TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
FATİH AVUT VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/6362)
|
|
Karar Tarihi: 22/6/2017
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Ceren Sedef
EREN
|
Başvurucular
|
:
|
1. Fatih
AVUT
|
|
|
2. Mehmet
İhsan AVUT
|
|
|
3. Mehmet
Safi AVUT
|
|
|
4. Ömer
BURAKMAK
|
|
|
5. Ramazan
AVUT
|
Vekili
|
:
|
Av. Arzu
PAMUKÇU YÖRDEM
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, makul sürede yargılanma ve savunma hakları ile
eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 9/4/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucular Fatih Avut, Mehmet Safi Avut ve Ramazan Avut'un babaları olan murisleri aleyhine 9/12/1984
tarihinde Silvan Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan müdahalenin meni davası
hakkında görevsizlik kararı verilerek dosya Silvan Kadastro Mahkemesine
gönderilmiş ve 1/1/1993 tarihli, başvurucu Ömer Burakmak
ile başvurucu Mehmet İhsan Avut'un babası olan
murisinin de davalı sıfatıyla yer aldıkları kadastro tespitine itiraz davası
üzerinden devam etmeye başlayan söz konusu davada yerel Mahkemece verilen
kararın taraflarca temyiz edilmesiyle dava temyiz aşamasında derdest
durumdadır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
9. Mahkemenin 22/6/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
10. Başvurucular, uzun süren yargılama nedeniyle makul sürede
yargılanma, mülkiyet, özel hayatın gizliliği ve etkili başvuru haklarının,
beyanlarının Mahkemece dikkate alınmaması nedeniyle savunma haklarının ve
benzer nitelikteki davalar makul sürede sonlandırılırken kendi davalarının
makul süreyi aşması nedeniyle eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri
sürmüşlerdir.
A. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
1. Başvurucular Mehmet
İhsan Avut ve Ömer Burakmak Yönünden
11. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 83. maddesi ile
30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun'un 51. maddesi gereği başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve
benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye
kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve yargılama giderleri
dışında ilgilinin 2.000 Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para
cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir.
12. Bu kapsamda özellikle Mahkemeyi yanıltmak amacıyla gerçek
olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması
durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 29, Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No:
2013/1013, 2/7/2015).
13. Somut olayda başvurucular Mehmet İhsan Avut ve Ömer Burakmak 24/5/2013 tarihinde Avukat Arzu Pamukçu Yördem'e vekâlet vermişlerdir. Başvurucular Mehmet İhsan
Avut ve Ömer Burakmak, nüfus kayıtlarına göre
sırasıyla 31/10/2013 ve 11/3/2014 tarihlerinde vefat etmişlerdir.
Başvurucuların vekili tarafından 9/4/2014 tarihinde başvurucuların muhtelif
haklarının ihlal edildiği iddiasıyla bireysel başvuru yapılmış, başvuru
formunda başvurucuların öldüğü konusunda bir bilgiye yer verilmemiştir.
14. Kamu gücü tarafından hakkı ihlal edilen kişinin bireysel
başvuru yapmadan önce ölmesi durumunda ölen kişi adına bir başkası tarafından
bireysel başvuru yapma imkânı bulunmamaktadır (Abdurrehman Uray, § 30).
15. Açıklanan nedenlerle başvuru tarihinden önce vefat etmiş
başvurucular adına vekâlet ilişkisi sona ermiş olan avukat tarafından yapılan
bireysel başvurunun başvuru hakkının kötüye
kullanımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
16. Bu durumda Avukat Arzu Pamukçu Yördem
aleyhine, Anayasa Mahkemesini yanıltıcı nitelikte başvuru yapması nedeniyle
6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve İçtüzük’ün 83.
maddesi uyarınca takdiren 2.000 TL disiplin para
cezasına hükmedilmesi gerekir.
2. Diğer Başvurucular Yönünden
a. Savunma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin
İddia
17.6216 sayılı Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası
uyarınca bireysel başvuru yoluna başvurabilmek için olağan kanun yollarının
tüketilmiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403,
26/3/2013, § 16).
18. Somut olayda şikâyet konusu davanın hâlen temyiz aşamasında
derdest olduğu, dolayısıyla başvurucuların söz konusu iddialarını ileri
sürebilecekleri temyiz olağan
kanun yolunu tüketmeksizin
bireysel başvuruda bulundukları anlaşılmıştır.
19. Açıklanan nedenlerle savunma hakkının ihlal edildiği iddiası
yönünden başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları bakımından
incelenmeksizin başvuru yollarının
tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
b. Eşitlik İlkesinin İhlal Edildiğine İlişkin
İddia
20.Anayasa'nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi ve
Sözleşme'nin 14. maddesinde düzenlenen ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine
yönelik iddiaların soyut olarak değerlendirilmesi mümkün olmayıp mutlaka
Anayasa ve Sözleşme kapsamında yer alan diğer temel hak ve özgürlüklerle
bağlantılı olarak ele alınması gerekir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 33).
21.Ayrımcılık iddiasının incelenebilmesi için başvurucunun,
kendisiyle benzer durumdaki kişilere yönelik farklı uygulamaların meşru bir
temeli olmaksızın ırk, renk, cinsiyet, din, dil vb. ayrımcı bir nedene
dayandığını makul delillerle ortaya koyması gerekir (Adnan Oktar (3), B. No: 2013/1123, 2/10/2013, § 50).
22. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkıyla bağlantılı
olarak eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri süren başvurucular, kendilerine
hangi nedenle ayrımcılık yapıldığına ilişkin olarak ise herhangi bir beyanda
bulunmamışlardır. Dolayısıyla başvurucular tarafından ileri sürülen iddiaların
kanıtlanamadığı sonucuna ulaşılmıştır.
23. Açıklanan nedenlerle başvurunun, eşitlik ilkesinin ihlal
edildiği iddiası yönünden diğer kabul edilebilirlik koşulları bakımından
incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun
olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
c. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal
Edildiğine İlişkin İddia
24. BaşvurucularFatih Avut, Mehmet
Safi Avut ve Ramazan Avut yönünden açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul
edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı
anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Esas Yönünden
25. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın
ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam
eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, §§ 50, 52).
26. Başvuruya konu dava, başvurucuların murislerinden intikalle
takip etmekte oldukları bir uyuşmazlık olup bu yönüyle makul süre
değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, mirasçının
yargılamaya katıldığı an değil somut olayda muris açısından değerlendirmeye
esas alınan sürenin başlangıç anıdır (Gülseren
Gürdal ve diğerleri, B. No: 2013/1115, 5/12/2013, § 51).
27.Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).
28. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda yaklaşık 32 yıllık yargılama
süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
29. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
30. Başvurucular, uzun süren yargılama nedeniyle mülkiyet, özel
hayatın gizliliği ve etkili başvuru haklarının da ihlal edildiğini iddia
etmişlerse de başvurucuların makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği
yönünde yukarıda yer verilen tespitler ışığında, diğer haklarının ihlal
edildiği yönündeki iddialarının ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
31. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası
şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
32. Başvurucular, manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
33. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
34. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında başvurucular Fatih Avut, Mehmet Safi Avut ve Ramazan Avut'a ayrı ayrı net 1.450 TL manevi tazminat ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
35. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin
başvurucular Fatih Avut, Mehmet Safi Avut ve Ramazan Avut'a
müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle başvurunun;
A. Başvurucular Mehmet İhsan Avut ve Ömer Burakmak
yönünden başvuru hakkının kötüye
kullanılması nedeniyle REDDİNE,
B. 1. Savunma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Eşitlik ilkesinin
ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. BaşvurucularFatih
Avut, Mehmet Safi Avut ve Ramazan Avut yönünden makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Başvurucular Fatih Avut, Mehmet Safi Avut ve Ramazan Avut'a ayrı ayrı net 1.450 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucular Fatih Avut, Mehmet Safi Avut ve
Ramazan Avut'a MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
F. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Avukat Arzu Pamukçu Yördem'in, 6216
sayılı Kanun'un 51. maddesi ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 83. maddesi
uyarınca 2.000 TL disiplin para cezasıyla CEZALANDIRILMASINA,
H. Kararın bir örneğinin Diyarbakır Barosuna GÖNDERİLMESİNE,
İ. Kararın bir örneğinin Yargıtay 16. Hukuk Dairesine
(E.2015/13377) GÖNDERİLMESİNE,
J. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
22/6/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.