logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Fatma Çukur ve diğerleri, B. No: 2018/26618, 7/9/2021, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

FATMA ÇUKUR VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/26618)

 

Karar Tarihi: 7/9/2021

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

Raportör

:

M.Emin ŞAHİNER

Başvurucular

:

1. Fatma ÇUKUR

 

 

2. Fırat AKKAYA

 

 

3. Murat AKKAYA

 

 

4. Nesrin AKKAYA

Başvurucular Vekili

:

Av. Yüksel SİPAHİ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, kamulaştırılan taşınmaz için tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden faize hükmedilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 15/8/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

4. Komisyonunca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.

7. Başvurucular, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

III. OLAYLAR VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

9. Başvurucular Nesrin Akkaya, Murat Akkaya ve Fırat Akkaya sırasıyla 1956, 1978 ve 1981 doğumlu olup İzmir'in Bornova ilçesinde; Fatma Çukur 1985 doğumlu olup İzmir'in Karşıyaka ilçesinde ikamet etmektedir.

10. Başvurucular, murisleri Recep Akkaya'dan kendilerine miras yoluyla intikal etmiş olan İzmir'in Bornova ilçesi Kazımdirik Mahallesi'nde yer alan 60 ada 1 ve 2 parsel numaralı taşınmazların ayrı ayrı 1/12 payı oranında malikidirler.

11. İmar uygulamasında yol, yeşil alan ve otopark olarak yer alan taşınmazların İzmir Büyükşehir Belediye Encümeninin 8/5/2008 tarihli kararıyla kamulaştırılmasına karar verilmiştir.

12. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı (Büyükşehir Belediyesi) 17/10/2008 tarihinde başvurucular aleyhine açtığı dava ile İzmir'in Bornova ilçesi Kazımdirik Mahallesi'nde yer alan 60 ada 1 ve 2 parsel numaralı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespitini ve Hazine adına tescilini talep etmiştir.

13. İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi (Mahkeme) 5/4/2010 tarihli kararı ile taşınmazların kamulaştırma bedelinin 429.440,93 TL olduğunun tespitine ve her iki taşınmaz üzerinde başvurucuların murisi Recep Akkaya adına kayıtlı olan ayrı ayrı 1/12 pay tapularının iptaliyle davacı Büyükşehir Belediyesi adına tesciline karar vermiştir.

14. Başvurucular tarafından temyiz edilen karar, Yargıtay 18. Hukuk Dairesince (Daire) 21/2/2011 tarihinde onanmıştır. Başvurucunun karar düzeltme talebi de Daire tarafından 13/6/2011 tarihinde reddedilmiştir. Anılan karar başvuruculara 20/7/2011 tarihinde tebliğ edilmiştir.

15. Başvurucular, yukarıda belirtilen mahkeme kararında mülkiyet haklarının ihlal edildiğinden bahisle 13/12/2011 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvuru yapmıştır. AİHM 15055/12 başvuru numaralı kararı ile mülkiyet hakkı çerçevesinde enflasyonun etkisiyle kamulaştırma bedelindeki değer kaybının telafi edilmediği yönündeki şikâyetler hususunda başvurucuların 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'la kurulan Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığına (Tazminat Komisyonu) başvurmaları gerektiğine ve diğer şikâyetlerin ise muhtelif gerekçelerle kabul edilemez olduğuna hükmetmiştir.

16. Anılan karar doğrultusunda başvurucular; 25/8/2017 tarihinde Tazminat Komisyonuna başvuru yaparak AİHM başvuru formuna atıfla, aynı taleplerinin 6384 sayılı Kanun hükümlerine göre sonuçlandırılmasını istemiştir. Diğer bir deyişle başvurucular, ilk derece mahkemesi tarafından hükmolunan kamulaştırma bedelinin enflasyon karşısında değer kaybetmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

