TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ÇAPAN TÜRKOĞLU BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/9507)
Karar Tarihi: 5/7/2017
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Recep KÖMÜRCÜ
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
Raportör
Ayhan KILIÇ
Başvurucu
Çapan TÜRKOĞLU
Vekili
Av. Ahmet SAĞLAM
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, belediyeden kiralanan taşınmaza ilişkin olarak Hazine tarafından başvurucu ve belediye aleyhine açılan müdahalenin meni ve yıkım istemli dava devam ederken taşınmazın yıkılmış olması sebebiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 12/6/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu1958 doğumlu olup Mersin'de ikamet etmektedir.
A. Başvuru Konusu Olayın Arka Planı
8. Mersin ili Adnan Menderes Bulvarı'nda bulunan ve denizi doldurmak suretiyle elde edilen taşınmaz, yap-işlet-devret modeliyle lokanta olarak işletilmek üzere 17/5/1995 tarihinde G.T. isimli şahsa kiralanmıştır. Söz konusu işletmeye başvurucu ve M.Y. isimli şahıs da ortak olmuşsa da G.T. 19/9/1995 tarihinde ortaklıktan ayrılmıştır. Bunun üzerine 16/2/1996 tarihinde Mersin Büyükşehir Belediyesi (Belediye) ile başvurucu ve M.Y. isimli şahıs arasında bir yıllık kira sözleşmesi akdedilmiştir. Belediye tarafından 17/4/1996 tarihinde anılan işletme için yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni verilmiştir. M.Y.nin 12/8/1996 tarihinde vefatı ve mirasçılarının da ortaklıktan ayrılmaları üzerine başvurucu 10/3/1997 tarihinde yeni bir sözleşme yapılması talebinde bulunmuştur. Talep, Belediye tarafından aynı tarihli işlem ile reddedilmiştir.
B. Hazine Tarafından Belediye ve Başvurucu Aleyhine Açılan Müdahalenin Meni ve Yıkım Davası
9. Hazine tarafından 5/6/1996 tarihinde Belediye ile Belediyeyle kira sözleşmesi akdeden başvurucu ve diğer kişiler (S.Y., E.B., A.G. ve N.T.) aleyhine hakem sıfatıyla Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde (hakem) müdahalenin meni ve yıkım davası açılmıştır. Hazine, dava dilekçesinde, usulüne uygun olarak denizden doldurulan alanların özel mülkiyete konu yapılamayacağını belirtmiş; 4/4/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca sahil şeritlerinde yapılacak yapıların kıyı kenar çizgisine en az 50 metre yaklaşılarak inşa edilebileceğine dikkat çekmiş; yaklaşma mesafesi ile kıyı kenar çizgisi arasında kalan bölümün ise ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçlarla kullanılabileceğini ifade etmiş; bu hükümlere aykırı yapılan yapıların yıkılması gerektiğini savunmuştur.
10. Hazine tarafından başvurucu aleyhine Mersin2. Asliye Hukuk Mahkemesinde 13/11/1996 tarihinde ayrı bir müdahalenin meni ve yıkım davası açılmıştır. Bu dava da hakem sıfatıyla Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davayla birleştirilmiş ve hakem tarafından görülmüştür.
11. Hakem 30/12/1998 tarihli kararla başvurucunun işlettiği taşınmaz üzerinde bulunan 2329 m²lik kullanım alanı ile bu alan üzerindeki restoran, mutfak, depo ve WC alanıyla ilgili olarak Belediye ve başvurucu tarafından yapılan müdahalenin menine ve bu bölümde bulunan yapıların yıktırılmasına karar vermiştir. Kararın gerekçesinde, başvurucu tarafından işletilen Han Restoran'ın kıyı kenar çizgisinin güneyinde ve denize bitişik alanda yer aldığı ifade edilmiştir. Gerekçenin devamında ayrıca ilgili mevzuat uyarınca dolgu alanlarına ilişkin inşaat ruhsatının Maliye Bakanlığı ile Turizm Bakanlığı tarafından verilmesi gerektiği hâlde Han Restoran için böyle bir ruhsatın verilmediği açıklanmıştır. Mahkeme, ilgili mevzuata aykırı olarak ve kıyının kamuya kapanması sonucunu doğuracak şekilde inşa edilen Han Restoran'a yönelik müdahalenin meni davasının kabulü gerektiğini ifade etmiştir.
12.Hakem sıfatıyla verilen karara karşı başvurucu, aynı Mahkemede temyiz yoluna başvurmuştur. Temyiz istemi aynı Mahkeme (hakem) tarafından incelenmiş ve 5/8/1999 tarihinde reddedilmiştir.
C. Şirket Tarafından Açılan Tespit Davası
13. Han Restaurant Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (Şirket) tarafından, Belediye ile Millî Emlak Müdürlüğünden hangisinin taşınmazın kiraya verilmesi hususunda yetkili olduğunun tespiti istemiyle Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmıştır. Anılan Mahkeme 14/12/1999 tarihli kararla davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde, hakem tarafından 30/12/1998 tarihli kararla müdahalenin menine ve yapının yıkımına karar verildiğinden Belediye ile Şirket arasında 15/12/1999 tarihinde yapılan kira sözleşmesinin muvazaalı ve hükümsüz olduğu vurgulanmıştır.
D. Belediye Tarafından Tesis Edilen Ruhsat İptali, Yıkım ve İdari Para Cezası Uygulanmasına İlişkin İşleme Karşı Şirket Tarafından Açılan İdari Dava
14. Başvurucu 12/2/1999 tarihinde kayda giren dilekçe ile işletmeyi Şirkete devrettiğini Belediyeye bildirmiştir. Bunun üzerine Belediye ile Şirket arasında 15/2/1999 tarihinde bir yıllık kira sözleşmesi yapılmıştır.
15. Belediye Encümeninin 16/6/1999 tarihli kararıyla, 17/4/1996 tarihli yapı ruhsatı iptal edildiği için taşınmaz üzerinde bulunan yapıların ruhsata bağlanması mümkün olmadığından yıkılmasına karar verilmiş, ayrıca yapı maliklerine 500.000.000 TL (500 TL) idari para cezası uygulanmıştır. Bu işlemlere karşı açılan davada Adana 1. İdare Mahkemesinin 24/12/1999 tarihli kararıyla; yetkili idarenin ilçe belediyesi olduğu, Büyükşehir Belediyesinin yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle ruhsat iptali, yıkım ve idari para cezası kesilmesi hakkındaki işleminin iptaline karar verilmiştir. Ancak anılan karar Danıştay Altıncı Dairesinin 21/12/2000 tarihli kararıyla, taşınmazın bulunduğu alanın Büyükşehir Belediyesinin yetki alanına girip girmediğinin yeterince araştırılmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
16.Adana 1. İdare Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucu taşınmazın ilçe belediyesinin yetki alanında bulunduğu kanaatine ulaşılarak 30/4/2002 tarihli kararla idari işlemin yıkım ve para cezasına ilişkin kısmı iptal edilmiş, ruhsat iptaline ilişkin kısmı yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir. Davanın reddine ilişkin kısım (ruhsat iptaline ilişkin kısım) temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Kararın idari işlemin yıkım ve para cezasına ilişkin kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrası, Danıştay Altıncı Dairesinin 26/4/2004 tarihli kararıyla bozulmuştur. Kararın gerekçesinde taşınmazın bulunduğu bölgenin Büyükşehir Belediyesinin yetki alanında bulunduğu vurgulanmış ve davanın reddinin gerektiği ifade edilmiştir.
17.Bozma kararından sonra dava dosyası 24/9/2004 tarihli yetkisizlik kararıyla yeni kurulan Mersin 1. İdare Mahkemesine gönderilmiştir. Anılan Mahkemece 20/7/2005 tarihli kararla eksik posta avansının yatırılmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
E. Taşınmazın Üzerinde Bulunan Yapının Yıkılması ve Kanun Yararına Bozma Süreci
18. Taşınmazın üzerinde bulunan yapı, Hazine tarafından icra marifetiyle 16/4/2002 tarihinde yıktırılmıştır.
19. Başvurucu 30/12/1998 tarihli hakem kararının kanun yararına bozulması amacıyla 26/6/2002 tarihli dilekçe ile Bakanlığa başvurmuştur. Bakanlık talebi yerinde görerek kanun yararına bozma başvurusunda bulunmuştur.
20.Bakanlığın kanun yararına bozma istemini inceleyen Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 25/2/2003 tarihli kararıyla istemi kabul etmiş, özel kişiler aleyhine açılan davanın tefrik edilmeyerek 29/6/1938 tarihli ve 3533 sayılı Umumi Mülhak ve Hususi Bütçelerle İdare Edilen Daireler ve Belediyelerle Sermayesinin Tamami Devlete veya Belediye veya Hususi İdarelere Aid Daire ve Müesseseler Arasındaki İhtilafların Tahkim Yolu ile Hallı Hakkında Kanun'da sayılan kuruluşlara münhasır kılınan hakem usulüyle görülmesinin usule aykırı olduğu gerekçesiyle hakem hükmünün kanun yararına bozulmasına karar vermiştir.
21. Kanun yararına bozma kararı üzerine uyuşmazlığa bakan Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi davanın Belediye aleyhine açılan hakem sıfatıyla görülmesi gereken bölümü ile kişilere karşı açılan bölümünü birbirinden tefrik etmiştir. Hakem sıfatıyla bakılan davada 3/11/2004 tarihinde karar verilmiş ise de kararın ne yönde verildiğine ilişkin dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.
22. Mahkeme kişilere karşı açılan davada 9/5/2005 tarihli kararıyla, hakem tarafından verilen 3/11/2004 tarihli karara atıfla A.G. yönünden davanın reddine, başvurucu ve diğer davalılar yönünden ise yapıların yıkılmış olması nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Karar, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 15/11/2005 tarihli kararıyla bozulmuştur. Kararın gerekçesinde, ihtilafın kıyı kenar çizgisinin belirlenmesinden kaynaklandığı vurgulandıktan sonra hakemin hükmün verildiği tarih itibarıyla görevsiz olduğu gibi hükmün de henüz kesinleşmediği ifade edilmiş ve görevsiz mahkemece kurulan ve henüz kesinleşmeyen karara atıfla hüküm kurulmasının doğru olmadığı açıklanmıştır. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, işin esasının incelenmesi gerektiğini belirtmiştir.
23. Mahkemece 18/9/2006 tarihli kararla ilk kararında ısrar edilmiş ise de bu karar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 7/2/2007 tarihli kararıyla bozulmuştur.
24. Bozma kararı üzerine Mahkemece keşif yapıldıktan sonra 13/12/2010 tarihli kararla A.G.nin kullanımında bulunan taşınmazın kıyı kenar çizgisinin içinde kaldığı gerekçesiyle bu kişi yönünden davanın kabulü ile vaki müdahalenin menine ve taşınmaz üzerinde bulunan yapının yıkılmasına, başvurucu ve diğer davacılar yönünden ise yapıların yıkılmış olması nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
25. Mahkeme kararı, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 12/11/2013 tarihli kararıyla onanmış; karar düzeltme istemi de aynı Dairenin 13/5/2014 tarihli kararıyla reddedilmiştir. Nihai karar 12/6/2014 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir
26.Başvurucu12/6/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
27. Mahkemenin 5/7/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A Başvurucunun İddiaları
28. Başvurucu, 22/12/1934 tarihli ve 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 8. maddesi uyarınca izinle denizden doldurulan yerler dolduranlar adına tapu siciline tescil edileceğinden ihtilaf konusu taşınmazın Belediyeye ait olduğunu belirtmiştir. Başvurucu ayrıca 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 79. maddesinin ikinci fıkrasında, denizden doldurulan yerlerin belediyelerin tasarrufuna bırakılacağı hükmünün yer aldığını ifade etmiştir. Değinilen mevzuata göre Belediyeye ait olan taşınmazın Belediye tarafından ilgili mevzuata uygun olarak kendisine kiralandığını savunan başvurucu, İçel (Mersin) Valiliğinin kiralama işi nedeniyle Belediye personeli hakkında yaptığı şikâyet üzerine başlatılan ceza soruşturmasının beraat ile sonuçlandığının altını çizmiştir. Yıkım kararının yok hükmünde olduğunu ileri süren başvurucu, görülen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olmasından şikâyet etmektedir. Başvurucuya göre dava konusuz kalmamıştır. Başvurucu, sonuç olarak Daire kararının kaldırılmasını talep etmiş; ayrıca uğradığı zararlar nedeniyle Mersin 1. İdare Mahkemesi nezdinde tam yargı davası açtığını ve anılan davanın derdest olduğunu belirtmiştir.
B Değerlendirme
29. İddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma (Değişik ibare: 3.10.2001-4709/14 md.) ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”
30. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Davanın esası hakkında hüküm kurulmamasına yönelik şikâyetin mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
31. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar” kenar başlıklı 46. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir.
32. Buna göre bir kişinin Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmesi için üç temel ön koşulun birlikte bulunması gerekmektedir. Bu ön koşullar başvuruya konu edilen ve ihlale yol açtığı ileri sürülen kamu gücü eylem veya işleminden ya da ihmalinden dolayı başvurucunun “güncel bir hakkının ihlal edilmesi”, bu ihlalden dolayı kişinin “kişisel olarak” ve “doğrudan” etkilenmiş olması ve bunların sonucunda başvurucunun, kendisinin “mağdur” olduğunu ileri sürmesidir (Onur Doğanay, B. No: 2013/1977, 9/1/2014, § 42).
33. Olayda Hazine tarafından başvurucu aleyhine müdahalenin meni ve yıkım davası açılmıştır. Mahkemece hakem sıfatıyla verilen 30/12/1998 tarihli kararla müdahalenin menine ve taşınmaz üzerinde bulunan yapının yıktırılmasına karar verilmiştir. Bu kararın kesinleşmesi üzerine taşınmaz 16/4/2002 tarihinde yıktırılmıştır. Ancak hakemin 30/12/1998 tarihli kararının Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 25/2/2003 tarihli kararıyla kanun yararına bozulması üzerine Mahkemece yeniden yapılan yargılamada, yapının yıkıldığı gözetilerek davanın konusuz kaldığı değerlendirilmiş ve dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
34. Dava devam ederken dava konusu taşınmazın yıkılması durumunda nasıl bir karar verileceğinin takdiri derece mahkemelerinin yetkisindedir. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuruda mahkemelerin bu husustaki takdirine karışması söz konusu olamaz. Bu nedenle taşınmaza yapılan müdahalenin meni ve taşınmaz üzerindeki yapının yıkılması talebini içeren davada, yapının yıkılmış olmasının davayı konusuz bıraktığı yolunda Mahkemece ulaşılan kanaatin Mahkemenin takdir alanı içinde kaldığı sonucuna ulaşılmaktadır.
35. Öte yandan başvuruya konu dava, Belediye ve başvurucu tarafından ihtilaf konusu taşınmaza yapılan müdahalenin meni ve yıkım istemine ilişkin olup başvurucu ve Belediye aleyhine açılmıştır. Davanın konusuz kalması nedeniyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması, başvurucu aleyhine sonuç doğurmamaktadır. Bu nedenle sırf dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması nedeniyle başvurucunun güncel bir menfaatinin etkilendiğinin söylenmesi mümkün değildir.
36. Taşınmaz üzerindeki binanın yıkılmış olmasının başvurucunun mağduriyetine neden olabileceği açık ise de bu durum, kanun yararına bozma kararından önce verilen 30/12/1998 tarihli hakem kararı ve onun uygulanmasının bir sonucudur. Başvuruya konu davada ise 16/4/2002 tarihinde gerçekleşen yıkımın hukukiliği ile ilgili bir değerlendirme yapılması mümkün değildir. Nitekim başvurucu, yıkım nedeniyle uğradığı zararın tazmini istemiyle Mersin 1. İdare Mahkemesinde tam yargı davası açmıştır.
37. Bu açıklamalar dikkate alındığında başvurucu aleyhine açılan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olmasının başvurucu yönünden bir mağduriyete yol açmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
38. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir..
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetin kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 5/7/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.