logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Aısulu Aldenova [2.B.], B. No: 2018/10055, 16/3/2022, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AISULU ALDENOVA BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/10055)

 

Karar Tarihi: 16/3/2022

R.G. Tarih ve Sayı: 10/5/2022-31831

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Kemal ÖZEREN

Başvurucu

:

Aısulu ALDENOVA

Vekili

:

Av. Serkan ÜNLÜ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, sınır dışı edilme kararı nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 12/4/2018 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

3. Bölüm tarafından 8/5/2018 tarihli ara kararla başvurucunun sınır dışı edilmesi hâlinde maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlikeyle karşılaşabileceği gerekçesiyle sınır dışı edilmesine dair işlemin geçici olarak durdurulmasına karar verilmiştir.

4. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

6. 17/9/1990 tarihinde doğan başvurucu, Kazakistan Cumhuriyeti vatandaşıdır. Başvurucuya 17/1/2017 tarihinden geçerli olmak üzere Türkiye'de kısa dönem ikamet izni belgesi verilmiştir.

7. 23/8/2017 tarihinde İstanbul'da bulunan Z. Restoran'da yapılan denetimde başvurucunun izinsiz çalıştığına yönelik tutanak tutulmuştur. İstanbul Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğü tarafından 25/8/2017 tarihinde, başvurucunun 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 54. maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi uyarınca çalışma izni olmadan çalıştığı tespit edildiğinden bahisle sınır dışı edilmesine ve otuz gün içinde Türkiye'yi terke davet edilerek kendisine çıkış izin belgesi düzenlenmesine karar verilmiştir.

8. Başvurucu, işlemin iptali istemiyle dava açmıştır. Dava dilekçesinde başvurucu; bir Türk vatandaşı ile nişanlı olduğunu, evlenmek amacıyla ülkesinden evlenme ehliyet belgesi aldığını beyan ederek kamu düzeni ve kamu güvenliğini ihlal eden ve kamu sağlığını bozan herhangi bir davranışta bulunmadığını belirtmiştir.

9. İstanbul İdare Mahkemesi 28/12/2017 tarihinde davanın kesin olarak reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde başvurucunun kollukta alınan ifadesinde yer alan Z. Restoran'a eğlenmeye gittiğine ilişkin beyanına itibar edilmediği vurgulanarak anılan işyerinin mesul müdürünün başvurucunun çalışan olduğunu beyan etmesi ve çalışma belgelerini sunamaması nedeniyle başvurucunun izinsiz çalıştığı hususunun sabit olduğu belirtilmiştir.

10. Nihai karar 13/3/2018 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.

11. Öte yandan başvurucu hakkında Kazakistan Cumhuriyeti Almatı Adliye Komitesi tarafından 16/6/2017 tarihli, apostil onaylı evlenme ehliyet belgesi düzenlenmiştir. Bununla birlikte başvurucunun Türk vatandaşı E.Ü. ile olan evlilik dışı birlikteliğinden 13/3/2018 tarihinde bir bebek dünyaya gelmiştir. Doğumun gerçekleştiği Özel G. Hastanesince düzenlenen aşı kartında bebeğin baba adı olarak Türk vatandaşı E.Ü.nün ismi, irtibat numarası olarak da E.Ü.nün taraf olduğu kira kontratında yer alan cep telefonu numarası yer almaktadır. Bununla birlikte 13/3/2018 tarihinde dünyaya gelen 757.....14 kimlik numaralı bebeğin Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartında baba adı olarak E.Ü.nün ismi bulunmaktadır.

IV. İLGİLİ HUKUK

12. 6458 sayılı Kanun’un "Sınır dışı etme kararı alınacaklar" kenar başlıklı 54. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “(1) Aşağıda sayılan yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınır:

...

ğ) Çalışma izni olmadan çalıştığı tespit edilenler

...”

13. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) aile hayatının var olup olmadığını değerlendirirken biyolojik, sosyal ve duygusal bağları dikkate alarak bir kanaate varmayı tercih etmektedir. Bu bakımından AİHM tarafından yakın kişisel bağın varlığı, aile hayatının varlığı için bir ölçüt olarak gözönüne alınmaktadır. AİHM, evlilik dışı doğan bir çocuk ile öz babası arasındaki potansiyel ilişkiyi veya aile hayatı henüz tam olarak kurulmamış olsa bile gerçek bir evlilikten doğan ilişkiyi aile hayatı kapsamında görmektedir (örnek bir değerlendirme için bkz. Paradiso and Campanelli/ İtalya, B. No: 25358/12, 24/1/2017, §§ 140, 141).

