logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Pınar İçel [1.B.], B. No: 2017/35260, 10/5/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

PINAR İÇEL BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2017/35260)

 

Karar Tarihi: 10/5/2018

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serruh KALELİ

 

 

Hicabi DURSUN

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Ayşe Didem ÖZDEMİR AKCA

Başvurucu

:

Pınar İÇEL

Vekili

:

Av. Ali ONAR

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, işe iade davasında feshe dayanak yapılan sosyal medya paylaşımlarının bildirilmemesi nedeniyle çelişmeli yargılama ilkesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 26/9/2017 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucu, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesinde (Hastane) veri kayıt işletmeni olarak çalışmaktadır. Başvurucu, Hastanenin bir kısım işçilik hizmetini yürüten iki şirket ortaklığından (H. Ltd. Şti. ve İ. Ltd. Şti.) H. Ltd. Şti.nin (taşeron Şirket) çalışanıdır.

7. Başvurucu, Twitter isimli sosyal medya hesabından şu paylaşımları yapmıştır:

"...Kendileri yazdılar kendileri oynadılar...bir darbe düşünün başbakanı vekilleri tv lerde canlı yayında...olan yine gariban asker ve polise oldu birbirlerini vurdular bizde seyrettik...kim için oldu bunlar bir kişinin mutlak iktidarı icin. o kadar şehit verildi ama hiç biri için ülke genelinde sela okunmadi. bugün okunan selalar ise Cumhuriyet'in vefati içindi...Darbe oyunu bitti şimdi sırada olanlar ,demokrasi kahramanı ilan edilmek sonrasında başkanlık için gereken referandum...iyi uykular Türkiye'm..."

8. Hastane tarafından başvurucunun "anayasal düzeni bozucu darbe girişimi ile ilgili olarak sosyal medyada devlet ve Hükûmet aleyhinde yazılı ve görsel paylaşımlar yaptığı" gerekçe gösterilerek iş akdinin feshedilmesi taşeron Şirketten talep edilmiştir. Taşeron Şirket tarafından 20/7/2016 tarihinde başvurucunun iş akdi feshedilmiştir.

9. Başvurucu tarafından davalılar H. Ltd. Şti. ve İ. Ltd. Şti. ile Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu (idare) aleyhine feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade istemli dava açılmıştır. UYAP üzerinden yapılan incelemeye göre davalı idarenin cevap dilekçesi 4/10/2016 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Ayrıca başvurucunun 16/12/2016 tarihli beyan dilekçesinde "...cevap dilekçesinin ekinde yer alan sosyal medya çıktısından da görüleceği üzere müvekkilimizin paylaşımında ne devlet büyüklerine ne de herhangi birine karşı hiçbir hakaret bulunmamaktadır..." şeklinde ifadelerin yer aldığı görülmektedir.

10. Yapılan yargılama neticesinde İzmir 6. İş Mahkemesinin (Mahkeme) 21/12/2016 tarihli kararı ile başvurucunun işe iadesine karar verilmiştir. Karar gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"...Davaya konu fesih yazısı dikkate alındığında yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre fesih sebebinin açık ve kesin olarak belirtilmediği, davacı ile ilgili somut fesih sebebinin işverence ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın kabulü ve davacının davalı [H. Ltd. Şti. ve İ. Ltd. Şti. ortaklığı] işyerindeki işine iadesi gerektiği kanaatiyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur..."

11. Karara karşı davalı idarece yapılan istinaf başvurusu, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 12/4/2017 tarihli kararı ile Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere esastan reddedilmiştir.

12. Davalı idarenin temyiz istemi üzerine Yargıtay 22. Hukuk Dairesince (Daire) 19/6/2017 tarihli kararla istinaf ve ilk derece mahkemesi kararlarının bozularak ortadan kaldırılmasına, davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir. Karar gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"...4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II numaralı bendinde; ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.

İş ilişkisinde işverenin işçisine karşı duyduğu şüphe aralarındaki güven ilişkisinin zedelenmesine yol açmaktadır. İşçinin bir suç işlediğinden veya sözleşmeye aykırı davranışta bulunduğundan şüphe ediliyor ve bu yüzden taraflar arasında iş ilişkisinin devamı için gerekli olan güvenin yıkılması veya ağır biçimde zedelenmesi nedeniyle iş sözleşmesini feshediyorsa şüphe feshinden söz edilmektedir. Şüphe, fesih anında mevcut belirli objektif vakıa ve emarelere dayanmalıdır.