17. Tazminat Komisyonu, 14/3/2018 tarihli kararı ile başvurunun reddine karar vermiştir. Tazminat Komisyonu bu sonuca ulaşırken idare tarafından kamulaştırılan taşınmazın kamulaştırma süreci boyunca 1 yıl 5 ay 18 gün kullanıldığını ve değer kaybının %11,84 olmasını nazara almıştır. Tazminat Komisyonuna göre taşınmazın dava tarihi ile karar tarihi arasında geçen 1 yıl 5 ay 18 gün boyunca kullanılması tazminattaki değer kaybını tamamen karşılamasa da yeterince karşılamaktadır. Sonuç olarak Tazminat Komisyonu, kamulaştırma bedelinde meydana gelen değer kaybının bireyin mülkiyet hakkı ile kamu yararı arasında korunması gereken adil dengeyi başvurucuların aleyhine bozmadığı sonucuna varmış ve başvurunun reddine karar vermiştir.

18. Başvurucular, bu karara karşı 19/4/2018 tarihinde Ankara Bölge İdare Mahkemesine itiraz etmiş ve AİHM’e yaptıkları başvurudaki taleplerini yinelemiştir.

19. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 28/6/2018 tarihli kararı ile itirazın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davasının açıldığı (bedelin tespit edildiği) tarih ile Mahkemece müracaat eden adına bankaya bloke edilen bedellerin söz konusu kişilere ödenmesine karar verilip ödemenin yapıldığı tarih arasında kamulaştırma bedelinde oluşan değer kaybı oranının %11,84 olduğu, bu süre zarfında taşınmazın kullanılmasının kamulaştırma tazminatındaki değer kaybını tamamen olmasa da yeterince karşıladığı, kamulaştırma bedelinde oluşan değer kaybı farkının bireyin mülkiyet hakkının korunması ile kamu yararı arasında olması gereken adil dengeyi bozmadığı, dolayısıyla başvurucu üzerinde orantısız ve aşırı bir yük oluşturmadığı değerlendirmesinde bulunulmuştur.

20. Nihai karar 17/7/2018 tarihinde başvurucular vekiline tebliğ edilmiştir.

21. Başvurucular 15/8/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

22. Kamulaştırma bedelinin değer kaybı şikâyetleri ile ilgili hukuk için bkz. Ali Şimşek ve diğerleri, B. No: 2014/2073, 6/7/2017, §§ 18-33.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

23. Mahkemenin 7/9/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları ve Bakanlık Görüşü

24. Başvurucular, Tazminat Komisyonuna gecikme faizi talebiyle başvurmalarına karşılık talebin Komisyon tarafından değer kaybı olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu ifade etmiştir. Başvurucular ayrıca Tazminat Komisyonunun kamulaştırma sürecinde taşınmazın 1 yıl 5 ay 18 gün uhdelerinde kaldığına ilişkin tespitinin yerinde olmadığını zira bu konuda somut bir delil bulunmadığını ileri sürmüştür. Başvurucular sonuç olarak kamulaştırılan taşınmaz için tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden faize hükmedilmemesinin haksızlık olduğunu iddia etmekte ve mülkiyet ile adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.

25. Bakanlık görüşünde; AİHM'in konuya ilişkin kararları değerlendirildiğinde, kamulaştırma bedelinde değer kaybı sorunlarının AİHM tarafından adil denge prensibi çerçevesinde ele alındığı ifade edilmiştir. Bakanlık, bu kapsamda AİHM'in genel olarak %5'in altındaki değer kaybının bu adil dengeyi bozmadığı sonucuna ulaşırken ilk derece mahkemesi kararından önce taşınmaza el atılmamış ise %10,74 oranındaki değer kaybını da bir ihlal nedeni olarak görmediği hususunu hatırlatmıştır. Bu bağlamda belirtilen tüm hususların dikkate alınması talep edilmiştir.

B. Değerlendirme

26. Anayasa’nın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesi şöyledir:

 “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.

Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.

Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.”

27. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucular, mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiası yanında adil yargılanma hakkının da ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bununla birlikte şikâyetlerin özünün kamulaştırma bedeline ilişkin olduğu anlaşıldığından belirtilen şikâyetlerin esas itibarıyla ilgili olduğu mülkiyet hakkının ihlali iddiası kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

28. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Değerlendirme

29. Anayasa Mahkemesi, kamulaştırma alacağının enflasyon karşısında değer kaybına uğratılmasına ilişkin benzer şikâyetleri daha önce ölçülülük ilkesi yönünden mülkiyet hakkı bağlamında incelemiş ve sonuca bağlamıştır (Mehmet Akdoğan ve diğerleri, B. No: 2013/817, 19/12/2013, §§ 41-65; Ali Şimşek ve diğerleri, §§ 58-69; Kadir Çakar, B. No: 2015/18908, 21/3/2018, §§ 21-28; Hanım Çeyiz ve Mehmet Gündüz, B. No: 2015/19289, 17/7/2018, §§ 23-29; Türkan Poyraz, B. No: 2015/15388, 13/9/2018; §§ 29-37).

30. Kamulaştırma yoluyla mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin orantılı olabilmesi için taşınmazın gerçek bedelinin malike ödenmesi ve ayrıca ödenen bedelin tespitinde esas alınan tarih ile ödeme tarihi arasında geçen dönemde gerçekleşen enflasyona nispetle taşınmazın hissedilir derecede değer kaybetmemiş olması gerekir (Mehmet Akdoğan ve diğerleri, § 59). Ödenen tutarların enflasyonun etkilerinden arındırılarak güncelleştirilmesi yani kamulaştırma tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süredeki hissedilir değer kaybını telafi edecek biçimde faiz uygulanması, kamulaştırma bedelinin enflasyon karşısında değer kaybetmesini önleyebilecek bir araçtır (Mehmet Akdoğan ve diğerleri, § 42).

31. Anayasa Mahkemesince yapılan incelemede başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçülü olup olmadığı hususunda bir sonuca varmak için Mahkemece tespit edilen gerçek değer ile başvurucuya yapılan ödemelerin enflasyon etkisi arındırılmış sonuçlarının karşılaştırılması gerekmektedir. Elde edilmek istenen kamu yararı ile başvurucunun mülkünden mahrum kalması arasında makul dengenin sağlanıp sağlanmadığını ve müdahalenin ölçülü olup olmadığını tespit etmede önemli olan, yapılan ödemelerin değer kaybının toplam bedele oranı üzerinden başvurucunun maruz kaldığı yükü belirlemektir (Ali Şimşek ve diğerleri, § 66).

32. Somut olayda da anılan benzer şikâyete ilişkin ilkelerden ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

33. Başvuru konusu davanın açıldığı 17/10/2008 tarihi değerlerine göre tespit edilen 429.440,93 TL kamulaştırma bedelinin başvuruculara ödenmesine 5/4/2010 tarihli kararla hükmedilmiştir.

34. Merkez Bankası verilerine göre alacağa hak kazanıldığı 2008 yılı 10. ayındaki 100 TL'nin ödemenin yapıldığı 2010 yılı 4. ayı itibarıyla enflasyon karşısında değer kaybı giderilmiş karşılığı 111,84 TL'dir. Bu durumda başvuruculara ödenmesi gereken 429.440,93 TL tutarındaki kamulaştırma bedeli alacağının 2010 yılı 4. ayı itibarıyla Merkez Bankası verileri kullanılarak enflasyon karşısında değer kaybının giderilmiş karşılığı 480.267,50 TL’dir.

35. Dolayısıyla yukarıdaki verilere göre başvurucuların mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilen 429.440,93 TL tutarındaki alacağının değer kaybını telafi edecek fark 50.826,57 TL'dir. Buna karşılık derece mahkemelerince başvuruculara herhangi bir faiz ödemesi yapılmamıştır. Bu durumda başvurucuların alacağında meydana gelen değer kaybı %11,84'tür.

