TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
İSKENDER KAYA VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/7674)
|
|
Karar Tarihi: 23/3/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Ceren Sedef
EREN
|
Başvurucular
|
:
|
1. İskender
KAYA
|
|
|
2. Neytullah KAYA
|
|
|
3. Aydın
KAYA
|
|
|
4. Özlem
KAYA
|
|
|
5. Ramazan
KAYA
|
|
|
6. Aysel
BESLENEN
|
|
|
7. Bedia
BİLGEN
|
|
|
8. Elif KAYA
|
|
|
9. Fethullah KAYA
|
|
|
10. Fikret
KAYA
|
|
|
11. Zehra
KAYA
|
|
|
12. Cengiz
KAYA
|
|
|
13. Zeynep
SAVUCU
|
|
|
14. Nurullah
KAYA
|
|
|
15. Semire
SAVUCU
|
|
|
16. Tarık
KAYA
|
|
|
17. Tayyip
KAYA
|
|
|
18. Türkan
KAYA
|
|
|
19. Yıldız
MEHMETOĞLU
|
|
|
20. Remziye
KAYA
|
|
|
21. Sadiye KAYA
|
|
|
22. Gülistan
DİREK
|
|
|
23. Mehmet
Emin KAYA
|
|
|
24. Mülkiye
KAYA
|
|
|
25. Ahmet
KAYA
|
|
|
26. Ayhan
KAYA
|
|
|
27. Cemile
KAYA
|
|
|
28. Lamia
KAYA
|
|
|
29. Mehmet
Salih KAYA
|
|
|
30. Muzaffer
KAYA
|
|
|
31. Nail
KAYA
|
Vekili
|
:
|
Av. Ali
AYDEMİR
|
|
:
|
32.
Abdurrahman MİİŞOĞLU
|
Vekili
|
:
|
Av. Salih
DEMİRKESEN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvurular 29/5/2014 ve 17/12/2014 tarihlerinde yapılmıştır.
3. Başvurular, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan
ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. 2014/19667 sayılı bireysel başvuru dosyası konu yönünden
hukuki irtibat nedeniyle 2014/7674 sayılı dosya ile birleştirilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
9. Başvurucular Ramazan Kaya, Abdurrahman Miişoğlu
ve Elif Kaya'nın doğrudan kendilerinin; başvurucular Aysel Beslenen, Cemile
Kaya, Fethullah Kaya, Gülistan Direk, Nurullah Kaya,
Remziye Kaya, Semire Savucu, Tarık Kaya, Zehra Kaya ve Zeynep Savucu'nun
babaları olan muris Hüseyin Kaya; başvurucu Ayhan Kaya'nın babası olan muris
Dodo Kaya; başvurucular Ahmet Kaya, Fikret Kaya, Lamia Gülşen, Mülkiye Kaya,
Nail Kaya, Özlem Kaya, Sadiye Kaya, Tayyip Kaya ve
Türkan Kaya'nın babaları olan muris Yusuf Kaya ile başvurucular Aydın Kaya,
Bedia Bilgen, İskender Kaya, Mehmet Emin Kaya, Neytullah
Kaya ve Yıldız Mehmetoğlu'nun babaları olan muris
Mehmet Kaya'nın 12/12/1979 tarihinde müdahil oldukları Derik Kadastro
Mahkemesinde görülen 6/2/1978 tarihli kadastro tespitine itiraz davasında yerel
Mahkemece verilen kararlar müteaddit kereler Yargıtayca
bozulmuş ve son bozmadan sonra anılan dava, yerel Mahkeme aşamasında derdest
durumdadır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
10. Mahkemenin 23/3/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
11. Başvurucular, uzun süren yargılama nedeniyle makul sürede
yargılanma ve mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
A. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
1. Başvurucu Ramazan Kaya
Yönünden
12. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 49. maddesinin (7) numaralı
fıkrası şu şekildedir:
"Bireysel başvuruların incelenmesinde, bu Kanun ve İçtüzükte hüküm
bulunmayan hâllerde ilgili usul kanunlarının bireysel başvurunun niteliğine uygun
hükümleri uygulanır."
13. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün
(İçtüzük) 84. maddesinin (1) numaralı fıkrası şu şekildedir:
"Bireysel başvuruların incelenmesinde, kararların infazında Kanun ve
İçtüzükte hüküm bulunmayan hâllerde ilgili usul kanunlarının bireysel
başvurunun niteliğine uygun hükümleri uygulanır."
14. Başvurucuların bireysel başvuru tarihinden sonra vefat
etmeleri hâlinde uygulanacak usule dair 6216 sayılı Kanun ve İçtüzük'te bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla yukarıda
yer verilen hükümler uyarınca başvurucuların başvuru tarihinden sonra vefat
etmeleri hâlinde uygulanacak usule dair ilgili usul kanunlarında bireysel
başvurunun niteliğine uygun düşen hükümlerin varlığı araştırılmalıdır.
15. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu'nun "Dava sırasında taraflardan
birinin ölümü" kenar başlıklı 55. maddesinin (1) numaralı
fıkrası şu şekildedir:
"Taraflardan birinin
ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla
belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim,
gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım
atanmasına karar verebilir."
16. 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun
606. maddesi şu şekildedir:
" Miras, üç ay içinde reddolunabilir.
Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra
öğrendikleri ispat edilmedikçe mirasbırakanın ölümünü
öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için mirasbırakanın
tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar."
17. 4721 sayılı Kanun'un 607. maddesi şu şekildedir:
" Koruma önlemi olarak terekenin yazımı hâlinde mirası ret süresi, yasal
ve atanmış mirasçılar için yazım işleminin sona erdiğinin sulh hâkimi
tarafından kendilerine bildirilmesiyle başlar."
18. Uygulamada hukuk yargılamalarında, taraflardan birinin ölümü
halinde dava sonunda verilecek hükmün olumlu veya olumsuz bir şekilde
mirasçıların haklarını etkilemesi nedeniyle davaya mirasçılar tarafından devam
edilebileceğinin kabul edildiği hallerde, mahkemelerce mirasçılara usulüne
uygun olarak tebligat yapılarak mirası reddetmeyen mirasçıların mecburi dava arkadaşı
olarak davada yer almalarının sağlandığı görülmektedir (Yargıtay 21. Hukuk
Dairesi E. 2015/20127, K. 2015/21189, 26/11/2015).
19. Asli görevi Anayasa'yı yorumlamak, böylece Anayasa'da yer
alan temel hak ve özgürlüklerin kapsam ve sınırlarını belirlemek olan Anayasa
Mahkemesinin (Mahkeme) bireysel başvuru yolunda başvurucuların başvuru
tarihinden sonra vefat etmeleri hâlinde yukarıda yer verilen usulü
benimseyerek4721 sayılı Kanun'unanılan hükümlerindeki
tarihleri tespit etme ve buna göre mirası reddetmeyen mirasçıların başvuruya
devam etmelerini sağlama yükümlülüğünü üstlenmesinin, Mahkemenin asli görevini
yerine getirmesi önünde engel teşkil edecek ve böylelikle Mahkemeyi temel
işlevinden uzaklaştırabilecek olması nedeniyle bireysel başvurunun niteliğine
uygun düşmediği görülmektedir.
20. İçtüzük'ün 80. maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (ç) bendine göre başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini
haklı kılan bir sebebin olmadığı kanaatine varılması hâlinde başvurunun
düşmesine karar verilebilir. Bununla birlikte İçtüzük'ün
80. maddesinin (2) numaralı fıkrası gereği Anayasa'nın uygulanması,
yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da
insan haklarına saygının gerekli kıldığı hâllerde başvurunun incelenmesine
devam edilebileceği öngörülmüştür.
21. Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda Anayasa'nın
uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının
belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı hâller gibi
başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir sebebin olmadığı
kanaatine varıldığı durumlarda, başvurucuların vefat etmesi hâlinde başvuruya
devam edilmesinin sağlanması yönünden öncelikli yükümlülüğün başvuruya devam
etme hakları olan şahıslarda bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda,
başvurucu Ramazan Kaya'nın başvuru tarihinden sonra 21/7/2015 tarihinde vefat
ettiği tespit edilmiştir. Anılan tarihten itibaren makul bir süre içinde
başvuruya mirasçı olarak devam edilmek istendiğine dair bir talepte bulunulmadığı
gibi başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan başka herhangi bir
nedenin varlığından da söz edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
22. Açıklanan nedenlerle başvurucu Ramazan Kaya yönünden
başvurunun düşmesine karar
verilmesi gerekir.
