TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
E.K. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/5757)
Karar Tarihi: 19/7/2017
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Serruh KALELİ
Hicabi DURSUN
Kadir ÖZKAYA
Rıdvan GÜLEÇ
Raportör
Mehmet Sadık YAMLI
Başvurucu
E.K.
Vekili
Av. İbrahim FIRAT
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, İlk Derece Mahkemesi kararının usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle temyiz talebinin süre aşımı gerekçesiyle reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 22/4/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş sunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden ulaşılan bilgi ve belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, İstanbul Emniyet Müdürlüğünde komiser yardımcısı olarak görev yapmakta iken yetkisini ve nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla kullandığı iddiası ile hakkında şikâyette bulunulmuştur.
9. Şikâyet üzerine başlatılan idari soruşturma neticesinde Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu, eylemini sabit görerek 10/2/2009 tarihli ve 2009/23 sayılı kararı ile başvurucunun meslekten çıkarılmasına karar vermiştir.
10. Başvurucu, söz konusu işlemin iptali istemiyle dava açmıştır. Afyonkarahisar İdare Mahkemesi 7/10/2009 tarihli ve E.2009/345, K.2009/740 sayılı kararı ile cezanın orantılılık ilkesine uygun olmadığı gerekçesiyle cezayı iptal etmiştir.
11. İdare tarafından temyiz edilen karar, Danıştay On İkinci Dairesinin 3/4/2012 tarihli ve E.2009/9141, K.2012/1894 sayılı ilamıyla bozulmuştur.
12. Bozma kararı üzerine yapılan yargılama neticesinde Afyonkarahisar İdare Mahkemesi 27/9/2012 tarihli ve E.2012/776, K.2012/769 sayılı kararı ile bozmaya uymuş ve davayı reddetmiştir.
13. Bozmaya uyma kararı 24/10/2012 tarihinde "Merkez Mah. Çavuşbaşı Cd. Ayfer Sk. [...] Çekmeköy/İstanbul" adresine tebliğe çıkarılmıştır. Adresin kapalı olduğu, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre kapıya ihbarname yapıştırılarak tebliğ evrakının mahalle muhtarına bırakıldığı tebliğ mazbatasından anlaşılmıştır.
14. Başvurucu tarafından 11/12/2012 tarihinde, Avukat İbrahim Fırat vekil olarak tayin edilmiştir. Avukat İbrahim Fırat 27/2/2013 tarihinde İdare Mahkemesine verdiği dilekçesiyle kararı temyiz etmiş ve dilekçede özetle müvekkilinin (başvurucunun) adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi araştırılmadan eski adresine tebligat yapılmasının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir.
15. Danıştay On İkinci Dairesi 12/6/2013 tarihli ve E.2013/4297, K.2013/5156 sayılı ilamıyla "...bozulması istenilen kararın davacıya 24.10.2012 tarihinde tebliğ edildiği, temyiz istemini içeren dilekçenin ise, 30 günlük yasal süre geçtikten sonra 27.2.2013 tarihinde Afyonkarahisar İdare Mahkemesi'ne verildiği[nin] anlaşıldığı... " gerekçesiyle temyiz istemini süre yönünden reddetmiştir.
16 Başvurucunun karar düzeltme talebi de aynı Dairenin 17/12/2013 tarihli ve E.2013/10694, K.2013/11440 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
17. Bu karar, başvurucu vekiline 24/3/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
18. Başvurucu 22/4/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
19. 7201 sayılı Kanun'un 21. maddesi şöyledir:
"Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
20. Mahkemenin 19/7/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
21. Başvurucu; başvuruya konu davada verilen bozmaya uyma kararının kullanmadığı önceki adresine tebliğ edildiğini, bu usulsüz tebliğ nedeniyle temyiz talebini Kanun'da öngörülen sürede yapamadığını belirterek Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
22. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Başvuru hakkının kötüye kullanılması" kenar başlıklı 51. maddesi şöyledir:
"Bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığı tespit edilen başvurucular aleyhine, yargılama giderlerinin dışında, ayrıca ikibin Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasına hükmedilebilir."
23. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) “Başvuru hakkının kötüye kullanılması” kenar başlıklı 83. maddesi şöyledir:
“Başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve yargılama giderleri dışında, ilgilinin ikibin Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir.”
24. Genel olarak bir hakkın açıkça öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının, bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve mahkemenin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (Mehmet Güven Ulusoy, [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015, § 31; S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28).
25. Bu kapsamda özellikle mahkemeyi yanıltmak amacıyla gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında mahkemenin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya tahrik edici bir üslup kullanılması ile söz konusu başvuru yolu kapsamında ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (Mehmet Güven Ulusoy, § 32; S.Ö., § 29).
26. Somut başvuru öncesi süreç incelendiğinde başvuruya konu davada verilen bozmaya uyma kararının başvurucunun kullanmadığını belirttiği eski adresine tebliğe çıkarıldığı ve adres kapalı olduğundan 7201 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre tebliğ evrakının mahalle muhtarına bırakılmak suretiyle tebliğ edildiği, başvurucunun temyiz başvurusunda, söz konusu tebliğin eski adresine yapılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürdüğü, Danıştay Dairesi tarafından ise bu iddia yerinde görülmeyerek temyiz süresinin anılan tarihten başlatıldığı ve temyiz isteminin süre aşımı gerekçesiyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
27. Bireysel başvuru kapsamında yapılan incelemede uyuşmazlığın görüldüğü Afyonkarahisar İdare Mahkemesinden 27/9/2012 tarihli ve E.2012/776, K.2012/769 sayılı bozmaya uyma kararının hangi adrese tebliğ edildiği, daha önce tebliğ yapılan adres dışında bir adrese tebliğ edildi ise bunun sebebinin ne olduğu, 2012/776 ve 2009/345 (bozma öncesi esas numarası) esasına kayıtlı davaya ilişkin olarak tebligat adresi veya adres değişikliği dilekçe/dilekçeleri sunulup sunulmadığı, sunulmuş dilekçeler varsa hangi tarihlerde sunulduğu ile dilekçe/dilekçelerin, tebligat alındısının okunaklı ve onaylı örneğinin gönderilmesi istenilmiştir.
28. Afyonkarahisar İdare Mahkemesinin 22/6/2012 tarihli cevap yazısı ve eklerinden başvurucunun Afyonkarahisar İdare Mahkemesine hitaben 6/6/2012 tarihli imzalı dilekçeyi verdiği ve dilekçesinde şu ifadelere yer verdiği görülmüştür:
"2009/345 Numaralı dosyamın temyiz dönüşünde vekaletini iptal ettiğim ve azilname gönderdiğim eski avukatım Barbaros Hakan Şaş'a tebligat gönderildiğini cep telefonuma gelen mesajla öğrenmiş bulunmaktayım. Bu dosyanın Danıştaydan bozma ile ilgili karar yazısını ve bundan sonra tarafıma yapılacak yazışmalarda aşağıdaki adresin kullanılmasını arz ederim. Adres: Merkez Mah. Çavuşbaşı Cd. Ayfer Sk.[...] Çekmeköy/İstanbul."
29. Buna göre başvurucunun bizzat kendisinin, imzalı dilekçesiyle söz konusu adrese tebliğ yapılmasını istediği ve bu dilekçeden yaklaşık dört ay sonra dilekçede belirtilen adrese bozmaya uyma kararının tebliğe çıkarıldığı ve 7201 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
30. Öte yandan başvurucunun anılan dilekçesinden sonra adres değişikliğine ilişkin Avukat İbrahim Fırat'ı 11/12/2012 tarihinde vekil olarak tayin etmesine kadar herhangi bir dilekçeyi İdare Mahkemesine vermediği de anlaşılmaktadır.
31. Sonuç olarak başvurucu, tebliğ evrakının eski adresine çıkarılmasından şikâyet etmekte ise de başvurucunun kendi verdiği dilekçeye istinaden dilekçede gösterdiği söz konusu eski adresine tebliğ evrakının çıkarıldığı ve 7201 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre tebliğ edildiği, başvurucunun, anılan dilekçesiyle ilgili olarak Anayasa Mahkemesini bilgilendirmediği ve Mahkemeyi yanıltmaya çalıştığı anlaşılmaktadır. Ayrıca söz konusu dilekçenin başvurucu tarafından verilmiş olması nedeniyle başvurucu vekilinin bu durumu bilemeyebileceği değerlendirilmiştir.
32. Açıklanan nedenlerle başvurucu tarafından tebliğe ilişkin yapılan beyanların Mahkemeyi yanıltıcı nitelikte olduğu Afyonkarahisar İdare Mahkemesinin cevap yazısı ve eklerinden anlaşıldığından başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
33. Bu itibarla, başvurucu aleyhine başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve İçtüzük'ün 83. maddesi uyarınca takdiren 2.000 TL disiplin para cezasına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,
B. 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca başvurucunun 2.000 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 19/7/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.