Somut olayda, veri kayıt personeli olarak çalışan davacının iş sözleşmesi, 20.07.2016 günü anayasal düzeni bozucu darbe girişimi ile ilgili olarak sosyal medyada devlet ve hükümet aleyhine yazılı ve görsel paylaşımlar yapması nedeniyle Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından Hastane Yöneticisi, Baştabip Yardımcısı, İdari ve Mali İşler Müdür Yardımcıları ile Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü imzasıyla diğer davalı [H. Ltd. Şti.ne] gönderilen 19.07.2016 tarih ve 3 sayılı kararı gereği feshedildiği, sosyal medya paylaşımının dosyada belgelendiği dikkate alındığında, işverence işçinin PDY-Fetö ile bağlantısından şüphe edildiğinden, güvenin yıkılması veya ağır biçimde zedelenmesi nedeniyle işverenden katlanması beklenemeyecek bir şüpheden dolayı iş sözleşmesinin feshedildiği kanaatine varılmaktadır. Zira en azından artık iş ilişkisinin sürdürülmesinin davalı-işveren açısından önemli veya makul ölçüler içerisinde beklenemeyeceği, bu durumda 4857 sayılı Kanun'un 19. maddesi gerekçesi ve 158 sayılı İLO sözleşmesinin 7. maddesi uyarınca işverenden savunma almasının beklenemeyeceği ve işveren feshinin haklı nedene dayandığı kabul edilmelidir. Davacı vekili de, 16.12.2016 tarihli beyan dilekçesinde söz konusu paylaşımın ne devlet büyüklerine ne de herhangi birine karşı hakaret içermediğini ifade etmiş ise de, yukarıdaki tespitler doğrultusunda bu savunmaya katılmak mümkün olmamıştır..."

13. Yargıtay kararı 5/9/2017 tarihinde tebliğ edilmiş ve 26/9/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

14. 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesi şöyledir:

"Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır."

15. 4857 sayılı Kanun'un 19. maddesi şöyledir:

"İşveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır.

Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, işverenin 25 inci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır."

16. 4857 sayılı Kanun'un 25. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:

a) İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması.

b) İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması.

c) İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.

d) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması (Değişik ibare: 6331 - 20.6.2012 / m.32/b / Yürürlük / m.38/c) “, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması” .

e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.

f) İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi.

g) İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.

h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi.

ı) İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

17. Mahkemenin 10/5/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Çelişmeli Yargılama İlkesinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

18. Başvurucu; hangi sosyal medya paylaşımının ya da yazının feshe konu edildiğinin bildirilmediğini, gösterilen bu delile karşı görüş bildirme imkânının kendisine tanınmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

19. Anayasa'nın 36. maddesi uyarınca herkes "iddia", "savunma" ve "adil yargılanma" hakkına sahiptir. Anayasa'nın anılan maddesinde adil yargılanma hakkından ayrı olarak "iddia" ve "savunma" hakkına birlikte yer verilmesi, taraflara iddia ve savunmalarını mahkeme önünde dile getirme fırsatı tanınması gerektiği anlamını da içermektedir (Mehmet Fidan, B. No: 2014/14673, 20/9/2017, § 37).

20. Bununla birlikte Anayasa'nın 36. maddesine "adil yargılanma" ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılama hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının kapsamına "çelişmeli yargılama" ilkesinin de dâhil olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) birçok kararında vurgulanmıştır. Dolayısıyla Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının "çelişmeli yargılama" ilkesini de kapsadığının kabul edilmesi gerekir.

21. Çelişmeli yargılama ilkesi, kural olarak bir hukuk ya da ceza davasında tüm taraflara, gösterilen kanıtlar ve sunulan görüşler hakkında bilgi sahibi olma ve bunlarla ilgili görüş bildirebilme imkânı vermektedir (Hüseyin Sezen, B. No: 2013/1793, 18/9/2014, § 38).

