TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
CENK ÇELİK BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2018/13456)
|
|
Karar Tarihi: 21/10/2020
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Kadir ÖZKAYA
|
Üyeler
|
:
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
|
|
Basri BAĞCI
|
Raportör
|
:
|
Fatma Burcu NACAR YÜCE
|
Başvurucu
|
:
|
Cenk ÇELİK
|
Vekili
|
:
|
Av. Mesut YILDIRIM
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, sigara kaçakçılığı suçuna ilişkin olarak
yürütülen ceza soruşturmasında elkonulan aracın kovuşturma sonunda hükmün
açıklanmasının geri bırakılması kararıyla birlikte müsadere edilmesi nedeniyle
mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 18/5/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvuruların kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvuruların kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
7. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda
bulunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucu 1975 doğumlu olup Muğla'nın Datça ilçesinde
ikamet etmektedir.
A. Bireysel Başvuru Tarihinden Önceki Süreç
10. Başvurucuya ait araçta kaçak sigara sevkiyatı
yapılacağı bilgisi ve ihbarı üzerine Van Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve
Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan arama
sırasında araçta 10.000 paket kaçak sigara yakalanmış, bu kaçak eşyalar ile
eşyaların taşınmasında kullanılan 26 RP 336 plakalı araca elkonulmuştur.
11. Van Cumhuriyet Başsavcılığının 20/12/2010 tarihli
talebi üzerine Van 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 20/12/2010 tarihli kararı ile
soruşturma sırasında ele geçirilen kaçak eşyalara ve bu eşyaların taşınmasında
kullanılan araca elkoyma işleminin onaylanmasına karar verilmiştir.
12. Van Cumhuriyet Başsavcılığının 24/12/2010 tarihli
iddianamesiyle başvurucunun bandrol ve yasal uyarıları bulunmayan sigarayı
ticari amaçla bulundurma suçundan 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla
Mücadele Kanunu'nun 3. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile 13. maddesi uyarınca
cezalandırılması, ayrıca 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun
54. maddesinin uygulanması talep edilmiştir.
13. Başvurucu, savunmasında suçlamayı kabul etmediğini ve
kendisine ait 26 RP 236 plaka sayılı aracını satmak için Van'a getirdiğini,
ancak galericilerle anlaşamayınca aracını satamadığını belirtmiştir. Başvurucu
ayrıca kendisi ve eşi günde 2-2,5 paket sigara tükettikleri için ve kendilerine
getirdikleri hediyelere karşılık olarak akrabalarına vermek amacıyla sigara
satan kişilerden bir miktar sigara almaya karar verdiğini, sigaraları ticari
amaçla almadığını belirterek suçun unsurlarının oluşmadığını savunmuştur. 3/1/2002
tarihli ve 4733 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının
Düzenlemesine Dair Kanun'un 8. maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanma
ihtimaline binaen 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun
226. maddesi gereğince başvurucunun ek savunması alınmıştır.
14. Van 1. Asliye Ceza Mahkemesince (Mahkeme) 20/1/2011
tarihinde suça konu sigaralar için keşif yapılmıştır. Uzman teknik bilirkişi
13/5/2011 tarihli raporunda; yakalanan sigaraların kaçak yollarla ülkeye
sokulduğunu, sigaraların üzerinde TEKEL bandrolünün olmadığını ve sigaraların
yurt dışı üretimi olduğunu belirtmiştir. Araç üzerinde 27/1/2011 tarihinde
yapılan keşif üzerine hazırlanan aynı tarihli bilirkişi raporunda; araçta gizli
bir bölmenin mevcut bulunmadığı, aracın yüküne göre hacim bakımından ağırlıklı
bir bölümünü tutmadığı, aracın ikinci el fiyatının 12.000 TL olduğu
belirtilmiştir. Van Gümrük Müdürlüğünün 2/6/2017 tarihli yazısına ekli
belgelere göre sigaraların gümrüklenmiş değerinin 40.568,40 TL olduğu tespit
edilmiştir. Mahkemece de bilirkişi raporlarına göre suça konu sigaraların
gümrüklenmiş değeri 40.568,40 TL olarak belirlenmiştir.
15. Mahkemece 22/1/2013 tarihinde, başvurucunun ve diğer
sanık N.K.nın bandrol ve yasal uyarıları bulunmayan sigarayı ticari amaçla bulundurma
suçunu işlediği gerekçesiyle 4733 sayılı Kanun'un 8. maddesinin (4) numaralı
fıkrası uyarınca ve 5237 sayılı Kanun'un 62. maddesi de uygulanarak 2 yıl 11 ay
hapis cezası ve 25.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, kaçak
eşyanın 5237 sayılı Kanun'un 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre
müsadere edilmesine, elkonulan 26 RP 336 plakalı nakil aracın da müsadere
edilmesine karar verilmiştir.
16. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"... Yapılan yargılama, toplanılan
deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, suç tarihinde
güvenlik görevlilerinin sanıkların sevk ve idaresinde bulunan 26 PR 336 plaka
sayılı araç ile birlikte seyir halinde iken yapılan kontrolde suça konu
sigaraların ele geçirildiği, sanıkların sigaralara ilişkin olarak herhangi bir
fatura veya belge ibraz etmediğinden, sanıklar hakkında 5607 sayılı yasanın 3/5 maddesi gereğince
cezalandırılmaları talebi ile mahkemeye kamu davası açılmış ise de suç tarihi
dikkate alındığında sanıkların eyleminin 4733 sayılı yasanın 8/4 maddesi
kapsamında kaldığı ve sanıklara mahkememizce 4733 sayılı yasanın 8/4 maddesi
gereğince ek savunma hakkı verildiği, sanıklar ek savunmasında önceki
savunmasını aynen tekrar ettiğinden sanıklar hakkında 4733 sayılı yasadan hüküm
kurulmuş, Bilirkişi raporuna göre suça konu sigaraların kaçak olduğundan
müsaderesine, her ne kadar bilirkişi raporunda araçta yakalanan sigaraların
aracın ağırlıklı bir bölümünü oluşturmadığını belirtmiş ise de, Yargıtay Ceza
Genel Kurulunun 27/03/2012 Tarih ve 2011/7-346 Esas, 2012/124 sayılı kararında
dava konusu kaçak sigaraların araç olmaksızın bir insan tarafından taşınması
mümkün olmadığı, aynı araç sanıklar tarafından daha önce de kaçakçılık suçunda
kullanıldığı, kaçak sigaraların miktarı, hacmi, ağırlığı, araçla kat edilen
mesafe nazara alındığında nakilde kullanılan araç suçun işlenmesine tahsis
edildiğine dair, yerel mahkemenin kararını onadığı anlaşılmakla, sanığın suçta
kullandığı aracın müsaderesine karar verilmiştir. ''
17. Karar, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 7. Ceza Dairesi (Daire) 28/3/2016 tarihinde hükmü bozmuştur. Daire,
ele geçen sigara miktarı ve yasada öngörülen cezanın üst sınırı gözetilerek
cezada orantılılık ilkesine göre daha yüksek miktarda kaçakçılık eyleminde
bulunan kişilere verebilecek cezaya göre hakça artırım yapılması gerektiğini
belirtmiştir. Daire ayrıca Anayasa Mahkemesinin 8/10/2015 tarihli ve
E.2014/140, K.2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin
bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle anılan maddenin yeniden
değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğunu açıklamıştır.
18. Bozma kararına uyan Mahkeme 7/3/2018 tarihinde,
sanıkların 4733 sayılı Kanun'un 8. maddesinin (4) numaralı fıkrası uyarınca ve
5237 sayılı Kanun'un 62. maddesi de uygulanarak 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezası
ve 10.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına hükmetmiştir. Ancak 5271
sayılı Kanun'un 231. maddesinin (5) numaralı fıkrasındaki koşulların
gerçekleştiği kanaatiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) ve
aynı maddenin (8) numaralı fıkrasına göre başvurucunun 5 yıl süreyle denetime
tabi tutulmasına karar verilmiştir. Mahkeme bunun yanında kaçak eşyanın 5237
sayılı Kanun'un 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre müsadere edilmesine,
elkonulan 26 RP 336 plakalı nakil aracının da müsadere edilmesine karar
vermiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Sanıklar N.K. ve Cenk ÇELİK
hakkında olay günü sanık Cenk'e ait 26 RP 336 plakalı araçla seyir halinde
oldukları, söz konusu araçla kaçak sigara sevkiyatı yapılacağı konusunda ihbar
üzerine aracın durdurularak Cumhuriyet Savcısınca verilen arama emri üzerine
arama yapıldığı ve suça konu araçta 10.000 paket üzerinde TAPDK bandrolü
olmayan sigara ele geçirildiği sigaraların üzerinde TAPDK bandrolünün olmaması
gözetilerek 4733 sayılı Kanun'un 8/4 maddesi kapsamındaki üzerlerinde bandrol
bulunmayan tütün mamüllerini ticari amaçla bulundurma suçu uyarınca
cezalandırılması yoluna gidilmiştir. Sanıkların daha önceden kasıtlı bir suçtan
mahkumiyetinin bulunmadığı kamu zararının giderilmesi sanıkların yeniden suç
işlemeyeceği hususunda mahkememizde kanaat hasıl olması nedenleriyle 5271
sayılı CMK'nın 231. maddesinde değişiklik yapan 5728 sayılı Kanun'un 562.
maddesi ile değişik hükmü de dikkate alınarak 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesi
uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve suçta kullanılan aracın
5607 sayılı Kanunun 13/1-b maddesinde belirtilen müsadere şartlarının
bulunduğu, araç değerinin yine bilirkişi raporunda 12.000 TL olarak tespit
edildiği, oysa suça konu eşyaların değerinin çok daha fazla olduğu görülmekle
suçta kullanılan aracın şartları taşıdığından karar kesinleştiğinde
müsaderesine, adli emanetin 2011/287 sırasına kayıtlı eşyaların da dosyada
delil olarak saklanılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ."
19. Başvurucu, karara itiraz etmiş; Van 1. Ağır Ceza
Mahkemesinin 13/4/2018 tarihli kararı ile itirazın reddine karar verilmiştir.
Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"... Her ne kadar sanıklar müdafii
tarafından Van 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 07/03/2018 tarihli ve
2016/283 Esas, 2018/213 Karar sayılı HAGB kararına itiraz edilmişse de; sanık
Cenk ÇELİK'in 18/10/2017 tarihli celsede, sanık Necdet KARAŞ'ın ise 03/11/2017
tarihli celsede alınan ifadelerinde HAGB kararını kabul ettikleri, sanıkların
sabıkasız olduğu ve Van 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararının usul ve kanuna
uygun olduğu anlaşılmakla karara yönelik itirazın reddine karar vermek gerekmiş
ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..."
20. Nihai karar 27/4/2018 tarihinde başvurucu tarafından
öğrenilmiştir.
21. Başvurucu 18/5/2018 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. Bireysel Başvuru Tarihinden Sonraki Süreç
22. Müsadere kararı doğrultusunda başvurucu tarafından
suça konu araç ilgili gümrük idaresine 6/6/2018 tarihinde teslim edilmiş ve
gümrük müdürlüğünce tasfiye işlemlerine başlanmıştır.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
23. Mahkemenin 21/10/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları ve Bakanlık Görüşü
24. Başvurucu; astsubay olarak görev yaptığı Muş'tan
aracını satmak için Van'a gittiğini, aracın aranması sonucu ele geçen kullanmak
için satın aldığı sigaralar ile ilgili olarak bandrol bulunmayan tütün
mamullerini ticari amaçla bulundurma suçundan açılan davada HAGB kararı
verildiğini belirtmiştir. Başvurucu, bilirkişi raporunun lehine olmasına rağmen
gerekçeli kararda bu rapora atıf yapılarak söz konusu raporun aksi yönünde
karar verilip aracın müsadere edildiğini, bu nedenle adil yargılanma ve
mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
25. Bakanlık görüşünde, müsadere yönündeki müdahalenin
kanuni bir dayanağının bulunduğu ve aracın müsaderesinin suçun önlenmesinin
önemi dikkate alındığında bireysel çıkardan daha üstün bir kamu yararı amacı
taşıdığı belirtilerek müdahalenin ölçülü olduğu kanaati bildirilmiştir.
B. Değerlendirme
26. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 51. maddesi ile Anayasa
Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 83. maddesi gereği başvurucunun istismar
edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru
hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir
ve yargılama giderleri dışında ilgilinin 2.000 TL'den fazla olmamak üzere
disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir.
27. Genel olarak bir hakkın öngörüldüğü amaç dışında ve
başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye
edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının anılan düzenlemelerle
bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı açıkça görülmektedir. Bu
bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve Anayasa
Mahkemesinin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların
başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (S.Ö.,
B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28; Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No:
2013/1013, 2/7/2015, § 31).
28. Bu kapsamda özellikle Anayasa Mahkemesini yanıltmak
amacıyla gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve
belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur
hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan
ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler
hakkında Anayasa Mahkemesinin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında
doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri
sınırları saklı kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette
hakaret, tehdit veya tahrik edici bir üslup kullanılması, söz konusu başvuru
yolu kapsamında ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan
kaldırılmasına ilişkin amaçla bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda
bulunulması durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul
edilebilecektir (S.Ö., § 29; Mehmet Güven Ulusoy, § 32; Osman
Sandıkçı, B. No: 2013/6297, 10/3/2016; Selman Kapan ve diğerleri, B.
No: 2013/7302, 20/4/2016).
29. Başvurucu, bireysel başvuru formunda başvuru konusu
olayla ilgili olarak aracında 500 paket sigara ele geçirildiğini ve değerinin
6.000 TL olduğunu ileri sürmüş ise de başvuru konusu dosya kapsamına göre
başvurucunun 40.568,40 TL değerinde 10.000 paket sigara ile yakalandığı
anlaşılmaktadır.
30. Somut olayda başvurucuya ait araçta kaçak sigara
sevkiyatı yapıldığı ihbarı üzerine emniyet görevlileri tarafından yapılan
aramada 10.000 paket kaçak sigara ele geçirildiği ve başvurucu hakkında 1 yıl
11 ay 10 gün hapis cezası ile 10.000 TL adli para cezasına hükmedilerek HAGB
karar verildiği, başvurucunun bu vaka temelinde anayasal haklarının ihlal
edildiği iddiası ile bireysel başvuruda bulunduğu ancak ihlal iddiasına konu
maddi vakalarla ilgili yanıltıcı beyanda bulunduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle
başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle reddine karar
verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
31. Bu durumda avukat Mesut Yıldırım aleyhine Anayasa
Mahkemesini yanıltıcı nitelikte başvuru yapması nedeniyle 6216 sayılı Kanun'un
51. maddesi ve İçtüzük’ün 83. maddesi uyarınca takdiren 500 TL disiplin para
cezasına hükmedilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçeyle;
A. Başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle
REDDİNE,
B. 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve Anayasa Mahkemesi
İçtüzüğü'nün 83. maddesi uyarınca avukat Mesut Yıldırım'ın 500 TL disiplin para
cezası ile CEZALANDIRILMASINA,
C. Kararın bir örneğinin Ankara Barosuna ve Türkiye
Barolar Birliğine GÖNDERİLMESİNE,
D. Yargılama giderlerinin başvuran üzerinde
bırakılmasına,
E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına
GÖNDERİLMESİNE 21/10/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.