TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
NURİYE ACAR BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/20218)
Karar Tarihi: 21/12/2022
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Basri BAĞCI
Raportör
Mahmut ATEŞ
Başvurucu
Nuriye ACAR
Vekili
Av. Ramazan DEMİR
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; sokağa çıkma yasağı uygulaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, sokağa çıkma yasağı ve silahlı çatışma ortamı nedeniyle başvurucunun yeni doğan bebeğini görememesi, kendisinin ve bebeğinin hayatından ve sağlığından endişe duyması ve temel ihtiyaçlarını karşılayamaması nedeniyle özel ve aile hayatına saygı hakkı, yaşam hakkı ve kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. Olayın gerçekleştiği tarihlerde PKK terör örgütünün silahlı ayaklanma girişimine karşı sokağa çıkma yasağı ilan edilen Cizre'de yoğun olarak terörle mücadele operasyonları yürütülmekte, terörist unsurlarla güvenlik güçleri arasında şiddetli çatışmalar yaşanmaktadır (bu terör olayları ve sokağa çıkma yasakları hakkında arka plan bilgisi ve ayrıntılı açıklamalar için bkz. Gazal Kolanç ve diğerleri [GK], B. No: 2017/37897, 5/7/2022, §§ 16-28 ve 342). Somut başvuruda dile getirilen iddialara göre başvurucu, Cizre Devlet Hastanesinde bir bebek dünyaya getirdikten sonra bebek Şırnak Devlet Hastanesine sevk edilmiş; başvurucu ise Cizre'de kalmıştır. Sokağa çıkma yasağı nedeniyle evinden çıkamayan başvurucu, bebeğini görememiştir. Başvurucunun ikametinin yakınında şiddetli çatışmalar yaşanmaktadır. Başvurucu, bu olaylar nedeniyle hem kendisinin hem de Şırnak'ta teyzesi tarafından bakılan bebeğinin hayatından ve sağlığından endişe etmektedir.
3. 25/12/2015 tarihinde yapılan somut başvuruda başvurucu, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 73. maddesi uyarınca sokağa çıkma yasağı uygulamasının durdurulmasına yönelik geçici tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü, 31/12/2015 tarihli ara kararıyla tedbir talebinin reddine karar ermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"18. Somut olayda Cizre'de yaşayan başvurucu, sokağa çıkma yasağı nedeniyle Şırnak'ta bulunan yirmi günlük bebeğinin yanına gidemediğini ileri sürmektedir. Şırnak Valiliği, bölgede yaşayanların 112 acil Yardım Hattı ve 155 Polis İmdat Hattını aramaları halinde sağlık hizmetlerine ve temel ihtiyaçlarına ilişkin taleplerinin karşılandığını ancak yapılan araştırma neticesinde başvurucunun resmi makamlara talebini iletmediğini belirtmiştir. Nitekim başvurucunun da resmi makamlara talebini iletmesine rağmen sonuç alamadığına dair bir iddiası bulunmamaktadır. Valilik ayrıca, Anayasa Mahkemesi tarafından gönderilen yazı üzerine başvurucunun kişisel durumu hakkında bilgi sahibi olunduğunu ve başvurucunun eşi ile iletişime geçildiğini, kendilerine herhangi bir taleplerinin bulunmadığını ilettiğini, herhangi bir taleplerinin olması durumunda 155 ihbar hattını aramaları durumunda kendilerine her türlü yardımda bulunulacağının hatırlatılarak görüşmenin sonlandırıldığını bildirmiştir (bkz. § 11).
19. Açıklanan nedenlerle, resmi makamlara bir talepte bulunması durumunda gerekli tedbirlerin alınacağının Valilikçe hem başvurucuya hem de Anayasa Mahkemesine bildirilmiş olduğu da dikkate alınarak, başvurucunun ve bebeğinin yaşamına ya damaddi veya manevi bütünlüğüne yönelik derhal tedbir kararı verilmesini gerektiren ciddi bir tehlike bulunduğu bu aşamada anlaşılamadığından koşulları oluşmayan tedbir taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir."
