TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MURAT EREN BAŞVURUSU (2)
|
(Başvuru Numarası: 2015/2459)
|
|
Karar Tarihi: 3/12/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Akif YILDIRIM
|
Başvurucu
|
:
|
Murat EREN
|
Vekili
|
:
|
1. Av. Hüseyin ERSÖZ
|
|
|
2. Av. Şahin POLAT
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru; yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması
nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının, temyiz itirazları hakkında bir
değerlendirme yapılmaksızın onama kararı verilmesi ve esaslı iddiaların
değerlendirilmemesi nedeniyle gerekçeli karar hakkının, daha önce beraat kararı
verilen aynı eylemle ilgili olarak sonradan mahkûmiyet kararı verilmesi
nedeniyle aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkının ihlal
edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 3/2/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan
ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonunca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
6. (Kapatılan) Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin
(Mahkeme) E.2006/159, K.2012/150 sayılı kararıyla başvurucu hakkında izinsiz
patlayıcı madde bulundurma ve nakletme suçundan hapis ve adli para cezası ile
cezalandırılmasına karar verilmiştir.
7. Anılan hüküm, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 25/12/2014
tarihli kararıyla ile onanmıştır.
8. Bireysel başvuru sonrasında başvurucu vekili,
başvurucu hakkındaki yargılamanın yenilenmesini ve cezalarının infazlarının
durdurulmasını talep etmiştir.
9. Başvurucu müdafiinin talebi (kapatılan) Ankara 11.
Ağır Ceza Mahkemesinin E.2006/159, K.2012/150 sayılı ek kararıyla kabul
edilmiştir.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
10. Mahkemenin 3/12/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun
İddiaları
11. Başvurucu, yargılamanın makul sürede
sonuçlandırılmaması nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
12. Bireysel başvuru yapıldıktan sonra 31/7/2018 tarihli
ve 30495 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 25/7/2018 tarihli
ve 7145 sayılı Kanun'un 20. maddesiyle 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle
Çözümüne Dair Kanun'a geçici madde eklenmiştir.
13. 6384 sayılı Kanun'a eklenen geçici maddeye göre
yargılamaların uzun sürmesi ve yargı kararlarının geç veya eksik icra edilmesi
ya da icra edilmemesi şikâyetiyle Anayasa Mahkemesine yapılan ve bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesi önünde derdest olan
bireysel başvuruların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul
edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat
üzerine Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığı (Tazminat
Komisyonu) tarafından incelenmesi öngörülmüştür.
14. Ferat Yüksel (B. No: 2014/13828, 12/9/2018)
kararında Anayasa Mahkemesi yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya
da yargı kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği
iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara
ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru imkânının getirilmesine ilişkin
yolu ulaşılabilir olma, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama
kapasitesinin bulunup bulunmadığı yönlerinden inceleyerek bu yolun etkililiğini
tartışmıştır (Ferat Yüksel, §§ 27-36).
15. Ferat Yüksel kararında özetle anılan başvuru
yolunun kişileri mali külfet altına sokmaması ve başvuruda kolaylık sağlaması
nedenleriyle ulaşılabilir olduğu, düzenleniş şekli itibarıyla ihlal iddialarına
makul bir başarı şansı sunma kapasitesinden mahrum olmadığı vetazminat
ödenmesine imkân tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi
olanakları sunması nedenleriyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama
imkânına sahip olduğu hususunda değerlendirmelerde bulunulmuştur (Ferat
Yüksel, §§ 27-34). Bu gerekçeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesi, ilk
bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgilibaşarı şansı sunma ve
yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Adalet Bakanlığı Tazminat
Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin
bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna vararak
başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemezlik kararı
vermiştir (Ferat Yüksel, §§ 35, 36).
16. Mevcut başvuruda, söz konusu karardan ayrılmayı
gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
17. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer
kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının
tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal
İddiaları
1. Başvurucunun
İddiaları
18. Başvurucu, hakkında yürütülen ceza yargılamasında
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sunulan bozma yönündeki görüşler ve
başvurucunun temyiz itirazları hakkında bir değerlendirme yapılmaksızın onama
kararı verildiğini ileri sürülmüştür. Başvurucu ayrıca kararı onayan Yargıtay üyelerinin
bağımsız ve tarafsız şekilde karar vermediklerini ve aynı suçtan iki kez
yargılanıp cezalandırıldığını iddia etmiştir.
2. Değerlendirme
19. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile
30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca
bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulabilmesi için olağan kanun
yollarının tüketilmiş olması gerekir. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin
tüm organlarının anayasal ödevi olup, bu ödevin yerine getirilmemesi nedeniyle
ortaya çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi idari ve yargısal makamların
görevidir. Bu nedenle temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının
öncelikle derece mahkemeleri önünde ileri sürülmesi, bu makamlar tarafından
değerlendirilmesi ve bir çözüme kavuşturulması esastır (Ayşe Zıraman ve
Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).
20. Somut olayda başvurucu hakkında verilmiş olan karar,
temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 25/12/2014 tarihli
kararıyla onanarak kesinleşmiştir. Ancak başvurucunun bireysel başvurudan sonra
olağanüstü kanun yolu niteliğinde olan yargılamanın yenilenmesi talebiyle
kararı veren mahkemeye yaptığı başvuru kabul edilmiştir.
21. Yargılamanın yenilenmesi, olağanüstü bir kanun yolu
olarak düzenlenmişse de mahkemece yargılamanın yenilenmesine karar verilmesi
hâlinde yapılacak duruşma sonucunda dava hakkında yeniden hüküm verilecektir.
Anılan hükme karşı kanun yollarına başvurulması imkânı da bulunmaktadır.
Dolayısıyla bu süreçte adil yargılanma hakkına yönelik ihlal iddialarının
öncelikle derece mahkemelerince incelenmesinin beklenilmesi Anayasa
Mahkemesinin ikincil nitelikteki rolüne uygun olacaktır(benzer yöndeki karar
için bkz. Orhan Eren, B. No: 2014/3003, 9/3/2017, § 34).
22. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru
yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL
EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının başvuru yollarının
tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
3/12/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.