2. Başvurucular Cengiz
Kaya, Mehmet Salih Kaya ve Muzaffer Kaya Yönünden
23. 6216 sayılı Kanun’un 47. maddesinin (3),48. maddesinin (1)
ve (2) numaralı fıkraları uyarınca bireysel başvuruda,kamu gücünün neden olduğu iddia edilen
ihlale dair olayların tarih sırasına göre özeti yapılmalı; bireysel başvuru
kapsamındaki hakların ne şekilde ihlal edildiği, bunun gerekçeleri ve delilleri
açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B.
No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20).
24.Somut olayda başvurucular Cengiz Kaya ve Mehmet Salih
Kaya'nın, başvuru formunda iddia edilenin aksine şikâyet konusu davada yerel
Mahkeme tarafından verilen son gerekçeli kararda müdahil sıfatıyla taraf olarak
yer almadıkları, ayrıca başvuruya dayanak olarak sunulan belgelerden de anılan
başvurucuların söz konusu davada taraf sıfatları bulunduğunun teyit
edilemediği, dolayısıyla ihlal iddiasına ilişkin delillerini sunma ve temel hak
ve özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin açıklamalarda bulunma yönündeki
yükümlülüklerini yerine getirmeyen başvurucular tarafından ileri sürülen
iddiaların kanıtlanamadığı sonucuna ulaşılmıştır.
25. Başvurucu Muzaffer Kaya'nın ise vefat eden başvurucu Ramazan
Kaya'nın oğlu olduğu, başvuru tarihi itibarıyla babası olan muris Ramazan Kaya
hayatta olduğundan şikâyet konusu davada mirasçı olarak taraf sıfatı
bulunmasının mümkün olmadığı, başvuruya dayanak olarak sunulan belgelerden de
yerel Mahkemede derdest olan şikâyet konusu davayaherhangi
bir şekilde taraf olduğunun teyit edilemediği, dolayısıyla ihlal iddiasına
ilişkin delillerini sunma ve temel hak ve özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin
açıklamalarda bulunma yönündeki yükümlülüğünü yerine getirmeyen başvurucu
Muzaffer Kaya tarafından ileri sürülen iddiaların da kanıtlanamadığı sonucuna
ulaşılmıştır.
26. Açıklanan nedenlerle başvurunun başvurucular Cengiz Kaya,
Mehmet Salih Kaya ve Muzaffer Kaya yönünden diğer kabul edilebilirlik koşulları
bakımından incelenmeksizin açıkça dayanaktan
yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
3. Diğer Başvurucular Yönünden
27. Diğer başvurucular yönünden açıkça dayanaktan yoksun
olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir
nedeni de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Esas Yönünden
28. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın
ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam
eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, §§ 50, 52).
29. Başvuru konusu davanın açılış tarihi farklı olmakla beraber
bir kısım başvurucu ve diğer başvurucular murislerinin 12/12/1979 tarihinde
verdikleri müdahale talepli dilekçe sonrasında dâhili davacı sıfatıyla
yargılamada yer almaya başladıkları anlaşılmaktadır. Bu nedenle başvurucular
açısından makul süre değerlendirmesinde dikkate alınacak sürenin başlangıç anı,
davanın açıldığı tarih değil usulüne uygun olarak müdahale talebinde bulunulan
12/12/1979'dur (İsmail Özkan, B.
No: 2012/367, 17/9/2013, § 25).
30. Başvuruya konu dava, bir kısım başvurucu murisinden
intikalle takip etmekte oldukları bir uyuşmazlık olup bu yönüyle makul süre
değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, mirasçının
yargılamaya katıldığı an değil somut olayda muris açısından değerlendirmeye
esas alınan sürenin başlangıç anıdır (Gülseren
Gürdal ve diğerleri, B. No: 2013/1115, 5/12/2013, § 51).
31. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).
32. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda yaklaşık 37 yıllık
yargılamanın süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
33. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
34. Başvurucular, uzun süren yargılama nedeniyle taşınmazlarını kullanamadıklarınıbelirterek Anayasa’nın 35. maddesinde
tanımlanan mülkiyet haklarının da ihlal edildiğini iddia etmişlerse de
başvurucuların makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönünde
yukarıda yer verilen tespitler ışığında mülkiyet haklarının ihlal edildiği
yönündeki iddialarının ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
35. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası
şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
36. Başvurucular, manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
37. Somut olayda, makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği sonucuna varılmıştır.
38. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında -şikâyet konusu davadaki taraf sayısı ve bir kısım başvurucular
murislerinin tüm mirasçılarının sayısı ile mirasçılarınsöz
konusu davada taraf olan murisin doğrudan mirasçısı ya da mirasçısının mirasçısı
olma durumları da dikkate alındığında- başvurucular Elif Kaya ve Abdurrahman Miişoğlu'na ayrı ayrı net 11.000 TL; başvurucular Aysel
Beslenen, Cemile Kaya, Fethullah Kaya, Gülistan
Direk, Nurullah Kaya, Remziye Kaya, Semire Savucu, Tarık Kaya, Zehra Kaya ve
Zeynep Savucu'ya ayrı ayrı net 570 TL; başvurucular Ahmet Kaya, Fikret Kaya,
Lamia Gülşen, Mülkiye Kaya, Nail Kaya, Özlem Kaya, Sadiye
Kaya, Tayyip Kaya, Türkan Kaya, Aydın Kaya, Bedia Bilgen, İskender Kaya, Mehmet
Emin Kaya, Neytullah Kaya ve Yıldız Mehmetoğlu'naayrı ayrı net 1.000 TL; başvurucu Ayhan
Kaya'ya ise net 650 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
39. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucu
Abdurrahman Miişoğlu'na münferiden; başvurucular Elif
Kaya, Aysel Beslenen, Cemile Kaya, Fethullah Kaya,
Gülistan Direk, Nurullah Kaya, Remziye Kaya, Semire Savucu, Tarık Kaya, Zehra
Kaya, Zeynep Savuru Ahmet Kaya, Fikret Kaya, Lamia
Gülşen, Mülkiye Kaya, Nail Kaya, Özlem Kaya, Sadiye
Kaya, Tayyip Kaya, Türkan Kaya, Aydın Kaya, Bedia Bilgen, İskender Kaya, Mehmet
Emin Kaya, Neytullah Kaya, Yıldız Mehmetoğlu
ve Ayhan Kaya'ya ise müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Başvurucu Ramazan
Kaya yönünden başvurunun DÜŞMESİNE,
2. Başvurucular Cengiz
Kaya, Mehmet Salih Kaya ve Muzaffer Kaya yönünden başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Diğer başvurucular
yönünden makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Diğer başvurucular yönünden Anayasa’nın 36. maddesinde
güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucular Elif Kaya ve Abdurrahman Miişoğlu'na
ayrı ayrı net 11.000 TL; başvurucular Aysel Beslenen, Cemile Kaya, Fethullah Kaya, Gülistan Direk, Nurullah Kaya, Remziye
Kaya, Semire Savucu, Tarık Kaya, Zehra Kaya ve Zeynep Savucu'ya ayrı ayrı net
570 TL; başvurucular Ahmet Kaya, Fikret Kaya, Lamia Gülşen, Mülkiye Kaya, Nail
Kaya, Özlem Kaya, Sadiye Kaya, Tayyip Kaya, Türkan
Kaya, Aydın Kaya, Bedia Bilgen, İskender Kaya, Mehmet Emin Kaya, Neytullah Kaya ve Yıldız Mehmetoğlu'naayrı
ayrı net 1.000 TL; başvurucu Ayhan Kaya'ya ise net 650 TL manevi tazminat
ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucu Abdurrahman Miişoğlu'na
MÜNFERİDEN ÖDENMESİNE; başvurucular Elif Kaya, Aysel Beslenen, Cemile Kaya, Fethullah Kaya, Gülistan Direk, Nurullah Kaya, Remziye
Kaya, Semire Savucu, Tarık Kaya, Zehra Kaya, Zeynep Savuru
Ahmet Kaya, Fikret Kaya, Lamia Gülşen, Mülkiye Kaya, Nail Kaya, Özlem Kaya, Sadiye Kaya, Tayyip Kaya, Türkan Kaya, Aydın Kaya, Bedia
Bilgen, İskender Kaya, Mehmet Emin Kaya, Neytullah
Kaya, Yıldız Mehmetoğlu ve Ayhan Kaya'ya ise
MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Derik Kadastro Mahkemesine (E.2016/15)
GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
23/3/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.