TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
FEHMİ COŞGUN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/6184)
|
|
Karar Tarihi: 19/7/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT
|
|
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Leyla Nur ODUNCU
|
Başvurucular
|
:
|
1) Fehmi COŞGUN
|
|
|
2) Nahibe
COŞGUN
|
|
|
3) Melih Çağlar COŞGUN
|
|
|
4) Tuğba COŞGUN BAYSAL
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Nazım ATA
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 2/5/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve
bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen başvuru hakkında görüş sunulmayacağını
bildirmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
8. Birinci ve ikinci başvurucuların çoçuğu,
üçüncü ve dördüncü başvurucuların kardeşi olan, başvurucular murisi küçük A.Ç.,
İzmir ili Menemen ilçesi 57. Topçu Tugay Komutanlığı askerî lojmanları içinde
bulunan basketbol sahasında oynarken basket potasının devrilerek üzerine
düşmesi sonucu29/8/2005 tarihinde vefat etmiştir.
9. Başvurucu Fehmi Çoşgun tarafından
belirtilen olay nedeniyle 16/11/2005 tarihinde Ankara 3. Asliye Hukuk
Mahkemesinde tazminat davası açılmıştır.
10. Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31/1/2006 tarihli ve
E.2005/412, K.2006/20 sayılı kararıyla davanın görev yönünden reddine karar
verilmiştir.
11. Başvurucunun temyizi üzerine Yargıtay Dördüncü Hukuk
Dairesinin 19/3/2007 tarihli ve E.2006/5230, K.2007/3460 sayılı kararı ile
onama kararı verilmiştir.
12. Başvurucular Fehmi Çoşgun ve
Nahide Çoşgun tarafından açılan tazminat davasında da
Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/7/2007 tarihli ve E.2006/318,
K.2007/230 sayılı kararı ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
13. Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararından
sonra başvurucular Fehmi Çoşgun ve Nahide Çoşgun tarafından 26/10/2007 tarihinde İzmir 1. İdare
Mahkemesinde maddi tazminat istemli tam yargı davası açılmıştır.
14. İzmir 1. İdare Mahkemesinin 30/4/2009 tarihli ve E.2008/29,
K.2009/579 sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
15.Davalı idarenin temyizi üzerine Danıştay Onuncu Dairesinin
30/1/2014 tarihli ve E.2009/16175, K.2014/519 sayılı kararı ile İlk Derece
Mahkemesi hükmünün onanmasına karar verilmiştir.
16. Davalı idarenin karar düzeltme istemi, aynı Dairenin
17/12/2015 tarihli ve E.2014/4018, K.2015/5991 sayılı kararı ile
reddedilmiştir.
17. Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının
kesinleşmesinden sonra başvurucular Fehmi Çoşgun,
Nahide Çoşgun, Melih Çağlar Çoşgun
ve Tuğba Çoşgun Baysal tarafından 25/6/2007
tarihinde, İzmir 4. İdare Mahkemesinde maddi ve manevi tazminat istemli tam
yargı davası açılmıştır.
18. İzmir 4. İdare Mahkemesinin 18/2/2009 tarihli ve
E.2007/1147, K.2009/149 sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne
hükmedilmiştir.
19. Davalı idarenin temyizi üzerine Danıştay Onuncu Dairesinin
30/1/2014 tarihli ve E.2009/9366, K.2014/518 sayılı kararı ile İlk Derece
Mahkemesi hükmünün onanmasına karar verilmiştir.
20. Davalı idarenin karar düzeltme istemi, aynı Dairenin
17/12/2015 tarihli ve E.2014/4208, K.2015/5992 sayılı kararı ile
reddedilmiştir. Bu karar 3/2/2016 tarihinde başvurucular vekiline tebliğ
edilmiştir.
21. Başvurucular 2/5/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
22. Mahkemenin 19/7/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
23. Başvurucular, sadece İzmir 4. İdare Mahkemesinde açtıkları
dava yönünden makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüşlerdir.
A. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
24. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Esas Yönünden
25. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
idari yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak
davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam
eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Selahattin Akyıl, B. No: 2012/1198,
7/11/2013, §§ 45, 47).
26. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
idari yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Selahattin Akyıl, § 41).
27. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar, 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu'nun 9. maddesi kapsamında süresi içinde açılmış bir dava olması hususu
birlikte dikkate alındığında somut olayda (16/11/2005 ve 17/12/2015 tarihleri
arasında) yaklaşık 10 yıl 1 aylık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna
varmak gerekir.
28. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
29. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası
şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir. …”
30. Başvurucular maddi ve manevi tazminat talebinde
bulunmuşlardır.
31. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
32. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında;
i. Başvurucular Fehmi Çoşgun,
Nahide Çoşgun ve Melih Çağlar Çoşgun'un
aynı konutu paylaştığı, ekonomik birliktelik içerisinde olduğu, başvurucuların
talep miktarlarıda dikkate alınarak net 12.000 TL
manevi tazminatın müştereken ödenmesine,
ii. Başvurucu Tuğba Çoşgun
Baysal'ın farklı konutta ikamet ediyor olması, başvurucunun talep miktarı da
dikkate alınarak net 5.000 TL manevi tazminatın başvurucuya ayrı ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
33. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin
başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. 1. Başvurucular
Fehmi Çoşgun, Nahide Çoşgun
ve Melih Çağlar Çoşgun'a net 12.000 TL manevi
tazminatın müştereken ÖDENMESİNE,
2. Başvurucu Tuğba
Çoşgun Baysal'a net 5.000 TL manevi tazminatın
ÖDENMESİNE,
3. Başvurucuların tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin İzmir 4. İdare Mahkemesine
(E.2007/1147, K.2009/149) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
19/7/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.