14. Ayrıca ilgili hukuk için bkz. Peri Kırık, B. No: 2015/19795, 9/1/2019, §§ 18-27.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

15. Anayasa Mahkemesinin 16/3/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

16. Başvurucu; kendisine verilen ikamet izniyle Türkiye'de yaşadığını, Türk vatandaşı E.Ü. ile nişanlı olduğunu ve bu birliktelikten bir bebek dünyaya geldiğini belirtmiştir. Z. Restoran'a eğlenmek amacıyla gittiğini ve çalışma izni olmadan çalıştığına yönelik tespitin hatalı olduğunu ileri süren başvurucu, kendisine evlenme ehliyet belgesi düzenlendiğini fakat bahse konu işlem nedeniyle resmî nikah gerçekleştiremediklerini ifade etmiştir. Başvurucu E.Ü. ile birlikteliğinin olduğunu ve hamile olduğunu belirtmesine rağmen bu durumun dikkate alınmadığını, ülkesine geri gönderilmesi hâlinde ailesi ve toplum tarafından dışlanacağını belirterek aile hayatına saygı hakkının, kötü muamele yasağının ve yaşam hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Ayrıca başvurucu 11/2/2020 tarihinde sunduğu ek beyan dilekçesinde, bebeği ve bebeğinin babası E.Ü. ile olan birlikteliğinin sürdüğünü, ikamet kartının elinden alınması nedeniyle resmî nikah akdini gerçekleştiremediklerini ifade etmiştir.

B. Değerlendirme

17. Anayasa’nın iddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak 20. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.”

18. Anayasa’nın “Ailenin korunması ve çocuk hakları” kenar başlıklı 41. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.

Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.

...”

19. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının özünün sınır dışı edilmesi hâlinde aile birliğinin ortadan kalkacağına yönelik olduğu dikkate alınarak somut başvurunun aile hayatına saygı hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir (benzer yöndeki bir değerlendirme için bkz. Peri Kırık, § 34).

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

20. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

a. Müdahalenin Varlığı

21. Sınır dışı edilme kararı nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddialarını içeren başvuruların incelenmesinde çözümlenmesi gereken ilk husus sınır dışı işleminin tesis edildiği tarihte yabancı kişinin bulunduğu ülkede bir özel ve/veya aile hayatının mevcut olup olmadığının ortaya konulmasıdır (Peri Kırık, § 32).

22. Başvurucu; Türk vatandaşı E.Ü. ile birlikteliğinden bir bebek dünyaya geldiğini, E.Ü.nün yabancı dilinin ve uluslararası geçerliği olan bir mesleğinin bulunmaması sebebiyle kendisiyle birlikte sınır dışı edildiği ülkeye gelemeyeceğini, bu nedenle sınır dışı edilmesi hâlinde aile birliğinin ortadan kalkacağını iddia etmiştir.

23. Başvurucu hakkında sınır dışı edilme işleminin tesis edildiği tarihte hamile olduğu, akabinde Türk vatandaşı E.Ü. ile birlikteliğinden bir bebeğin dünyaya geldiği, bebeğin Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartında baba adı olarak E.Ü.nün isminin yer aldığı ve başvurucu hakkında Kazakistan Cumhuriyeti'nin ilgili makamınca evlenme ehliyet belgesi düzenlendiği hususları dikkate alındığında başvurucu ve bebeği ile Türk vatandaşı E.Ü. arasında yakın kişisel bağın var olduğu değerlendirilmiş, Anayasa'nın 20. maddesi kapsamında başvurucunun mevcut aile hayatı olduğu kanaatine varılmıştır.

24. Sınır dışı edilmesine karar verilen yabancının bu şekilde özel ve/veya aile hayatının mevcut olduğunun tespit edilmesi durumunda kişinin eşinin, küçük çocuklarının veya istisnai durumlarda birlikte aile hayatı sürdürdüğü başka kişilerin yaşadığı ülkeden sınır dışı edilmesi özel ve/veya aile hayatına müdahale teşkil edecektir.

25. Somut olayda başvurucunun bebeğiyle birlikte yaşadığı Türkiye'den sınır dışı edilmesine karar verilmesi aile hayatına saygı hakkına müdahale teşkil etmektedir.

b. Müdahalenin İhlal Oluşturup Oluşturmadığı

26. Anayasa’nın 13. maddesi şöyledir:

 “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”

27. Yukarıda belirlenen müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşullara uygun olmadığı müddetçe Anayasa’nın 20. maddesini ihlal edecektir. Bu sebeple sınırlamanın Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen ve somut başvuruya uygun düşen, kanun tarafından öngörülme, meşru amaç taşıma, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir.

i. Kanunilik

28. Başvurucunun sınır dışı edilmesine ilişkin uygulamanın 6458 sayılı Kanun hükümlerine dayandığı görülmektedir. Bu kapsamda başvurucunun aile hayatına yönelik müdahalenin kanuni bir temelinin olduğu ve 6458 sayılı Kanun'un ilgili hükümlerinin kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı sonucuna varılmıştır.

