.