TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
AHU POLAT ÇERÇİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/20272)
Karar Tarihi: 30/6/2020
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
Celal Mümtaz AKINCI
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Raportör
Zehra GAYRETLİ
Başvurucu
Ahu POLAT ÇERÇİ
Vekili
Av. Tuğba MURATOĞLU
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, talep edilmemesine rağmen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 25/12/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
7. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucu, 1981 doğumlu olup olay tarihinde özel bir şirkette iletişim danışmanı olarak çalışmaktadır.
10. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 10/4/2015 tarihli iddianamesi ile müştekinin izni ve bilgisi olmaksızın kimlik bilgileri kullanılmak suretiyle müşteki adına GSM (mobil cep telefonu) hattı abonelik sözleşmesi düzenlediği iddiasıyla başvurucu hakkında 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'na muhalefet suçundan kamu davası açılmıştır.
11. İstanbul Anadolu 55. Asliye Ceza Mahkemesinin (Mahkeme) 6/10/2015 tarihli kararıyla başvurucunun atılı suçtan adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verilmiştir.
12. Başvurucu; HAGB kurumunun uygulanmasını kabul edip etmediğinin sorulmadığını, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hukuka aykırı bir karar verildiğini belirterek karara itiraz etmiştir.
13. Başvurucunun anılan karara itirazı, İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 5/11/2015 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
14. Ret kararı 25/11/2015 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
15. Başvurucu 25/12/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
16. UYAP üzerinden yapılan incelemede, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 15/5/2018 tarihli ihbarname ile İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 5/11/2015 tarihli kararı aleyhine kanun yararına bozma isteminde bulunulduğu; Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 9/7/2018 tarihli kararı ile talep kabul edilerek "sanık Ahu Polat Çerçi'ye hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini kabul edip etmediği sorulmadan karar verildiği anlaşıldığından, itirazın kabulü yerine [itirazın reddedilmesinde] isabet görülmediği" gerekçesiyle anılan kararın bozulmasına karar verildiği tespit edilmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 30/6/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
18. Başvurucu, gerekçeli kararda delillerin olaylarla ilişkilendirilmediğini, denetime imkân verilmeyecek nitelikte hüküm kurulduğunu, rızası sorulmadan HAGB kararı verildiğini, karara karşı ileri sürdüğü itiraz sebepleri hakkında itiraz mercii tarafından herhangi bir değerlendirme yapılmadan ret kararı verildiğini belirterek adil yargılanma hakkının, masumiyet karinesinin ve hukuk devleti ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüş; yeniden yargılanma ve tazminat taleplerinde bulunmuştur.
19. Bakanlık görüş yazısında; bireysel başvuru konusu şikâyetlerle ilgili olarak kanun yararına bozma yoluna müracaat edilebileceği ancak başvurucunun bu yönde ilgili mercilere başvurduğuna ilişkin bir bilgiye erişilemediği belirtilmiştir. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas yönünden incelenmesinde belirtilen hususun gözetilmesi konusundaki takdirin Anayasa Mahkemesine ait olduğu ifade edilmiştir.
20. Başvurucu, Bakanlık görüşüne verdiği cevapta bireysel başvuru formundaki açıklamalarına atfen adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını tekrarlamıştır. Ayrıca başvurucu, kesinleşmiş kararlar aleyhine başvurulabilen kanun yararına bozmanın olağanüstü bir kanun yolu olduğunu belirterek bu yola müracaat etme zorunluluğunun bulunmadığını ifade etmiştir.
B. Değerlendirme
21. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir hak arama yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincillik niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, §§ 16, 17).
22. Başvuru konusu olayda, bireysel başvuru sonrasında başvurucunun ihlal iddiasına konu ettiği yargılama sonucu verilen kararın kanun yararına bozulması talebine konu edildiği, Yargıtay 19. Ceza Dairesince talep yerinde görülerek kararın bozulduğu anlaşılmaktadır (bkz. § 16). Bireysel başvuru sonrasında yaşanan bu gelişmenin bireysel başvuru incelemesinde nazara alınacağı kuşkusuzdur.
23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 30/6/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.