logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Faruk Yayık [2.B.], B. No: 2017/31141, 2/5/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

FARUK YAYIK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2017/31141)

 

Karar Tarihi: 2/5/2023

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Berrak YILMAZ

Başvurucu

:

Faruk YAYIK

Vekili

:

Av. Muhlis OĞURGÜL

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, Suriye sınırları içinde bulunan oğlunun cenazesinin getirilmesi talebinin karşılanmaması nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, Diyarbakır'ın Sur ilçesi nüfusuna kayıtlı oğlunun Suriye'nin Derika Hemko (Al-Malikiyah) kasabasında hayatını kaybettiğini ve cenazesinin orada defnedildiğini ileri sürerek cenazenin Diyarbakır'a getirilerek defnedilmesi talebiyle 30/11/2015 tarihinde Silopi Kaymakamlığına (İdare) başvurmuştur.

3. Başvurucu, talebin İdarece zımnen reddi nedeniyle 3/3/2016 tarihinde Mardin İdare Mahkemesinde (Mahkeme) idari işlemin iptali davası açmıştır.

4. Mahkeme 15/4/2016 tarihinde dava dilekçesinin 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendi gereğince kararın tebliğini izleyen günden itibaren otuz gün içinde bizzat veya bir avukat vasıtasıyla Kanun'un 3. maddesine uygun şekilde düzenlenerek yeniden dava açılmak üzere reddine karar vermiştir. Kararda Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden alınan nüfus kayıt örneğinin incelenmesinden, başvurucunun oğlunun nüfus kayıtlarında sağ olarak gözüktüğü belirtilmiştir. Ayrıca söz konusu kişinin Suriye'nin Derika Hemko (Al-Malikiyah) kasabasında hayatını kaybettiğinin bildirimi amacıyla herhangi bir nüfus müdürlüğüne başvuru yapılıp yapılmadığı ile nüfus müdürlüğünce yanıt verilip verilmediğine ilişkin dosyaya bir bilgi ve belgenin sunulmadığı, bu nedenle dava dilekçesinin usulüne uygun düzenlenmediği ifade edilmiştir.

5. Başvurucu 5/6/2016 tarihinde Diyarbakır iline bağlı Kayapınar İlçe Nüfus Müdürlüğüne (Nüfus Müdürlüğü) başvurarak oğlunun nüfusa ölüm şerhinin yapılması talebinde bulunmuştur. Nüfus Müdürlüğü 16/6/2016 tarihli yazısında 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun ölüm ve gaiplik ile ilgili 31. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi gereğince adli olaylarda ve kazalarda ilgili Cumhuriyet savcılığınca ölüm tutanakları düzenlendikten sonra Nüfus Müdürlüğüne bildirilmesi gerektiğini ifade etmiştir.

6. Başvurucu, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) başvurmuş ve oğlunun ölüm tutanağının düzenlenmesi ve Nüfus Müdürlüğüne bildirilmesi talebinde bulunmuştur. Başsavcılık tarafından 25/1/2017 tarihinde olayda suç ve suç unsuru bulunmadığı, öldüğü iddia edilen kişinin Suriye'de öldüğü, olayın adli bir vaka olduğu ve buna ilişkin dosyaya somut bir delilin ibraz edilmediği, bu hâliyle soruşturulacak bir eylemin bulunmadığı belirtilerek olay hakkında kovuşturmaya yer olmadığına kararı verilmiştir.

7. Başvurucunun karara itirazını inceleyen Diyarbakır 2. Sulh Ceza Hâkimliği 30/3/2017 tarihinde talebi reddetmiştir. Kararda; başvurucunun dilekçesinde suç ve suç unsurunun bulunmadığı, öldüğü iddia edilen kişinin Suriye'de öldüğü, olayın adli bir vaka olduğu ve buna ilişkin dosyaya somut bir delilin de ibraz edilmediği, bu hâliyle soruşturulacak bir eylem bulunmadığı, bu nedenle kamu davası açmayı gerektirir yeterli şüpheyi uyandıracak somut delil elde edilemediği belirtilmiştir. Bu bağlamda 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 172. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediği ve kovuşturma olanağının bulunmadığı, aynı maddenin (3) numaralı fıkrası uyarınca kararın etkin soruşturma yapılmadan verildiğinin dosya kapsamından tespit edilmediği, bu hâliyle kamu davası açılması için yeterli nedenin bulunmadığı vurgulanmıştır.

8. Başvurucu, nihai hükmü 23/6/2017 tarihinde öğrendikten sonra 21/7/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Başvurucu, Suriye'de bulunan oğlunun cenazesinin getirilmesi talebinin karşılanmaması nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde; somut olayın ve yargılamanın bir özeti yapıldıktan sonra mevcut başvuruda başvurucunun özel hayata saygı hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda inceleme yapılırken Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının da dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

11. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereği bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının anayasal ödevi olup bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi idari ve yargısal makamların görevidir. Bu nedenle temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle derece mahkemeleri önünde ileri sürülmesi, bu makamlar tarafından değerlendirilmesi ve bir çözüme kavuşturulması esastır (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).

12. Tüketilmesi gereken başvuru yollarının ulaşılabilir olması yanında telafi kabiliyetini haiz olması ve tüketildiğinde başvurucunun şikâyetlerini gidermede makul başarı şansı tanıması gerekir. Dolayısıyla mevzuatta bu yollara yer verilmesi tek başına yeterli olmayıp uygulamada da etkili olduğunun gösterilmesi ya da en azından etkili olmadığının kanıtlanmamış olması gerekir (Ramazan Aras, B. No: 2012/239, 2/7/2013, § 29). Bununla birlikte soyut olarak makul bir başarı sunma kapasitesi bulunan bir başvuru yolunun uygulamada başarıya ulaşmayacağına dair şüphe, o başvuru yolunun tüketilmemesini haklı kılmaz. Özellikle sonradan oluşturulan ve henüz uygulaması olmayan başvuru yollarının bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir (Ramazan Korkmaz, B. No: 2016/36550, 19/7/2017, § 33).

13. Somut olayda başvurucu Suriye'de vefat ettiğini belirttiği oğlunun cenazesinin getirilmesi için İdareye yaptığı başvurunun zımnen reddedilmesi üzerine idari yargıda dava açmış, davanın ilk incelemesinde otuz gün içinde mevzuata uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak suretiyle dava açılmak üzere dilekçenin reddine karar verilmiştir. Başvurucunun bunun üzerine Cumhuriyet savcılığına oğlunun ölüm tutanağının düzenlenmesi ve Nüfus Müdürlüğüne bildirilmesi talebiyle yaptığı başvurusu hakkında kovuşturmaya yer olmadığına kararı verilmiş ve bu karara itiraz sulh ceza hâkimliği tarafından reddedilmiştir. Akabinde söz konusu iddia, başvurucu tarafından başka herhangi bir merci önünde ileri sürülmeden bireysel başvuru yoluyla doğrudan Anayasa Mahkemesinin önüne taşınmıştır. Dolayısıyla söz konusu talebin reddi nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyet yönünden etkili bir olağan kanun yolunun var olup olmadığı öncelikle belirlenmelidir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. H.Ö., B. No: 2017/34332, 12/12/2018, § 39).

14. Bu bağlamda somut olay yönünden etkili olduğu kabul edilecek başvuru yolunun Anayasa’da öngörülmüş güvencelere aykırılık nedeniyle özel hayat ve aile hayatının ihlal edildiğini özü itibarıyla tespit etme ve yeterli giderim sağlama imkânı sunan bir yol olması gerekmektedir. Özel hayat ve aile hayatına yönelik müdahalenin devam ettiği durumlarda müdahalenin sona erdirilmesini sağlamaya elverişli başvuru yollarının tüketilmesi gerektiği açıktır. Başvurucunun şikâyetinin özünün Suriye'de öldüğünü iddia ettiği oğlunun cenazesinin idari makamlar tarafından Türkiye'ye getirilmesi talebi olduğu anlaşılmaktadır. Ancak başvurucunun nüfus kaydının kapatılması talebine ilişkin olarak adli bir vaka olduğu gerekçesiyle Cumhuriyet savcılığının görevli olduğu belirtilerek talebin reddedildiği anlaşılmaktadır.

15. Somut olayda, başvurucunun Başsavcılık tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına kararına yaptığı itirazın sulh ceza hâkimliği tarafından reddi üzerine bireysel başvuru yoluna geldiği görülmektedir. Başvurucunun yetkili ve görevli idareye yaptığı başvurunun reddi üzerine idari yargıda dava açma yolunun tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olarak kabul edilmemesi için bir nedenin olmadığı ve makul bir başarı sunma kapasitesinin bulunduğu değerlendirilmektedir. Başvurucunun ise bu bağlamda idari yargıda açtığı davanın ilk inceleme aşamasında reddedilen dilekçesini mahkemece verilen otuz günlük süre içinde mevzuata uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak suretiyle yenilemediği ve bu yolu usulüne uygun şekilde tamamlamadığı anlaşılmaktadır. Sonuç olarak belirtilen olağan başvuru yolu tüketilmeden yapılan bireysel başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincillik niteliği ile bağdaşmadığı kanaatine varılmıştır.

16. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 2/5/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Faruk Yayık [2.B.], B. No: 2017/31141, 2/5/2023, § …)
   
Başvuru Adı FARUK YAYIK
Başvuru No 2017/31141
Başvuru Tarihi 21/7/2017
Karar Tarihi 2/5/2023

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, Suriye sınırları içinde bulunan oğlunun cenazesinin getirilmesi talebinin karşılanmaması nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Cenaze-Defin Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi