TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
İHSAN YAŞAR VE ENGİN BASIN YAYIN SANAYİ TİCARET LTD. ŞTİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2018/17768)
Karar Tarihi: 16/11/2023
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportörler
Mustafa İlhan ÖZTÜRK
Denizhan HOROZGİL
Başvurucular
1. İhsan YAŞAR
2. Engin Basın Yayın Sanayi Ticaret Ltd. Şti
Vekili
Av. Ramazan DEMİR
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, terör örgütüne üye olma ve terör propagandası yapma suçlarından başlatılan bir ceza soruşturması sırasında verilen kayyım atama kararı nedeniyle mülkiyet hakkı ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 1/6/2018 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
A. Zeytin Dalı Harekâtına İlişkin Arka Plan Bilgisi
5. Türkiye'de uzun süredir devam eden, terör örgütlerinin neden olduğu şiddetin ve terör olaylarının sona erdirilmesi ve sınır güvenliğini sağlamak amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Suriye’nin kuzeybatısında yer alan Afrin bölgesinde, PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ’a mensup teröristleri etkisiz hâle getirmek üzere 20/1/2018 tarihinde saat 17.00'den itibaren kamuoyunda Zeytin Dalı Harekâtı olarak bilinen operasyonlar başlatılmıştır.
6. Harekât boyunca 7 belde merkezi, 282 köy, 6 köy altı yerleşim, stratejik 23 dağ veya tepe, 1 baraj, 1 havaalanı, 1 üssün de dâhil olduğu 50 stratejik nokta ve toplam 332 bölge Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kontrol altına alınmıştır. 18/3/2018'de Afrin kent merkezi, 24/3/2018'de ise Afrin ilçesinin tamamının güvenlik güçlerince kontrol altına alınması ile harekât sona erdirilmiştir.
7. 2018 yılının Mayıs ayında bazı resmî görevlilerin açıklamalarına göre operasyon sırasında en az 4.600 terörist öldürülmüş, 54 Türk askeri şehit olmuştur. Birleşmiş Milletler Suriye İnsani Yardım Koordinatörlüğü tarafından Afrin'den yaklaşık 100 bin kişinin çatışma bölgelerinden başka bölgelere göç etmek zorunda kaldığı ileri sürülmüştür.
B. Bireysel Başvuruya İlişkin Süreç
8. Birinci başvurucu, ikinci başvurucu olan Engin Basın Yayın Sanayi Ticaret Limitet Şirketinin (Şirket) bünyesinde yayın yapan Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin imtiyaz sahibi ve anılan Şirketin tek ortağıdır.
9. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) anılan gazetede süreklilik ve çeşitlilik gösterecek şekilde PKK/KCK terör örgütü lehine propaganda içeren yayınlar yapıldığı gerekçesiyle birinci başvurucu hakkında soruşturma başlatmıştır. Soruşturma kapsamında Şirket bünyesinde faaliyet gösteren, 29/10/2016 tarihli ve 29872 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'yle (675 sayılı KHK) kapatılan Özgür Gündem isimli gazetenin devamı niteliğinde olduğu değerlendirilen Özgürlükçü Demokrasi isimli gazetenin Zeytin Dalı Harekâtının başladığı 20/1/2018 tarihi ile 15/3/2018 tarihi arasındaki nüshaları tek tek incelenerek İnceleme ve Tespit Tutanağı düzenlenmiştir. Yapılan tespitlere göre anılan gazetedeki haberler şöyledir:
"20/1/2018 tarihli nüshasının ilk sayfasında; 'Savaş Çığırtkanlığına Hayır' manşeti altında, PKK/KCK terör örgütünün ve örgütün Suriye uzantısı YPG'nin ve kadın teröristlerin bulunduğu YPJ'nin simge ve sembolleri ile terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın fotoğraflarını taşıyan şahısların görselini kullanarak 'direniş' ifadesi ile askeri harekata karşı 'bataklığın içine gömülürsünüz' ifadesine yer verildiği, ikinci sayfada silahlı bir kadın teröristin bir kız çocuğuna sarılırken çekilmiş fotoğrafı eşliğinde verilen yazıda, bir terör eyleminde ölen örgüt mensubunu sözde 'şehit' olarak dile getirmek suretiyle öven ve sözde 'direnişi büyütme, şehitlerin ideallerini gerçekleştirme' çağrılarıyla terör eylemlerine katılımı teşvik eden örgüt açıklamasının paylaşıldığı, aynı sayfanın alt kısmında Abdullah Öcalan'ın 'savaşan halk gerçekliği' ve 'savaş komünalizmi yaratın' şeklindeki şiddete ve teröre çağrı içeren örgütsel talimatlarına aynen yer verilmiştir.
21/1/2018 tarihli nüshasının ilk sayfasında; 'Kobane Ruhu Canlanıyor' manşeti altında, terörist kamuflajı giymiş bir kadın fotoğrafı eşliğinde PKK/KCK terör örgütünün Suriye uzantıları YPG ve YPJ teröristleri 'savaşçı' olarak dile getirilerek övüldükleri ve Türk Ordusunun Afrin'deki ilerlemesini 4 askerimizi öldürerek püskürttükleri şeklinde ifadeler kullanılmıştır. PKK yürütme komitesi üyesi sıfatıyla belirtilen Murat Karayılan'ın 'Efrin yiğitleri kutsal topraklarını savunacaklar' şeklinde Afrin'deki terörist unsurları açıkça öven örgütsel açıklamasına yer verildiği, altıncı ve yedinci sayfalarda bölücü terör örgütü sembolü ve silahlı kadın terörist figürleriyle oluşturulmuş resim eşliğinde 'Kobane Ruhuyla Uluslararası Seferberlik' başlığı altında Afrin'deki terörist unsurlara tüm dünyadan destek kampanyalarının geldiği ileri sürülmüştür.
22/1/2018 tarihli nüshasının ilk sayfasında; 'Efrin Direnişi' manşeti altında terör örgütü YPG amblemli kumaş parçaları eşliğinde çekilmiş silahlı örgüt mensuplarının fotoğrafı ile verilen haberde Afrin'de terör örgütü PYD/YPG'ye karşı gerçekleştirilen askeri harekatta sivillerin öldürüldüğü iddialarına yer verilmiştir. Bu yazının hemen yanında 'Efrin Tarihi Final Olacak' başlıklı yazıda, terör örgütü YPG'nin sözde 'genel komutanı' sıfatıyla belirtilerek meşru gösterilmeye çalışılan bir teröristin, 'direnişimiz ve savaşımız büyük olacak' şeklinde örgütün faaliyetlerini öven ve terör eylemlerine katılmayı teşvik eden sözlerine yer verilmiş, bu yazının hemen altında terör örgütü PYD'nin amblemiyle, Afrin'de yürütülen harekata karşı 'Efrin tüm düşmanlarını yenilgiye uğratacak' şeklinde örgütün açıklamasına yer verilmiştir. Beşinci sayfada terör örgütünü YPG'nin amblemi ve silahlı teröristlerin görselleri eşliğinde YPG'nin sözde 'genel komutanı' olarak gösterilen bir teröristin, YPG ve YPJ'nin 'halkı teröristlerden kurtardığı' ifadesine yer verilmiştir. Altıncı sayfada 'TSK'ye Ağır Darbe' başlığı altında 'YPG/YPJ'nin sert direnişi, ...YPG ve YPJ savaşçıları Cinderes ilçesinin Hemam köyüne işgal girişiminde bulunan Türk ordusunu püskürttü, TSK'nin onlarca cenazesinin YPG/YPJ denetiminde kaldığı...' şeklinde ifadeler kullanılmıştır.
23/1/2018 tarihli nüshasının ilk sayfasında; 'Topraklarımızı Terk Etmeyeceğiz' manşeti altında PYD/YPG'ye karşı gerçekleştirilen harekatı 'işgal' olarak niteleyen, haberlere yer verildiği, harekatta ordunun terör örgütü karşısında 'ağır darbe' aldığına dair iddialarda bulunulduğu, YPG amblemiyle çekilmiş fotoğrafları yer alan ve YPG amblemli kumaş parçasına sarılmış bir kısım terörist cenazelerinin görseli eşliğinde, harekatta ölen teröristler için 'sivil' ifadesinin kullanıldığı görülmüştür. Altıncı sayfanın alt kısmında 'Başkaldırıyoruz' başlığı altında omzunda terör örgütü amblemi olan bir silahlı teröristin fotoğrafı eşliğinde Harekatta etkisiz hale getirilen silahlı YPG mensubu teröristler için 'savaşçı' ifadesinin kullanıldığı, 'QSD: Kazanacağız' ve 'YPG Komutanı Siphan Hemo: Zafer Efrin'in Olacak' başlıklı yazılarda sözde 'QSD komutanları' ve 'YPG komutanı', 'direniş' şeklinde ifadeler kullanılmıştır.
24/1/2018 tarihli nüshasının ilk sayfasında; bir stadyumda toplanmış kadın ve erkek teröristlerin fotoğrafı eşliğinde verilen 'Binlerce Savaşçı Efrin'e Doğru' başlıklı yazıda teröristler için 'Öz savunma birlikleri' ifadesi kullanılarak övgüyle bahsedildiği, YPG'nin simge ve sembolleri ile Abdullah Öcalan'ın fotoğraflarını taşıyan terör destekçisi birkaç kişinin fotoğraflarına yer verildiği görülmüştür.
25/1/2018 tarihli nüshasının altıncı sayfasının üst kısmında; 'BÖG: Eylem Zamanıdır' başlıklı yazıda 'Birleşik Özgürlük Güçleri Rojava (batı kürdistan) Komutanlığı' olarak belirtilen terör örgütü uzantısının 'Türkiye devrimci hareketini Efrin işgaline karşı ortak duruş ve eyleme, örgütlenmeye ve sokağa, mücadeleye ve ayaklanmaya çağırıyoruz' şeklindeki örgütsel eylem çağrısı içeren örgüt açıklamasının paylaşıldığı, altıncı sayfanın sol tarafında Zeytin Dalı Harekatı'nda bölücü terör örgütünün Türk Ordusu'nu bozguna uğrattığı iddiasıyla birlikte terör örgütü üyelerinin övüldüğü görülmüştür. Aynı nüshada silahlı bir kadın terörist fotoğrafı eşliğinde verilen 'Efrin Halkı: İrademiz Kırılamaz' başlıklı yazıda 'YPG ve YPJ halkını korumak için kahramanca bir direniş sergiliyor, bizler de hepimiz YPG ve YPJ'nin direnişine destek vereceğiz' sözlerine yer verilmiştir.
26/1/2018 tarihli nüshasının ilk sayfasında; askeri harekat 'işgal' olarak nitelenmiş, YPG/YPJ'nin amblemleri ve Abdullah Öcalan'ın fotoğrafı eşliğinde bir araya gelmiş roketli, tüfekli yüzleri maskeli teröristlerin görseliyle, 'enternasyonal savaşçı' olarak dile getirilen yabancı teröristlerin Afrin'e doğru yola çıktığı şeklinde terör örgütüne katılımı ve silahlı terör eylemlerine başvuruyu teşvik edecek açıklamanın bulunduğu görülmüştür. İkinci sayfada bir kadın teröristin fotoğrafı altında, terör örgütü PYD'nin sözde eş sözcüsü sıfatıyla bildirilen bir teröristin Afrin'deki terör eylemleri için 'büyük bir direniş sergiledikleri' ifadelerine yer vermiştir. Altıncı ve yedinci sayfalarda PKK/KCK terör örgütünün ve örgütün Suriye uzantısı YPG'nin simge ve sembollerini, Abdullah Öcalan'ın fotoğraflarını taşıyan terör destekçisi bir kısım grupların ve silahlı teröristlerin fotoğraflarıyla terör örgütünün Afrin'deki protesto eylemlerinin 'onbinlerce' kişi tarafından desteklendiği yönünde iddialara yer vermiştir.
- 27/1/2018 tarihli nüshasının altıncı sayfasında teröristler hakkında 'Savaşçılara büyük uğurlama' ve 'savaşçı' ifadeleri kullanılmış, terör eylemleri için 'tarihi direniş' ifadesine yer verilmiş, yedinci sayfada 'Halk Mevzilerde Bir Karış vermeyeceğiz' ve 'Biz direniyoruz siz de direnin' başlıklı yazılarda Abdullah Öcalan'a selam gönderilmiştir. Altıncı ve yedinci sayfaların genelinde PKK/KCK terör örgütünün ve örgütün Suriye uzantısı YPG/YPJ'nin simge ve sembollerini, Abdullah Öcalan'ın fotoğraflarını taşıyan terör destekçisi küçük grupların görselleri eşliğinde verilen 'Direniş Sınırı Aştı', 'Büyük direneceğiz büyük kazanacağız', 'Avrupa'yı kobane ruhuyla Efrinleştirelim' ve 'Halklar: Hepimiz Efrin'iz' başlıklı yazılarda Afrin'deki teröristlerin şiddet eylemlerinin 'direniş' olarak nitelendirildiği görülmüştür.
28/1/2018 tarihli nüshasının ilk sayfasında; 'Dünya Efrin Günü' manşeti altında PKK/KCK bölücü terör örgütünün ve örgütün Suriye uzantısı YPG'nin simge ve sembollerini, Abdullah Öcalan'ın fotoğraflarını taşıyan terör destekçisi bir grup şahsın fotoğrafları ile yer verilen yazıda, Afrin'deki teröristlerin şiddet eylemlerinin 'direniş' olarak nitelendirildiği, Zeytin Dalı Harekatının ise 'işgal girişimi' olarak nitelendirildiği görülmektedir. İkinci sayfada 'the rojava revolution - rojava (batı/Suriye) devrimi' ibaresi, bölücü terör örgütünün kadın yapılanması YPJ amblemi taşıyan bir kadın terörist figürü ve silahlı iki terörist silueti ile örgüt sembolleriyle oluşturulmuş bir resim yanında 'Efrin Zaferdir Artık' başlığıyla verilen yazıda, Afrin'deki terörist ve şiddet eylemleri hakkında 'görkemli duruş, zaferin müjdesi, zafer direnişi' söylemleri kullanılmıştır.
29/1/2018 tarihli nüshasının ikinci sayfasında; silahlı kadın teröristlerin kırsalda çekilmiş bir fotoğrafı eşliğinde 'Efrinde daha fazlasını yapacağız' başlığı altında Suriye'de faaliyet gösteren terör örgütünün, kadın teröristlerinin bulunduğu kanadı olan YPJ sözcüsünün 'çağın direnişi', 'fedaice savaşmanın destanı' ve 'yeni bir kahramanlık aşaması' söylemlerine yer verilmiştir. Altıncı sayfasında, intihar saldırısı gerçekleştirmek üzere tertibat almış bir kadın teröristin fotoğrafı eşliğinde verilen 'Efrin'in Arin'i Avesta' başlıklı yazıda Afrin Harekatı'nda intihar saldırısı gerçekleştiren bir YPJ teröristi 'şehit' ve 'savaşçı' olarak belirtilmiş, intihar saldırısı için 'fedai eylem' ifadesi kullanılmıştır.
30/1/2018 tarihli nüshasının ilk sayfasında, 'Efrin Onurumuzdur' başlıklı yazıda YPG terör örgütünün simge ve amblemlerinin yer aldığı görseller kullanılmış, beşinci sayfasında 'Efrin Kazanacak' başlıklı yazıda PKK/KCK terör örgütü üyesi kadın teröristlerin eylemleri için 'muhteşem direniş' ifadesi kullanılmıştır. 'Zeytin Dalı'nı zakkum zehrine çevireceğiz' başlıklı yazıda terör örgütünün Suriye uzantısında faaliyet gösteren ve Zeytin Dalı harekatına karşı terörist şiddet eylemleriyle karşı koymaya çalışan teröristlerin 'Erdoğan'ın zeytin dalı saldırılarını zakkum zehrine çevireceğiz' şeklindeki açıklamalarına yer verilmiştir.
31/1/2018 tarihli nüshasının altıncı ve yedinci sayfalarında; YPG terör örgütü amblemi taşıyan silahlı bir teröristin fotoğrafına ve örgüt simgeleri taşıyan örgüt sempatizanı bir gruba ait görsellerin yer aldığı 'avesta direnişin adı oldu' başlıklı yazıda sözde 'YPG Genel Komutanlığı' olarak tabir edilen terör örgütü yapılanmasının açıklamasında geçen 'Osmanlı Saltanatı nasıl düştüyse, Erdoğan da Efrin direnişiyle düşecek, Sonuna dek Erdoğan'ın ordusu ve çetelerinin yenilgisi için fedai ruhla hareket edeceğiz' şeklindeki ifadelere yer verilmiştir.
1/2/2018 tarihli nüshasının ilk sayfasında; 'Yönümüz Efrin'e Doğru' başlığının yanında terör örgütünün simge ve sembollerini taşıyan bir kalabalığın bulunduğu görsel paylaşılmış, altıncı ve yedinci sayfalarında, 'Hezimetin Faturası Sivile, Milyonlar Efrin Yolunda' manşeti altında Abdullah Öcalan'ın fotoğrafı ve örgüt sembolleri içeren pankart ve flamalarla yürüyüş yapan bir kalabalığın fotoğrafına yer verilmiştir. Yedinci sayfanın alt tarafında silahlı bir kadın teröristin fotoğrafına yer verilerek 'Güney gençliği kararlı' başlıklı yazıda da yine örgütsel simge ve semboller içeren pankart ve flamalar taşıyan birkaç kişinin fotoğrafı kullanılmıştır.
2/2/2018 tarihli nüshasının ikinci sayfasında; terörist fotoğraflarına yer verilerek terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda kendini yakan ve Afrin harekatına karşı intihar saldırısı düzenleyen kadın teröristlerin şiddet eylemlerinden bahsedilerek 'şimdi sahiplenme zamanıdır', 'mücadele' ve 'direniş' şeklinde ifadeler kullanılmıştır.
3/2/2018 tarihli nüshasının ilk sayfasında; 'Efrin'de 15. gün geçit yok' başlıklı yazıda harekatın 15. gününde Türk Ordusu'nun ilerleme kaydedemediği şeklinde iddialara yer verilmiş, altıncı ve yedinci sayfalarda PKK/KCK bölücü terör örgütünün simge ve sembolleri ile Abdullah Öcalan'ın fotoğraflarını içeren çok sayıda görsellerin yanında 'direniş' ifadesi kullanılmıştır.
4/2/2018 tarihli nüshasının ilk sayfasında; YPG'nin simge ve sembollerini taşıyan terör destekçisi bir grup şahsın fotoğrafları ile yer verilen yazıda Afrin'deki teröristlerin şiddet eylemleri için 'büyük direniş' ifadesi kullanılmıştır. 'Efrin Kahramanlarını Uğurladı' başlıklı yazıda çatışmalarda ölen teröristler için "şehit" denilmiştir.
5/2/2018 tarihli nüshasının ilk sayfasında; 'Efrin Tarih Yazıyor' manşeti altında PKK/KCK terör örgütünün ve örgütün Suriye uzantısı YPG'nin simge ve sembollerini, Abdullah Öcalan'ın fotoğraflarını taşıyan terör destekçisi bir grup şahsın fotoğrafları ile yer verilen yazıda Afrin'deki teröristlerin şiddet eylemleri için 'direniş' ifadesi kullanılmıştır.
6/2/2018 tarihli nüshasının ikinci sayfasında; YPG arması taşıyan silahlı kadın teröristlerin fotoğrafının yanındaki 'direnen kadından korkuyorlar' başlıklı yazıda kadın teröristlerin silahlı örgütsel faaliyetleri 'direniş ve mücadele' olarak nitelendirilmiştir.
7/2/2018 tarihli nüshasının ilk sayfasında; 'Direniş Buluşması' manşeti altında PKK/KCK terör örgütünün ve örgütün Suriye uzantısı YPG'nin simge ve sembollerini, Abdullah Öcalan'ın fotoğraflarını taşıyan terör destekçisi bir grup şahsın fotoğrafları ile yer verilen yazıda Afrin'deki teröristlerin şiddet eylemleri 'direniş' olarak nitelendirilmiştir. İkinci sayfanın alt kısmında bir kadın teröristin havan topu yanında çekilmiş fotoğrafına yer verildiği, bu fotoğraf altında 'kimse bu topraklara el atamaz' başlıklı yazıda terör örgütünün Suriye'de faaliyet gösteren kadın teröristlerden oluşan sözde birimi YPJ'nin sözde ağır silah tabur komutanı olarak belirtilen teröristin 'Türkiye şunu iyi bilsin: nasıl ki kobane topraklarına el uzatmaya çalıştı, biz o eli indirdik, Efrin toprağını da ona bırakmayacağız. Bir tek YPG ve YPJ savaşçısı kalana kadar; Türkiye Efrin'e el atamayacak.' şeklindeki açıklamalarına yer verilmiştir.
8/2/2018 tarihli nüshasının ilk sayfasında; 'Kadınlar Devrimine Sahip Çıkıyor' başlığı altında PKK/KCK bölücü terör örgütünün ve örgütün Suriye uzantısı YPG'nin simge ve sembollerini, Abdullah Öcalan'ın ve kadın teröristlerin fotoğraflarını taşıyan terör destekçisi bir grup şahsın fotoğrafına yer verilmiş, ikinci sayfada aynı fotoğraf ve başlıkla verilen yazıda 'YPJ onurumuzdur' ifadesi kullanılmıştır.
9/2/2018 tarihli nüshasında; YPG amblemi içeren bir kumaş parçası ve zırhlı araç görseliyle verilen yazıda terör örgütünün 'Cizir Fırtınası Hamlesi' isimli terörist eylemleri övülmüş, PKK/KCK terör örgütünün simge ve sembollerini taşıyan terör destekçisi bir grup şahsın görseline yer verilmiştir. Altıncı ve yedinci sayfalarda PKK/KCK bölücü terör örgütünün ve örgütün Suriye uzantısı YPG'nin simge ve sembolleri ile Abdullah Öcalan'ın fotoğraflarını taşıyan terör destekçisi küçük bir grubun görseli altında Afrin'deki teröristlerin şiddet eylemleri için 'Çağın Direnişi' ifadesi kullanılmıştır.
10/2/2018 tarihli nüshasında; 'Özgürlük Yürüyüşü Devam Ediyor' başlıklı yazıda PKK/KCK bölücü terör örgütünün simgesi ve sembolleri ile Abdullah Öcalan'ın yer aldığı görsellerle birlikte Afrin'de faaliyet gösteren silahlı kadın teröristlerden örgütsel açıklamasına aynen yer verilmiştir.
11/2/2018 tarihli nüshasının ilk sayfasında; Afrin'de faaliyet gösteren bölücü terör örgütü mensuplarının görseli yanında 'tarih yazan direniş' ifadesi kullanılmış, diğer bir yazıda ise PKK/KCK bölücü terör örgütünün simgesi ve sembollerine yer verilmiştir. Yedinci sayfada PKK/KCK bölücü terör örgütünün ve örgütün Suriye uzantısı YPG'nin simge ve sembollerini taşıyan terör destekçisi şahısların görselleri ile 'Halklar Efrin'le yürüyor' ve 'Kuzey Suriye zafere kadar eylemde' başlıkları altında Afrin'deki terörist eylemler için 'direniş' ifadesini kullanmıştır.
12/2/2018 tarihli nüshasının ilk sayfasının sağ alt tarafında; PKK/KCK terör örgütünün simgesi ve sembollerinin bulunduğu bir yürüyüşün fotoğrafına ve 'Efrin Vietnamlaşıyor' başlıklı yazıda YPG terör örgütünün sözde komutanı sıfatıyla açıklama yapan bir teröristin Afrin'in Türk Ordusu için Vietnam olacağı yönündeki beyanlarına yer verilmiştir.
13/2/2018 tarihli nüshasının ilk sayfasında; 'Özgürlük Yürüyüşçüleri BM'ye Doğru' sürmanşeti altında PKK/KCK terör örgütünün simgesi ve sembollerinin bulunduğu bir yürüyüşün fotoğrafına yer verilmiş ve ikinci sayfada 'güneşe dokunan kadınlar' başlığı altında örgütsel amaçlar uğruna kendini yakan kadın örgüt mensuplarından övgüyle bahsedilmiştir.
14/2/2018 tarihli nüshasında sürmanşette 'Adımlar Efrin ve Öcalan için...' başlığı altında PKK/KCK terör örgütünün simgesi ve sembolleri ile intihar saldırısı gerçekleştirmiş bir kadın teröristin fotoğraflarını taşıyan terör destekçisi bir grup kadının görseline yer verilmiştir.
15/2/2018 tarihli nüshasının ilk sayfasında; 'Komplo Kaybediyor Öcalan Kazandırıyor' manşeti altında; PKK/KCK terör örgütünün simgesi ve sembollerinin bulunduğu bir yürüyüşün fotoğrafına yer verilmiştir. 'Efrin Direnişi' başlığı altında terör örgütünün Suriye uzantıları YPG ve YPJ'nin eylemlerinden bahsedilmiştir.
16/2/2018 tarihli nüshasının ilk sayfasında; PKK/KCK terör örgütünün ve örgütün Suriye uzantısı YPG/YPJ'nin simge ve sembollerini taşıyan terör destekçisi küçük grupların görselleri paylaşılıp, Afrin'deki terörist eylemleri için 'çağın direnişi' ifadesi kullanılmıştır.
17/2/2018 tarihli nüshasının ikinci sayfasında, YPG ve YPJ amblemleri içeren flamalar altında çekilmiş silahlı kadın ve erkek teröristlerin fotoğrafı eşliğinde verilen 2Efrin'de direnen kadınlarla gurur duyuyoruz' başlıklı yazıda YPJ teröristleri için 'savaşçı' ifadesinin kullanılmış, yedinci sayfada üzerinde YPG amblemleriyle çekilmiş fotoğrafları asılı olan terörist cenazeleri için 'Çağın Direniş Kahramanları' denilmiştir.
18/2/2018 tarihli nüshasının ilk sayfasında; 'O Kilit Kırılana Kadar' manşeti altında PKK/KCK ve YPG/YPJ terör örgütlerinin simge ve sembollerini taşıyan terör destekçisi bir grubun görseli eşliğinde 'Efrin Direnişi' şeklinde ifadeler kullanılmıştır. Altıncı sayfanın alt kısmında harekatta öldürülen teröristler için 'Halep'te anıldılar', 'Kobane şehidini uğurladı', 'YPG savaşçısı', 'Çağın Direnişi' şeklinde ifadeler kullanılmıştır.
19/2/2018 tarihi ile 15/3/2018 tarihi arasındaki bütün nüshalarında da benzer şekildePKK/KCK ve YPG/YPJ terör örgütlerinin simge ve sembollerini taşıyan terör destekçileri ile Abdullah Öcalan'ın görsellerine yer verip askeri harekat için 'işgal saldırısı', 'katliam'; Türk Ordusu için 'işgal güçleri'; teröristler için 'YPG savaşçıları'; terörist eylemler için 'çağın direnişi', 'sert direniş', 'destan'; öldürülen teröristler için 'savaşçılara görkemli uğurlama' ve 'Enternasyonal Şehitler' şeklinde ifadeler kullanılmış, terörist gruplar adına konuşan sözcülerin teröristleri ve eylemlerini öven sözlerine aynen yer verilmiştir."
10. Başsavcılık soruşturma kapsamında PTT A.Ş.nin 19/2/2018 tarihli yazısıyla, anılan gazetenin 30/1/2018-12/2/2018 tarihleri arasındaki nüshalarının Şirket tarafından ceza infaz kurumunda bulunan terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'a posta yoluyla gönderilmek istendiğini tespit etmiştir. Soruşturma kapsamında aldırılan 21/5/2018 tarihli bilirkişi raporu ile Şirket merkezindeki aramada ele geçirilen dijital materyaller üzerinde yapılan teknik inceleme sonucunda birçok örgütsel kitap, dergi, gazete ve diğer yayınların hazırlanmasında kullanılan terör içerikli dokümanlar ve kapak olarak kullanılan örgütsel görseller ile terör örgütünün işaretlerini taşıyan şahısların ve kırsalda faaliyet gösteren silahlı kadın ve erkek teröristlerin fotoğrafları belirlenmiştir.
11. Başsavcılık, yukarıda belirtilen hususları gerekçe göstererek Şirket için 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 128. ve 133. maddeleri ile 8/11/2016 tarihli ve 6755 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 3. maddesinin (ı) bendi gereğince kayyım atanmasını talep etmiştir. İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliği 26/3/2018 tarihinde talebi kabul ederek başvurucunun ortağı olduğu Şirkete kayyım atanmasına karar vermiştir. Kararda, 1/9/2016 tarihli ve 29818 sayılı 2. mükerrer Resmî Gazete'de yayımlanan 674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 19. maddesi ve 5271 sayılı Kanun'un 133. maddesi gereğince kayyım olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu atanmıştır. Kararda ayrıca kayyım olarak atanan kişilerin yönetim organının tüm yetkilerine sahip olduğu belirtilerek Şirketin yönetim organının yetkilerinin tümünün bu kayyımlara devredildiğine yer verilmiş ve yeni yönetim organının bu kayyımlarca oluşturulmasına hükmedilmiştir.
12. Kararın gerekçesinde; Şirket bünyesinde faaliyet gösteren gazete tarafından süreklilik ve çeşitlilik gösterecek şekilde PKK/KCK terör örgütü lehine terör örgütü propagandası içeren yayın yapıldığı, Şirketin PKK/KCK terör örgütünün bir yayın organı gibi faaliyet gösterdiği, Şirket sahibi ve yetkililerin de aynı şekilde terör örgütü üyesi olarak faaliyet yürüttüğü belirtilmiştir.
13. Başvurucular kayyım atama kararına itiraz etmiştir. İstanbul 8. Sulh Ceza Hâkimliği 10/5/2018 tarihinde kayyım atama kararının usul ve yasaya aykırılık içermediğini belirterek itirazı reddetmiştir.
14. Nihai karar başvurucuya 29/5/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
C. Kayyım Atama Kararı Sonrası Süreç
15. Şirketin sahibi ile Şirketin çalışanları hakkında terör örgütüne üye olma, terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçlarından tutuklama kararı verilmiş ve haklarında aynı suçlardan iddianame düzenlenmiştir. Yargılamalar İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinde devam etmektedir.
IV. İLGİLİ HUKUK
16. İlgili hukuk için bkz. Hamdi Akın İpek, B. No: 2015/17763, 24/5/2018, §§ 35-61.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Anayasa Mahkemesinin 16/11/2023 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların İddiaları
18. Başvurucular; bağımsız ve tarafsız olmayan sulh ceza hâkimliklerince kayyım kararları verildiğini, terör örgütü ile fiilî ve hukuki bir irtibatı olmadığını ve kayyım atama koşullarının oluşmadığını belirtmiştir. Başvurucular, 674 sayılı KHK'nın öngörülebilir olmadığını, kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadan kayyım atanmasının hukuka aykırı olduğunu, terör örgütü propagandası yapıldığını belirtir somut delil gösterilmemesinin itibara saldırı teşkil ettiğini ve bu gerekçelerle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
19. Başvurucuların bu başlık altındaki şikâyetlerinin bir bütün olarak Anayasa'nın 35. maddesinde koruma altına alınan mülkiyet hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.
20. Anayasa Mahkemesi, kayyım atanması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin benzer şikâyetleri Hamdi Akın İpek başvurusunda incelemiştir. Anılan kararda, ceza soruşturması kapsamında verilen şirketlere kayyım atama kararının kanuni dayanağının ve meşru bir amacının bulunduğunu belirtmiş (Hamdi Akın İpek, §§ 95, 100); terör örgütleri gibi yapıların karmaşık mali yapısı ve örgütlenmesi dikkate alındığında kayyım atama tedbirinin uygulanmasının belirli durumlarda suçla mücadele ve muhtemel bir müsaderenin sonuçsuz kalmaması için elverişli ve gerekli bir tedbir olduğunu açıklamıştır (Hamdi Akın İpek, §§ 107-109).
21. Anılan başvuruda kayyım atama kararını veren sulh ceza hâkimliğinin kararının gerekçeli olduğu, avukatla kendisini temsil ettiren başvurucunun tedbire karşı itirazlarını ileri sürebildiği, itirazları inceleyen sulh ceza hâkimliğinin ayrı bir inceleme yaptığı ve bu hâliyle başvurucuya etkin bir itiraz hakkı imkânı sağlandığı değerlendirilmiştir (Hamdi Akın İpek, §§ 111, 112). Sulh ceza hâkimliklerinin yapısal özelliklerine yönelik şikâyetlerin de açıkça dayanaktan yoksun olduğu sonucuna varılmıştır (Hamdi Akın İpek, § 114).
