logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ali Efendi Peksak (5) [2. B.], B. No: 2018/1161, 14/12/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ALİ EFENDİ PEKSAK BAŞVURUSU (5)

(Başvuru Numarası: 2018/1161)

 

Karar Tarihi: 14/12/2023

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Hilal YAZICI

Başvurucu

:

Ali Efendi PEKSAK

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda tutuklu bulunan başvurucuya avukatı tarafından gönderilen mektupların açılıp incelenmesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucunun makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının 24/1/2019 tarihli kararla ayrılmasına ve 2019/2577 bireysel başvuru numaralı dosya üzerinden sürdürülmesine karar verilmiştir.

3. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Kocaeli 1. Sulh Ceza Hâkimliği'nin 20/7/2016 tarihli kararıyla tutuklanmıştır ve bireysel başvuruda bulunduğu sırada Kocaeli T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) tutuklu olarak bulunmaktadır.

4. Başvurucuya avukatı tarafından 20/7/2017 ve 29/8/2017 tarihli iki mektup gönderilmiştir. Adi posta şeklinde gönderilen mektupların üzerinde göndericinin avukat olduğunu gösterir şekilde kaşe bulunmaktadır. Mektuplar içerisinde avukat tarafından kaleme alınmış üst yazılarda, mektubun başvurucu hakkındaki yargılama süreçlerine ilişkin kararları içerdiği (görevsizlik kararı, savcılık mütalaası vs.) ve mektup içeriğinin başvurucunun savunmasına ilişkin olduğu belirtilmiştir.

5. Başvurucu, mektuplarının İnfaz Kurumu tarafından açılarak okunması ve görüldü kaşesi vurularak kendisine teslim edilmesi üzerine 12/9/2017 tarihinde Kocaeli İnfaz hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) şikâyette bulunmuştur. Başvurucu dilekçesinde, avukatı tarafından kendisine gönderildiği açıkça belli olan ve mektup içeriğindeki üst yazıda avukatı tarafından savunma amaçlı belgelerden ibaret bir içeriğe sahip olduğu açıkça belirtilmiş olduğunu ifade ettiği iki mektubunun İnfaz Kurumunca açılıp incelenmesi sebebiyle devam eden ceza soruşturması kapsamında hazırlamak istediği savunmasına ilişkin mahremiyetinin ve savunmasını etkili bir şekilde hazırlayabilme hakkının olumsuz şekilde etkilendiğini iddia etmiş, avukatından gelen mektuplarının açılıp incelenmesi uygulamasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

6. İnfaz Hâkimliği, konuya ilişkin olarak İnfaz Kurumundan bilgi istemiştir. İnfaz Kurumu, başvurucunun şikâyet konusu ettiği mektupların gelen mektup olduğunu, dışarıdan gelen mektupların hükümlü ve tutukluların avukatlarının ismini taşıması hâlinde dahi göndericinin kesin olarak tespit edilememesi nedeni ile açılarak incelendiğini belirtmiştir. Söz konusu mektupların öncelikle fiziki olarak incelendiğini, savunmaya ilişkin olduklarının anlaşılması üzerine ise UYAP dosyasına kaydedilmeden ve içeriği incelenmeden başvurucuya teslim edildiğini bildirmiştir. İnfaz Hâkimliği, konuya ilişkin mevzuat çerçevesinde hükümlü ve tutukluya kurum dışından gönderilen belgelerin incelenmesinin yasal bir zorunluluk olduğunu, yalnızca ilgilinin avukatının kuruma görüşme yapmak için geldiğinde savunmaya ilişkin olduğunu belirttiği belge ve dosyaların incelenemeyeceğini, bunun dışında avukat tarafından gönderilse bile mektup, faks gibi posta yoluyla gelen belgelerin incelenmesi gerektiğini değerlendirmiştir, Mahkeme bu doğrultuda 4/11/2017 tarihli kararıyla İnfaz Kurumunun söz konusu uygulamasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle şikâyetin reddine karar vermiştir.

7. Başvurucunun Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesine yaptığı itirazı, İnfaz Hâkimliği kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile 12/12/2017 tarihinde reddedilmiştir.

8. Nihai karar başvurucuya 21/12/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu 27/12/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

II. DEĞERLENDİRME

9. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

10. Başvurucu, hakkında devam eden yargı süreci kapsamında savunma amaçlı olarak avukatıyla yazışma yapma hakkının olduğunu, avukatından geldiği açık olan mektupların incelenmesi suretiyle savunmasının denetlendiğini ve bu yolla savunma hakkının anlamsızlaştırıldığını ifade etmiştir. Başvurucu, avukatından gelen savunma amaçlı mektubunun açılıp okunması suretiyle özel hayata saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin, ilgili Ağır Ceza Mahkemesi kararının gerekçesiz olması nedeniyle de gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

11. Bakanlık, uygulamanın yasal dayanaklarının olduğunu ve ceza infaz kurumunun disiplini, düzeni ve güvenliğinin sağlanması şeklinde meşru bir amaç taşıdığını ifade etmiştir. Yargı mercilerinin kararlarında başvurucunun itirazlarını karşılayacak şekilde uygun bir gerekçenin bulunduğunu belirten Bakanlık, müdahalenin demokratik toplum düzeninin gerekleri açısından orantılı olduğunu ve OHAL şartları içerisinde gerçekleşmiş olması sebebiyle başvurunun Anayasa'nın 15. maddesi çerçevesinde incelenmesi gerektiğini belirtmiştir.

12. Başvurucu Bakanlık görüşüne karşı beyanında, avukatından gelen mektubunun açılıp incelenmesi uygulamasının hem adil yargılanma hakkını hem de özel hayata saygı hakkı ile haberleşme hürriyetini ihlal ettiğini, uygulamanın yasal dayanaklarının olmadığını, müdahalenin AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olduğunu ifade etmiştir.

13. Başvurucunun iddialarının özü, avukatı tarafından gönderilen mektubun, infaz kurumuna gelen mektup olarak değerlendirilmesi ve sakıncalı olup olmadığının anlaşılabilmesi açısından açılıp incelenmesine, dolayısıyla avukatı ile mektup yoluyla iletişim kurma, haberleşme hürriyetine ilişkindir. Anayasa Mahkemesi avukattan gelen mektuba yönelik müdahale bağlamındaki şikâyetleri özü itibarıyla haberleşme hürriyeti kapsamında incelemiştir (İrfan Kaplan, B. No: 2017/34518, 23/6/2020, §§ 51 vd.; Mehmet Fatih Göksan (2), B. No: 2017/38886, 8/9/2020, §§ 31-65). Buna göre başvurucunun avukatla haberleşme bağlamında dile getirdiği ihlal iddialarının bir bütün olarak haberleşme hürriyeti kapsamında incelenmesi uygun görülmüştür.

14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek bir neden de bulunmadığı anlaşılan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

15. Başvurucuya gönderilen mektuplar İnfaz Kurumunca açılıp ilgili sayfalara görüldü işlemi yapılmak suretiyle başvurucuya teslim edilmiştir. Dolayısıyla anılan işlemler ile kamu makamları tarafından başvurucunun haberleşme hürriyetine bir müdahalede bulunulduğu açıktır.

16. Anayasa Mahkemesi Cevdet Bayır(2) kararında, başvurucunun avukatı tarafından adi posta yoluyla ceza infaz kurumuna gelen mektupları inceleme yetkisinin, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 68. Kanun maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca ceza infaz kurumlarına ait bir yetki olduğu, aksi hâlde vekâletname ilişkisi olsun yahut olmasın, bir avukat tarafından adi posta yolu ile hükümlüye gönderilen bir belgenin mutlak dokunulmazlığa sahip olduğunu kabul etmek gerekeceği, bu çerçevede avukat tarafından adi posta yoluyla gönderilen mektubun cezaevi idaresince incelenmesi şeklindeki müdahalenin kanunilik ölçütünü karşıladığı, müdahalenin kamu düzeninin sağlanması meşru amacıyla gerçekleştirildiği sonucuna varmıştır (Cevdet Bayır(2), B. No: 2014/11710, 22/11/2017, §§ 41, 42; Mehmet Fatih Göksan(2), §§ 49-51).

17. Yukarıda da değerlendirildiği üzere, avukat tarafından adi posta yoluyla gönderilen mektubun cezaevi idaresince incelenmesinin kanuni dayanağının var olduğu kabul edilmekle birlikte ilgili mevzuatın, mahpusun avukatıyla haberleşmesinin savunma hakkı ve bu hakla bağlantılı olarak avukat müvekkil ilişkisinin gizliliği ilkesi kapsamında ayrıcalıklı bir yer verdiği ifade edilmelidir. Bu nedenle mahpusların avukatlarıyla yazışmalarının anılan hak ve ilkeyi koruyacak güvenceler kapsamında gerek avukata gönderilen gerekse avukattan gelen mektubun aynı denetleme yöntemine tabi olması gerektiği kabul edilmelidir (İrfan Kaplan, §§ 63, 64; Mehmet Fatih Göksan(2), § 57).

18. Somut olayda başvurucu silahlı terör örgütüne üye olma suçu iddiasıyla tutuklu bulunmakta iken avukatının göndermiş olduğu mektup Ceza İnfaz Kurumunca incelenmiş ve başvurucuya teslim edilmiştir. Başvurucu, Ceza İnfaz Kurumunca mektubun görüldü kaşesi yapılmış kısımlarını bireysel başvuru dosyasına sunmuştur. Bu kısımlar mektupların avukat tarafından kaleme alınan ve mektup içeriğinin savunmaya ilişkin olduğunu ifade eden üst yazı kısımlarıdır. Bunun dışında mektubun asıl kısımlarının okunup incelendiği ve görüldü kaşesi yapıldığına ilişkin bir belge veya bilgi dosyada mevcut değildir. Buna göre İnfaz Hâkimliğinin gerekçeli kararında da değerlendirildiği üzere denetimin 5275 sayılı Kanun'un 68. maddesi hükümleri dayanak alınarak yapıldığı, bu çerçevede söz konusu mektupların kuruma dışarıdan gelen mektup olarak değerlendirilerek açılıp incelendiği, ancak başvurucunun avukatından geldiği ve savunmaya ilişkin olduğunun anlaşılması üzerine başka bir işlem yapılmaksızın başvurucuya teslim edildiği anlaşılmaktadır.

19. Sonuç olarak başvurucuya gönderilmek istenen mektupların açılarak basit bir incelemeye tabi tutulması suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin Anayasa'nın 22. maddesi anlamında kamu düzeninin korunması ve suç işlenmesinin önlenmesi için ihtiyaç duyulan demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmadığı ve müdahalenin ulaşılmak istenen amaçla ölçülü olduğu sonucuna varılmıştır.

20. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa'nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA ,

E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 14/12/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal Olmadığı)
Künye
(Ali Efendi Peksak (5) [2. B.], B. No: 2018/1161, 14/12/2023, § …)
   
Başvuru Adı ALİ EFENDİ PEKSAK (5)
Başvuru No 2018/1161
Başvuru Tarihi 27/12/2017
Karar Tarihi 14/12/2023

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda tutuklu bulunan başvurucuya avukatı tarafından gönderilen mektupların açılıp incelenmesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Haberleşme-Sakıncalı mektup İhlal Olmadığı
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi