|
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
|
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
ŞEHMUS MELİH KARADENİZ VE DİĞERLERİ
BAŞVURUSU
|
|
(Başvuru Numarası: 2014/3545)
|
Karar Tarihi: 12/4/2017
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Ceren Sedef
EREN
|
Başvurucular
|
:
|
1. Şehmus Melih KARADENİZ
|
|
|
2. Meryem
KARADENİZ GÜL
|
|
|
3. Ali Rıza
KARADENİZ
|
|
|
4. Remziye
OLCAŞÖZ
|
|
|
5. Devran
KARADENİZ
|
|
|
6. Ğalibe KARADENİZ
|
|
|
7. Esra
SARUHAN
|
|
|
8. Sultani
KARADENİZ
|
|
|
9.
Abdulkadir KARADENİZ
|
|
|
10.
Nasreddin KARADENİZ
|
|
|
11. Osman
KARADENİZ
|
|
|
12. Metin
Deniz KARADENİZ
|
|
|
13.
Selahattin KARADENİZ
|
|
|
14. Yusuf
ÖZDEMİR
|
Vekili
|
:
|
Av. Ali
AYDEMİR
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvurular 14/3/2014 ve 7/4/2014tarihlerinde yapılmıştır.
3. Başvurular, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan
ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvuruların kabul edilebilirlik incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. 2014/4756 sayılı bireysel başvuru dosyası konu yönünden
hukuki irtibat nedeniyle 2014/3545 sayılı dosya üzerinde birleştirilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
9. 1964 yılında Kızıltepe Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro
tespitine itiraz davasına başvurucu Yusuf Özdemir'in babası olan murisi
Tacettin Özdemir 7/2/1992 tarihinde, diğer başvuruculardan bir kısmının babası
bir kısmının dedesi ve başvurucu Sultani Karadeniz'in mirasçısı olduğu eşinin
babası olan murisleri Mehmet Karadeniz 9/10/1991 tarihinde müdahil olmuşlar ve
söz konusu davada yerel Mahkemece verilen karar Yargıtayca
29/3/2016 tarihinde onanmakla dava hâlen Yargıtay ilamının taraflara tebliği
aşamasındadır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
10. Mahkemenin 12/4/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
11. Başvurucular, makul sürede yargılanma ve mülkiyet haklarının
ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
A. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Esas Yönünden
13. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın
ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam
eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, §§ 50, 52).
14. Başvuru konusu davanın açılış tarihi farklı olmakla beraber
başvurucular murislerinin, 7/2/1992 ve 9/10/1991 tarihlerinde verdikleri
müdahale talepli dilekçeleri sonrası dâhili davacı sıfatıyla yargılamada yer
almaya başladıkları anlaşılmaktadır. Bu nedenle başvurucular murisleri
açısından makul süre değerlendirmesinde dikkate alınacak sürenin başlangıç anı,
davanın açıldığı tarih değil usulüne uygun olarak müdahale talebinde bulunulan
7/2/1992 ve 9/10/1991 tarihleridir (İsmail
Özkan, B. No: 2012/367, 17/9/2013, § 25).
15. Başvuruya konu dava, başvurucuların murislerinden intikalle
takip etmekte oldukları bir uyuşmazlık olup bu yönüyle makul süre değerlendirmesi
bakımından dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, mirasçının yargılamaya
katıldığı an değil somut olayda muris açısından değerlendirmeye esas alınan
sürenin başlangıç anıdır (Gülseren Gürdal ve
diğerleri, B. No: 2013/1115, 5/12/2013, § 51).
16. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).
17. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda yaklaşık 25 yıllık yargılama
süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
18. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
19. Başvurucular, uzun süren yargılama nedeniyle taşınmazlarını kullanamadıklarınıbelirterek Anayasa’nın 35. maddesinde
tanımlanan mülkiyet haklarının da ihlal edildiğini iddia etmişlerse de
başvurucuların makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönünde
yukarıda yer verilen tespitler ışığında, mülkiyet haklarının ihlal edildiği
yönündeki iddialarının ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
20. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
21. Başvurucular, manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
22. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
23. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında şikâyet konusu davadaki taraf sayısı ve başvurucular murislerinin
tüm mirasçılarının sayısı da dikkate alındığında başvurucular Ali Rıza
Karadeniz, Abdulkadir Karadeniz ve Nasreddin Karadeniz'e ayrı ayrı net 3.100
TL; başvurucular Şehmus Melih Karadeniz, Sultani
Karadeniz, Selahattin Karadeniz, Ğalibe Karadeniz,
Remziye Olcaşöz, Meryem Karadeniz Gül, Esra Saruhan,
Osman Karadeniz, Metin Deniz Karadeniz ve Devran Karadeniz'e ayrı ayrı net 310
TL; başvurucu Yusuf Özdemir'e ise net 1.200 TL manevi tazminat ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
24. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç bedelinin
başvurucu Yusuf Özdemir'e münferiden, 206,10 TL harç bedelinin diğer
başvuruculara müştereken, 1.800 TL vekâlet ücretinin ise tüm başvuruculara
müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucular Ali Rıza Karadeniz, Abdulkadir Karadeniz ve
Nasreddin Karadeniz'e ayrı ayrı net 3.100 TL; başvurucular Şehmus
Melih Karadeniz, Sultani Karadeniz, Selahattin Karadeniz, Ğalibe
Karadeniz, Remziye Olcaşöz, Meryem Karadeniz Gül,
Esra Saruhan, Osman Karadeniz, Metin Deniz Karadeniz ve Devran Karadeniz'e ayrı
ayrı net 310 TL; başvurucu Yusuf Özdemir'e ise net 1.200 TL manevi tazminat
ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 206,10 TL harç bedelinin başvurucu Yusuf Özdemir'e MÜNFERİDEN
ÖDENMESİNE, 206,10 TL harç bedelinin diğer BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
1.800 TL vekâlet ücretinin ise tüm BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Yargıtay 16. Hukuk Dairesine
(E.2014/14038, K.2016/3450) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
12/4/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.