TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
CENGİZ UĞUZ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2016/5150)
|
|
Karar Tarihi: 18/4/2019
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
Raportör
|
:
|
Fatih
HATİPOĞLU
|
Başvurucu
|
:
|
Cengiz UĞUZ
|
Vekili
|
:
|
Av. Ruşen
ARSLAN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, gıyabi tutuklama kararı nedeniyle kişi hürriyeti ve
güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 15/3/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
6. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık), başvurucu
ve bir kısım şüpheli hakkında PKK terör örgütüne üye olma ve terör örgütüne
bilerek ve isteyerek yardım etme suçlamasıyla
soruşturma başlatmıştır.
7. Başsavcılık, yurt dışında bulunması ve savunmasının tespit
edilememesi nedeniyle başvurucu hakkındaki soruşturmayı tefrik etmiş ve diğer
şüpheliler hakkında PKK terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme
suçundan cezalandırılmaları istemiyle Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesine
(Mahkeme) kamu davası açmıştır.
8. Mahkeme Savcılığın talebi üzerine 19/3/2007 tarihinde
başvurucu hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun
248. maddesinin (5) numaralı fıkrası uyarınca gıyaben tutuklama kararı vermiştir.
9. Mahkeme, anılan yargılama sonunda 2/10/2007 tarihinde
sanıkların beraatine karar vermiştir.
10. Başvurucu gıyabi tutuklama kararına 7/12/2015 tarihinde
itiraz etmiş, Diyarbakır 2. Sulh Ceza Hâkimliği 22/1/2016 tarihinde
başvurucunun itirazını reddetmiştir.
11. Başvurucunun anılan karara yaptığı itiraz ise Diyarbakır 3.
Sulh Ceza Hâkimliği tarafından 19/2/2016 tarihinde reddedilmiştir.
12.Anılan karar başvurucuya 7/3/2016 tarihinde tebliğ
edilmiştir.
13. Başvurucu 15/3/2016 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
14. 5271 sayılı Kanun'un
"Yakalama emri ve nedenleri" kenar başlıklı 98. maddesi
şöyledir:
"(1) Soruşturma evresinde çağrı üzerine
gelmeyen veya çağrı yapılamayan şüpheli hakkında, Cumhuriyet savcısının istemi
üzerine sulh ceza hâkimi tarafından yakalama emri düzenlenebilir. Ayrıca,
tutuklama isteminin reddi kararına itiraz halinde, itiraz mercii tarafından da
yakalama emri düzenlenebilir.
(2)
Yakalanmış iken kolluk görevlisinin elinden kaçan şüpheli veya sanık ya da
tutukevi veya ceza infaz kurumundan kaçan tutuklu veya hükümlü hakkında
Cumhuriyet savcıları ve kolluk kuvvetleri de yakalama emri düzenleyebilirler.
(3)
Kovuşturma evresinde kaçak sanık hakkında yakalama emri re'sen
veya Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim veya mahkeme tarafından
düzenlenir.
(4)
Yakalama emrinde, kişinin açık eşkâli, bilindiğinde kimliği ve yüklenen suç ile
yakalandığında nereye gönderileceği gösterilir."
15. 5271 sayılı Kanun'un "Tutuklama
nedenleri" kenar başlıklı 100. maddesinin ilgili kısımları
şöyledir:
"(1) Kuvvetli suç şüphesinin varlığını
gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli
veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi
beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama
kararı verilemez.
(2)
Aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:
a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması
veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.
b) Şüpheli veya sanığın davranışları;
1. Delilleri yok etme, gizleme veya
değiştirme,
2. Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı
yapılması girişiminde bulunma,
Hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.
(3)
Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı
halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir:
a) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
...
11. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine
Karşı Suçlar (madde 309, 310, 311, 312, 313, 314, 315),
..."
16. 5271 sayılı Kanun'un "Zorlama amaçlı elkoyma
ve teminat belgesi" kenar başlıklı 248. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Kaçak hakkında 100
üncü ve sonraki maddeler gereğince, sulh ceza hâkimi veya mahkeme
tarafından yokluğunda tutuklama kararı verilebilir."
17. 5271 sayılı Kanun'un
"Sanığa verilecek güvence belgesi" kenar başlıklı 246. maddesi şöyledir:
"(1) Mahkeme, gaip olan sanık hakkında
duruşmaya gelmesi hâlinde tutuklanmayacağı hususunda bir güvence belgesi
verebilir ve bu güvence koşullara bağlanabilir.
(2)
Sanık, hapis cezası ile mahkûm olur veya kaçmak hazırlığında bulunur veya
güvence belgesinin bağlı olduğu koşullara uymazsa belgenin hükmü kalmaz."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 18/4/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu; kendisiyle birlikte haklarında soruşturma
başlatılan kişilerin beraat ettiğini, dolayısıyla suç işlediği hususunda
kuvvetli belirti bulunmamasına rağmen hakkında gıyaben tutuklama kararı
çıkarılmasının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle kişi hürriyeti ve güvenliği
hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
20. Başvurucunun şikâyetleri kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı
kapsamında değerlendirilmiştir.
21. Anayasa Mahkemesi, yakalama emirlerinin infaz edilmediği
dönemde temel hak ve hürriyetlere yönelik bazı etkileri bulunsa da bu dönemde
henüz kişilerin fiziksel özgürlükleri maddi olarak kısıtlanmamış olduğundan söz
konusu etkilerin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik bir müdahale
olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını belirtilmiştir (Galip Öğüt [GK], B. No: 2014/5863, 1/3/2017, § 41). Aynı durum infaz
edilmemiş gıyaben tutuklama kararı için de geçerlidir. Sonuç olarak yakalama ve
gıyaben tutuklama kararlarına ilişkin olarak başvurucunun kişi hürriyeti ve
güvenliği hakkına müdahalede bulunulmamıştır (benzer yöndeki değerlendirmeler
için bkz. Bedrettin Dalan(2),
B. No: 2014/18666,27/12/2017, § 30).
22. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun iddiasına ilişkin olarak
bir ihlalin olmadığı açık olduğundan başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekmektedir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
18/4/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.