ii. Meşru Amaç

29. Anayasa’nın 20. maddesinin ikinci fıkrasında, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı açısından bu hakkın tüm boyutlarına ilişkin olmadığı anlaşılan birtakım sınırlama sebeplerine yer verilmiş olmakla beraber anılan maddenin birinci fıkrası yönünden özel sınırlama nedeni belirtilmemiştir. Ancak özel sınırlama nedeni öngörülmemiş olan hakların dahi, hakkın doğasından kaynaklanan bazı sınırları bulunmaktadır. Ayrıca Anayasa’nın diğer maddelerinde yer alan kurallara dayanılarak da bu hakların sınırlanması mümkün olabilmektedir (AYM, E.2014/87, K.2015/112, 8/12/2015; E.2016/37, K.2016/135, 14/7/2016, § 9; Sevim Akat Eşki, B. No: 2013/2187, 19/12/2013, § 33; Ahmet Çilgin, B. No: 2014/18849, 11/1/2017, § 3).

30. Anayasa'nın 5. maddesine göre kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak devletin temel amaç ve görevlerindendir. Yine Anayasa'nın 12. maddesinde düzenlendiği üzere temel hak ve hürriyetler kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder. Kişinin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamanın ön koşulu kamu düzeninin tesisidir. Kamu düzeninin sağlanmadığı bir ortamda, hak ve özgürlüklerden gereği gibi yararlanılması, kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirmesi mümkün değildir. Devletin hak ve özgürlükleri koruma ödevinin yanında kamu düzenini sağlama görevi de bulunmaktadır. Bu nedenle hak ve özgürlüklerin kullanımının kamu düzenini tehdit etmesi durumunda sınırlandırılması mümkündür.

31. Başvurucunun çalışma izni olmadan çalıştığı gerekçesiyle sınır dışı edilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu bakımdan müdahaleyle kamu düzeninin korunmasının amaçlandığı ve bu çerçevede başvuruya konu müdahalenin meşru bir amaç taşıdığı anlaşılmıştır.

iii. Demokratik Toplum Düzeninin Gereklerine Uygunluk ve Ölçülülük

 (1) Genel İlkeler

32. Anayasa Mahkemesi kararlarına göre demokratik toplum düzeninin gerekleri kavramı, öncelikle ilgili hak yönünden getirilen sınırlamaların zorunlu ya da istisnai tedbir niteliğinde olmasını, başvurulabilecek en son çare ya da alınabilecek en son önlem olarak kendisini göstermesini gerektirmektedir. Demokratik toplum düzeninin gereklerinden olma, bir sınırlamanın demokratik bir toplumda zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına yönelik olmasını ifade etmektedir (AYM, E.2016/179, K.2017/176, 28/12/2017; Haluk Öktem [GK], B. No: 2014/13433, 13/10/2016, § 49; Erhun Öksüz [GK], B. No: 2014/12777, 13/10/2016, § 53; G.G. [GK], B. No: 2014/16701, 13/10/2016, § 56; Ata Türkeri, B. No: 2013/6057, 16/12/2015, § 44; Salim Onur Şakar, B. No: 2015/2711, 21/9/2017, § 35; Peri Kırık, § 44).

33. Anayasa’nın 13. maddesinde demokratik toplum düzeninin gerekleri ve ölçülülük kriterleri iki ayrı ölçüt olarak düzenlenmiş olmakla birlikte bu iki ölçüt arasında ayrılmaz bir ilişki vardır. Ölçülülük ilkesinin amacı temel hak ve özgürlüklerin gereğinden fazla sınırlandırılmasının önlenmesidir. Anayasa Mahkemesi kararları uyarınca ölçülülük ilkesi, sınırlama için kullanılan aracın sınırlama amacını gerçekleştirmeye uygun olmasını ifade eden elverişlilik, sınırlayıcı önlemin sınırlama amacına ulaşmak bakımından zorunlu olmasına işaret eden gereklilik ve araçla amacın orantısız bir ölçü içinde bulunmaması ile sınırlamanın ölçüsüz bir yükümlülük getirmemesi anlamına gelen orantılılık unsurlarını içermektedir (Ferhat Üstündağ, B. No: 2014/15428, 17/7/2018, §§ 45, 48; Bülent Polat [GK], B. No: 2013/7666, 10/12/2015, § 106; Tevfik Türkmen [GK], B. No: 2013/9704, 3/3/2016 § 70; Bülent Kaya, [GK], B. No: 2013/2941, 11/5/2016, § 82; Peri Kırık, § 45). Bu ilke, şüphesiz tüm temel hak ve özgürlüklere yapılacak müdahaleler bakımından geçerlidir.

34. Belirtilen ölçütlere riayetle bir sınırlandırma yapılıp yapılmadığının tespiti için müdahale teşkil eden önlemin temelini oluşturan meşru amaç karşısında bireye düşen fedakârlığın ağırlığının gözönünde bulundurulması, kamunun veya kimi zaman başka bir bireyin menfaati ile müdahalenin süjesi olan bireyin menfaati arasında adil bir dengenin kurulup kurulmadığının belirlenmesi gerekmektedir (Bülent Kaya, § 83; Tevfik Türkmen, § 71; Bülent Polat, § 107; Peri Kırık, § 46).

35. Devletlerin yabancıların uluslararası hukuktan kaynaklanan ülkeye giriş yapmasını ve ikamet etmesini kontrol etme ve gerektiğinde ülkedeki yabancıları sınır dışı etme konusunda geniş takdir yetkileri bulunmaktadır. Bununla birlikte sınır dışı edilen yabancının ülkede güçlü ailevi bağlara sahip olduğu durumlarda aile hayatı ile sınır dışı işleminin uygulanması bağlamında gözetilen kamusal menfaat arasında adil bir denge kurulması gerekmektedir (Peri Kırık, § 47, 48).

 (2) İlkelerin Olaya Uygulanması

36. Somut olayda başvurucunun Z. Restoran'da yapılan denetim esnasında çalışma izni olmadan çalıştığının tespit edildiğinden bahisle sınır dışı edilmesine karar verildiği görülmüştür. Bununla birlikte 13/3/2018 tarihinde doğan bebek, idari işlemin tesis edildiği ve bu işleme dair yargılamanın devam ettiği süreçte henüz dünyaya gelmemiştir. Başvurucu dava dilekçesinde; sınır dışı edilmesi hâlinde nişanlısı olduğunu belirttiği E.Ü. ile olan birlikteliğinin, evlenme niyetlerinin ve aile birliğinin ortadan kalkacağını vurgulamıştır. Nitekim Kazakistan Cumhuriyeti'nin ilgili makamınca başvurucu hakkında düzenlenmiş 16/6/2017 tarihli evlenme ehliyet belgesi de başvurucu tarafından bireysel başvuru dosyasında sunulmuştur. Bununla birlikte Türk vatandaşı E.Ü.nün medeni durumuna ilişkin herhangi bir bilgi veya belge dosyada bulunmamaktadır.

37. Başvurucunun izinsiz çalıştığına yönelik tespitte, Z. Restoran'da eğlenme amacıyla bulunduğu yönündeki beyanı dikkate alınmamış, bahse konu restoranın mesul müdürünün başvurucunun çalışan olduğu yönündeki beyanına itibar edilerek başvurucu hakkında sınır dışı işlemi tesis edilmiştir. Bunun dışında başvurucunun Türkiye'de yaşadığı süre zarfında kamu düzenini bozacak bir eylemi ya da davranışının olduğuna yönelik herhangi bir bilgi veya belgenin de bulunmadığı anlaşılmıştır.

38. Öte yandan İdare Mahkemesi kararında başvurucunun sınır dışı edilme kararına yönelik olarak aile hayatına saygı hakkı kapsamındaki iddiaları tartışılmamış, başvurucunun çalışma izni olmadan çalıştığı hususunun sabit olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Bu durum gözetildiğinde idari işlemin başvurucunun aile hayatı üzerinde doğuracağı etkiler bakımından bir inceleme ve dengelemenin İdare Mahkemesi tarafından yapılmadığı, aile hayatına saygı hakkı bakımından ilgili ve yeterli bir gerekçe sunulmadığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak başvurucunun sınır dışı edilmesi ile ilgili idari ve yargısal süreçte ortaya konulan kararların gerekçelerinin aile hayatına saygı hakkı bağlamında yeterli olmadığı, kamu düzeninin korunması hususundaki kamusal menfaat ile başvurucunun aile hayatına saygı hakkı arasında bir dengeleme yapılmadığı gibi kararlarda yer verilen unsurların da bu dengelemeye imkân verecek ayrıntı ve açıklıkta olmadığı sonucuna varılmıştır.

39. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

3. Giderim Yönünden

40. Tespit edilen ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinde yer almaktadır.

41. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

42. Öte yandan ihlalin niteliğine göre yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin aile hayatına saygı hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul 1. İdare Mahkemesine (E.2017/1266, K.2017/2016) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,

E. 294,70 TL harç ve 4.500 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 4.794,70 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin bilgi için İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 16/3/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Aısulu Aldenova [2.B.], B. No: 2018/10055, 16/3/2022, § …)
   
Başvuru Adı AISULU ALDENOVA
Başvuru No 2018/10055
Başvuru Tarihi 12/4/2018
Karar Tarihi 16/3/2022
Resmi Gazete Tarihi 10/5/2022 - 31831

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, sınır dışı edilme kararı nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Sınırdışı-Yurda giriş yasağı İhlal Yeniden yargılama

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 6458 Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu 52
54
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi