TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
O.A. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2016/80706)
Karar Tarihi: 9/10/2019
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Burhan ÜSTÜN
Hicabi DURSUN
Selahaddin MENTEŞ
Raportör
Yusuf Enes KAYA
Başvurucu
O.A.
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, yakalama, gözaltı ve tutuklamanın hukuka aykırı olması, tutukluluğun makul süreyi aşması, tutukluluk incelemelerinin hâkim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın yapılması, soruşturma dosyasında gizlilik kararı verilmesi nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; arama ve elkoyma tedbirinin hukuka aykırı olması nedeniyle adil yargılanma hakkının; gözaltı sürecindeki bazı uygulamalar nedeniyle kötü muamele yasağının; ceza infaz kurumundaki bazı uygulamalar nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının; mal varlığına tedbir konulması nedeniyle mülkiyet hakkının, meslekten ihraç nedeniyle adil yargılanma ve mülkiyet haklarının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 25/11/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Genel Kurulunun 16/7/2016 tarihli kararı ile görevinden uzaklaştırılmış; 24/8/2016 tarihli kararı ile meslekten ihraç edilmiş ve bu karar 29/11/2016 tarihinde kesinleşmiştir.
7. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının HSYK kararıyla meslekten ihraç edilenler hakkında soruşturma işlemlerinin yapılması yönündeki yazısı üzerine Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 17/7/2016 tarihinde başvurucu gözaltına alınmıştır.
8. Başvurucu 19/7/2016 tarihinde Hatay Cumhuriyet Başsavcılığında ifade vermiştir. Başvurucunun ifade alma işlemi sırasında müdafii de hazır bulunmuştur.
9. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı 19/7/2016 tarihinde tutuklanması istemiyle başvurucuyu Hatay 1. Sulh Ceza Hâkimliğine sevk etmiştir.
10. Hatay 1. Sulh Ceza Hâkimliği 19/7/2016 tarihinde başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanmasına karar vermiştir.
11. Hatay 2. Sulh Ceza Hâkimliği 7/9/2016 tarihinde başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir.
12. Başvurucunun bu karara yaptığı itiraz Hatay 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 28/9/2016 tarihli kararıyla reddedilmiştir. Bu karar 1/11/2016 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
13. Başvurucu 25/11/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
14. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı yetkisizlik kararı vererek dosyayı Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir.
15. Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı 8/6/2017 tarihli iddianamesi ile başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemiyle Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açmıştır.
16. İddianame Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesince 24/7/2017 tarihinde kabul edilerek E.2017/294 sayılı dosya üzerinden kovuşturma aşaması başlamıştır.
17. Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesi 12/9/2017 tarihinde yetkisizlik kararı vererek dosyayı Adana Ağır Ceza Mahkemesine göndermiştir.
18. Adana 13. Ağır Ceza Mahkemesi de 30/1/2018 tarihinde karşı yetkisizlik kararı vermiş ve yetkili mahkemenin belirlenmesi amacıyla dosyayı Yargıtay 5. Ceza Dairesine göndermiştir.
19. Yargıtay 5. Ceza Dairesi 28/3/2018 tarihinde Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesinin yetkili olduğuna karar vermiştir.
20. Yargıtay kararı üzerine Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2018/308 sayılı dosyası üzerinden yargılamaya başlanmıştır.
21. Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesi 8/5/2018 tarihinde başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve tahliyesine karar vermiştir.
22. Bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla davanın istinaf incelemesi devam etmektedir.
IV. İLGİLİ HUKUK
23. İlgili hukuk için bkz. Adem Türkel (B. No: 2017/632, 23/1/2019, §§ 24-39) başvurusu hakkında verilen karar.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
24. Mahkemenin 9/10/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddialar
1. Yakalama ve Gözaltının Hukuki Olmadığına İlişkin İddia
a. Başvurucunun İddiaları
25. Başvurucu; yakalanmasının ve gözaltına alınmasının hukuka aykırı olduğunu, ek gözaltı kararı alınmadan gözaltında tutulmaya devam edildiğini, gözaltı kararına itiraz edemediğini belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
b. Değerlendirme
26. Anayasa Mahkemesi, kanunda öngörülen gözaltı süresinin aşıldığı veya yakalama ve gözaltına alınmanın hukuka aykırı olduğu iddiaları ile olağanüstü hâl şartları altında geçici bir süre için azami olarak otuz güne kadar uygulanan gözaltı süresinin uzunluğunun makul olup olmadığı şikâyetlerine ilişkin olarak bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla asıl dava sonuçlanmamış da olsa 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesinde öngörülen tazminat davası açma imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna varmıştır (Hikmet Kopar ve diğerleri [GK], B. No: 2014/14061, 8/4/2015, §§ 64-72; Hidayet Karaca [GK], B. No: 2015/144, 14/7/2015, §§ 53-64; Günay Dağ ve diğerleri [GK], B. No: 2013/1631, 17/12/2015, §§ 141-150; İbrahim Sönmez ve Nazmiye Kaya, B. No: 2013/3193, 15/10/2015, §§ 34-47; Neslihan Aksakal, B. No: 2016/42456, 26/12/2017, §§ 30-37). Somut olayda başvurucunun bu kapsamda kalan iddiaları bakımından anılan kararlardan ayrılmayı gerektiren bir durum mevcut değildir. Aynı şekilde 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (k) bendi yakalanan veya tutuklanan kişilere, yakalama ve tutuklama işlemine karşı kanunda öngörülen başvuru imkânlarından yararlandırılmamaları durumunda maddi ve manevi her türlü zararlarının tazminini isteyebilmelerine imkân sağlamaktadır. Dolayısıyla gözaltı kararına itiraz imkânından yararlandırılmamaya ilişkin şikâyet yönünden de anılan tazminat yolunun tüketilmesi gerekir.
27. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Tutuklamanın Hukuki Olmadığına İlişkin İddia
28. Başvurucu; suç şüphesi ve bunu haklı kılan deliller ve tutuklama nedeni bulunmamasına rağmen yetkili olmayan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla tutuklandığını, tutuklanmasında hâkimler için öngörülen özel soruşturma usullerine riayet edilmediğini ileri sürmüştür. Başvurucu ayrıca tutuklama kararının gerekçesiz olduğunu, adil kontrolün neden yetersiz kalacağının açıklanmadığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
29. Başvuru konusu olayda ileri sürülen tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin olarak daha önce bireysel başvuruda bulunulduğu ve başvurucunun anılan şikâyetiyle ilgili olarak 2017/25476 sayılı dosya üzerinden Birinci Bölüm Birinci Komisyon tarafından yapılan inceleme sonunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilmezlik kararı verildiği tespit edildiğinden başvurunun bu şikâyet yönünden mükerrer başvuru niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
30. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının mükerrer başvuru olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
3. Tutukluluğun Makul Süreyi Aştığına İlişkin İddia
31. Başvurucu;ilgili ve yeterli gerekçeler olmadan kişiselleştirme yapılmaksızın tutukluluğunun devam ettirildiğini, tutukluluğa itirazlarının basmakalıp gerekçelerle reddedildiğini, adli kontrol tedbirinin neden yetersiz kalacağının açıklanmadığını ileri sürmüştür.
32. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun bu başlık altındaki şikâyetlerinin tutukluluğun makul süreyi aşmasına ilişkin olduğu değerlendirilmiş ve bu şikâyetler Anayasa'nın 19. maddesinin yedinci fıkrası kapsamında incelenmiştir.
33.Başvuru konusu olayda ileri sürülen tutukluluğun makul süreyi aştığı iddiasına ilişkin olarak daha önce bireysel başvuruda bulunulduğu ve başvurucunun anılan şikâyetiyle ilgili olarak 2017/25476 sayılı dosya üzerinden Birinci Bölüm Birinci Komisyon tarafından yapılan inceleme sonunda başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilmezlik kararı verildiği tespit edildiğinden başvurunun bu şikâyet yönünden mükerrer başvuru niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
34. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının mükerrer başvuru olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
4. Tutukluluk İncelemelerinin Hâkim/Mahkeme Önüne Çıkarılmaksızın Yapıldığına İlişkin İddia
35. Başvurucu, tutuklama kararına itiraz ve tutukluluğun devamına ilişkin kararlarının dosya üzerinden, duruşma açılmaksızın verildiğini ileri sürmüştür.
36. Anayasa Mahkemesi, tutukluluk incelemelerinin hâkim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın yapıldığına ilişkin başvurular bakımından bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla kişi hâkim/mahkeme önüne çıkarılmış ise asıl dava sonuçlanmamış da olsa 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde öngörülen tazminat davası açma imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğunu kabul etmiştir (Salih Sönmez, B. No: 2016/25431, 28/11/2018, §§ 166-177). Somut olay bakımdan 19/7/2016 tarihinde tutuklanıp 8/5/2018 tarihinde hâkim/mahkeme önüne çıktığı (yaklaşık 22 ay) anlaşılan başvurucunun bu kapsamdaki şikâyeti bakımından anılan karardan ayrılmayı gerektiren bir durum mevcut değildir.
37. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
5. Soruşturma Dosyasına Erişimin Kısıtlandığına İlişkin İddia
38. Başvurucu; tutuklanmasına dayanak teşkil eden soruşturma dosyası üzerinde gizlilik kararı bulunduğunu, tutuklanmasına neden olan esaslı delillere ve dosyaya erişemediğini, gizlilik kararı kapsamında olmayan belgelerin de kendisine verilmediğini, bu nedenle tutuklama kararına etkili bir şekilde itirazda bulunamadığını, savunma yapamadığını ileri sürmüştür.
39. Başvuru konusu olayda ileri sürülen soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin olarak daha önce bireysel başvuruda bulunulduğu ve başvurucunun anılan şikâyetiyle ilgili olarak 2017/25476 sayılı dosya üzerinden Birinci Bölüm Birinci Komisyon tarafından yapılan inceleme sonunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilmezlik kararı verildiği tespit edildiğinden başvurunun bu şikâyet yönünden mükerrer başvuru niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
40. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının mükerrer başvuru olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
B. Arama ve Elkoyma Kararlarının Hukuka Aykırı Olması Nedeniyle Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
41. Başvurucu, arama ve elkoyma kararlarının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
42. Başvuru konusu olayda ileri sürülen arama ve elkoyma kararının hukuka aykırı olduğu iddiasına ilişkin olarak daha önce bireysel başvuruda bulunulduğu ve başvurucunun anılan şikâyetiyle ilgili olarak 2017/7832 sayılı dosya üzerinden Birinci Bölüm İkinci Komisyon tarafından yapılan inceleme sonunda başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilmezlik kararı verildiği tespit edildiğinden başvurunun bu şikâyet yönünden de mükerrer başvuru niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
43. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının mükerrer başvuru olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
C. Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
44. Başvurucu; gözaltında havasız ve küçük bir nezarethanede tutulduğunu, adliyede sorgu işlemi öncesinde kötü koşullarda bekletildiğini, yorgun ve uykusuz bırakıldığını, adliyede bekletildiği sırada yemek ihtiyaçlarının karşılanmadığını, avukatının yanına gelmesine izin verilmediğini, kendi personelinin de göreceği şekilde adliyede bekletilmesi nedeniyle rencide edildiğini ileri sürmüştür.
45.Başvurucunun iddiaları kötü muamele yasağı çerçevesinde değerlendirilmiştir.
46. Başvuruya konu olayda başvurucu, genel olarak insani olmayan gözaltı koşullarında kasti bir şekilde tutulduğunu ve gözaltı süresince kamu görevlileri tarafından kötü muameleye maruz bırakıldığını ileri sürmektedir. Bu kapsamda başvurucu, gözaltında tutma koşullarının yetersizliğinden de bahsetmiş ise de maruz kaldığını ileri sürdüğü kötü muamelenin kamu görevlilerinin kasıt ve/veya ihmalinden mi yoksa salt tutulma koşullarından mı kaynaklandığını açıkça belirtmemiştir. Bu bağlamda somut olayın koşullarının başvurucunun anılan iddialarının kamu görevlilerinin kasıt ve/veya ihmalinden kaynaklanıp kaynaklanmadığına dair adli ve/veya idari bir soruşturmayla ortaya konması gerekmektedir. Başvurucunun anılan iddialarını herhangi bir adli ve/veya idari bir merciye ilettiğine dair bilgi veya belge sunmadığı da gözetildiğinde hukuk sisteminde mevcut yargısal yolları tüketmeksizin bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmaktadır (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Mehmet Hasan Altan (2) [GK], B. No: 2016/23672, 11/1/2018, § 249; Ufuk Arslan, B. No: 2017/34473, 26/12/2018, § 87) .
47. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
D. Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
48. Başvurucu; avukatıyla yazışmalarının okunduğunu, avukatıyla ve ailesiyle yaptığı görüşmelerin kayda alındığını, kendisine kitap gönderilmesinin yasaklandığını, savunmaya ilişkin belge alışverişinde bulunamadığını belirterek özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
49. Başvurucunun bu şikâyetleriyle ilgili olarak İnfaz Hâkimliğine başvurduğuna dair bilgi veya belge sunmadığı da gözetildiğinde hukuk sisteminde mevcut yargısal yolları tüketmeksizin bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmaktadır.
50. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
E. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
51. Başvurucu mal varlığına tedbir konulması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
52. Anayasa Mahkemesi, başvurucuların mal varlığına konulan tedbir nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasıyla yaptığı başvurular bakımından bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla bu tedbir kararı kaldırılmış ise asıl dava sonuçlanmamış da olsa -ilgili Yargıtay içtihatlarına atıf yaparak- 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde öngörülen tazminat davası açma imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna varmıştır (Mehmet Ali Aslan, B. No: 2013/2429, 30/3/2016, § 28; Mustafa Ünal, B. No: 2017/21149, 28/11/2018, § 112). Somut olayda başvurucu hakkında uygulanan tedbirin 21/11/2016 tarihinde kaldırıldığı anlaşıldığından somut başvuru yönünden anılan içtihatlardan ayrılmayı gerektirir bir durum olmadığı anlaşılmıştır.
53. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
F. Meslekten İhraca İlişkin Şikâyetler Yönünden
54. Başvurucu; hukuka aykırı bir şekilde meslekten ihraç edildiğini, maaşına el konulduğunu, lojmandan çıkarıldığını ileri sürmüştür.
55. Başvurucunun bu şikâyetleri meslekten ihraç kararına bağlı şikâyetler olarak değerlendirilmiştir.
56. Başvuru konusu olayda ileri sürülen meslekten ihraca ilişkin şikâyetlere ilişkin olarak daha önce bireysel başvuruda bulunulduğu ve başvurucunun anılan şikâyetiyle ilgili olarak 2017/7832 sayılı dosya üzerinden Birinci Bölüm İkinci Komisyon tarafından yapılan inceleme sonunda başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilmezlik kararı verildiği tespit edildiğinden başvurunun bu şikâyet yönünden de mükerrer başvuru niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
57. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının mükerrer başvuru olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
G. Diğer Şikâyetler Yönünden
58. Başvurucu; Savcılık ifadesinde kendisine FETÖ/PDY üyesi olup olmadığına, FETÖ/PDY'ye sempati duyup duymadığına, çocuklarının hangi okullara gittiğine ilişkin sorular sorulduğunu, bu suretle düşüncelerini açıklamak zorunda bırakıldığını ileri sürmüştür.
59. Somut olayda başvurucuya sorulan soruların yöneltilen suçlamaya ilişkin olduğu değerlendirilmiştir. Başvurucuya yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu hatırlatılmıştır. Dolayısıyla başvurucunun bu sorulara cevap verme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Başvurucunun açıklama yapmak zorunda bırakıldığına ilişkin bir husus da tespit edilememiştir.
60. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun bu iddiasına ilişkin olarak bir ihlalin bulunmadığı açık olduğundan başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucunun kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,
B. 1. Yakalama ve gözaltının hukuki olmadığına ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Tutuklamanın hukuki olmadığına ilişkin iddianın mükerrer başvuru olması nedeniyle REDDİNE,
3. Tutukluluğun makul süreyi aştığına ilişkin iddianın mükerrer başvuru olması nedeniyle REDDİNE,
4. Tutukluluk incelemelerinin hâkim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın yapıldığına ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
5. Soruşturma dosyasına erişimin kısıtlandığına ilişkin iddianın mükerrer başvuru olması nedeniyle REDDİNE,
6. Arama ve elkoyma kararlarının hukuka aykırı olması nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın mükerrer başvuru olması nedeniyle REDDİNE,
7. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
8. Özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
9. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
10. Meslekten ihraca ilişkin şikâyetlerin mükerrer başvuru olması nedeniyle REDDİNE,
11. Diğer şikâyetlerin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerine BIRAKILMASINA 9/10/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.