22. Anılan başvuruda ayrıca tedbir kararının keyfî veya öngörülemez olmadığı, olayın karmaşıklığı karşısında suçtan elde edilen gelirlerin tespitinin belli bir zaman alacağı, bu bakımdan açık bir orantısızlık bulunmadığı, ayrıca atanan kayyımların işlemlerine karşı başvurucunun dava açabilme imkânına sahip olduğu belirtilmiştir (Hamdi Akın İpek, §§ 115-120). Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi Hamdi Akın İpek kararında tedbir kararının başvurucuya şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklemediği gerekçesiyle Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir.
23. Somut olayda da Şirkete kayyım atanması yoluyla başvurucunun mülkiyet hakkına müdahale edilmiştir. Müdahalenin 5271 sayılı Kanun'un 133. maddesi ile öngörüldüğü ve suçla mücadele edilmesi meşru amacını taşıdığı anlaşılmıştır.
24. Kayyım atanmasına karar veren sulh ceza hâkimliğinin Başsavcılık tarafından soruşturma aşamasında yapılan tespitlere atıfta bulunduğu, Şirketin yürütülen soruşturma ile olan ilişkisine ve hangi nedenlerle kayyım atanması yoluna gidildiğine dair ilgili ve yeterli bir gerekçe ortaya koyduğu görülmüştür. Bu hâliyle alınan koruma tedbirine dayanak olarak kuvvetli bir suç şüphesinin bulunduğu ve yargısal makamların verdiği kararların keyfî olmadığı açıktır. Bunun yanında yargılama sürecine bir bütün olarak bakıldığında kayyım atama kararına karşı başvuruculara etkin bir itiraz imkânı sağlanmıştır. Öte yandan 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kayyımın işlemlerine karşı başvurucular, her zaman dava açabilecek; yine 5271 sayılı Kanun'un 142. ila 144. maddeleri uyarınca devlet aleyhine tazminat davası yoluna gidebilecektir.
25. Dolayısıyla somut olayda mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin takip edilen meşru amacı gerçekleştirmeye elverişli ve gerekli olduğu değerlendirilmiştir. Orantılılık yönünden yapılacak incelemede ise suçla mücadelede seçilecek araçta kamu makamlarının geniş bir takdir yetkisine sahip olduğu ve somut olayda şikâyet edilen tedbirin niteliği ile bu tedbire ilişkin olarak başvurucuya sağlanan güvenceler dikkate alındığında müdahalenin şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklemediği değerlendirilmiştir. Bu sebeple başvuruya konu müdahalenin kamu yararı ile başvurucuların mülkiyet hakkının korunması arasında olması gereken adil dengeyi bozmadığı ve ölçülü olduğu sonucuna varılmıştır.
26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. İfade Özgürlüğünün İhlal Edildiğine İlişkin İddia
27. Başvurucular; kayyım atama tedbirinin maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla alınmadığını, kararın basın işletmesine el koyma sonucunu doğurduğunu, eleştirel yayın yapan basın organlarının susturulmaya çalışıldığını ve medya sektöründe tekel oluşturma amacıyla hareket edildiğini iddia etmiştir. Başvurucular, müdahalenin kanuni dayanaktan yoksun olduğunu, meşru bir amacı bulunmadığını ve demokratik bir toplumda zorunlu bir toplumsal ihtiyaca cevap vermediğini belirtmiş; bu gerekçelerle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
28. Başvurucuların bu başlık altındaki şikâyetlerinin Anayasa'nın "Basın hürriyeti" kenar başlıklı 28., "Süreli ve süresiz yayın hakkı" kenar başlıklı 29. ve "Basın araçlarının korunması" kenar başlıklı 30. maddelerinin ışığında ve bir bütün olarak Anayasa'nın 26. maddesinde koruma altına alınan ifade özgürlüğü kapsamında incelenmesi gerekir.
29. Anayasa Mahkemesi Hülya Kar ([GK], B. No: 2015/20360, 27/2/2019) kararında, koruma tedbirlerinin maddi hakları ihlal ettiği iddiaları yönünden bireysel başvuruda yapılması gereken denetimin sınırlarını çizmiştir. Koruma tedbirine karar veren makamların tedbir uygulanmasının gerekliliğine dair daha iyi değerlendirme yapabilecek konumda olmaları nedeniyle geniş takdir yetkisine sahip oldukları kabul edilmiştir. Bu doğrultuda ancak koruma tedbiri nedeniyle uğranılan zararın kaçınılmaz olandan ağır sonuçlara yol açtığının veya keyfî uygulandığının ilk bakışta anlaşılacak kadar açık olduğu hâllerde esas yönünden makamların daha ileri bir değerlendirme yapması gerektiği kabul edilmiştir (ilkeler için bkz. Hülya Kar, §§ 21-46).
30. Somut olayda Anayasa Mahkemesince çözümlemesi gereken mesele, yapılan yayınlar nedeniyle kayyım atanması şeklindeki tedbir sonucunda uğranılan zararın kaçınılmaz olandan ağır sonuçlara yol açıp açmadığı, diğer bir anlatımla Başsavcılık tarafından toplanan deliller ve bu delillere dayanılarak sulh ceza hâkimliği tarafından alınan kayyım atanması şeklindeki tedbir kararının keyfî bir uygulama olup olmadığını belirlemek olacaktır.
31. Koruma tedbirine yönelik şikâyetlerde Anayasa Mahkemesi kararın verildiği dönemin şartlarını dikkate alır. Somut olayda terör örgütüne karşı Zeytin Dalı Harekâtı olarak bilinen operasyonların devam ettiği bir dönemde başvurucu Şirket tarafından basılan yayınlar ile bu harekât aleyhinde her gün sayfalarca haber yapılmıştır. Söz konusu yayınlar üzerine Başsavcılık, başvurucu Şirketin PKK/KCK terör örgütünün basın komitesinin örgütsel hedef ve amaçları doğrultusunda faaliyet gösterdiği gerekçesiyle soruşturma başlatmıştır. Başsavcılığa göre terör örgütünün basın yayın faaliyetleri KCK sözleşmesi çerçevesinde ve başvurucu Şirket tarafından basılan gazete aracılığıyla yürütülmektedir. Bu kapsamda kayyım tedbirine başvurulmuştur. Başsavcılık, başvurucu Şirket tarafından basılan gazetenin özellikle Zeytin Dalı Harekâtıyla ilgili örgüt lehine yalan haberlerle rutin ve sistematik şekilde terör örgütü propagandası oluşturduğunu iddia etmiş ve buna ilişkin deliller ortaya koyarak iddianame düzenlemiştir.
32. Terör örgütleri, görüşlerinin toplum içinde yayılmasını ve fikirlerinin kökleşmesini hedefleyerek bu amacın gerçekleşmesine yönelik her türlü vasıtaya başvurabilmektedir. Terörün veya terör örgütlerinin propagandasının da söz konusu vasıtalardan biri olduğunda kuşku yoktur. Terör, başta ifade özgürlüğü olmak üzere demokratik toplumun tüm değerlerine düşmandır. Terörün olduğu yerde temel hak ve özgürlüklere yer yoktur. Bu nedenle terörizmi, terörü ve şiddeti meşrulaştıran, öven ya da teşvik eden sözler ifade özgürlüğü kapsamında görülemez (Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri [GK], B. No: 2018/17635, 26/7/2019, § 79).
33. Bununla birlikte Türk hukukunda terör ile bağlantılı her tür düşünce açıklamasının değil yalnızca terör örgütlerinin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propaganda yapılmasının suç olarak kabul edilmiştir (Ayşe Çelik, B. No: 2017/36722, 9/5/2019, § 43; Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri, § 80 ).
34. Ayrıca Terörizmin Önlenmesi Sözleşmesi'nin 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasında terör suçunun işlenmesi için alenen teşvik düzenlenmiştir. Söz konusu maddede doğrudan veya dolaylı yollardan terör suçunun işlenmesi tehlikesine yol açacak bir mesajın kamuoyuna yayılmasının cezalandırılması hedeflenmektedir. Terörizmin Önlenmesi Sözleşmesi'nin açıklayıcı raporuna göre bu sözleşmenin temel özgürlüklerin sınırlandırılması yönündeki muhtemel riskin dikkatli bir şekilde analiz edilmesi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesinin uygulanmasına ilişkin içtihadına ve terörizmi övme ve/veya terörizme teşvike ilişkin ulusal hükümlerin uygulanması hususunda devletlerin deneyimlerine özel bir dikkat göstermek gerekmektedir.
35. Terörizmin soyut olarak propagandası ile propaganda sonucu provokasyonun gerçekleşmesi hâli arasında bir fark bulunmaktadır. Açıktır ki terörizmin propagandası sonucu provokasyonun gerçekleşmesi hâlinde fail, suç ortaklığından veya eylem kanunlarda öngörülen başka bir suçu oluşturuyorsa o suçtan cezalandırılacaktır. Öte yandan propaganda suçunun soyut tehlike suçu olarak kabul edilmesi, başta ifade özgürlüğü olmak üzere çok sayıda anayasal hak ve özgürlükler üzerinde bir baskı oluşturma potansiyeline sahiptir. Bu sebeple propaganda faaliyetinin cezalandırılabilmesi için olayın somut koşullarında belirli oranda tehlikeye neden olduğunun gösterilmesi uygun olacaktır (Ayşe Çelik, § 47; Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri, § 84).
36. Somut olayda da hakkında soruşturma açılan başvurucu Şirketin sahibi ve çalışanları hakkında suç işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesi bulunması nedeniyle tutuklama kararları verilmiş ve iddianame düzenlenmiştir. Başsavcılık tarafından tespiti yapılan, sulh ceza hâkimliği tarafından da atıfta bulunularak gerekçelendirilen gazete nüshaları incelendiğinde (bkz. § 9) terör örgütlerinin övüldüğüne ve şiddetin teşvik edildiğine dair iddia ve tespitlerin temelsiz olduğu söylenemez. Bu nedenle başvuruya konu koruma tedbirinin maddi gerçeğin ortaya çıkmasını temin etmek amacıyla ve suç şüphesi bulunan hâllerde uygulandığı görülmüştür. Söz konusu tedbir öngörülebilir, kesin bir hukuki düzenlemeye dayanmaktadır ve başvuruculara itirazlarını sorumlu makamlar önünde etkin bir biçimde ortaya koyabilme olanağı tanınmıştır.
37. Başvurucu Şirkete 26/3/2018 tarihinde kayyım atanmış, 22/5/2018 tarihinde iddianame düzenlenmiştir. Başvurucu hakkındaki yargılama devam etmektedir. Terör örgütleri gibi yapıların karmaşık mali yapısı ve örgütlenmesi dikkate alınıp başvuru konusu koruma tedbirinin türü, süresi, uygulanma tarzı ve etkileri birlikte değerlendirildiğinde başvurucunun uğradığı zararın kaçınılmaz olandan ağır olduğu veya koruma tedbirinin keyfî uygulandığı değerlendirilmemiştir.
38. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 16/11/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.