TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
ERHAN KELEŞOĞLU BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2018/18098)
Karar Tarihi: 15/5/2020
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Burhan ÜSTÜN
Hicabi DURSUN
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
Raportör
Denizhan HOROZGİL
Başvurucu
Erhan KELEŞOĞLU
Vekili
Av. Sevgi EPÇELİ ARSLAN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, bir grup akademisyen tarafından yayımlanan bir bildiriye imza veren başvurucunun terör örgütü propagandası yapma suçundan cezalandırılması nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir. Başvuruda ayrıca silahların eşitliği ilkesi ile bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma, gerekçeli karar ve savunma haklarının da ihlal edildiği iddia edilmiştir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 13/6/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Arka Plan Bilgisi
5. Başvuruya konu olayın arka planına ilişkin bilgiler için bkz. Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri [GK], B. No: 2018/17635, 26/7/2019, §§ 9-14.
B. Somut Olaya İlişkin Bilgiler
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu 1975 doğumlu olup olayların meydana geldiği tarihte İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde öğretim üyesidir.
8. 11/1/2016 tarihinde 1.128 akademisyenin imzasıyla 2015 ve 2016 yıllarında Türkiye'nin doğusu ve güneydoğusunda terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonlar hakkında yayımlanan bildiriye başvurucu da imza atmıştır (sözü edilen bildiriye ilişkin ayrıntılı bilgi için bkz. Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri, §§ 10-14).
9. Başvurucu hakkında başvuruya konu bildiriye imza attığı gerekçesiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca terör örgütü propagandası yapma suçlamasıyla soruşturma başlatılmış, aynı suç nedeniyle 25/9/2017 tarihinde iddianame düzenlenmiştir. İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) yapılan yargılama neticesinde 9/4/2018 tarihinde başvurucunun isnat edilen suçtan neticeten 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verilmiş, başvurucu hakkında beş yıllık denetim süresi öngörülmüştür.
10. HAGB kararına yapılan itiraz İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesinin 3/5/2018 tarihli kararı ile reddedilmiştir. Ret kararı başvurucuya 16/5/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 13/6/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
11. Başvuru tarihinden sonra 26/7/2019 tarihinde Anayasa Mahkemesi, başvuruya konu bildiriye benzer şekilde imza atan diğer bir kısım akademisyenin ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir (ayrıntılı bilgi için bkz. Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri). Bunun üzerine başvurucu, ilk derece mahkemesinden yeniden yargılanma talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesi başvurucunun yeniden yargılanma talebinin kabulüne karar vermiş, 21/10/2019 tarihinde yaptığı incelemede daha önce verilen HAGB kararının tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına ve başvurucunun atılı suçtan beraatine hükmetmiştir. Beraat hükmü istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.
12. Söz konusu beraat kararı gerekçesinde Mahkeme, Anayasa Mahkemesinin Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri başvurusunda verdiği ihlal kararına atıfta bulunarak Anayasa'nın 153. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olduğunu ve ihlal kararındaki gerekçeler itibarıyla atılı suçun unsurlarının oluşmadığını vurgulamıştır.
IV. İLGİLİ HUKUK
13. İlgili ulusal ve uluslararası hukuk için bkz. Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri (aynı kararda bkz. §§ 46-59).
V. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 15/5/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu; terör örgütünün propagandasını yapma suçunu düzenleyen kanun hükmünün somut olayda öngörülemez şekilde geniş uygulandığını, bildiride kullanılan ifadelerin sert eleştiri kapsamında kaldığını ve bildiri metninde şiddete çağrı olmadığını ileri sürmüştür. Başvurucu ayrıca, bildirinin toplumsal sorunların barışçıl yöntemlerle çözülmesi için devlet yetkililerine bir çağrı niteliğinde olduğunu ve bu nedenlerle cezalandırılmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini iddia etmiştir.
16. Buna ek olarak başvurucu; daha önce aynı Mahkemenin verdiği benzer bazı kararlar ve gerekçeli kararında kullandığı bazı ifadeler nedeniyle bağımsız ve tarafsız olmadığını, gerek ilk derece mahkemesinin gerekse itiraz merciinin verdiği kararların gerekçeden yoksun olduğunu şikâyet etmiştir. Başvurucu ayrıca yargılama sırasında soruşturmanın genişletilmesi taleplerinin hukuka aykırı olarak reddedildiğini ve esasa ilişkin savunmasını hazırlaması için yeterli zamanın verilmediğini ileri sürmüştür. Başvurucu tüm bu nedenlerle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
B. Değerlendirme
17. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (5) numaralı fıkrasında kabul edilebilirlik şartları ve incelemesinin usul ve esasları ile ilgili diğer hususların Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü (İçtüzük) düzenleneceği belirtilmiştir.
18. İçtüzük'ün 80. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi gereği Anayasa Mahkemesi, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kalkmış olması hâlinde başvurunun düşmesine karar verebilir (S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 23; Mehmet Emin Bülbül, B. No: 2014/4463, 16/6/2016, §§ 46-48; Dursun Çiçek (3), B. No: 2014/2185, 6/12/2017, §§ 15-18).
19. Somut olayda başvurucu hakkında, imza attığı bildiri nedeniyle terör örgütü propagandası yapma suçundan HAGB kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Bu tarihten sonra ve henüz başvurucu hakkında Anayasa Mahkemesince bir karar verilmediği aşamada, Anayasa Mahkemesinin aynı bildiri hakkında ancak başka başvuruculara ilişkin verdiği bir ihlal kararını gözeten ilk derece mahkemesi başvurucu hakkında yeniden yargılama yapmış ve önceki hükmü tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırarak bu kez başvurucunun beraatine hükmetmiştir.
20. Dolayısıyla başvuruya konu ifade özgürlüğünün ve adil yargılanma hakkının ihlali iddiaları açısından ilk derece mahkemesinin yeniden yargılama sonucunda verdiği beraat kararıyla birlikte ihlalin ve sonuçlarının ortadan kalkmış olduğu, başvurucunun mağdurluk statüsünün sona erdiği anlaşılmıştır.
21. Öte yandan İçtüzük'ün 80. maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen, başvurunun incelenmesinin devamında Anayasa'nın uygulanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı herhangi bir durumun da söz konusu olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
22. Açıklanan gerekçelerle İçtüzük'ün 80. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi uyarınca başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun DÜŞMESİNE,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 15/5/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.