36. Yukarıdaki unsurlara bakarak kamulaştırma bedelinin davanın açıldığı tarihteki değeri ile ödendiği tarihteki değeri arasında gözlemlenen farkın kamulaştırma bedeline faiz eklenmemesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Ödenmeyen bu fark, bireyin mülkiyet hakkının korunması ile kamu yararı arasında olması gereken adil dengeyi bozmakta; Anayasa’da yer alan ölçülülük ilkesine aykırı bir şekilde başvurucular üzerine orantısız ve aşırı bir yük binmesine sebep olarak başvurucuların mülkiyet hakkını ihlal etmektedir.

37. Açıklanan gerekçelerle kamulaştırma bedeline faiz işletilmemesi nedeniyle başvurucuların Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

38. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir...

 (2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir."

39. Başvurucular, maddi ve 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

40. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Doğan ([GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018) kararında ihlal sonucuna varıldığında ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağı hususunda genel ilkeler belirlenmiştir. Mahkeme diğer bir kararında ise bu ilkelerle birlikte ihlal kararının yerine getirilmemesinin sonuçlarına da değinmiş ve bu durumun ihlalin devamı anlamına geleceği gibi ilgili hakkın ikinci kez ihlal edilmesiyle sonuçlanacağına da işaret etmiştir (Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B.No: 2016/12506, 7/11/2019).

41. Bireysel başvuru kapsamında bir temel hakkın ihlal edildiğine karar verildiği takdirde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırıldığından söz edilebilmesi için temel kural mümkün olduğunca eski hâle getirmenin, yani ihlalden önceki duruma dönülmesinin sağlanmasıdır. Bunun için ise öncelikle ihlalin kaynağı belirlenerek devam eden ihlalin durdurulması, ihlale neden olan karar veya işlemin ve bunların yol açtığı sonuçların ortadan kaldırılması, varsa ihlalin sebep olduğu maddi ve manevi zararların giderilmesi, ayrıca bu bağlamda uygun görülen diğer tedbirlerin alınması gerekmektedir (Mehmet Doğan, §§ 55, 57).

42. Anayasa Mahkemesi, hükmedilen kamulaştırma bedeli için davanın açıldığı tarih ile kararın verildiği tarih arasındaki döneme ilişkin olarak faize hükmedilmemesi nedeniyle başvurucuların mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır. Somut başvuruda ihlalin mahkeme kararından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Başvuruculara faiz ödenmesi mülkiyet hakkının ihlaline yol açan değer kaybını giderebilecek bir araç olarak görülmelidir.

43. Bu durumda başvuruculara davanın açıldığı tarihe göre belirlenen kamulaştırma bedelinin 1 yıl 5 ay 18 gün süren dava sonunda faiz işletilmeden ödenmesi sonucu kamulaştırma bedelinde bu sürede toplam bedele oranla %11,84 oranında enflasyon nedeniyle ciddi bir değer kaybı oluştuğu, bu durumun başvurucular üzerinde idarenin ulaşmak istediği meşru kamu yararı ile haklı gösterilemeyecek şekilde orantısız ve aşırı yüke neden olduğu dikkate alınarak bahsedilen maddi değer kaybının telafi edilebilmesi için kamulaştırma bedeline enflasyon oranında faiz işletilerek başvuruculara müştereken net 50.826,57 TL maddi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekmektedir.

44. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 294,70 TL harç ve 3.600 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.894,70 TL yargılama giderinin başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Başvuruculara net 50.826,57 TL maddi tazminatın MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

D. 294,70 TL harç ve 3.600 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.894,70 TL yargılama giderinin başvuruculara MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,

E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 7/9/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Fatma Çukur ve diğerleri, B. No: 2018/26618, 7/9/2021, § …)
   
Başvuru Adı FATMA ÇUKUR VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2018/26618
Başvuru Tarihi 15/8/2018
Karar Tarihi 7/9/2021

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, kamulaştırılan taşınmaz için tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden faize hükmedilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Kamulaştırma bedeli, kamu yararı İhlal Maddi tazminat

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 2942 Kamulaştırma Kanunu 10
11
6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu 323
KHK 659 Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname 14
Tarife 21/12/2011 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 12
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi