TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
DİLAVER KILIÇ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2018/26733)
Karar Tarihi: 10/6/2020
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
Celal Mümtaz AKINCI
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Raportör
Hikmet Murat AKKAYA
Başvurucu
Dilaver KILIÇ
Vekili
Av. İnci FİDAN AYDEMİR
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 17/8/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 71. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvurunun içtihadın oluştuğu alana ilişkin olduğu değerlendirilerek Bakanlık cevabı beklenmeden incelenmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. DEDAŞ Mardin İl Müdürlüğü 24/11/2014 tarihinde Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunarak 29/4/2013 tarihinde karşılıksız yararlanma suçunun işlendiğinden bahisle Z. K. hakkında şikâyetçi olmuştur.
9. Yapılan araştırma neticesinde suç tarihinde araziyi kullanan kişinin başvurucu olduğunun anlaşılması üzerine 14/7/2015 tarihinde başvurucunun şüpheli sıfatıyla ifadesi alınmıştır. Bunun üzerine Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığınca 31/7/2015 tarihinde başvurucu hakkında iddianame düzenlenmiştir. Dosya kapsamında yer alan diğer iki şüpheli hakkında ise 31/7/2015 tarihinde ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.
10. İlk duruşma, 12/11/2015 tarihinde yapılmıştır. 24/1/2017 tarihli dokuzuncu celse öncesinde başvurucu müdafinin mazeret göstermesi nedeniyle duruşmanın 21/3/2017 tarihine ertelenmesine karar verilmiştir.
11. Kızıltepe 1. Asliye Ceza Mahkemesi 21/3/2017 tarihinde başvurucu hakkında beraat kararı vermiştir.
12. Katılan Kurum vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi 26/9/2017 tarihinde hükmün bozulmasına karar vermiştir.
13. Bozma sonrası yapılan 7/6/2018 tarihli üçüncü celsedeki duruşmada, başvurucunun borcu ödemek için süre istediği ve bu nedenle duruşmanın 20/9/2018 tarihine bırakıldığı anlaşılmıştır.
14. Başvurucunun bu arada makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini belirterek 17/8/2018 tarihinde bireysel başvuru yaptığı anlaşılmıştır.
15. Bozmadan sonraki 20/9/2018 tarihli dördüncü celseye başvurucu katılmamıştır. Başvurucu müdafii de mesleki mazeret göstererek duruşmaya katılmamıştır. Duruşma günü bu nedenle 8/11/2018 tarihine bırakılmıştır.
16. Bir sonraki duruşma günü tarihinde ise gelen olmadığı görülmüştür. Başvurucu Kızıltepe 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 8/11/2018 tarihli ve E.2017/388, K.2018/755 sayılı kararıyla 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 163. maddesi uyarınca 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmıştır.
17. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi 12/11/2019 tarihinde başvurucu müdafinin istinaf istemini esastan reddetmiş, hüküm kesinleşmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 10/6/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu, bireysel başvuru konusu yargılamanın 2013 yılından bu yana devam ettiğini, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş; ihlalin ortadan kaldırılması ve tazminat talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
20. Ceza yargılamasının süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirildiği veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı gibi birtakım tedbirlerin uygulandığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak ise suç isnadına ilişkin nihai kararın verildiği, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (B.E., B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 34)
21. Ceza yargılamasının süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (B.E., § 29).
22. Bu kapsamda başvurucuya suç işlediği iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirildiği tarih 14/7/2015'tir. Başvurucu ile müdafisi süreç içerisinde, bozma öncesi ve sonrası hükümden önceki son duruşmalarda mazeret göstererek duruşmaların ertelenmesini sağlamışlardır. Bu kapsamda 24/1/2017 tarihli duruşma, 21/3/2017 tarihine ertelenmiştir. Yine benzer şekilde bozmadan sonraki 20/9/2018 tarihli duruşma, 8/11/2018 tarihine ertelenmiştir.
23. Anılan ilkeler, duruşma aralıkları, başvurucunun ve müdafinin tutumu, Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında, suç işlediği iddiasının yetkili makamlar tarafından başvurucuya bildirildiği tarih ile nihai karar arasında geçen yaklaşık 4 yıl 4 aylık yargılamanın süresinin makul olduğu sonucuna varmak gerekir.
24. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Mahkemece kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
25. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkına yönelik bir ihlalin olmadığının açık olduğu anlaşılmıştır.
26. Açıklanan gerekçelerle, başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması, nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 10/6/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.