TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
GÜLEN YEM HAMMADDELERİ GIDA TARIM HAYVANCILIK SAN. VE
TİC. LTD. ŞTİ. VE AHMET KORKMAZ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2017/14888)
|
|
Karar Tarihi: 15/9/2020
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Kadir ÖZKAYA
|
Üyeler
|
:
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
|
|
Basri BAĞCI
|
Raportör
|
:
|
Mahmut ALTIN
|
Başvurucular
|
:
|
1. Gülen Yem
Hammadeleri Gıda Tarım Hayvancılık San. veTic. Ltd. Şti.
|
|
|
2. Ahmet KORKMAZ
|
Başvurucular Vekili
|
:
|
Av. İbrahim ERGENÇ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ceza soruşturması kapsamında mal varlığı
hakkında verilen elkoyma tedbiri nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvurular 23/3/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. 2017/14890 numaralı başvurunun, kişi ve konu yönünden
hukuki irtibat nedeniyle 2017/14888 numaralı başvuru ile birleştirilmesine,
incelemenin 2017/14888 numaralı başvuru dosyası üzerinden yürütülmesine ve
diğer dosyanın kapatılmasına karar verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucu Şirketin ortakları, Ahmet Korkmaz ve
C.K.dır. Başvurucu Ahmet Korkmaz Şirketin 2/3 hissedarıdır.
10. Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına
üye olma suçundan yürütülen soruşturma kapsamında Suluova Sulh Ceza
Hâkimliğinin (Hâkimlik) 6/9/2016 tarihli ve K.2016/328 sayılı kararıyla başvurucu
Şirket adına kayıtlı gayrimenkullere, vasıtalara ve maaş hesapları
dışındaki her türlü mevduatına tedbir, satılamazlık şerhi, bloke
konulmasına karar verilmiştir. Anılan soruşturma kapsamında Hâkimliğin
11/8/2016 tarihli ve K.2016/253 sayılı kararıyla başvurucu Ahmet Korkmaz
adına kayıtlı gayrimenkullere, vasıtalara ve maaş hesapları dışındaki her türlü
mevduatlara tedbir, satılamazlık şerhi, bloke konulmasına karar
verilmiştir.
11. Başvurucu Şirketin ve şirket müdürü şüpheli C.K.nın
vekili tarafından elkoyma kararlarına 11/1/2017 tarihinde itiraz edilmiştir.
İtirazı inceleyen Amasya Sulh Ceza Hâkimliği 31/1/2017 tarihli ve K.2017/245
sayılı kararıyla itirazı reddetmiştir. Kararın gerekçesinde, Şirketin ortağı
C.K. hakkında yürütülen soruşturma dosyası kapsamında şüphelilerin atılı suçu
işlediğine dair somut delillere dayalı kuvvetli suç şüphesinin mevcut olduğu
belirtilmiştir.
12. Amasya Sulh Ceza Hâkimliğinin itirazın reddi kararına
karşı şüpheli C.K.nın vekili tarafından itiraz edilmiştir. İtirazı inceleyen
Vezirköprü Sulh Ceza Hâkimliği 2/2/2017 tarihli ve K.2017/324 sayılı kararıyla
itirazı reddetmiştir. Nihai karar, başvurucu Şirket vekiline 21/2/2017
tarihinde tebliğ edilmiştir.
13. Başvurucu Şirket adına avukata verilen 21/3/2017
tarihli vekâletnamede başvurucu Ahmet Korkmaz'ın 25/1/2008 tarihinden itibaren
münferiden on yıl süreyle başvurucu Şirketi temsile yetkili olduğu
belirtilmiştir. Bununla birlikte başvurucu Şirket tarafından başvuru formu
ekinde sunulan 3/6/2015 tarihli ve 8833 sayılı Türkiye Ticaret Sicil
Gazetesi'nde Şirket Müdürü C.K.nın on yıl süreyle münferiden şirketi temsile
yetkili olduğu tespit edilmiştir.
14. Başvurucular 23/3/2017 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
15. Mahkemenin 15/9/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
16. Başvurucular; kanunda öngörülen elkoyma şartları
oluşmamasına rağmen hukuka aykırı olarak ve somut delil gösterilmeden mal
varlıklarına elkonulduğunu, elkoyma kararlarına yaptıkları itirazların
gerekçesiz şekilde reddedildiğini ve elkoyma kararları nedeniyle ticari
faaliyetlerini yapamaz hâle geldiklerini belirtmişlerdir. Başvurucular bu
nedenlerle özel hayata ve aile hayatına saygı, mülkiyet, adil yargılanma ve
gerekçeli karar hakları ile eşitlik ve suçta ve cezada kanunilik ilkelerinin ve
masumiyet karinesinin ihlal edildiğini iddia etmişlerdir.
B. Değerlendirme
17. Anayasa'nın "Mülkiyet hakkı" kenar
başlıklı 35. maddesi şöyledir:
"Herkes, mülkiyet ve miras
haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla,
kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum
yararına aykırı olamaz."
18. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından
yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki
tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013,
§ 16). Başvurucular, mülkiyet hakkının ihlali iddiası yanında ayrıca özel
hayata ve aile hayatına saygı, adil yargılanma ve gerekçeli karar hakları ile
eşitlik ve suçta ve cezada kanunilik ilkeleri ile masumiyet karinesinin ihlal
edildiğini de ileri sürmektedir. Ancak başvurucuların elkoyma tedbirine ilişkin
şikâyetinin özü itibarıyla ilgili olduğu mülkiyet hakkının ihlali iddiası
kapsamında incelenmesi uygun görülmüştür.
1. Başvurucu
Ahmet KORKMAZ Yönünden
19. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile
30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca
bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurabilmek için olağan kanun
yollarının tüketilmiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt,
B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16). Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği
gereği Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun
yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu
şikâyetini öncelikle yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak
iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara
sunması ve bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş
olması gerekir (İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).
20. Başvuru yollarının tüketilmesi gereğinden söz
edilebilmesi için öncelikle hukuk sisteminde hakkının ihlal edildiğini iddia
eden kişinin başvurabileceği idari veya yargısal bir hukuki yolun öngörülmüş
olması gerekmektedir. Ayrıca bu hukuki yolun iddia edilen ihlalin sonuçlarını
giderici, etkili ve başvurucu açısından makul bir çabayla ulaşılabilir
nitelikte olması ve sadece kâğıt üzerinde kalmayıp fiilen de işlerliğe sahip
bulunması gerekmektedir. Olmayan bir hukuki yolun tüketilmesi başvurucudan
beklenemeyeceği gibi hukuken veya fiilen etkili bulunmayan, ihlalin sonuçlarını
düzeltici bir vasıf taşımayan veya aşırı ve olağan olmayan birtakım şeklî
koşulların öngörülmesi nedeniyle fiilen erişilebilir ve kullanılabilir olmaktan
uzaklaşan başvuru yollarının tüketilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır (Fatma
Yıldırım, B. No: 2014/6577, 16/2/2017, § 39).
21. Somut olayda başvurucu Ahmet Korkmaz, Hâkimliğin
başvurucu Şirket hakkındaki 6/9/2016 tarihli ve kendisi hakkındaki 11/8/2016
tarihli kararlarına itiraz ettiğini iddia etmiş ise de itirazların başvurucu
Şirket ile Şirket Müdürü C.K.nın vekili tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan başvurucu Ahmet Korkmaz'ın elkoyma tedbirine itiraz ettiğine dair
soyut beyanının aksini ispatlar delil sunmadığına da dikkat çekmek gerekir.
22. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer
kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının
tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Başvurucu
Şirket Yönünden
23. 6216 sayılı Kanun’un "Bireysel başvuru
hakkına sahip olanlar" kenar başlıklı 46. maddesinin (1) numaralı
fıkrasında, bireysel başvurunun ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem,
eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler
tarafından yapılabileceği belirtilmiş; (2) numaralı fıkrasının ikinci
cümlesinde ise özel hukuk tüzel kişilerinin sadece tüzel kişiliğe ait
haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilecekleri
ifade edilmiştir. 6216 sayılı Kanun'un "Esas hakkındaki inceleme"
başlıklı 49. maddesinin (7) numaralı fıkrasında, bireysel başvuruların
incelenmesinde, bu Kanun ve İçtüzükte hüküm bulunmayan hâllerde ilgili usul
kanunlarının bireysel başvurunun niteliğine uygun hükümlerinin uygulanacağı
hükme bağlanmıştır. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu'nun "Davada kanuni temsil" başlıklı 52. maddesinde
tüzel kişilerin yetkili organları tarafından temsil edilecekleri
belirtilmiştir.
24. Tüzel kişi adına yapılan bir başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilebilmesi için tüzel kişi başvurucuyu temsile
yetkili olduğunu iddia eden temsilcinin hukuken geçerli bir temsil yetkisinin
olduğunu ispat etmesi gerekir. Somut olaydaŞirket adına avukata verilen
21/3/2017 tarihli vekâletnamede başvurucu Ahmet Korkmaz'ın 25/1/2008 tarihinden
itibaren münferiden on yıl süreyle başvurucu Şirketi temsile yetkili olduğu
belirtilmiş ise de başvuru formu ekinde sunulan 3/6/2015 tarihli Türkiye
Ticaret Sicil Gazetesi'nde Şirket Müdürü C.K.nın on yıl süreyle münferiden
şirketi temsile yetkili olduğu tespit edilmiştir (bkz. § 13). Buna göre
başvurucu Şirket adına avukata vekâletname veren başvurucu Ahmet Korkmaz'ın
vekaletnamenin düzenlendiği tarih itibariyle Şirketi temsile yetkili olmadığı
anlaşılmıştır.
25. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının diğer
kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin kişi bakımından
yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Başvurucu Ahmet Kormaz yönünden mülkiyet hakkının
ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Başvurucu Şirket yönünden mülkiyet hakkının ihlal
edildiğine ilişkin iddianın kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL
EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde
BIRAKILMASINA 15/9/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.