II. DEĞERLENDİRME
4. Başvurucu; sokağa çıkma yasağı uygulamasının yasal bir temeli bulunmadığı gibi bu uygulamanın meşru bir amaç da taşımadığını, bu nedenle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Başvurucu ayrıca sokağa çıkma yasağı ve çatışma ortamında temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını, doğumunun ardından Şırnak Devlet Hastanesine sevk edilen bebeğini göremediğini, hem kendisinin hem de bebeğinin hayatından ve sağlığından endişe ettiğini, bu nedenle yaşam hakkı, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile kötü muamele yasağının ihlal edildiğini iddia etmektedir.
5. Bakanlık görüşünde özetle; Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulabilmesi için olağan başvuru yollarının tüketilmesi gerektiği oysa başvurucunun hak ihlali iddialarıyla ilgili telafi sağlamaya elverişli idari ve adli yollara müracaat etmeksizin doğrudan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunduğu, bu nedenle başvurunun kabul edilemez bulunması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne verdiği cevapta ihlal iddialarını tekrar etmiştir.
6. Başvuru; kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı, yaşam hakkı, kötü muamele yasağı, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı kapsamında incelenmiştir.
7. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulabilmesi için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması, bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17). İkincillik ilkesi gereği, iddia edilen hak ihlalleri nedeniyle oluşan zararın idari veya adli makamlarca giderilmesi imkânı bulunmakta iken Anayasa Mahkemesinin ilk kez bireysel başvuru yoluyla dile getirilen bu iddiaları incelemesi mümkün değildir.
8. Başvurucu, başvuru formunda sokağa çıkma yasağı sırasında gerçekleştiği iddia edilen olaylara ve Cizre ilçesindeki genel duruma dair bazı iddialarda bulunmuş ancak somut başvuruya konu hak ihlali iddialarıyla ilgili hangi idari veya hukuksal yollara başvurduğuna dair bilgi vermemiştir. Başvuru tarihinden sonra da iddia edilen hak ihlalleri ile ilgili başvurulan hukuk yollarına dair Anayasa Mahkemesine bir açıklamada bulunulmamıştır. Öte yandan somut başvuruda tedbir talebi incelenirken Şırnak Valiliğinden başvurucunun iddialarıyla ilgili bilgi ve belgeler istenmiştir. Şırnak Valiliği tarafından Anayasa Mahkemesine verilen yanıtta başvurucunun eşine telefonla ulaşıldığı, başvurucunun eşinin herhangi bir talebinin olmadığını söylediği bildirilmiştir.
9. Netice olarak başvurucunun idari karar ve işlemlerden ya da kamu görevlilerinin kasti veya ihmali eylemlerinden kaynaklandığını düşündüğü yaşam hakkının, kötü muamele yasağının, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddialarıyla ilgili ceza soruşturması başlatılması veya uğradığı zararların tazmini için adli ve idari makamlara başvuruda bulunma imkânı vardır. Benzer şekilde başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlaline neden olduğunu ileri sürdüğü işlem ve kararlara karşı iptal ve tazminat davaları açma hakkı bulunmaktadır. Öte yandan başvurucunun bu hak ihlali iddialarıyla ilgili potansiyel olarak yeterli giderim sağlama kabiliyeti olan idari ve adli yollara başvurduktan sonra somut başvuruda dile getirdiği aynı iddialarını Anayasa Mahkemesi önünde yeni bir bireysel başvuru konusu yapmasına engel bir durum bulunmadığı da vurgulanmalıdır.
10. Açıklanan gerekçelerle yaşam hakkı, kötü muamele yasağı, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kötü muamele yasağı, yaşam hakkı, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile özel ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,
C. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 21/12/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.