22. Somut olayda İzmir 6. İş Mahkemesinin 2016/451 Esas sırasına kayden görülen davada, davalı idarenin 26/9/2016 tarihli cevap ve delil listesini sunduğu dilekçe ekindeki sosyal medya paylaşımının yargılama sırasında tartışılmadığı iddia edilmiş olmakla birlikte UYAP üzerinden yapılan incelemede davalı idarenin cevap dilekçesinin 4/10/2016 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş olduğu görülmektedir.

23. Başvurucunun 16/12/2016 tarihli beyan dilekçesinde yer alan "...cevap dilekçesinin ekinde yer alan sosyal medya çıktısından da görüleceği üzere müvekkilimizin paylaşımında ne devlet büyüklerine ne de herhangi birine karşı hiçbir hakaret bulunmamaktadır..." şeklindeki savunmalarından fesih gerekçesi olarak kabul edilen paylaşımdan haberdar olduğu, başvurucuya yargılamanın bütününe aktif olarak katılma ve bu kapsamda yargılama evrakına ulaşarak bunlar hakkında yorum yapma imkânının tanındığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu nedenle çelişmeli yargılama ilkesine yönelik bir ihlal olmadığının açık olduğu anlaşılmaktadır.

24. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Diğer İhlal İddiaları

1. Başvurucunun İddiaları

25. Başvurucu; sosyal medya paylaşımlarının kendisi tarafından yapıldığına ilişkin olarak Yargıtay kararında tespit bulunmadığını, Yargıtayın bu hususu bozma sebebi yaparak mahkemeden bu yönde bir tespit yapmasını isteyebileceği hâlde doğrudan davanın reddine karar verdiğini, paylaşımların tarafına ait olduğunun kabulü ile masumiyet karinesinin çiğnendiğini belirterek Anayasa'nın 36. ve 49. maddeleri ile güvence altına alınan adil yargılanma ve çalışma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

26. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16).Başvurucunun iddiaları, yargılamanın sonucunun adil olmadığına ilişkin şikâyetler kapsamında incelenmiştir.

27. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

28. Somut olayda Daire, dosya kapsamındaki delillere göre iş sözleşmesinin işveren tarafından sürdürülmesinin beklenemeyeceği ve başvurucunun eyleminin iş sözleşmesinin feshi için haklı sebep oluşturduğu değerlendirmesini yaparak davanın reddine karar vermiştir.

29. Yargıtay kararında, başvurucunun iş sözleşmesinin darbe girişimi ile ilgili olarak sosyal medyada devlet ve Hükûmet aleyhine paylaşımlar yapması sebebiyle feshedildiği belirtilmiş; belgelenen paylaşım dikkate alınarak işverence işçinin FETÖ/PDY bağlantısından şüphe edildiğinden güvenin yıkılması veya ağır biçimde zedelenmesi dolayısıyla işverenden katlanması beklenemeyecek bir şüpheden dolayı iş sözleşmesinin feshedildiği kanaatine varıldığı, ayrıca işverenden iş ilişkisinin sürdürülmesinin ve savunma alınmasının beklenemeyeceği, işveren feshinin haklı nedene dayandığının kabul edilmesi gerektiği tespitlerine yer verilmiştir. Kararda, başvurucu vekilinin 16/12/2016 tarihli beyan dilekçesinde söz konusu paylaşımın devlet büyüklerine ya da herhangi birine karşı hakaret içermediğini ifade ettiği ancak yapılan tespitler doğrultusunda savunmaya katılmanın mümkün olmadığı belirtilmiştir.

30. Dairenin davanın reddine ilişkin gerekçesi ve başvurucunun iddiaları incelendiğinde iddiaların özünün delillerin değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibarıyla yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu görülmektedir.

31. Başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, mahkemelerce delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup mahkeme kararlarında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir hususun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

32. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının da açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Çelişmeli yargılama ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 10/5/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Pınar İçel [1.B.], B. No: 2017/35260, 10/5/2018, § …)
   
Başvuru Adı PINAR İÇEL
Başvuru No 2017/35260
Başvuru Tarihi 26/9/2017
Karar Tarihi 10/5/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, işe iade davasında feshe dayanak yapılan sosyal medya paylaşımlarının bildirilmemesi nedeniyle çelişmeli yargılama ilkesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Silahların eşitliği ilkesi / çelişmeli yargılama ilkesi (hukuk) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Kanun yolu şikâyeti (hukuk) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 4857 İş Kanunu 18
19
25
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi